Bunun yanında brandalarla örtülü malzemenin ne olduğunu bilmek olanaksız. Bunların yanındaki barınma çadırında bir
Amerikalı, şezlongda güneşleniyor. Bizlerin sırtında pardösü var; sıcaklık 13, 15 derece olabilir.
Terminale geldiğimizde kalabalık bir grupla karşılaştık. Meğer Çevre Bakanı
İmdat Sütlüoğlu da bizim uçaktaymış;
Siirt seçimine 'nöbetçi bakan' olarak geliyor. Kendisini
Siirt, Batman ve
Diyarbakır'dan gelen
AKP'liler karşıladı.
Diyarbakır'daki koordinatör valinin de karşılamada bulunması dikkat çekti.
Bizi karşılayan dostlarla 86 kilometre uzaklıktaki
Siirt'e yola çıkarken, trafik biraz hareketlenmiş.
Siirt'in geleni gideni çok olmaya başlamış. Bu olaya ne kadar kızıyorlar biliyor musunuz; sadece seçim döneminde hatırlanıyoruz diye. Şimdi durum başka; başbakan gönderecekler
Ankara'ya. Karayolları'nın çukurları asfaltla daha bir gün önce kaplanmış.
Siirt'e girerken Karayolları dozerlerinin çalışması 'duble yol' hazırlığı mıdır nedir? Pazardan sonra anlaşılır.
Tayyip Erdoğan bir kere
Siirt damadı. Saygılı ve yumuşak tavırlı
Siirtliler nezdinde itibarı belediye başkanlığından beri sürüyor. Sonra tarikat bağlantısı da güçlü.
Buna karşın kısa süre içinde öyle 'göstermelik' ortaya çıkmış bir 'inşa faaliyeti' yok.
'Seçim savaşı' sadece sokak afişleri ve iki partinin -
AKP ve
CHP- araçlarından yükselen sloganlarla yürütülüyor:
‘‘Yiğit düştüğü yerden kalkar.’’
YSK'DAN SON RET
İlhan Kesici'nin
DYP kongresinde kendisi için ortaya attığı slogan artık
AKP'ye mal olmuş sayılır.
CHP ise bu sloganla
Erdoğan'a vurmaya çalışıyor:
‘‘Yiğit barıştan yana olur!’’
SİİRT seçiminin iptali burada kimsenin içine sinmemiş; yalnız bu görüş tarafsız gözlemciler ve hukukçuların gözüyle tabii. Bir kere
Fadıl Akgündüz'e yapılan oyunun bir haksızlık olduğunu düşünüyorlar.
AKP iktidar olunca,
Ankara'dan bürokratlara yapılan baskılar, cesaret sahibi olanlarca belki pazardan sonra anlatılır mı bilemeyiz.
Bu görüştekilere
‘‘Pekiyi Tayyip Erdoğan...’’ dendiğinde
‘‘O bizim damadımız; Fadıl gibi yarı evladımız sayılır ve en önemlisi o başbakanımız’’ diyorlar.
Siirt'ten daha çok şey yazılacak.
Ama bu seçimin hukuksuz olduğunu öne sürenlerin iptal girişimleri
Yüksek Seçim Kurulu'ndan önceki gün döndü. Başta
İşçi Partisi olmak üzere 'vatandaşın avukatı'
Nusret Çakıroğlu ile
Nafiz Çubukçu ve
Ahmet Davran'ın,
Tayyip Erdoğan'ın
Siirt'ten aday olamayacağı yönündeki yaptıkları itirazı
YSK yine reddetti.
Başkan
Tufan Algan, Başkanvekili
Ahmet Hamdi Ünlü, üyeler
Selahattin Çelik, Cengiz Erdoğan, Şükrü Kaya Erol, Kenan Atasoy ve
Yılmaz Derme imzalı kararda,
‘‘Hiç kimse sonuçları ortadan kalkmış bir engeli sebebiyle seçilme hakkını kullanmaktan yoksun bırakılmamalıdır’’ deniliyor.
Karşı görüş ise,
Tayyip Erdoğan'ın 3 Kasım seçimlerinde geçici de olsa adaylık başvurusunda bulunduğu için
Siirt seçiminde yeniden aday olamayacağı yönünde.
İtiraz edenler ayrıca, aday listesindeki boşalmanın alt sıradan kaydırma yoluyla doldurulması gerektiğini,
Tayyip Erdoğan'ın listeye dışardan giremeyeceğini savundular.
‘Takipçi okurumuz’ hukukçu
Nurettin Kaptan ise
‘‘Erdoğan seçime birinci sırada giremez. Çünkü birinci sıradaki milletvekili seçim sonuna kadar milletvekilidir. Ve birinci sıra boşalmamıştır. Tayyip seçilemez. Seçilse bile tam kanunsuzluk nedeniyle milletvekilliği düşer’’ diyor.
Genç Parti de yaptığı itirazlara sonuç alamaması karşısında gelecek seçimlere hazırlanmak üzere
Siirt'in güçlü ailelerinden
Hamidi ailesinin
ANAP'lı eski milletvekili
Ataullah Hamidi'yi şimdiden saflarına katmış.
Neyse
YSK'nın kararları
Erdoğan seçilse bile daha çok tartışılacak.
Bu seçime bir yerde
‘‘Tayyip-Fadıl seçimi’’ demek doğru olur.
Coniler gittiğinde
Alavere dalavere,
‘Kürt Memet’ cepheye. Bunu anlayabiliyorlar mı acaba?
Yarın
Coniler çekip gittiğinde, yine bugün yaktıkları
Türk bayrağının gölgesine ve merhametine sığınacaklardır. Ama, şimdilik arkalarına
Amerikan gazı pompalanıyor.
Şevki UYANIK-ALMANYA UNAKITAN'a
Dolandırıcıdan da vergi alNİÇİN vergi kaçıranların, sahte fatura göstererek devleti soyanların, yasalara uymayıp kaçakçılık yapanların peşine düşmüyorsunuz? Bunların devleti zarara uğratmalarına göz yumuyorsunuz da zaten vergisini veren, dürüst, namuslu insanları yeni vergilerle cezalandırıyorsunuz?
Oysa devlet kendisini dolandıranlardan alacağını tahsil etse bütçe bu kadar açık vermez, yeni vergiye de gerek kalmaz. Mazlumun ahını da almaz.
IMF'ye muhtaç olmaz. Bu zihniyetle ne
SSK, ne de diğer kurumlar iflah olur.
Günsel TUNA-İSTANBUL FAİZ KAZANÇLARI
EVİ, arabası hatta yazlığı olup da işi olmayan, birikimleri ile geçinmeye çalışan insanlar var. Bu kriz ortamında malınızın olması pek bir şey ifade etmiyor. Koşullar böyleyken vergi adaleti diye iktidara gelip, faiz kazançlarına hiç dokunmadan, araçlara ve gayrimenkullere ek vergi koymak, ne siyasi ne de toplumsal ahlak ve devlet yönetme anlayışına uyuyor. Hükümetin ‘‘vergi barışı’’ diyerek toplayamadığı vergileri affedip, bu vergileri evi, arabası olana yüklemesini kabul etmiyoruz. Bu adaletsiz davranıştan vazgeçilmelidir.
Zeliha DİZİ-İZMİR Biliyor musunuz?
DÜNYA petrol piyasalarında saygın bir ismi olan
TÜPRAŞ Genel Müdürü
Hüsamettin Danış'ın aynı zamanda uhdesinde bulunan yönetim kurulundan alınıp yerine getirilen
Kahraman Emmioğlu'nun,
Tayyip Erdoğan'ın Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda Genel Sekreterliği'ni yaptığını,
FP'den
Gaziantep milletvekili seçildikten sonra
Sincan olaylarındaki çıkışı nedeniyle bir dönem
‘‘nadasa’’ bırakıldığını...
Biliyor musunuz?