Gizli kampanya mı

ÇANKAYA halka açılıyor propagandasının amacı ne olabilir?

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana Çankaya’nın çehresini değiştirme faaliyeti belli kesimlerde abartılı bir çabayla sürdürülüyor. Bu faaliyetlerden sonuncusu, basın mensuplarının Çankaya davetiyle gerçekleştirildi ve basın mensuplarına Çankaya’nın ’mahrem’ alanları gösterilerek bu yeni sözde değişiklik anlatıldı.

Çankaya halka ilk defa açılacakmış gibi bir görüntü vermek ne kadar insaf ile bağdaşır ayrı bir konu olmakla beraber, verilmek istenen mesaj, Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasından sonra Çankaya’nın halka açılacağı, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in aksine halkın değerlerine duyarlı olacak bir Cumhurbaşkanı’nın Çankaya’ya çıktığıdır.

Görünen odur ki, Gül bu günden ziyade 21 Ekim sonrasına yatırım yapmaktadır. Referandum sonucunda büyük bir ihtimalle ’evet’ çıkacak ve Türkiye referandum ile kabul edilen Anayasa değişikliği uyarınca 40 gün içinde 11. Cumhurbaşkanı’nı seçmek için sandık başına gidecektir.

Gül, referandum sonucu ’evet’ çıkarsa, aday olacağını ima eder beyanlarda bulunurken, Basın Başdanışmanı Ahmet Sever de halkoyu ile seçilmeyi arzu ettiğini medyaya açıklamış bulunmaktadır.

Türkiye, 22 Temmuz seçimlerinden sonra, gereksiz bir acelecilikle ve bilinçli olarak yeni Anayasa tartışmaları içine itilmiştir.

Halkoyu ile kabul edildiğinden bu yana neredeyse yarısı -ki bunların Tayyip Erdoğan’ı seçime sokmak için yapılmış olanı hariç, tamamı AB uyum yasalarıdır- değiştirilmiş, 1982 Anayasası yerine, daha demokratik, insan odaklı bir Anayasa yapma iddiası kamuoyuna kabul ettirilmek istenmiştir. AKP yandaşı medya ve destek veren diğer kuruluşların, ısrarla pompaladığı bu yeni Anayasa tartışması, diğer tarafta duranlarca endişeyle karşılanmaktadır.

21 EKİM ÖNEMLİ

Kamuoyu yeni Anayasa tartışmaları ve özellikle odaklandığı türban tartışmalarıyla meşgul edilirken, türban ve onun simgelediği politikaları savunan zihniyet ve alkış tutanlar, Çankaya’yı halka açma vaveylası arkasında kendi politikalarına uygun hale getirmeye çalışmaktadır.

Referanduma bir aydan az bir zaman kalmıştır

Başbakan’ın ifadesine göre; en erken 2008 başında taslak olarak kamuoyuna sunulacak ve uzunca bir süre kamuoyunda tartışılacak olan ve halen hiçbir maddesi netleşmemiş, adeta rivayet halindeki yeni Anayasa etrafında ’avara kasnak’ dönmek yerine, diğer tarafta duranlar kendi Cumhurbaşkanı adaylarını ortaya çıkarmak zorundadırlar. Cumhurbaşkanlığı makamı ile ilgili temel gündem maddesi... Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı’nın özel tuvaletini veya yatak odasını halka göstermek veya bahçesinde mangal yapmak değil, 21 Ekim referandumu sonrası ne olacağıdır?

Bir günlük Ankara izleniminde bazı siyasetçilerle yaptığımız görüşmenin ortalaması bu yazı oldu.

Motosiklet = Ölüm

BODRUM’da yolların bu trafik akışına yeterli olmaması nedeniyle her yıl yaşanan büyük soruna, bu yıl bir de motosiklet problemi eklendi. Örneğin; ben 20 gün içinde sadece belirli bir bölgede 3 ağır motosiklet kazasına şahit oldum. Büyük çoğunluk kask takmıyor; bunların çoğunun da plakası ve ehliyeti yok. Işıkları yanmayan motorlarla gece karanlıkta dolaşanlar, bütün ailesiyle birlikte küçücük motorun üzerinde alışverişe çıkanlar var. Yani kısacası, önüne gelen bir motosiklet alıp belli bir trafik eğitimi bile görmeden ana caddelere fırlıyor. O trafik kaosu içinde sağdan-soldan akrobasi yapar gibi fırlayıp gidiyorlar. Bu nedenle de otomobillerle motosikletlerin çarpışması sonucu ortaya çıkan kazalar giderek artıyor. İnsanlarımızın boş yere bu tür kazalar sonucu ortaya çıkabilecek tamiri mümkün olmayan zararlardan kurtulabilmeleri için motosiklet kullananların çok sıkı bir biçimde denetlenmesi gerek. Bodrum’a arabalarıyla tatile gelenlere de "Aman" diyorum, "Lütfen motosikletlilere çok, ama pek çok dikkat ediniz, tatiliniz zehir olmasın..."

Yılmaz ÖVÜNÇ- Alman Gazeteciler Cemiyeti üyesi


Yüzyılın esprisi

TÜRKİYE’de cumhuriyetin yerine ’ılımlı’ İslam yönetimi gelse bile, şeriat kanunları uygulanamaz! Şeriat kanunlarında hırsızlık yapanın, birincide sağ, ikinci de sol eli bileğinden kesilir.

Dünyada Saydamlık Örgütü’nün sıralamasında çok gerilerde bulunan Türkiye’de şeriat kanunları uygulanmaya başlarsa acaba Türkiye’de kaç vekilin veya belediye başkanının eli kesilir? O zaman da kesin rekorlar kitabına girer miyiz? Ama merak etmeyin, şeriatın uygulamasını kimse istemez; bu işler böyle devam eder.

Eyüp Adliyesi’ne kıymayın

"EYÜP Adliyesi’nde çalışan bir personelim. Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, adliye binası yetersiz kalınca Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık da ’Kiralık yer bakınız’ yanıtını verdi. Bu karar üzerine kiralık yer aramaya başlayan Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2 gün sonra, "Bina kiralama yönünde aldığımız karardan vazgeçtik. Ağır Ceza Mahkemelerini Bakırköy’e taşıyıp sıkışıklığı bu şekilde gidereceğiz" dendi. Bu kararla Eyüp Adliyesi’nin statüsü tamamen değişiyor. Adliyemizde 3 Ağır Ceza, 3 Asliye Ceza, 3 Asliye Hukuk, 2 İş, 2 Aile, 2 Sulh Ceza, 2 Sulh Hukuk, 2 İcra Mahkemesi mevcut. Yaklaşık 27 savcı, 25 hákim ve 150 personel görev yapıyor. Bakırköy’e Ağır Cezalar ve İş Mahkemeleri giderse yaklaşık 10 oda boşalacak. Ancak bu binada 60 odaya ihtiyaç var. Ağır Cezaları buradan kaldırmakla sorunları çözmek yerine daha da zorlaştırıyorlar. Çalışanların çoğu bu civarda otuyor. Zaten dosyalardan başımızı kaldıracak vaktimiz yok. Biz evlerimiz yakın olduğu için özveri gösterip yığılan dosyalar üzerinde çalışmalarımızı yapıyorduk. Bakırköy’e taşınırsak, dosyalara harcadığımız zaman yolda geçecek. Ayrıca yol parası da cabası. Adalet Bakanımız bu karardan vazgeçmeli. Ayrıca ilçenin ekonomik çöküntüsünü de düşünün."

11’lere hatırlatırım

(İkinci Cumhuriyetçilerden oluşan milli takımın ilk 11’ine...)

İRAN
olaylarını ve Türkiye’de türbanı irdelerken dikkatinizden kaçtığını düşündüğüm çok önemli bir şeyi hatırlatmak istiyorum.

Humeyni’nin devrim başarısının altında İran komünistlerinin ve o günün İran’ındaki entelektüel solun etki ve yönlendirmelerine de lütfen dikkat çekerseniz, benzer gelişmelerin Türkiye’de de yaşanmakta olduğunun görülmesine katkıda bulunacağınıza inanıyorum.

Mehmet Emin ŞAHİN

GÜNÜN SÖZÜ

"DİL devrimi, Türkçenin önündeki tesettürü kaldırmıştır."

(Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel)
Yazarın Tüm Yazıları