Gökçek de ‘fiilen’ sahneye çıkıyor

Siz beni yarın (bugün) izleyin. Demokrat Parti’ye katılacak ve sunuş yapacağım. İzleyemezseniz Flaş, TGRT ve Habertürk’ten canlı izleyin’ dedi.

Gökçek kendisi için katılım şöleni yapıyor. Akla gelen ilk soru şu:

- DP’yi 1 milyon dolara satın almışsınız?

- Tek kuruş veren namerttir. Böyle bir partiyi satın almak kadar büyük bir şerefsizlik olur mu?

- Masraf yapmadınız mı?

- Davaya gönül vermiş iki adam, 4’er milyar verip billboard’lara ilan veremez mi? Ben 20 yıldır siyaset yapıyorum, bu kadar sevenim, bana gönül vermiş arkadaşlarım var.

- Pazarlık partisi mi olacaksınız?

- Geçenlerde anket yaptırdım, kendi ismimi ve partiyi koydurmak suretiyle... Melih Gökçek ve Tayyip Bey çıktı. VERSO’nun sahibi Erhan Göksel yaptı; 8.2 çıktım. Bu konuda beni eleştirenlere yanıtım şu oldu: Eğer % 7.8’in altında çıkarsam aday olmam dedim, siz de gazetecilik mesleğini bırakacak mısınız? Tabii yanaşmadılar.

- Tayyip Bey...

- Bu kadar oy alışının en büyük nedeni alternatifinin bulunmaması...

- Siz?

- AKP’ye karşı vitrini güzel ve dürüst, şaibesiz kadrolarla çıkacağımızdan alternatifiz. Siyasetin milli takımını kuracağım.

- Ne zaman genel başkan olacaksınız?

- Ne zaman istersek oluruz; ama seçimler ilan edildikten üç ay önce kongre yapmayı düşünüyorum. Ancak fiili genel başkanlığı sürdüreceğim.

- Belediye başkanlığını bırakmanız gerekiyor değil mi?

- Genel başkan oluncaya kadar sürdürmek istiyorum.

- Partiyi satın almış gibi konuşuyorsunuz?

- Almış değilim; onlar benim arkadaşlarım, beni yönetime davet ettiler, geldim. DP Genel Başkanı İsmet Hacısalihoğulları bizi kucaklıyor, sorun yok.

- Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 milyon doları var diyorlar. Siz mi daha zenginsiniz, o mu?

- Nereden bilirim. Tartışmaya girmem, yakışık almaz. Benim servetim, malım fiilen başkan olduğumdan beri İçişleri Bakanlığı’nda mevcut.

- Ali Müfit sizinle hareket edebilir mi?

- Bilemem, ona soracaksınız.



ESENYURT Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, ‘HADEP’i de içine alacak yeni bir parti kuracağı’ yolundaki habere açıklık getirdi.

‘Kendisini bir partinin liderliğine uygun ve hazırlıklı görmediğini’ bildiren Çapan’ın ‘yeni parti’yle ilgili önerisi şöyle:

‘Yekta Güngör Özden’den HADEP’e kadar geniş bir yelpazede, ÖDP ve diğer sol örgütlenmeler bir araya gelmelidir. Aslında bu da yetmez; sendikalar, STÖ, meslek odaları ve baroların temsilcileri de bu sürece katılmalıdır. Türkiye’nin sorunları ortak masaya yatırılmalı, kolektif bir önderlikle çözüm önerileri bulunup yeni bir Türkiye partisi oluşturulmalıdır.’

- Zor bir öneri değil mi?

- Değil... Herkes vatanı kurtarmaya kalkarsa bu hoş bir hayalden öteye gidemez. Çözüm, herkesin koronun parçası haline gelmesidir. Bu benim gibi, yurttaş sorumluluğu duyanların dileğidir.

- Karayalçın’la birlikte hareket etmiyor muydunuz?

- Parti kuran arkadaşlara önerim budur. Hepsine eşit mesafedeyim. Herkesle ilgileniyor, herkesi takip ediyorum. Sayın Karayalçın da öyle yaparsa mesele yoktur.

- CHP var...

- CHP orada duruyor; cephede değil... Dükkán işgal edilmiş, incik boncuk ve baloncu dükkánı oldu... Kavgacı, mücadeleci adam kalmadı. Mustafa Kemal’in eski CHP’sini geri istiyorum. Orada her katmandan insanlar vardı; Türkiye’nin kuruluşunun ve kurtuluşunun partisiydi. Türkiye’nin partisiydi.



ANTALYA’dan Dursun Bülent Ecenoğlu, ‘TEMPO’da okudum; bir Antalyalı olarak kentin imar durumunun ne hale getirildiğine üzüldüm. Denize dik kıyı şeridimiz Antalya’nın en önemli doğal zenginliğiydi. Son yıllarda bu zenginlik tehlikeye girdi’ diyor.

Dergiye göre, 8.5 km uzunluğundaki falezler 1979’da doğal SİT alanı ilan edilmiş. Başlangıçta koruma bandı 150 metreymiş; önce 60 metreye, sonra da 30 metreye indirilmiş... Sorumsuzluğa dikkat ediniz. Falezlerin üstü beton binalarla dolmuş. Ancak falezlerin dokusu binaları artık taşıyamıyor; yer yer kopmalar ve çökmeler oluyormuş.

Kentin kuruluşundan beri atık sular falezlerin koridorlu, gözenekli yapısı içine veriliyor. Bir nevi doğal kanalizasyon işlevi; yani bir filtre işlevi görüyor.

Ama şimdi falezlerin dolmasıyla binaların çatladığını, pisliğin denize sızdığını yazıyor TEMPO...

Genel rant anlayışı, güzel Antalya’yı muhtemel bir felaketle karşı karşıya getirdi. Bakalım belediye ne yapacak?



'KİM 500 milyar ister?' programında ‘Kalça ile diz kapağı arasındaki kemiğin adı nedir?’ sorusu yöneltildi. 4 seçenek içinde uyluk kemiği ve femur vardı. Yarışmacı femur yanıtını verdi. Yanlış olduğu söylenerek elendi. Halbuki femur ve uyluk kemiği eşanlamlıdır. Konu doktorlara sorulabileceği gibi AnaBritanica'ya da bakılabilir. AnaBritanica da 'Femur; bak, uyluk kemiği' ve 'Uyluk kemiği: femur olarak da bilinir' ifadeleri yeralıyor. Reştan ARAS-İSTANBUL

BİR dünya markası olduğunu düşündüğüm Opel, aldığımız aracın mazot filtresindeki arıza nedeniyle bir tüketici olarak bizleri rencide ediyor, zarara uğratıyor. Ne yazık ki Opel müşteri ilişkileri ve haklarını hiçe saymış, kendi bildiğini okumaya çalışıyor. Karşılaştığımız haksızlığa gerçekten çok üzüldüm, içerledim. Kayhan AYDIN-AYDIN