CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, üç dönemden, belki de 10 yıldan beri, partisinin İstanbul İl Kongresi’ne katılmıyordu. Baykal’ın atadığı il başkanlarının karşısına mutlaka iki aday çıkıyor ve kavgalar oluyordu. Genel Merkez ’dikensiz gül’ bahçesi istiyordu örgütte.
Bu kez durum biraz farklıydı; atama başkan Gürsel Tekin iyi bir kadro oluşturmuştu, bütün eleştirilere rağmen... 20 yıldır örgüt ve Kadıköy Belediyesi’nde aktif görevde olduğundan seviliyordu. Nitekim karşısına aday çıkmamış, 32 ilçe başkanının ve 600 delegeden 579’unun imzasıyla aday gösterilirken, oy kullanan 470 delegeden 433’ünün oyuyla başkan seçildi.
Kongre ilginç bir seremoni ile başladı. Yerel seçimlere dönük bir hedef birliği için ’şarkıların dili’ kullanıldı. Ahmet Selçuk İlkan’ın sunumuyla sanatçılardan Gülay ’İstanbul ağlıyor’, Onur Akın ’Bekle bizi İstanbul’, Yavuz Bingöl ’Yemin’, Hüseyin Turan ’Beyaz giyme toz olur’, Cahit Berkay ’Bir şey yapmalı’, Faruk Demir, Mahzuni Şerif’in Atatürk’e yazdığı ’Sarı saçlım, mavi gözlüm’ parçalarını söylediler.
Coşkulu bir kalabalık ve heyecan yoktu denilebilir. Görevden alınanlar bütün kızgınlıklarına rağmen tribünlerde yerlerini almışlardı. Hepsi de genel merkezin ’delege’ oyunlarına karşı tepkiliydiler. Bazı kişiler, partiye törenle katıldıkları halde üye belgelerini hálá alamamaktan yakınıyorlardı: "CHP’ye zorla mı üye olacağız?"
En dikkati çeken pankartlardan biri de ’Soros’un çocukları AKP karanlığına geçit yok; çünkü Baykal var’, ’Sattırmayacağız, böldürmeyeceğiz, gitmiyoruz, buradayız’dı. Cevizli sigara fabrikasının kapatılmasına karşı eylem yapan bir grup işçi salona girerek, ’Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek’ diyorlardı. Geçen kongrenin ’Baykal adına mimarı’ Şinasi Öktem ve Ali Topuz’u gözler kongrede göremedi. Gazeteci Tuncay Özkan, Baykal’dan sonra en çok ilgiyi gören ve alkışı alan isimdi.
SEVİGEN’DEN ÇARPICI SÖZLER
Kongre başkanı, milletvekili Mehmet Sevigen, "İki çete kaldı bu ülkeden uzaklaştıracağımız... Biri İstanbul’un başındaki, diğeri iktidarın başındaki... Hortumculardan hesap soracak bir kadro ile iktidar olacağız" dedikten sonra Genel Başkan Baykal, kongrede kavgasız-gürültüsüz bir tablo ile karşılaştığı için özellikle teşekkür etti. Muhalifleri ’profesyonel muhalifler’ ve ’itiş kakış yaşadıkları aile’nin fertleri olarak ikiye ayırdı. Bu sözleriyle de kurultayda ’eve dönüş için’ davet bekleyenlere de bir barış dalı uzatmış oldu.
Laiklik ve türban konusundaki sözleriyle sık sık alkış aldı Baykal... Uyarılar yaptı:
"Günümüzde yaşanan tartışmaları sakın ha, sıradan somut bir konu ile ilgili bir tartışma olarak algılamayın. Bazıları buna türban tartışması diyorlar, bazıları başka isimler kullanıyorlar. Bunların hiçbirisi kesinlikle doğru değildir.Tartışılan konu, türban konusu değildir. Tartıştığımız konu, Türkiye Cumhuriyeti’nde laiklik anlayışı var olmaya devam edecek midir, etmeyecek midir? Konu budur.
Birileri artık kendilerini yeterince güçlenmiş, palazlanmış, meydanı yeterince boşaltmış, istediklerini istedikleri gibi yapabilir hale geldiklerini düşünüyor olmalıdırlar. Zamanın geldiği anlayışı artık onların içinde şekillenmeye başlamıştır. Tartışılan budur. Türkiye’de bundan sonra laik bir cumhuriyetin devam edip etmeyeceği konusudur. Bunu açıkça böyle söylemeye henüz cesaret edemezler."
BAYKAL’DAN MESAJLAR
Baykal, üniversitede türban yasağının ’inanç’ gereği kaldırılmak istenmesine karşın yarın ilköğretim ve lisede okuyanlara da sıra geleceğine dikkat çekerek, "Benim de inancım varsa, ben de türban takacağım derse ne olacak?" dedi. AKP’nin AİHM yoluna düşeceğini belirtirken, AKP’ye "Dini inancı, devlet içine karıştıracak mısınız, karıştırmayacak mısınız?" diye sordu.
Yanımızdaki bir dostumuz bu sırada, "Baykal keşke, AKP’nin özgürlük diye tanımladığı İslam’da örtünmenin 12-13 yaşında başladığını (yani ilköğretim dönemi) vurgulasaydı, türbanı da zengin-fakir diye ayırsaydı... Çünkü başörtüsü fakiri; türban zengini ve 4x4 cipleri, iktidarı temsil ediyor bugün" yorumuyla konuşmanın altını doldurdu bir anlamda...
Baykal’ın konuşmasında diğer çarpıcı sözleri şöyleydi:"Onurlu bir seçmenin ’iktidara gelirseniz bana ne vereceksiniz?’ dememesi gerekir... Çok para demokrasiyi bozar... Yüksek dini inanç, siyasetin kriteri haline gelirse artık özgür düşünmeden, insan eşitliğinden ve aydın kafadan söz edilemez... Din inancı itaat ister, demokrasi ise tartışma ister, muhalefet ister... Türkiye için kötü olan CHP için de kötüdür; Türkiye için iyi olan CHP için de iyidir... CHP iyi olursa Türkiye iyi olur."
Kurultay öncesinde önemli İstanbul kongresinden memnun ayrılan Baykal, bugün Karacaahmet Sultan Eğitim ve Kültür Vakfı’nda aşure dağıtacak...
ÖZGÜRLÜK kamu binası ile cami arasındaki mesafedir.
Umarım bunu çok geç olmadan anlarız.
Cem TOKER
GÜNÜN SÖZÜ
"Dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır."
(Mustafa Kemal Atatürk)
Tekin: AKP İstanbul’u talan etti
CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, yerel yönetimler üzerine ağırlık verdiği konuşmasında Erdoğan’ın belediye başkanlığından beri İstanbul’un nüfusunun 7-8 milyondan 15 milyona çıktığını belirtti ve "İstanbul, plan tadilleri ile kaçak inşaat cenneti haline getirilerek talan edildi; nüfus ikiye katlandı. Büyükşehir borç batağına sürüklendi" dedi.
Yeşil alanların, hatta camilerin dahi imara açılarak İstanbul’un tarihi yapısının da bozulduğunu belirten Tekin, TOKİ’yi suçlayarak "İstanbul’u beton yığını ve konut mezarlığına" çevirdiğini söyledi. İSKİ’nin, 990 milyon YTL harcadığı gösterişli Melen projesine karşın Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yine tasarruf istediğini anlattı.
EN EĞİTİMSİZ NÜFUS
Ekrandaki görüntülere bakarak şu çarpıcı noktalara dikkat çekti:
"İstanbul’daki yapı stoku, Batı ülkelerindeki nüfus değerlerine göre üç kat fazladır. Durum böyle iken arsa rantı üreterek yapı stokunu artırmak, kentin katledilmesi anlamını taşır. Bugün belediye-hükümet uygulaması maalesef bu noktadadır. Son dört yılda tefecilerin cebine devlet kasasından 180 milyar dolar faiz aktaranlar, İstanbul’un gerçek dertlerine beş kuruş harcamamışlardır. İstanbul çökerse Türkiye tamiri imkánsız yaralar alır."
Dünyadaki 56 metropol arasında en eğitimsiz kentin İstanbul olduğunu vurgulayan Tekin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yıllık 12 milyar dolarlık bütçesine karşın 15 yılda yalnızca 350 milyon dolarlık yatırım ve 11 km. uzunluğunda bir raylı sistem döşediğini de hatırlatırken, "İstanbul’a şehir denmesi için 60 milyon Euro’luk yatırıma ihtiyaç olduğu bildiriliyor. Biz göreve geldiğimizde deprem ilk önceliğimiz olacaktır. Şehir yapmak için depremin yıkmasını beklemeyeceğiz" dedi.