Paylaş
Ne yazık ki ülkemizde eskiye özlem duyan, Osmanlı hayalleri kuran, sayıları küçümsenmeyecek bir kitle var.
Onlar tüm kötülüğü Cumhuriyet’e ve Atatürk’e mal ederken, geleceğin geçmişte yani Osmanlı’da olduğu gibi bir saplantı içerisinde.
Cumhuriyet Türkiye’sini ve onun kazanımlarını unutup, çökmüş, kapanmış bir maziye yönelme özlemi sizi ileriye mi taşıyacak sanıyorsunuz? Atatürk’ün ve onun devrimlerinin yerine ondan daha iyisini koyabiliyor musunuz ki onu ve sayesinde elde ettiklerimizi silme hevesindesiniz? Onun 15 yılda başardıklarını yokluğundan beri kaç adım ileri götürebildiniz? O sıfırdan fabrikalar açıp ülkesini dışa bağımlı bir ülke konumundan kurtarmışken, sizler devlet törenleri eşliğinde ancak otoyol açabilenleri, yurdumuzu sanayi ülkesi konumundan taşeron ülke konumuna sokanları ve onların Osmanlı özlemlerini alkışlıyorsunuz. Sizler de tıpkı 1875’te açılan ve o dönem dünyanın en uzun ikinci metrosu olan İstanbul Metrosu’nda “İnsan taşımak caiz değil” deyip yıllarca hayvan taşınmasına neden olan gerici yobazlarla aynı düşünce yapısındasınız ki, çağdaş, ilim ve fennin önemini kavramış, montajcı değil üretken Türkiye’nin kurucusu Atatürk’e ve onun vücut bulduğu Türk ordusuna saldıranları görmezden gelip Osmanlı hayalleri kurabiliyorsunuz.
Tabii ki Osmanlı bizim zengin tarihimizin bir parçası, tabi ki onunla övünç duyuyoruz. Ancak tarihimizle sadece övünç duymak yeterli değil. Geçmişi gerçek anlamda, iyisiyle kötüsüyle öğrendiğiniz zaman Osmanlı’yı tarih sayfasından silenin Atatürk değil; ilim ve fende geri kalınmasına neden olan gerici yobaz din adamlarının söylemleri ile emperyalist oyunlara kanan padişahlarının hatalı tutumları olduğunu da görürsünüz. Geleceğe güvenle bakmak, geçmişi tahlil edip atalarımızın yaptığı hataları yapmamaktan ve Atatürk Türkiye’sine sahip çıkmaktan geçer. Amerikan güdümlü Osmanlı hayali kurmaktan değil. Bırakın bir devleti ya da partiyi en küçük bir organizmanın bile hedefi, ileri gitmek, gelişmek, büyümektir. Geçmişe gitmek değil.
Şebnem ÖZBEK
İnsan anlamadığı şeye sahip olamaz
İSTANBUL İl Genel Meclisi’nde CHP’li üye Erhan Bozan, geçen mayıs ayında
‘Türkçe tabela kampanyası’ ile ilgili bir önerge vermişti. AKP’liler hemen reddetmişti. Avcılar İlçesi’nden seçilmiş olan Bozan bu kez ocak ayı toplantısında, İstanbul’da son yıllarda çoğalan yabancı isimleri gündeme taşıyarak “Bağımsızlığımızın en büyük değerlerinden biri olan dilimiz bu nedenlerle büyük bir tahribata uğramaktadır” diyerek karşı çıktı.
Özellikle inşaat şirketlerinin yabancı yazılı isimlerini slayt gösterisi eşliğinde Meclis kürsüsünden dile getiren Bozan, yaşanan yabancı isim kirliliğine dikkat çekti. Konuşmasında da yaklaşık 2 dakika boyunca “Where are we? Where do we live?” diye sordu. Ancak üyelerden tepki verilmemesi üzerine Bozan şöyle konuştu:
“Anlamadığımız bir konuşmaya tepki vermemiz gerekir, tepki vermiyoruz. Zamanında tepki verilse idi ülkemizde işyerlerine, AVM’lere ve inşaat şirketleri isimlerine yabancı isimlerin verilmesi önlenebilirdi diye düşünüyorum” diyerek tepkisini gösterdi.
İnşaat projelerine verilen yabancı isimler hakkındaki önergesi üzerinde, Türkçemize zarar verilmemesini isteyen ve kamuoyunda duyarlılık oluşturulması gerektiğini söyledikten sonra müteahhit firmaların inşaat projelerine verdikleri bazı isimleri de gündeme taşıdı.
İncity, Sinpaş Kelebekia, Antepia, Sealybria, Han Plus, İsthanbul Evleri, Beylife Residence, Pasha Yalı Dragos, Royal Towers, Ottomare Suites, City Court, Önay Garden Residence, Central Life, Aqua Manors, Aqua City, Rose Marine, Ev İdea, Almond Hill, Mare Negro, Flat Ofis, Uphill Court, Lidya Flats, Sapphire, Loft Pelican Hill, West Blocks, Centro Futura, İkebana, Elit Perla Palas, N Towers, Z Residence, Mutlu Town, Ankaryum, Golden Panorama, Prenar Residence, Elit Perla Palas, Galleria, Town Center, Metroport, Metrocity, Pelican Mall, 212 İstanbul Power Center, Atirus, Beylicium, Torium, City’s, Capitol, Carousel, Capacity, Deposite.
Goethe ne demiş; “İnsan anlamadığı şeye sahip olamaz”.
Başbakan’ın Kars’ta Grand Castle Oteli’nin ismini neden ‘Büyük Kale Otel’ olarak değiştirmek istediğini anladınız mı?
Gümrükle ilgili ihbarlarıma Yazıcı yanıt vermedi
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, geçen 8 Aralık’ta, gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’ya gümrük kapıları ile Pasavan kapılarında, gümrük teşkilatı bulunan hava ve deniz limanlarında, serbest bölge ve çeşitli antrepo ve iç gümrük sahalarında yolsuzluk iddialarını gündeme getiriyor. Söz konusu bu yerlerde gümrük işlemleri durdurulan el koyma işlemi sayısını ve bunların mali değerini, sigara, çay, akaryakıt ve benzeri ürünlerle ilgili kaçakçılık ve rüşvet iddiasıyla başlatılan bir soruşturma ve operasyonun olup olmadığını sorarak sorunu TBMM’de gündeme taşıyor. Hatta “Söz konusu soru önergem de İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürü Lütfü Ekinci’nin da adını verdim. Ne yazık ki iddialarımın üzerine gitmedi. Sayın Başbakan’a gelen bir ihbar üzerine operasyon başlatıldı ve içlerinde Lütfü Ekinci’nin de bulunduğu çok sayıda kişi göz altında alındı.”
CHP’li milletvekili, 03.12.2010 tarihinde de Bakan Yazıcı’ya bir başka soru önergesi verdiğini anlatarak şöyle diyor:
“Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanı Sezai Uçarmak ile ilgili bir takım iddiaları dile getirdim ve Uçarmak’ın bazı şirketlerle gizli ortaklığını ve çalışmak istemediği birtakım şirketlerin ticari sırlarını internet üzerinden sızdırarak firmaları zor duruma düşürdüğü iddialarının yanıtlanmasını istedim, ne yazık ki bu konunun da bugüne kadar üzerine gidilmediğini ve buradan sizler aracılığı ile Sayın Başbakan’a ihbarda bulunuyorum. Lütfen bu iddiaları da emir vererek araştırsın. Mersin dahil olmak üzere tüm büyük gümrük kapılarında bir soruşturma veya derin bir inceleme yapılmasını bekliyorum, yetkilileri göreve çağırıyorum.”
Biz düzeldi derken, AKP döneminde de gümrük kapıları yine kirlenmiş.
Paylaş