İKİTELLİ Organize Sanayi bölgesinde yapılmakta olan işmerkezinin ruhsatsız ve kaçak olduğunu kaç kez yazdığımızı biz de unuttuk...
Bölgenin ‘atıksı arıtma tesisi ve çöp toplama ve imha alanı’ olarak ayrılmış alanda, Halil İbrahim Kılıç, AKP’li ‘dostlarına’ güvenerek plan, kanun dinlemeden Turgut Özal Bulvarı üzerindeki yapıyı bitirmek için iki yıldan beri inşaatı tamamlamaya çalışıyordu. Bu amaçla Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’na ve İkitelli OSB yönetimine birçok kez plan tadili için başvurmuştu. Ancak bu talebi ‘mevcut onaylı üst ölçekli planlara aykırı olması, bölgenin atıksu ve çöp alanınını küçültmesi, diğer özel mülkiyet sahiplerine emsal oluşturması gerekçesiyle reddedilmişti. En son bu konuyu ‘Bakanın gücü yetmedi’ (12.12.2004) tarihinde gündeme getirmemiz üzerine Bakanlıktan köşemize bir açıklama yapıldı. Açıklamada, İstanbul Büyükşehir ve Küçükçekmece Belediyeleri ve OSB yönetimi tarafından bölgenin nazım imar planının revize edilmesi çalışmalarının sürdürüldüğünü belirterek ‘Ancak basında çıkan haberlerden Ali Kılıç vekili Halil İbrahim Kılıç tarafından onaylı imar planlarına aykırı olarak ruhsatsız şekilde inşaat faaliyetlerini sürdürdüğü öğrenilmiştir. İstanbul Valiliği’ne muhatap 23.6.2004 gün ve 7065 sayılı yazımızda Valiliğin bu konuda gerekli yaptırımların uygulanması istenmiştir. Valilikçe konu Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, Bayındırlık İl Müdürlüğü’ne ve Küçükçekmece Kaymakamlığı’na bildirilmiştir’ denildi.
Ayrıca inşaat faaliyetinin üç kez durdurularak mühürlendiği, ancak parsel sahibi tarafından her seferinde ‘mühür fekki’ yapılarak kaçak inşaata devam edildiği ve sonunda Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatılıyor.
Valilik ve kaymakamlığa yazıların bir kez daha intikal etmesi üzerine Küçükçekmece Belediye Başkanı AKP’li Aziz Yeniay’ın talimatıyla kaçak 4.800 m2’lik iş merkezi, Büyükçekmece ve Küçükçekmece Belediyelerinin iş makinaları tarafından yıkıldı.
Küçükçekmece’den yapılan açıklamada da ‘Kentsel dönüşün projesine start verildiği bu günlerde belediyemiz kaçak yapı, imarsız yapılaşma ve gecekondulaşma ile kararlı bir şekilde mücadeleye başlamıştır’ denildi.
Böylece Başbakan Erdoğan’ın ‘kaçakları yıkın’ talimatının ilk ciddi uygulaması gerçekleşmiş oldu.
İÜ’de 8 aday görücüye çıktı
İSTANBUL Üniversitesi’nde 7 Ocak Cuma günü yapılacak rektör seçimi öncesinde ‘Demokratik Katılımcı İstanbul Üniversitesi için Çalışma Grubu’nun düzenlediği dünkü toplantısında adaylar; Prof. Kamil Gediz Akdeniz (Fen), Prof. Yavuz Alangoya (Hukuk), (Çapa Tıp), Prof. Kemal Kurtuluş (İşletme), Prof. Mesut Parlak (Çapa Tıp), Prof. Nur Serter (İktisat), Prof. Seyfettin Uludağ (Cerrahpaşa Tıp) ve Prof. Hasan Yazıcı (Cerrahpaşa Tıp) kendilerini ve projelerini tanıttılar. Bir işi dolayısıyla toplantıda bulunamayan güçlü adaylardan biri olan Faruk Erzengin’in (Çapa Tıp) önümüzdeki salı günkü 2. toplantıda, seçicilerin karşısında olacağını bildirdi. Kemal Alemdaroğlu’nun yerine rektör vekilliğine atanan Prof. Tankut Centel’in (Hukuk), YÖK’ten ışık alamadığı için aday olmayacağının kulislerde dolaşması ilginç karşılandı.
Eğitimci mi partici mi
BAHÇELİEVLER Öğretmenevi ile ilgili yazdıklarınızı, eğitimci olarak bir de benden dinleyin. Bunları bilirim ve tanırım. Bahçelievler Milli Eğitim Müdürü Yakup Hayırlıoğlu (Büyükçekmece eski Belediye Başkanı Ali Çebi’nin teyzesinin oğlu) yazdığınız gibi AKP’den aday olmak istemiş, ancak listeye konulmamıştır. Ankara’ya tayini çıkmasına rağmen gitmemiş; Bahçelievler’e tayinini yaptırmıştır. (Geçen dönem de ANAP’lılarla içiçeydi) Bu yanıyla eğitimciden çok siyaseti seven bir ‘görev adamı’ olarak tanınır. Kardeşini, Güngören AKP teşkilatına sokmak istemiş, başarılı olamamıştır. İkna gücü yüksektir; ancak kim olduğunu bilenler özellikle daha önce müdürlük yaptığı Küçükçekmecililer kendisini iyi tanırlar. 1.5 yıllık görev sürecinde, Bahçelievler’de 50 okul müdürüne ‘sudan bahanelerle’ soruşturma açtıran bir başka Milli Eğitim Müdürü yoktur sanırım. Bu nedenle Bahçelievler’deki öğretmenler arasında huzur ve güven ortamı kalmamıştır. Eğitim camiasında motivasyon verici bir özelliği de yoktur. Dün yazdığınız gibi bizzat devreye girerek Öğretmenevi Müdürlüğü’ne getirttiği Mekke Kocaman’ı kollamakta, onun ek ders ücreti alması için kanun ve yönetmelikleri yok saymakla suçlanmaktadır. Usulden olmadığı halde Öğretmenevi Satın Alma Komisyonu’na müdahale etmiş, canını istediğini komisyona yerleştirmiştir. Siyasetçilerin peşinde koştuğu için makamına öğleden sonra gelebilmektedir. Yakınlarına bedelsiz öğretmenevi kartı çıkartmak istemiştir. Fitre ve zekat amacıyla THK’den gönderilen yardım zarflarının, uygulamada olmadığı halde İlçe’ye gönderililmesini, okula kalması gereken payların da İlçe’de aktarılması yönünde talimat vermesi de ilginç bir icraatı sayılabilir. Kendi yandaşlarını teşekkür belgeleri ile taltif etmektedir. Daha önce Küçükçekmece’de iken 8.3.2004’de Emre Aygen’in (Star) köşesinde ‘Bir suistimal iddiası’ başlıklı yazıda ortaya atılanlar ne yazık ki, bakanlık müfettişlerince incelenmesi gerekirken, dosyası İstanbul’daki ilköğretim müfettişlerince sümen altı edilmiştir. Erzincanlı hemşehrileri Beykoz ve Güngören Milli Eğitim Müdürleriyle İstanbul’da eğitimin üçlü ‘saçayağı’ sayılmaktadır.’
Geçen dönemin, Milli Eğitim Müdürü Muzaffer Morgül 16 okul açmıştı; peki Yakup Hayırlıoğlu ne yaptı bugüne kadar Bahçelievler’de?
Altındağ Belediyesi’nde siyasi terör
AKP’li Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, sol ve Alevi kökenli memurlarına karşı uyguladığı ‘baskı, sindirme ve kıyım’ politikasına devam ediyor.
Ağustos 2004’te önce 30, daha sonra 117 ve 42 memurun ‘geçici görevle’Altındağ İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sürgün edilmesiyle başlayan memur kıyımı, Aralık 2004 maaşlarının 10 gün geciktirilmesiyle psikolojik baskıya dönüştürülmüş ve en son 24 Aralık 2004’te Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara Valiliği ve Altındağ Belediye Başkanlığı’nın yasadışı ‘onay’larıyla 53 solcu ve Alevi memurun ‘kadrolarıyla birlikte’Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve bağlı okullar emrinde (kendi iradeleri dışında, yani ‘zorla’) görevlendirilmeleriyle doruğa çıkmıştır.
Söz konusu kararla; daha önceki sürgün listesinde olup, ‘mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararlarıyla’ görevlerine dönen memurlar da yeniden ve bu sefer ‘kadrolarıyla’ sürgüne gönderilmişlerdir.
Ayrıca dikkat çekmek isterim, sürülenlerin % 90’i TÜM-BEL-SEN üyesidir.
Altındağ Belediyesi çalışanları ve Altındağ halkı, AKP’li Veysel Tiryaki’nin bu yasa ve hukuk tanımaz uygulamalarına karşı çıkacak, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğu gerçeğini Sayın Belediye Başkanı’na anlatacak, anlamazsa gereğini yapacak bir yetkiliyi, ‘Godot’yubekler gibi dört gözle bekliyor...
Nihat MÜRŞİTPINAR Tiyatro sanatçısı (memur)
Beleş sirke
SHÇEK tarafından dağıtılan kömürlerin kükürt oranının çok yüksek olması ve ‘beleş sirke baldan tatlı’ misali ile bu yardımı alanların kömürleri hoyratça yakmaları yüzünden Tarsus’ta nefes alamaz duruma geldik. Yardım diyerek verilen kömürlerle Tarsus halkını zehirlemeye kimin hakkı var. Bu arada tembelliğe alıştırdığımız vatandaşımıza yapılan yardımları, burada kapanan fabrikaların çalışmaları için yardım olarak versek de, bu vatandaşlarımızı iş sahibi yaparak yeniden Tarsus ekonomisine kazandırsak, bu kazanılan ekonomiyle daha temiz enerji kullandırsak, acaba yardımları daha yerinde kullanmış olmaz mıyız?
Ömer NERNEKLİ-TARSUS
Sivil-asker dayanışması
SARIKAMIŞ ile ilgili yazılarımız ilgi toplamaya devam ediyor. Kars’tan bir bürokrat arayarak, ‘Bazı tartışmalar gereksiz yapılıyor. Bu topraklar bize çok yüksek maliyetlere neden olmuştur. Kimseyi yargılamamak lazım; sadece şehitlerimizi saygıyla anmamız gerekir. Tam 13 gün 13 gece 1 metre karda aç ve açık olarak yatıp kalkan, vatanseverlikten başka bir düşüncesi olmayan insanlarımız, bu dünyada en üst seviyeye ulaşan kahramanlardır.’
Ve devam ediyor:
‘Atatürk ve Enver Paşa’yı kıyaslamamak gerekiyor. Enver Paşa da bir vatanseverdi; sadece hayali büyüktü, Turan’a ulaşmak istiyordu. Atatürk ise aydın ve gerçekçi bir askerdi. Böyle olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olmazdı.’
Bu arada geçen pazar günkü törenlerle ilgili olarak bir hakkın yerine getirilmesi gerektiğini hatırlatarak şöyle konuşuyor:
‘Bu yılki anma töreninde başta 9. Kolordu ve 9. Tümen’in çalışmalarını unutmamak gerekiyor. Gerçek bir asker-sivil dayanışmasını ortaya koydular törenlerde... Tümenin, kadın doğumdan dişe kadar bütün sağlık hizmetlerini Sarıkamışlılara sundular; 2000 kişinin tedavileri yapıldı. Ayrıca Prof. Bingür Sönmez’le gelen katılımcılara birliği açarak askerlerle sivilleri akşam yemeğinde bir araya getirdiler. 9. Tümen Komutanı Tümgeneral Muharrem Karaduman Paşa, 57 yaşında olmasına rağmen, anma yürüyüşüne katılanların önünde yer aldı.’
Her şey Trabzonspor mu
TRABZON KTÜ’de okuyan Emrah Ömer Çam, Türkiye’nin AB’ye girebilmesi için çalışan gençlerden birisi. Yerel Gündem 21 çerçevesinde Yomra Gençlik Meclisi ve Trabzon Fikir Birliği ile el ele vermiş, AB’nin 9 ülkesinden 11 gençlik kuruluşuyla temas sağlamış.Amacı Türkiye’yi Avrupalı gençlere tanıtmak.Bu nedenle ocak ayının 15-18 tarihleri arasında ‘Müziklerin Dansı’ adlı proje çerçevesinde AB’li 22 genci Trabzon’a davet etmiş. Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden de 10 genç bu etkinliğe katılacak.Buraya kadar her şey yolunda; ama gençler şimdi bu projeye ufak bir destek sağlayacak sponsor arıyorlar, Türkiye’nin ve Trabzon’un tanıtımı için.Böyle çağdaş projelere Trabzon’un CHP’li Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, Trabzonlu işadamları ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası neden destek olmuyorlar?
Uçağının nereye indiğini THY bilmezse kim bilecek
27 Aralık’ta, TK 674 sayılı Ankara-Elazığ uçağının inişini internetten izledim.Ancak uçağın verilen iniş saati olan 11.33’te Elazığ Havaalanı’na inmemesi üzerine 663 63 00’ı aradım.Aldığım yanıt 11.33’te uçağın indiği yönünde idi.Bilgi bana güven vermediği için Elazığ Havaalanı’na telefon etmek istedim, 0424-238 72 66 numaralı telefon hiçbir şekilde açılmadı. Merakla beklediğim haberi 12.10’da uçakta yolcu olan kızımdan telefonla aldım. Meğer uçak, kötü hava koşulları nedeniyle (sis) Elazığ yerine Malatya’ya inmiş. Yeniden telefon ettiğimde karşıma çıkan yeni bir kişi uçağın henüz inmediğini bildirdi.Ben uçakla ilgili bilgileri kendisine verdim, böylelikle THY’deki danışmanın insanları yanlış bilgilendirmesini önlemeyi amaçladım. Bana beklememi ve telekslere bakacağını söyledi. Benim beklememe artık gerek yoktu.
Gerisini THY ve yolculara bırakıyorum.
Dr.Tahsin Berk ARSAN
Biliyor musunuz
BAKIRKÖY Belediyesi’nin Özgürlük Meydanı altındaki Kültür ve Sanat Merkezi binasını ‘amacına uygun kullanılmadığı’ gerekçesiyle Meclis kararıyla Başkan Ateş Ünal Erzen’e satış yetkisi verdiğini, belediyenin bu yerden en az 20 trilyon gelir beklediğini, bununla yeni projelere imza atmayı düşündüğünü...
ERZURUM Taşmağazalar Caddesi’ndeki Şabahane (Şafiler) Camii’nin 12 yıllık imamı Hüseyin Kotan’ın (Bakan Recep Akdağ’ın akrabası) Erzurum Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ‘kayıt memuru’ olarak atandığını ve göreve başlamadan önce sakalını kestiğini...
MESAJ PANOSU
ATATÜRK’ü çağrıştıran isimle içki üretiliyor. ‘Ata Rakı’!.. Geliniz, hep birlikte, ilgili makamları ve üretici kuruluşu, adı geçen ürün için başka bir isim bulması doğrultusunda yeniden düşünmeye davet edelim. (Burgaz Alkollü İçkiler AŞ-Lüleburgaz)