Paylaş
Hükümetin TBMM’ye sevk ettiği torba yasa tasarısı içinde yer alan düzenlemeye göre, zorunlu aylık primler 53 liraya sabitlenecek.
Bakanlar Kurulu bu miktarı 4 kat artırmaya yetkili kılınacak.
Düzenleme prim borcundan ötürü sağlık hizmetinden yoksun kalan yurttaşları doğrudan ilgilendiriyor. Gelir testi yaptıramayan ya da GSS’den haberi olmayan, özellikle işsiz yüzbinlerce genç prim borcundan ötürü yıllardır hastane kapılarından dönüyor.
Yeni tasarıya göre, ailede kişi başı geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların primleri yine devlet tarafından karşılanacak, bunun dışında kalanlar ayda 53 liralık zorunlu primi ödeyerek sağlık hizmetinden yararlanabilecek.
Yani 1 Nisan 2017’den itibaren ayda 53 lira prim ödeyenler eski borçları olsa da hastane kapısından dönmeyecek.
Her geçen yıl prim borçlularının artması, yurttaşların sağlık hizmetlerinden yoksun kalması GSS’ye tepki oluşturdu. Özellikle okulunu bitirip işe giremeyen gençler otomatik olarak sisteme dahil edildi, adına çıkarılan primleri ödeyemediği için sağlık hizmetinden yoksun kaldı.
Prim borçları için çeşitli kez yapılandırmaya gidildi. Ancak amaçlanan sonuç yine alınamadı.
Çünkü borçlar fazlaydı. İşsiz gezen, ailesinin de prim ödemeye gücü olmayanlar bir anda 4-5 bin liraya kadar borçlandı.
Hükümet referandumun da etkisiyle olacak ki, zorunlu prim miktarını 53 liraya sabitleme kararı aldı.
Aslında bugünkü sıkıntılar, GSS’nin 2012’de kamuoyu ile çok iyi paylaşılmadan, yeteri kadar anlatılamadan aniden hayata geçirilmesinden kaynaklanıyor.
Vatandaş ne olduğunu anlamadan, prim borçlusu olduğunu kapısından döndüğü sağlık kurumlarında öğrenebildi, adeta şoke oldu.
Yani GSS, kamuoyunun bilgisi olmadan alelacele uygulanmaya başlandı.
Sonucunda sorunlar, borçlar katlanarak bugünlere gelindi.
Eğer pilot uygulama ile başlayıp, kamuoyu da yeterince bilgilendirilseydi ne vatandaşın 3, 4, 5 bin liraya kadar borcu olurdu ne de sağlık hizmetinden yoksun kalırdı.
Pilot uygulama ıskalanarak 2012’de hayata geçirildi. İstenilen sonuç sağlanamadığı gibi vatandaş yıllarca mağdur oldu.
“Sağlıkta devrim” sloganıyla uygulamaya başlanan GSS’nin, bırakın devrimi vatandaşı hastane kapılarından döndürerek büyük mahrumiyet yarattığı açıkça görüldü.
Borçlar ne kadar yapılandırılırsa yapılandırılsın vatandaş ilgisiz kaldı. Çünkü biriken borçları ödeyecek gücü yoktu.
GSS’nin bundan böyle sorunsuz uygulanabilmesi için yurttaşı sağlık hizmetinden yoksun bırakmayacak önlemler hayata geçirilmeli, kamuoyu sistem hakkında yeterince bilgilendirilmeli. Eğer böyle devam ederse 53 liralık sabit prim de işe yaramayabilir.
Aslında sosyal devlet olmanın gereği borçlu da olsa sağlık hizmeti hiçbir yurttaştan esirgenmemeli. Yani zorunlu sağlık hizmeti parasız olmalı.
Şükrü KARAMAN
ESNAFIN SORUNU DERİNLEŞİYOR
CHP Niğde Milletvekili ve KİT Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, TBMM’de sicil affının yasallaşmasına ilişkin uygulamada sorunlar bulunduğunu söyledi.
TBMM’de söz alarak esnafın sorunlarına değinen Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer yaptığı konuşmada şöyle dedi: “Esnafımızın sorunu giderek derinleşmektedir. Kapanan işyerlerinin yanında icralık borçlarla çok sayıda esnaf mağdurdur. Kredi ile hükümet vaatleri, katı kurallar esnaf için çözüm olmamaktadır. Krediden sınırlı esnaf yararlanabilmektedir.
27 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren sicil affı banka şubelerinde halen uygulamaya alınmamıştır. Karşılıksız çek, protestolu senet, gecikmiş kredi kartı ve diğer kredilerle ilgili düzenlemeler bir an önce uygulanmalıdır. Sicil affı için bankalarla görüşen esnafa ‘Müdürlükten bir talimat gelmedi’ denmekte ve geri gönderilmektedir.”
NARENCİYE ÜRETİCİSİ ÇOK KÖTÜ DURUMDA
BEN Kozan Turunçgil Üreticileri Birliği’nin bir önceki başkanıyım. 200 dönüm civarında yetişmiş ve yetişecek durumda narenciye bahçem var. Bu yıl ürünlerimizi 30-40 kuruş civarında sattık; masraflarımızı bile karşılamadı. Piyasaya ve bankalara olan borçlarımızı ödeyemez durumdayız. Üstüne de bir don vurdu ürünlerimizi, bahçelerin yeni bakım sezonu başladı, artan döviz fiyatları nedeniyle gübre ve mazotun yanına yaklaşılmıyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz.
Sayın Başbakan’ın geçen yılda bir sözü vardı; kullanacağınız mazotun yarısı bizden demişti ama hâlâ bir hareket yok, sizin vasıtanızla bir hatırlatayım istedim.
Kuddusi ÇALATLI
'KANAL İSTANBUL' SORULARI
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi’nin Başbakan’a, “Kanal İstanbul projesinde bahsedilen 5 güzergâh nerelerdir? Bu güzergâhın üzerindeki orman, sulak alanlar ve tarım alanları hangileridir? Doldurulacak kömür ocakları ve bataklıklar nerededir? Kanaldan 2.7 milyar m3 malzeme çıkacağına göre, bu malzeme nasıl değerlendirilecektir. Aynı proje çerçevesinde ‘yapay adalar’ yapılacağı doğru mudur? Hangi ülkelerden finansman sağlanacaktır?” diye sorduğunu...
TÜRK Solu Başyazarı Gökçe Fırat’ın tutuklandıktan 206 gün sonra 27 Mart tarihinde ilk kez yargı önüne çıkacağının belli olması üzerine eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden’in uzun ve haksız tutuklulukları bu vesile ile eleştirerek “Günün suçlama nedeni FETÖ’cülük yaygınlaştırılarak ilgisizler suçlanırsa, ilgililer sevinir. Gökçe Fırat’ı FETÖ’cülükle suçlamanın hiçbir haklı ve uygun yanı yoktur. Fırat tutarlı, gerçekçi ve içtenlikle bir Atatürkçüdür. AKP’lilere karşı olanları FETÖ’cülükle suçlamak büyük bir yanlışlık ve yanılgıdır. Ulusal Parti Genel Başkanı olan Fırat, FETÖ’cü olsa bizimle olmazdı, biz de onunla olmazdık. Savcılar kanaatle değil, kanıtla hareket etmelidir” dediğini...
HACETTEPE Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı Akademisyeni, piyanist Dengin Ceyhan’ın, Cumhurbaşkanı’na hakaretten bir haftadır gözaltına tutulduğunu ve İstanbul’da tutuklandığını...
MESAJ PANOSU
SORUM Bahçeli’ye; 2010 referandumunda birlikte ‘Hayır’ derken, 2014’te ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarırken, CHP’li miydin?
M.D.
78 yıl önce ölen Atatürk hâlâ her gece yeniden öldürülmek isteniyor, çünkü fikirleri çok canlı ve emperyalizm ile işbirlikçilerini korkutuyor.
Sinan MEYDAN
EVET çıkarsa ne olur diye soranlara.... Böyle şeyler oluyor ve kimse de bir şey diyemeyip ayakta alkışlıyor.
Levent GÜLTEKİN
Biliyor musunuz
‘Kanal İstanbul’ soruları
CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi’nin, Başbakan’a “Kanal İstanbul projesinde bahsedilen 5 güzergâh nerelerdir? Bu güzergâhın üzerindeki orman, sulak alanlar ve tarım alanları hangileridir? Doldurulacak kömür ocakları ve bataklıklar nerededir. Kanaldan 2,7 milyar m3 malzeme çıkacağına göre, bu malzeme nasıl değerlendirilecektir. Aynı proje çerçevesinde ‘Yapay adalar’ yapılacağı doğru mudur? Hangi ülkelerden finansman sağlanacaktır?.. TÜRK Solu Başyazarı Gökçe Fırat’ın tutuklandıktan 206 gün sona 27 mart tarihinde ilk kez yargı önüne çıkacağının belli olması üzerine Anayasa Mahkemesi (E) Başkanı Yekta Güngör Özden’in uzun ve haksız tutuklulukları bu vesile ile eleştirerek “Günün suçlama nedeni FETÖ’cülük yaygınlaştırılarak ilgisizler suçlanırsa, ilgililer sevinir. Gökçe Fırat’ı FETÖ’cülükle suçlamanın hiçbir haklı ve uygun yanı yoktur. Fırat tutarlı, gerçek ve içtenlikle bir Atatürkçüdür. AKP’lilere karşı olanları FETÖ’cülükle suçlamak büyük bir yanlışlık ve yanılgıdır. Ulusal Parti Genel Başkanı olan Fırat, FETÖ’cü olsa bizimle olmazdı, biz de onunla olmazdık. Savcılar, kanaatle değil, kanıtla hareket etmelidir” dediğini... HACETTEPE Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuarı Akademisyeni, piyanist Dengin Ceyhan’in, Cumhurbaşkanına hakaretten bir haftadır gözaltına tutulduğu İstanbul’da tutuklandığını...
Paylaş