Paylaş
İRAN'a açılan Gürbulak Sınır Kapısı'na, Gümrük Muhafaza Başmüdürü olarak Ali Deveci'yi kim atadı diye sormuştuk.
Kimlerin desteğiyle bu göreve geldi?
Halen Doğubeyazıt'ta büyük gümrük operasyonu nedeniyle gözaltında bulunan Deveci'yi tanıyalım:
İstanbul'da Gümrük Muhafaza Müdür Yardımcısı iken 1980 yılında sıkıyönetimce tenzili rütbe edilerek kısım amirliğine indirilmiş, uzun süre Ankara'da 'kızak'ta bekletilmiş. Daha sonra nasıl olduysa dosyası el değiştirmiş, yine başmüdürlüğe yükselmiş. (Buradan sonrasını Mehmet Keçeciler'in açıklamasına dayanarak veriyoruz: 1990'da Antalya'ya, oradan Sinop'a atanmış. 25.6.1993'te Gürbulak'a verilmiş. Hakkında iki ihbar üzerine müfettiş soruşturma yapmış, ancak herhangi somut bir bilgi ve belge edinilememiş. 1.11.1997'de bir kararname ile başka bir göreve atanmak üzere başmüdürlük görevinden alınmış. Danıştay'a dava açmış, mahkeme şu kararı vermiş: ‘‘Görevinde herhangi bir başarısızlığı veya yetersizliği bulunmadığı anlaşılan davacının, hukuken geçerliliği kanıtlanmamış, tamamen soyut ve sübjektif iddialara dayanılarak görevinden alınmasında sebep ve maksat açısından hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin esastan iptaline karar verilmesi üzerine müsteşarlık makamının 30.5.2000 günü onayları ile 25.77 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca Gürbulak Gümrükler Muhafaza Müdürlüğü görevine iade edilmiştir.’’)
Ali Deveci, Gürbulak'ta başmüdür olarak görev yaparken İran'dan giren silah dolusu bir TIR'ın Cilvegözü'nde çıkış yaparken yakalandığını da anımsatalım.
TIR NASIL GEÇTİ?
O zaman Kadir Çelik'in 'Objektif' programında bir muhafaza memuru, ‘‘Bu başmüdür gibi kişiler görevde olduğu müddetçe bu kapılardan her şey yurda girer; uçak da tankta’’ diye konuşmuş.
İki yıl önce Ankara'da merkezde pasif göreve alınmış. Ama Danıştay'ın kararıyla yeniden Gürbulak'a gönderilmiş. Bakanlık da suçlu duruma düşmemek için görevine iade etmiş. Ancak iki müfettiş, Deveci'nin işlemleriyle ilgili soruşturmayı sürdürüyormuş...
Gürbulak tam bir yol geçen hanı... 'Kuru deri' diye 'yaş deri'den başlayıp şamfıstığından çaya ve soya küspesine kadar tonlarca kaçak mal sokulmuş İran'dan. O kadar gümrük operasyonları yapılıyor, ne değişiyor?
Böyle bir hassas görevde bu kadar uzun yıllar kalınabilir mi?
İstanbul'dan bir gümrük görevlisi, ‘‘Ali Deveci olayıyla bir kez daha bu kurumda çalıştığıma nefret ettim. İnsanların yüzüne bakamaz duruma geliyoruz. Çocuklarımız okullarında gümrükçü çocukları olduklarını söylemeye utanıyorlar’’ diyor.
Acaba Keçeciler, gümrük teşkilatını henüz tam anlamıyla tanıyor mu?
Gümrükçü bir okurumuz, ‘‘Gümrük ve Gümrük Muhafaza Teşkilatı'nın tayin ve terfilerinden sorumlu personel daire başkanı Bünyamin Aktaş'ın atamalarda bakanı yönlendirdiği anlaşılıyor. İstediği kişileri, önemli yerlere getirebiliyor. Eskiden bu atamaları, Rıfat Serdaroğlu'nun bakanlığında müsteşar yapılan Ramazan Uludağ ve Muhafaza Genel Müdürü Şahin Sezer yapardı. Mehmet Keçeciler zamanında onlar gidince bütün meydan onların adamı Bünyamin Aktaş'a kaldı.
Tümünün kulakları çınlasın. Keçeciler'in ve yeni müsteşar Nevzat Saygılıoğlu'nun görevlerinin ne kadar zor olduğu görülüyor. Gümrüklerde temel taşları oynatmak pek o kadar kolay değil.
Ama bütün bunların sorumluları kaçakçılar, bürokratlar, bazı parlamenterler ve bakanlardır.
Devletin dürüst ve onurlu gümrükçülere o kadar ihtiyacı var ki...
Kokuşmuşluk örneği
ANTALYA'dan bir mektup, ‘‘Nazım planımız onaylanmadı’’ diyen Melen Beldibi Belediye Başkanı Abdullah Çelik'i yalanlıyor:
‘‘Çelik, Beldibi'ndeki plansız yapılaşmanın ve doğa katliamının sebebini 13.9.1997'de Turizm Bakanlığı'na onaya gönderilen imar planının hálá onaylanmamış olmasına bağlamaktadır. Turizm Bakanlığı'na soruyorum: Planı neden onaylamadığınızı ve nelerin düzeltilmesini istediğinizi kamuoyuna açıklayınız. Bizim bildiğimiz kadarıyla bu imar planında ülkemizin yararına aykırı, belediye başkanının ve yakınlarının menfaatlerine hizmet eden uygulamalar teklif edilmektedir. Plan bunun için bakanlıkça onaylanmamıştır. Bakanlıkça istenen düzeltmeler belediyece yapılmamakta ve onay bu sebeple bekletilmektedir. İlgili devlet kurumlarını bu konuyu teftiş etmeye davet ediyoruz. Ruhsatsız yapılmış yapılar delildir. Küçücük bir beldede belediye başkanının izni olmadan bu yapılar inşa edilemez. Bu olay ülkemizdeki kokuşmuluğun bir örneğidir.’’
Peki bu yasa ne olacak?
DÜNKÜ ‘‘Emlakbank'ı Ziraat'e katmak ne kadar doğru?’’ yazısında yer alan Ticaret Sicil'in uyarısını Hazine dikkate alarak Emlakbank'a yeni bir tarih vermiş. Emlakbank Yönetim Kurulu, buna göre devir işlemlerini yapacakmış.
Emlakbank çevrelerinden verilen bilgiye göre, ortaya şöyle bir durum çıkmış:
Bundan bir ay kadar önce Kemal Derviş daha göreve gelmeden Meclis'ten 4603 sayılı yeniden yapılandırma yasası çıkmıştı. Bununla Ziraat, Emlakbank ve Halkbank önce 'özerkleştirilip' sonra görev zararları devletçe üstlenilip özelleştirilecekti; yani satılacaktı.
Peki çıkan yasayı hazırlayanlar ile Emlakbank'ın Ziraat'e devrini alan aynı kişiler değil mi?
Şimdi bu yasa havada kaldı.
Emlakbankçılar, bankalarının Ziraat tarafından 'yutulmasına' karşı çıkmaya devam ederek, ‘‘2 milyar dolar varlığı, 2 milyar dolar mevduatı, 1.5 milyar dolar tutarında kredisi olan, yurtdışında iki bankası ve 10 milyar dolar görev zararı bulunan Emlakbank'ı 15 milyar dolar görev zararı bulunan Ziraat'le birleştirmek yanlış bir uygulamadır. Bu banka 300 şubeye indirilip, 10 bin olan personelinden 2500'ü emekli edilir, diğer 2500 personeli de diğer kamu kurumlarına aktarılıp altı ay sonra en az 4 milyar dolara satılabilir. Hazine için de önemli bir kaynak sağlanmış olabilir. Hazineciler, Kemal Derviş'in başarılı olmasını istiyorlarsa olaya biraz böyle bakmalıdırlar’’ diyorlar.
Bir soru
TRABZON'dan bir okurumuz, MHP Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu'na soruyor?
‘‘Medeni Kanun Tasarısı'nda 'edinilmiş mal rejimi' yerine 'paylaşmalı mal rejimini' savunuyorsunuz. Neden?
Yoksa oto sürücü kursunuz ile gayrimenkullerinize eşinizin ortak olmasından mı korkuyorsunuz?’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Ben cumhuriyet sayesinde resim yapıyorum. Burası şeyhler, dervişler ülkesi olsaydı, sıkıysa resim yapsın ressam Balaban.’’
(İbrahim Balaban'ın AKM'de ‘‘Cumhuriyet Aydınlığında 50 Yıl Sergisi’’nin açılışında yaptığı konuşmasından.)
MESAJ
BERRİN Karaca, MEB'e sesleniyor: ‘‘Bilindiği gibi 2. dönem çocuklarımız ÖSS sınavına daha yoğun çalışmak için rapor alarak okula gitmeyecekler. Okulların idarecileri bunun siz de farkındasınız. Halbuki lise son sınıflar 15 Mayıs'tan 15 Haziran'a kadar serbest bırakılsa hem daha ciddi çalışırlar hem de bu raporları almak için doktorlara yığınca para ödemeyiz.’’
18 MART Üniversitesi Rektörü'ne bir grup müteahhit soruyor: ‘‘Çan Meslek Yüksek Okulu'nun 1 trilyon 302 milyarlık inşaat ihalesi yeterlik taban puanını neden 95'e yükselttiniz. Buna yetkiniz var mı? Yoksa bir firmaya peşkeş mi çekilmek isteniyor?’’
BBC İnşaat Mad. Turizm San.Tic. AŞ yetkilileri Ufuk Akalın ve Av. M. Erhan Özkan, Şişlililer'e bir duyuru yapıyorlar: Şişli Osmanbey'de 100 araç kapasiteli otoparkımız faaliyete geçti. Modern teknoloji ile yapılmış ve donatılmış otopark, bölgenin ihtiyacını kapasite ve giriş-çıkış olanakları ile karşılayabilecektir. Osmanbey, Şişli ve Beşiktaş'a beş adet giriş-çıkışı ile araçlar kolaylıkla bölgenin ring trafiğine girmeden ulaşabilecektir. Şişliyi rahatlatıyoruz; bekliyoruz. (0212-296 73 65)
Paylaş