Paylaş
TÜRK HARB-İş Sendikası yönetiminin inanılmaz harcamalarıyla ilgili ‘‘Vay Vay, Sendikaya Bak’’ başlıklı dünkü yazımız ses getirdi.
Sendikanın eski Genel Başkanı İzzet Çetin, ‘‘Kahroluyorum’’ dediği yazılı açıklamasında şu görüşlere yer veriyor:
‘‘6 yıl Gölcük/Kocaeli Şube Başkanlığı'nı, 7 yıl da genel başkanlığını yaptığım Türk Harb-İş Sendikası hem benim dönemimde, hem de benden önceki genel başkanım Kenan Durukan döneminde böylesi haberlerle değil, bilimsel çalışmalarıyla, sendikal savaşımdaki tutarlılığıyla ve demokrasi mücadelesindeki kararlılığıyla gazete manşetlerine yükselirdi.
Uzun yıllar emek verdiğim sendikamın doğruluğundan hiç kuşku duymadığım bu tarz haberlerle basında yer almasına üzüldüğümü belirtmek isterim. Ancak, yeni yönetimin 10 ayda yaptıkları sadece savurgan harcamalarla sınırlı değil. Dönemime -1992-99- ilişkin harcamaların özel bir 'mali müşavirlik' bürosuna 'yasa' ve 'Sendikaların Teftiş ve Denetimine İlişkin Tüzük' hükümlerine aykırı olarak inceletilmesinden tutun da -ki, bu büroya da yüklü kaynak aktarımı söz konusu-, sendika çalışanlarını işten atmaya; sendika şubelerini 'Susurlukvari' yöntemlerle olağanüstü kongrelere sürüklemekten işçileri sindirmeye kadar bir sürü olumsuzluk sendikamı sarmış durumda.
Ülkemizin ve çalışanların yığınla sorunlarıyla uğraşmak varken, sendikaların ve sendikamın bu tarz haberlerle gazetelerde yer almasına üzüldüğümü bir kez daha ifade ederken size teşekkürü ödev biliyorum.’’
YANLIŞ YAPILDI
Başka sendikacılar da aradılar... Biri şöyle sordu:
‘‘Sendikanın açıkladığınız gider tablosu, yandaşlarına kaynak aktarma değil de nedir?’’
Harb-İş'in yönetiminde 5 FP'li, 2 de MHP'li üye bulunuyor; yani ittifak yaparak sendikayı ele geçirdiler.
Bir sendikacı ile konuşurken, ‘‘Askeriyenin bazı kesimleri, Harb-İş Genel Başkanı Necati Çetin ve ekibine tepki gösterdi. Çünkü Amerikan askeri işyerlerinde 70 gün grev yapmaları, asker ile işçileri karşı karşıya getirdi. Ayrıca, 28 Şubat sürecinde bazı işçiler atılınca Harb-İş, Ankara'da miting yaptı. Milli Savunma'da pek çok kişi, geçmiş yönetimden kurtulalım diyerek son kongrede yeni gelen ekibe maalesef destek verdi. Ama şeriatla mücadele edip destek bulan kurumların biraz da kendi arka bahçelerine bakmaları gerekmiyor mu?’’
- Yeni sendika başkanı Orhan Atay kimdir?
- Gölcük'ten geldi, şube başkanı olmadan delegeyken seçildi. Tecrübesi olmayan bir işçi; üzerinde belirli güçler ittifak sağladı.
- İstanbul'dan yazan Erhan Altun da, ‘‘Sendikalar biz
Danışman olmak!
İSTER öykü, ister fıkra olarak kabul edin. Ama son günlerde yaşadıklarımıza güzel bir örnek. Özellikle de 'çok bilenlere'...
Bir dostumuz anlattı:
‘‘Çobanın biri koyunlarını yaymış, onlar otlarken bir ağacın altında keyif çatıyormuş. O esnada yoldan geçmekte olan lüks bir araba durmuş, içinden iyi giyimli, yakışıklı bir genç çıkmış ve çobana doğru yaklaşmış, hatırını sormuş. Arkasından da ‘Ne kadar büyük sürün var, ama ben iki dakika içinde bu sürüde kaç koyun olduğunu bilebilirim' demiş. Çoban ise, ‘Ben bile zaman zaman koyunların sayısını hatırlamakta zorlanıyorum, sen nasıl bileceksin?' diye sormuş... Bunun üzerine genç, ‘Seninle iddiaya girelim, ben koyunların sayısını tam olarak bilirsem, bana bir koyun verirsin' demiş. Çoban da ‘Hay hay' karşılığını vermiş. Genç arabasının içinden bilgisayarını çıkarmış ve uzaydan bağlantılar kurarak bulundukları yerdeki koyunların sayısını tespit etmiş. Ve bir rakam söylemiş.
Çoban ‘Hayret, doğru bildin, koyunu alabilirsin' demiş. Genç adam, sürüden bir hayvan alıp arabasının arkasına yerleştirmiş. Giderken çoban şöyle seslenmiş:
‘Ben senin ne iş yaptığını tahmin edebilirim. Doğru bilirsem hayvanı geri alırım.'
‘Nasıl bileceksin?' diye cevap vermiş genç adam. Çoban bunun üzerine ‘Sen olsan olsan danışman olursun' demiş.
Bu sefer şaşırma sırası genç adama gelmiş: 'Doğru, nasıl bildin?'
‘Gayet basit' demiş çoban ve devam etmiş:
Benim bildiğim şeyi bana anlattın. Bunun karşılığında benden bir şey aldın. Ama genelde hiçbir konuda bilgin olmadığından, koyun yerine sürünün bekçi köpeğini arabanın arkasına attın. Bu nedenle sen olsan olsan danışman olursun.’’
(Akıldanelik yapanlara, banka soyduranlara ithaf olunur.)
Trilyoner sendika
HARB-İş Sendikası'nın, Milli Savunma'nın irili ufaklı yaklaşık 500 işyerinde 36 bin üye işçisi çalışıyor; bunun 2 bin kadarı Amerikan İncirlik ve İzmir NATO karargáhı işyerlerinde bulunuyor.
İşçilerin maaşlarından her ay yarım yevmiye, sendika aidatı olarak kesiliyor. Bu da ortalama 12 milyon lirayı buluyor.
Bu nedenle Harb-İş'in altı aylık aidat geliri 2 trilyona yaklaşıyor.
Sendika dün köşemizde yer alan eğitim, yiyecek, araç alımı, telefon, kolonya ve çiçek gibi fasıllardaki inanılmaz harcamalarıyla acaba kamu vicdanında ve özellikle de işçilerin vicdanında aklanabilecek mi?
Burslar
gene kesildi
BAŞKENT Üniversitesi'nde bursları kesilen öğrencilerin mağdur olduğunu belirtmiş, bir öğrencinin F.Gülen'in üniversitesine mi gidelim dediğini yazmıştık. Üniversite ve YÖK'ten ses çıkmadı.
Ancak bursları kesilen öğrencilerden öğrendiğimize göre, cumartesi günü Rektör Prof. Mehmet Haberal, ‘‘ÖSYM ve depremzede burslarının devam edeceğini’’ söylemiş... Öğrenciler de sevinmiş.
Şimdi öğreniyoruz ki, bu karardan da vazgeçilmiş ve öğrencilerden okul ücreti istenmiş.
Biz, Ankara Bahçelievler'de, Başkent Üniversitesi Vakfı'nın Anıtkabir'in görüntüsünü engelleyen inşaatını yazdığımız zaman tek tepki nedense Başkent'in İzmir Zübeyde Hanım Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden gelmişti. 300'ü aşkın faks çekmişlerdi. Şimdi kendilerinden, bursları kesilen öğrencileri de savunup Haberal'ı bize yaptıkları gibi faks yağmuruna tutmalarını bekliyoruz.
Anıtkabir'i gölgeleyenler, Atatürk gençliğini gölgelemesinler.
Paylaş