1969-1980 döneminin milletvekillerinden olan
Av.
Alpaslan evinin balkonunu 6 oklu bayraklarla süslemişti. Uzun yıllardır çektiği rahatsızlıktan yeni kurtulmaya başlamıştı...
Uzun yıllar sonra bir araya gelen eski dostlar anılarını tazeliyorlardı.
Baykal, arkadaşlarına
‘‘Alpaslan, Ecevit'i Ecevit yapan ekibin içindeydi’’ dedi.
İnönü'nün nasıl devrildiğini,
Ecevit'in
CHP'ye nasıl genel başkan olduğunu anlatıyordu.
1970'lerin sonunda Doç.
Deniz Baykal, Ankara Göreme Sokak'taki CHP Yüksek Danışma Kurulu'nda çalışıyordu. Kimler yoktu ki bu kurulda; Prof.
Besim Üstünel, Prof.
Mümtaz Soysal, Prof.
Turan Güneş, Doç.
Bilsay Kuruç, Orhan Koloğlu, Vedat Dolokay, Prof.
Haluk Ülman, Işın Çelebi, Mehmet Kabasakal ve Prof.
Emre Kongar...
BAYKAL'I KİM KEŞFETTİ
Alpaslan geçmişlere gitmişti.
Turan Güneş'le birlikte
Baykal'ı genç bir bilim adamı olarak gözlerine kestirmişlerdi.
Alpaslan şöyle dedi:
‘‘
Baykal'ı 1971'de elinden tutup
CHP'ye soktum, bugün kendisiyle gurur duyuyorum.’’
Gülüştüler...
Daha sonra
Baykal daldı;
Derviş'e dönerek,
‘‘Biz çok önemli bir üçlüydük; rahmetli Doğan Araslı, Yılmaz ve ben...’’ dedi.
PROF. EVİN HANIM KİME OY VERECEK
Alpaslan, Derviş ve
Öztürk'ün mitinglerde daha uzun konuşmasını önerdi.
Sohbette eski İstanbul Belediye Başkanı
Nurettin Sözen'in
Sıvas'tan aday gösterilmesi konusuna da değinildi.
Baykal:
Nurettin'in sayesinde
Sıvas'ta Alevi partisi görüntüsünden çıkıyoruz. Biliyorsunuz kendisi Sünnidir.
Sıvas'ta Alevi ve Sünni oyları ortak bir zeminde, bir potada birleştireceğiz. Uyumlu bir mücadele yürüteceğiz. Zaten bu bilinçle kendisini oradan aday yaptık. Göreceksiniz başarılı olacağız.
Alpaslan bu arada Alman Hastanesi Onkoloji Servisi'nde tedavi görürken yaşadığı bir olayı anlattı konuklarına:
‘‘Doktorum Prof.
Evin Büyükünal, aynı zamanda Cerrahpaşa Tıp'ın Onkoloji bölüm başkanıdır. Bir gün kendisine hangi partiye oy vereceğini sordum. ‘Bütün sülalem
CHP'li ama ah şu
Baykal yok mu' dedi. Odamda doçent ve asistanları da vardı. Ben de kendisine ‘Siz bir bilim kadınısınız; ah
Baykal'ın gerekçesini ben de öğrenmek istiyorum' dedim; 'Bana mantıklı bir şey söylerseniz, ben de
CHP'ye oy vermeyeceğim.'
Devam ettim;
Baykal hırsız mı, namussuz mu, katil mi?
Hazine'yi mi soydu? Hizipçi mi, vefasız mı, milletini sevmiyor mu?
HİZİPÇİ Mİ?
Durdu...
‘Öyle söylüyorlar ama' dedi.
‘Olmadı, böyle konuşmak bir bilim kadınına yakışmaz' dedim. ‘Ancak hakkındaki hizipçilik söylentisi yaygındır. Mesela
Murat Karayalçın'ın
CHP'den ayrılması konusunda
Baykal'a hizipçi diyebilirsiniz. Ancak o da gitti,
HADEP ve sivri uçlarla işbirliğine girişmek istedi. Ama başarılı olamadı. Ama
Baykal böyle bir siyasetçiyi partide tutsa ne olur, tutmasa ne olur? Bunun dışındakiler eleştiri mi canım...'
Aradan iki-üç gün geçtikten sonra Prof.
Büyükünal bana ‘Ben de
Baykalcı oldum. Ancak
CHP ile ilgili ne okuyabilirim?' diye sordu. Benim çevremde 1000'e yakın insan var; bunlar da CHP'ye oy vereceğine göre onların da bu konuda aydınlanması lazım' dedi.’’
Alpaslan'ı dikkatle izleyen
Baykal, yanındakilere talimat vererek
‘‘Yılmaz'a hemen seçim bildirgelerini gönderin’’ dedi.
Seçim bildirgeleri dün Alpaslan'ın eline ulaşmış; o da Prof. Büyükünal ve arkadaşlarına seçim bildirgelerini göndermiş.
Sıvas’ta CHP 1. parti olacak
CHP Sıvas 1. sıra adayı Prof.
Nurettin Sözen'e
Baykal'ın duygularını aktarınca
‘‘Evet baştan tepkiliydim. Ancak buraya gelince adaylığımın çok önemli olduğunu anladım’’ dedi:
‘‘Madımak olayı çağın bir insanlık ayıbıdır.
Atatürk'ün Cumhuriyet'i kurarken,
Sıvas Kongresi'ni topladığı bir kent bu ayıbı uzun yıllar taşıyamaz.
Sıvas'ın hoşgörüye, barışa ve sevgiye acilen ihtiyacı vardır. Sosyal, kültürel, spor alanında, evrensel değerleri nasıl gündeme sokabiliriz? Ben bu proje çerçevesinde çalışıyorum. Altı aday birlikte geziyoruz, örgütsel birliktelik gösteriyoruz. Bugün (dün)
Hafik'teydik; yarın
Kangal'da olacağız. 16 ilçede selamlaşmadığımız, sıkmadığımız el kalmayacaktır. Sıvaslıların bize sarılmasından mutluluk duyuyoruz.’’
Sözen'e rakipleriniz kim diye sorduk:
‘‘Özden Özbilun (DYP),
Hüsnü Yusuf Gökalp (MHP),
Abdüllatif Şener (AKP),
Temel Karamollaoğlu (SP),
Muhsin Yazıcıoğlu (BBP)... Hepsi sağı temsil ediyorlar. Bu isimlerle mücadele ediyoruz;
Sıvas'ta CHP'yi 1. parti yaparsak kimse şaşırmamalıdır.’’
‘Alevilik ticareti’
ANKARA'dan
Ali Haydar Y.'nin bir uyarısı var:
İstanbul'da
'Bin Yılın Türküsü' adı altında bir organizasyon yapıldı. Müzik güzel, görüntü barışçı... Gene görünüşe göre
'mozaik'in parçalarını birleştirmek istiyorlar. Ancak bunun arkasında neler yattığı konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Mozaik denilirken ve yobazlığa karşı çıkma görüntüsü verilirken, bu defa
'Alevilik ticareti' yapılmamasına dikkat etmek gerekir.
Acaba, bazı kimseler kitleleri kendilerine bağlamak için ezilmişlik, horlanmışlık edebiyatı ile bir tür
'Alevi şeriatı' mı yaratmak istiyorlar?
Aman dikkat! Böyle bir şey en tehlikeli bölücülük olur. Çağdaş Atatürkçü değerlerden sapmamak Türk toplumu için en doğru yoldur.
Siyasetçinin kaderi
SEÇİM arifesinde
DYP ve
CHP'den sonra
ANAP da İstanbul İl Başkanı'nı rencide etti. Resmen görevden alınan
İbrahim Taşkın'ın yerine ANAP Kadıköy İlçe Başkanı
Ercan Erdem (Aynı zamanda Kadıköy ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi) atandı.
Erdem, Turgut Yılmaz'ın yakını ve
Güneş Taner'in eski
'danışmanı' olarak tanınıyor.
Güneş Taner'in bakanlıktan düşürüldüğü
Türkbank görüşmelerinde
Erdem'in adı
'Taner'in çantacısı' diye anılmıştı. İl Başkan Yardımcılığına atanan
Halit Topyay ise
daha önce aynı görevde bulunmuş,1999'da 1. bölge 8. sıra adayı olmuştu.
Topyay, Maltepe Belediyesi'ndeki yolsuzluk soruşturmasında 2 gün gözaltında tutulmuştu.
Biliyor musunuz?
(Meclis'te görevli ve MHP'li olduğunu yazan bir personelden) Meclis'in tatile girip girmemesi konusundaki oylamayı
Yusuf Kırkpınar'ın (İzmir),
Cemal Enginyurt'un (Ordu) ve
Mustafa Zorlu'nun (İsparta) iktidar kulisindeki çay ocağına girip izlediklerini biliyor musunuz?