Paylaş
Yakın geçmişe bakılsın, bu olaylar Türkiye’nin teröre açık bir ülke olduğunu ortaya koyuyor.
Irak, yıllardır işgalin izlerini taşıyor, teröre karşı zafiyet içinde olması doğaldır. Libya içsavaş yaşıyor, terörün at oynatması doğaldır. Suriye, yabancı güçlerin bilek güreşi yaptığı bir savaş alanı olduğu için, zaten değerlendirme dışı...
Ama konu Türkiye olunca, sorgulanması gereken hususların başında, güvenlik zaafı geliyor.
Türkiye, dış politikası tercihi bakımından, Ortadoğu’nun bütün sıcak sorunlarına entegre olmuş durumda... Kafkasların güneyinden Akdeniz’e, Körfez’den Suriye’nin kuzeyine kadar olan alanda, öyle ya da böyle ‘halvet’ olunmadık devlet, örgüt yok gibi. Atlantik ötesi, Avrupa ve diğerleri de elimizin altında... Başbakan en son, Ukrayna’dan Rusya’ya Kırım üzerinden ayar verdi. Aynı Ukrayna Güvenlik Konseyi’ndeki oylamada Rusya ile birlikte aleyhimize oy kullandı.
‘Kambersiz düğün olmaz’, hiçbir çatışma Türkiye’siz olmaz, çözümlenemez, ‘haletiruhiyesi’ iktidarın bütün dış politika hamlelerini belirleyen temel saik. Başbakan dış politikada kendi buluşu olan ‘Stratejik Derinlik’ kavramını kılavuz pratiği olarak uyguladı ve ‘sıfır sorun’ hedefi bütünüyle ıskalanarak ‘külliyen sorun’ haline gelindi.
Dış politikada bu seviyede maksimalist yaklaşımın Türkiye’ye maliyeti, ‘hedef ülke’ olarak ortaya çıkıyor.
İçeride terör örgütünün hedefi, dışarda sıkışınca ne yapacakları belirsiz bir-iki önemsiz devlet dışında nerdeyse ‘düvele-i muazzama’nın hedefi...
Başbakan’ın açıklamalarına göre:
Bugün acil sorun; ‘içeride nasıl bir güvenlik konsepti geliştirerek, şehirlerimizi savunabiliriz’.
Ortadoğu, medeniyetlerin olduğu kadar hile ve desisenin de kadim merkezi, yüksek medeniyetlere kaynaklık etmiş olmasına rağmen bu halde olması, bu özelliğinin baskın çıktığını gösteriyor.
Cumhuriyet’in politikalarında bu nedenle ‘rezerv’ vardır ve bugün bu yaklaşımın, en azından daha güvenli olduğu ortadadır.
Dış politika, lunaparkta çarpışan arabalarda sürüş yapmaktan daha zorlu bir icraattır.
‘Kuva-yi Milliye’nin uçak gemisi
UÇAK Gemisi-‘Büyük Taarruz’un meçhul Denizcileri’ (Kırmızı Kedi) başlıklı yeni kitap, farklı bir çalışma oldu diyor tarihçi-yazar Mehmet Perinçek... Dünyanın ilk çizgi-senaryosu. Sunuşunu da Prof. Dr. İlber Ortaylı kaleme aldı.
Ortaylı diyor ki:
“Uçak Gemisi, mütareke döneminin ve İstiklal Savaşı’nın resimli öykü ve senaryo biçiminde nakledilişidir. Her yaştan insana hitap ediyor ve okunması yararlı olacaktır. İstiklal Savaşı, bizim için çok önemli. Çünkü 1. Cihan Harbi’nden sonra gelen umumi çöküntü ve galip devletleri bile saran moral bozukluğu havasında ne olursa olsun, bir memleketin, bir milletin devletlerinin bekasını sağlamak için giriştikleri savaştır. Dolayısıyla bizim için 1. Cihan Savaşı 1923 Temmuz’unda Lozan Barışı ile bitmiştir.”
Gemi Gürdeniz kitap ile ilgili yazısının başlığını ‘Kuva-yi Milliye’nin uçak gemisi’ diye koymuş.
Öykü/senaryoyu yazan Mehmet Perinçek ve Alper Pala ile kitabın çizeri Yıldırım Örer’i kutlamak gerekiyor.
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Perinçek’in yeni kitabından yola çıkarak askeri okullarda bile Kurtuluş Savaşı anlatılırken, silah ve cephane ile akaryakıtın Sovyetler’den tedarik edildiği bizlere öğretilmedi” dedi ve “Zira Marshall yardımı planı ve Truman doktrini gereğince Türkiye Cumhuriyeti Ruslara düşman olmalıydı. Nasıl olur da T.C., komünistlerin yardımı ile kurulmuş olabilirdi. Halbuki gerçek tam da buydu. Sovyet devrimi ile Türk Kurtuluş Savaşı tarihin o safhasında emperyalizmin boğmak istediği iki kader arkadaşı idi. Atatürk ve Lenin ya birlikte yok olacak ya da birlikte savaşacaklardı. Birlikte savaştılar.” diye yazdı.
Ruslarla yaşadığımız krizde bu kitap sizlere iyi gelebilir.
Çizgi-senaryonun bir de fragmanını izleyebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=Slg0SldS0jw&feature=youtu.be
GÜNÜN SÖZÜ
“Başarılı biri olmaya değil, değerli biri olmaya çalışın. Başarı EGO’ya yakındır, sevgi değere yakındır.”
(Einstein)
BİLİYOR MUSUNUZ ?
EĞİTİM-İŞ Genel Başkanı Veli Demir’in, 17 Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları’ hakkında işlem yapılacağı belirtilen Başbakanlık genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’da dava açtıklarını bildirdiğini...
Abone sahipsizdir firmaya mecburdur!
80 yaşındaki kayınvalidemin evine gelen Başkent Doğalgaz görevlileri, ön yüklemeli sayacın kartının, rahmetli kocası, kayınpederimin üzerine olduğundan bahisle, “5 gün içinde aboneliği üstünüze almazsanız gazınız kesilecek” diyerek bir evrak imzalatmaya çalışmışlardır.
Borcu harcı olmadığına emin olduğundan tebligatı imzalamamıştır. Neticede 5 gün sonra görünmeyen, kim olduğu meçhul birisi gelip gazını vanadan kesmiş ve vanayı telle sabitlemiş... Ortada tebliğ edilen evrak filan da yok! Kadıncağız, şubat ayında, gazı yüklü olduğu halde kullanamaz olmuştur.
Bu bir “borcu olmayan, peşin para ve belirlenen kotalarla gazını alıp kullanan abonenin sayacını değiştirmek için kurulmuş bir tuzaktır”. Tuzağa düşmek istemeyenler, taciz ve doğalgazının kesilmesi ile mağdur edilmekte, ekstra paralar ödemeye mahkûm, sayaç bedelleri ve cezalara muhatap olmaktadırlar. Kim buna dur diyecek?
M.A.
Kaçkarlar’ı delik deşik etmeye kimsenin hakkı yoktur
DOĞASINI, toprağını, suyunu, deresini, tarihini savunan Artvin halkı polisin orantısız güç kullanımıyla karşılaşıyor. Polis halkın üzerine ve evlerine gaz bombaları ile saldırıyor, direnişi gözaltılarla kırmaya çalışıyor.
Ama nafile... Artvin halkının direnişçi karakteri şahlanmış durumda. İktidar, Cerattepe’yi Cengiz Holding’e armağan etmek istiyor. Ancak Artvinliler, holdinglerin çıkarları uğruna çocuklarımızın geleceğinin karartılmasına ve ateşe atılmasına izin vermemek istiyor.
Göksel Rıza ÖZKAN
Paylaş