SİLOPİ’den ’resmi’ bir görevliden Habur’u dinliyoruz:
"Habur’da 24 saatte bin araç çıkıyor, aynı sayıda araç geliyor. Çıkanların 70-80’i de petrol tankeri; diğerleri çimento ve inşaat malzemesinden gıdaya kadar ihraç malı; bu arada transit mal ve eşya da gidiyor. Öyle eskisi gibi boş tankerlerin çıkması da mümkün değil. Irak’a açılan tek kapımız Habur’un bu dönemde ’tertemiz’ ve ciddi şekilde çalıştığı söylenebilir.
- K. Irak’a giden tankerler...
- Bunların büyük çoğunluğu İncirlik Gümrüğü’nden gelip Irak’a geçen Amerikan araçları için JP-8 yakıtı götürüyor. Mersin, İskenderun veya Ataş’tan da yakıt götürenler var. Alıcı da genellikle Irak’ın büyük dış ticaret kuruluşu Samo... Bizim araçlar güvenlik sorunu nedeniyle Zaho’dan öteye gitmek istemiyorlar. Habur’daki gümrüğün işi derseniz... Giden bütün tankerler çıkışta aranır; motorin mi, JP-8 yakıtı mı, yoksa su mu götürüyor diye özel bir cihazla kontrol ediliyor. Eğer 100 litreden fazla eksiği çıkarsa istisnasız hepsi Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilir.
- Gümrük kadrosu...
- Muayene memurlarının büyük çoğunluğu meslekte henüz üç dört yıllıklar; hepsi de üniversite mezunu... Fizik mühendisi de var, matematik öğretmenleri de... Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat mezunu bir gümrük personeli de var Habur’da... MEB öğretmen almayınca, Diyanet üzerinden öğretmen aktarması yapınca böyle değerli gençler işsizlik nedeniyle gümrüğe düşüyor. Mesleklerinde başarılılar ama aldıkları eğitim nedeniyle gümrüğün koşulları ile uyuşmuyorlar. Sonunda "Ben buraya mahkûm olamam" diyerek kaçıyorlar.
- Habur en temiz günleri yaşıyor diyorsunuz, peki geçmişten farkı ne?
- Esas kaçakçılık 800-1000 tankerin çıktığı dönemde oluyordu. Gümrük kapısı kontrol edilemiyordu; gelen araca geç deniliyordu. Son yıllarda her şey kontrol altında; bilgisayarla takibi var. Asker de sınırları kontrol altında tutuyor. Görev anlayışı egemen kılınırsa, biraz da yüreğinizde vatan sevgisi varsa kaçakçılık olmaz. PKK’ya nefes açtırmazsınız...
Bu arada size Habur’un dışındaki gümrüklere gelen bir ’mal’ üzerinde uyarıda bulunmak istiyorum; köşenizde yer verirseniz; belki önlem almayı akla getirirler.
İTHAL BOYA MADDESİ
3208 gümrük tarife pozisyonunda yer alan bir boya katkı maddesi var; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İşçi Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün izni ile ithal ediliyor. Bu ’mal’ yıllardır ’sahte akaryakıt’ diye satılıyor, Yazdığınız ’kaçak motor yağı’nın bir başka benzeri... Bu malın ithali kaç firmaya verilmiş; kaç ton getirilmiş; Türkiye’nin sektörel bazda kaç tona ihtiyacı var? Denetleniyor mu? Akaryakıt standardına uymuyor; ama araçlarda kullanılıyor; bir yıl sonra ise o motorlara zarar veriyor. Hükümet bu ’izin’ sorununu yeniden gözden geçirmeli.
Türkiye 50 yıl geriye gitti
ECEVİT hükümetinin Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk, "AKP iktidarı zamanında Türkiye en az 50 yıl geriye gitmiştir" diyor. Soruyoruz:
- Laiklik...
- Eğer kafalarındaki değişikliği yaparlarsa laiklik ilkesi çok tehlikeli şekilde zedelenecektir. Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri de değiştirilmeye kalkışılırsa bunun sonucu rejimle oynamaya kadar gidebilir.
- Sizin Anayasa ile ilgili önerileriniz var mı?
- Var.. Aslında yeni bir Anayasa’ya ihtiyacımız yoktur. Ama devletin daha iyi işlemesi için başta temel hak ve özgürlükler güçlendirilebilir, devletin daha iyi işlemesini sağlamak için yeni düzenlemeler yapılabilir; yeni kurumlar getirilebilir... Örneğin kamu denetçiliği (ombudsman) oluşturulması... Hákim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun adli ve idari yargı olmak üzere iki alt kurula ayrılması... Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı artırılarak iki daire halinde çalışması; bu arada Yüce Divan sıfatıyla verdiği kararlara karşı Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nda temyiz yolunun açılması... Sayıştay’ın denetim yükünü hafifletmek için ya Yerel Yönetimler Sayıştay’ı kurulmalı, ya da bugünkü Sayıştay genişletilerek içinde bir Yerel Yönetimler Dairesi oluşturulmalıdır.
Biliyor musunuz
BEYİN kanaması teşhisiyle Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Servisi’ne kaldırılan gazeteci, yazar, ressam Fikret Otyam’ın (82) sağlık durumunun iyi olduğunu ve bayram süresince kontrol altında tutulacağını... DATÇA’nın CHP’li Belediye Başkanı Erol Karakullukçu’nun, yaptırdıkları kültür merkezine CHP, AKP, MHP ve DP’li 10 Meclis üyesinin önerisiyle Bülent Ecevit’in adının verildiğini ve merkezin açılışını da Ecevit’in 1. ölüm yıldönümü olan 6 Kasım’da yapmayı düşündüklerini söylediğini... CHP Balıkesir il örgütünün görevden alınmasından sonra yerine getirilen geçici il başkanı İrfan Barış’ın, başkanlığını Ahmet Özkoca’nın yürüttüğü Edremit ilçe örgütünü görevden alması üzerine başta Edremit olmak üzere Güre, Altınoluk, Zeytinli örgütlerinin büyük tepkisine neden olduğunu ve "Örgüt burada, Baykal nerede?" diye tempo tutulduğunu...
Mersin serbest bölgesi nedir
MERSİN serbest bölgesindeki tanklarımız, 46.000 metreküp kapasiteli olup bölgenin en büyük tank terminalidir ve 2002 yılında tamamlanmıştır. Yapıldığı günden bu yana da gerek tanklarımıza, gerekse Mersin serbest bölgesine 1 litre dahi benzin, mazot ve fuel-oil gibi akaryakıt ve türevlerinin girişi, çıkışı ve depolanması olmamıştır. Hal böyle iken, tesislerimizin 13 şehidimizin katili ve kaçakçılığın merkezi olarak gösterilmesi çok büyük haksızlık ve ağır bir suçlamadır.
Av.Sebahattin OCAK-Kiraz Group
ÖZELLİKLE bazı ’dinci’ kanallarda ’Ya Allah’ adlı bir ilahiyi okuyan türbanlı çocuklar grubu ile onların kaset reklamları yer alıyor. Hiçbir şeyden habersiz bu masum çocukları din uğruna kullananları kınıyorum; RTÜK’ü de uyuduğu için protesto ediyorum.O.A.