Paylaş
SİİRT'in HADEP'li Belediye Başkanı M. Selim Özalp, bir yıllık çalışması sonucunda 47 sayfalık bir 'faaliyet raporu' sundu bizlere... Metinde iki şey dikkati çekiyor; bir derginin kendisini 'Anadolu'nun süper başkanları' arasında göstermesi ve deprem bölgesi Gölcük'te her gün 1000 kişiye sıcak yemek vermesi..
‘‘Katılımcı, şeffaf belediyecilik’’ anlayışını egemen kılmak isteyen Özalp, 'İleriye dönük umutların gerçekleşmesi için demokrasiden, barıştan kardeşlikten yana olan güçlerin bir araya gelmesi' için çağrıda bulunuyor.
KÖYDEN BETER KENT
Başkanın söylediklerinin bir de öteki yüzü var.
İller Bankası'ndan bir yılda 900 milyar lira gelmiş, 550 işçinin yıllık maaş tutarı ise 1.220 trilyon... Vergi ve SSK taksitlerini ödeyemiyor. Kaynak yaratmak için su, emlak ve çöp vergilerinin ödenmesi için afişler asmış kente... Yine de kent içinde sığırların caddelerde salına salına dolaşmasının önüne geçememiş...
Sıkıntılarını anlatırken ‘‘Siirt köyden beter bir kent’’ gerçeğini vurgulamadan edemiyor.
VALİ, BAŞKANI ÇAĞIRMAMIŞ
Vali'nin gazetecilere verdiği yemeğe davetli olmadığından gelemedi. ‘‘Bu ülkenin cumhurbaşkanıyla, siyasi liderleriyle bir araya geliyoruz, ancak garnizon komutanıyla görüşemiyoruz’’ diyor.
Yine de devletten ayrı bir muamele görmediğini söylüyor.
Özalp, eski imammış... HADEP Genel Sekreter Yardımcılığı yapmış; Ankara'da oturduğundan Siirt'ten biraz uzakta kaldığı söyleniyor.
Konuştuğumuz bazı insanlar, ‘‘Başkan, köylerden göçlerle Siirt'in Kürt nüfusu, Arap kökenlileri aştığından -%60-40 gibi- kazanabildi’’ dediler.
Burada aktarmak gerekiyor. Arap kökenli bir vatandaşın, belediyeden çıkışta ‘‘Biz onları değil, ama asıl onlar bizi istemiyor’’ demesi hayli ilginçti.
Başkana, bölgedeki güvenlik durumunu soruyoruz:
- Bir şikáyet yok. Ancak vatandaşın güvenlik kuvvetlerinden çekinmeyeceği bir ortam yaratılmalı.
Eruh'a gidebiliyor musunuz?
- Bilmem, gidebilmemiz gerekiyor artık. Ama ben bu seçimde Eruh'a gidemedim.
Kente göç edenler, yeniden köylerine dönerler mi?
- İzinle dönebilirler. Ama şehri görenin yeniden tümden dönme durumu olamaz. Hiç olmazsa tarlalarını işleyebilirler.
Bir hafta sonra seçim olsa yeniden kazanır mısınız?
- Partimizi seçerler.
Köylerine döndüklerini farz edersek kim seçilir?
- Kim hizmet verirse ona oy verirler.
BERAAT BEKLİYORUZ
Başkan, üç HADEP'li Belediye Başkanı'yla Almanya'ya yaptığı geziden sonra tutuklandı. ‘‘Ne olur?’’ sorusuna ‘‘20 Haziran'da duruşmamız var. Beraat bekliyoruz, daha doğrusu inanıyoruz’’ cevabını veriyor.
HADEP Siirt'in Eruh, Şirvan, Aydınlar ve Pervari ilçelerinde örgütlerini kuramıyor; bazı il üyeleri, ilçelere girişlerinin engellenmesinden yakınıyor.
Batı'daki gibi
yaşama hakkı
SİİRT merkezi, yaşanan acılı süreçte terörden uzaktı... Ama Eruh İlçesi öyle değildi; PKK 16 Ağustos 1984'te ilk terör eylemini buradan başlatmıştı.
Güneydoğu uzmanı olarak bilinen gazeteci Celal Başlangıç, 9 yıl sonra ilk kez Eruh'a geldiğini söyledi.
Türkiye'nin en dik ve sarp vadilerini içeren Botan'dan geçtik; cennet yeşili... Siirt-Eruh-Şırnak arasında 9 'nokta'da görevini sürdürüyor güvenlik kuvvetleri... Gece geçişleri hálá güvenli sayılmıyor.
'Savaş'ın arkasından henüz bir yumuşama gözlenmiyor.
Harap köylerin bahçelerine domates, biber, patlıcan fideleri dikenler izinle gelen köylülerdi. Pares Köyü'nde bir kadın, kardeşinin köye sokulmasına izin verilmediğinden bizlere ağıt yakıyor. Nedenini söylemiyor, ama bazı köylüler fısıltı halinde bize, ‘‘PKK'ya bulaşmıştır, huzurumuz bozulsun istemiyoruz’’ diyor.
OHAL KALKTI AMA
Eruh'a girdiğimizde bir genç, internet kafe ve kuaförün bulunduğu meydanda yanımıza sokulup bir not vererek hemen uzaklaştı. Bu notu, ziyaret sırasında Kaymakam Cemil Özgür Öneği'ye de okuduk:
‘‘Siirt'te olağanüstü hal kalktığı halde halen eski durumları yaşamaktayız. İnsanlarımız doğru dürüst bağ-bahçe ve tarlalarına gidememektedir. Yollarımız çok sıkı olduğundan doğru dürüst gidemiyoruz. Eruh halkı, fakir ve işsizdir. Bu işsizliğin bir önce kaldırılmasını istiyoruz. Bizim de batıdakiler gibi yaşama hakkımız vardır.’’
DÖNÜŞ, BU YAZ BELLİ OLUR
Devletin önceliğinin vatandaşın can ve mal güvenliği olduğunu belirtiyor kaymakam... ‘‘Uçurumun kenarından geçtik. Askerlerimiz bu yolu çatışa çatışa açıyordu’’ dedi. Köylere dönüş kararının bu yaz sonunda belli olacağını vurguluyor. Bize heyecanla iş atölyelerini gezdiriyor; PKK'nın yaktığı trafoların, telefonların, su tesislerinin ve okul binalarının onarımlarına başlandığını anlatıyor.
‘‘Biraz da güzelliklerden söz edelim’’ diyor.
Eruhlular, ilçelerine bakan bekliyor.
Finkel ne dedi?
TIME muhabiri Andrew Finkel de gezideydi... Bölgeyi biliyor, ilginç notlar aldı. Diyor ki, ‘‘İyi haber, artık Güneydoğu terör gölgesi altında değil. Kötü haber ise ekonomi, bu terörün yarattığı korku ortamında henüz kendini toparlayamamış’’.
Aydınlar (Tillo) tepesindeki bir taş pencereden 21 Mart'ta Güneş ışıklarının geçerek, mistik astronomi bilimcisi İbrahim Hakkı Erzurumlu'nun türbesinin tepesinden sandukasına yansıyan prizma sisteminin 1962 yılındaki restorasyon sırasında bozulmasını anımsatarak, ‘‘Bu örnek, gerçeği çok basit açıklıyor. Bir şeyleri kırdığınız zaman, parçaları tekrar doğru düzgün bir araya getirebilmeniz zordur’’ diyor.
Şimdi ekonomik
OHAL ilan edilmeli
SİİRT'te iki gece Polisevi'nde kaldık. Sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle görüştük, sorunları, dileklerini dinledik... Belki bu talepte, duayen gazeteci Cumhur Kılıççıoğlu'nun 'Mücadele' Gazetesi'nde yer alan ‘‘Hükümet ve politikacılardan umut yok! Kurtarsa kurtarsa bunlar kurtaracak. Basının korkusuz kalemleri şehrimizi tanımaya geliyor’’ başlığı mı etken olmuştu...
- Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Güven Kuzu, genç bir başkan... Odaya 4000 üyeleri varmış, ancak bugünkü sayı 1200 imiş...‘‘Siirt'te sanayi derseniz bir kürek imalathanesi var’’ diyor. Teşviklerin özendirilmemesinden ve bürokrasiden yakınıyor. İsteklerini sıralıyor:
‘‘Siirt'in ekonomik Olaganüstü Hal ilan edilmesi. Afet bölgesine alınması. Yarım kalmış yatırım tesislerinin tamamlanması, işletme sermayesi sağlanması... İşsizlik sigortasının getirilmesi, vergi adaletinin sağlanması...’’
- Siirt Genç İşadamları Derneği Başkanı A. Kadir Demirhan da benzer şeyleri söylüyor.
- Esnaf ve Sanatkárları Birliği Başkanı Nevzat Gürer; eski Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir'in eniştesi. ‘‘Esnafın durumu çök kötü, açtığı gibi kapatıyor. Değil Bağ-Kur primini, evinin su, elektrik parasını ödeyemiyor’’ diyor. TESK'ten, valinin tahsis ettiği arsaya Esnaf Sarayı yapmak üzere maddi katkı bekliyor, yoksa vali beyin arsayı geri alacağını söylüyor.
Tamam Güneydoğu çıkmazda da... Ama halk ne ölçüde hevesli ve katılımcı?
Her şeyi devlet yapınca insanlar ne yapacak?
Paylaş