BATIKENT’te merkez pazar yeri olarak hizmet veren metro istasyonun yanında İlkyerleşim Mahallesi’nde bulunan üzeri kapalı geniş bir pazar yeri vardır. Burası diğer alışveriş merkezlerine, metro istasyonuna yakınlığı ve iki büyük mahallenin ortasında yer alması nedeniyle Batıkent halkının en rağbet ettiği bir pazar alanıdır.
Geçen pazar yeri geçen yılın başlarında Yenimahalle Belediyesi’nce daha modern bir pazar yeri yapılacağı vaadiyle dozerler ve iş makinaları tarafından hallaç pamuğı gibi atılarak darmadağın edildi. Sanki iş bitmiş pazar yeri Batıkent’lilerin hizmetine açılmışcasına da dev bir levhanın üzerine ’Yeni pazar yeriniz hayırlı olsun’ levhası asıldı. Gelin görün ki bir yıldan fazla zamandır burada ne tek bir çivi çakan, ne de bir el arabası harç döken kimse yok... Batıkent gibi 450-500 bin nüfuslu bir bölgenin merkez pazarı kaderine terk edildi. Batıkent’te bu tür iki inşaatı kaderine terk eden Belediye Başkanı Ahmet Uyara da, Cumhurbaşkanına çalışkanlık madalyası verdi.
Bu pazar yeri ile ile ilgili söylenti şu:
AKP’li belediye başkanı, burasının ihalesini bir firmaya verir. O firma da diğer AKP belediyelerinden iş alan tüm müteahhitlerin yaptığı gibi işi bir taşaron firmaya devreder. Taşaronla firma mahkemelik olur; inşaat durur.
Belediyeye yakın olan müteahhit, para kazanacağım diye işi alır, taşarona devreder, davalık olur.
Bu arada benim Batıkent’lim de mağdur olur. Belediye Başkanı da üstün hizmet belgesi alıp en başarılı belediye başkanı seçilir.
Batıkent Belediye hizmet binasını 4 yıldır kaderine terk eden Batıkent İlkyerleşim pazar yerini bir yıldan fazla zamandır köstebek çukuru haline getirip kaderine terk eden Yenimahalle Belediye Başkanı... Batıkent’liye hizmet etmemenin nedenini açıklamalıdır.
Bu tür sıkıntılarla az oy olduğu Batıkent’liyi cezalandırma fikrinden vaz geçmelidir.
(Not: Kendisine yakın olan Belediyle Başkanını, Melih Gökçek uyarmalı ve biraz kulağından çekmelidir, bu işlerin düzgün yapılması konusunda...)Yunus BÜLBÜL-BATIKENT
AB ve ABD koruması altındaki AKP’den bizi kim koruyacak
İSTANBUL ve Ankara gazlandı. Çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek, kedi köpek demeden herkes zehirli gazdan nasibini aldı... Hatta hastane ve hastalar bile? İstanbul’da polis, halkıyla çatıştı ama halkın ne elinde, ne cebinde küçük bir çakı bile yoktu... AKP’ye yakın sendikalar Ankara’da halay tepip, dövülen arkadaşlarının kanları-terleri üzerinde tepinir, yine AKP’ye yakın Türk-İş, meslekdaşlarının yerlerde sürüklenmelerine seyirci kalırken, İstanbul devlet terörüne teslim oldu. PKK’lı göstericilerin düzenlediği 1 Mayıs gösterilerine bile ses çıkaramayan polis, hıncını sokaktaki insandan aldı. Anladığım şu: Yandaşları, cemaatleri ve sendikaları AKP korumasında; AKP, AB ve ABD korumasında; DTP, yine aynı şekilde korunuyor... Peki ya biz? Bizi bu çıldırmış polisten, bu provokatörlerden, acımasız ve adaleti olmayan düzenden ve hepsinden önemlisi, hepsinin tepesinde oturan Erdoğan’dan kim koruyacak?
Kim?
B.Uğur BANOĞLU
Hadii leeen!
YAVRU tavşan yuvasından ilk kez ayrılır ve ormanda dolaşmaya başlar. Karşılaştığı ilk hayvana kendini tanıtır.
’Merhaba kardeş ben Tavşan, sen kimsin?’
Karşısındaki hayvan:
’Ben de katır der’
Tavşanın kafası karışır, ’Nasıl yani?’ der.
Katır: ’Benim annem Eşşek, babam da at onlar birlikte olmuşlar, sonra ben doğmuşum’ der
Tavşan yoluna devam eder. Karşılaştığı başka bir hayvana kendini tanıtır:
’Merhaba kardeş ben tavşan, sen kimsin?’
Hayvan: ’Ben kurt köpeğiyim’ der.Tavşan yine şaşırır ’nasıl yani?’ der
Kurtköpeği: ’Benim annem köpek, babam da kurt; onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum’ der.
Tavşan yoluna devam ederken yavaş yavaş aklından bu bilgileri geçirir ve işlerin nasıl olduğunu anlamaya başlar.
Karşılaştıgı başka bir hayvana kendini tanıtır:
’Merhaba kardeş ben tavşan, sen kimsin?’
Hayvan: ’Ben devekuşu’ der.
Tavşan afallar: ’Hade lennn!...’
Kağan mı, Kaan mı
BİLGİNİZ olabilir ama ben yine de bir konu hakkındaki görüşlerimi sunmak istiyorum.
Konu; alfabemizde 29 harf bulunurken, bunun neden nüfus müdürlüklerinin sistemlerinde 28 harf olduğu konusundadır.
Hatta, TDK sözlük ve imla kılavuzunda da, Türk tarihinde de önemli bir yeri olan, Türklerin diriliş destanını yazan Oğuz Kağan - KAĞAN- artık nüfus idaresinde kullanılmıyor. Yani, Kağan ismi artık genelde Kaan olarak yazılıyor. Ayrıca Güneş Dil Teorisi’ne göre de (ğ) harfi ana kök harflerden birisidir.
Durumu bilgilerinize sunar, konuyu kamuoyu ile paylaşılmasını rica ederim.