Gençler gösteri yaptı onları polis korudu

MAGNA Carta’nın 800. yıldönümü kutlamaları için İngiltere dünyadan iki bin delegenin katılımı ile bir Küresel Hukuk Zirvesi Forumu düzenledi. Derslerle dolu olan dört günlük çalışmaya (bugün bitecek) bizim Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bazı milletvekilleri, YHSK ve TBB’den hukukçular katıldı.

Haberin Devamı

Magna Carta 1215 yılında İngiltere kralının yetkilerinin önemli bir bölümünü halka devretmeyi kabul ettiği belgenin adı... Bir anlamda ilk demokratik açlım belgesi. Kraliçe Elizabeth Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve konusu “Hukukun Üstünlüğünü Sağlamak Kimin Sorumluluğundadır” idi ve bu toplantıya biz de Türkiye Barolar Birliği’nin temsilcisi olarak katıldık. İngiliz hükümetinin Magna Carta ilkelerini tam olarak uygulamadığını protesto etmek isteyen kalabalık bir grup ellerinde posterlerle Kongre Merkezi’nin önünde gösteri yapmak üzere toplandı. Grubun sloganlarla hükümeti protestoya başlaması üzerine Kongre Merkezi önünde güvenlikten sorumlu polisle hemen grubun arkasında sıraya girerek protesto eden grubu trafikten ve olası müdahaleleden korumak için önlem almasını şaşkınlıkla izledik. Amaçları gösteri yapanların demokratik haklarını sağlıklı bir biçimde kullanmalarını sağlamaktı. Etrafta ne TOMA ne biber gazı sıkan polis ne de coplarla gösteriyi dağıtmaya hazır polis vardı. Göstericiler söyleyeceklerini söyledikten, posterlerini basına gösterdikten sonra sessizce dağıldılar. Türkiye ile kıyaslandığında şaşılası bir görüntü vardı. Acaba hangi polis doğru olanı yapıyor diye insanı düşünmeye zorlayan bir görüntüydü bu.
Kongre Merkezi’nin önünde bir grup AKP milletvekili ile karşılaştık. Adalet Bakanı ile birlikte hukukun üstünlüğü ile ilgili bu zirveyi izlemeye gelmişlerdi. Ayaküstü bize İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nın mutlaka Meclis’ten geçeceğini söylediler. Kendilerine, “O zaman yanlış yere geldiniz çünkü bu toplantı hukukun üstünlüğü ve temel hakların korunması ile ilgili, oysa sizin çıkarmaya çalıştığınız yasa hukukun üstünlüğünü yok sayan ve temel hakları yok edecek bir yasa” demeye çalıştık ama daha cümlemizi tamamlamadan kalabalığa karışıp yol oldular.
Bu manzara karşısında ‘Çağdaş toplumlar nereye, biz nereye gidiyoruz?’ diye kendimizi sorguladık.
Adalet Bakanı Bozdağ, çoğu AKP’li milletvekilleri, (CHP’liler Meclis konuşması nedeniyle gitmediler), adalet bürokrasisi ve TBB’yi temsilen biz katıldık.
Hukukun Üstünlüğü Küresel Toplantısı’ndan gereken dersi aldılar mı?
Merak ediyorum, oraya katılan AKP’li ağırlıklı bürokratik grup, orada anlatılan hukukun üstünlüğünün ne olduğunu, nasıl uygulandığını anladılar mı? Daha doğrusu gerekli dersi aldılar mı? Hukukun üstünlüğünü sağlamakla kim görevli; tabii ki hükümetler... Bir şey anladıklarını sanmıyoruz.
Alsalardı İç Güvenlik Yasa Tasarısı’nı çoktan geri çekmeleri gerekirdi.
Dr. Engin ÜNSAL

Haberin Devamı

Şişli Belediyesi’nde neler oluyor

Haberin Devamı

“ŞİŞLİ Belediyesi’nde çalışan bir memur olarak Başkan Hayri İnönü ve yardımcılarına bazı şeyler sormak istiyorum. Çünkü bu dedikoduların yanıtlarını en iyi sizin köşenizden alabileceğimizi düşünüyoruz.
- Belediyemizin imardan sorumlu belediye başkan yardımcısı, mühendis Erdoğan Yıldız’dan başlamak istiyorum. Köşenizden daha önce tanıttığınız Sayın Yıldız, 14.02.2015’te 65 yaşını doldurdu. 06.02.2015’te Mecidiyeköy’deki Torunlar İnşaat ruhsatını verdi. 29.000.000,00 TL tutan harcın 6.472.00 TL’si alındı. Bu para ile maaşlar ödendi. Para gelsin, nasıl gelirse gelsin anlayışı yani... İmza yetkisinin dolmasına bir hafta kala niçin verildi bu ruhsat? Halbuki CHP’li Gürsel Tekin ve Sezgin Tanrıkulu’nun bu inşaatlar durdurulmalıydı diye eylem yaptıkları ne çabuk unutuldu?
- SGK’nın kurum görüşü alınmadan bu inşaatın başlamasına izin verilebilir mi?

Haberin Devamı

MAKAM ARAÇLARI

- Nişantaşı Şakayık Sokak’ta, Yapı İnşaat’ın ruhsat almadan harfiyata başlandığı bilinirken, Apdi İpekçi Caddesi’ndeki Keten İnşaat’a durdurulma verildi mi? Sebebi nedir?
Belediye Başkanlığı’na Audi A8, Volvo S ve BMW 7.30 kiralama yapılarak her ay 64.000,00-TL+KDV ödeniyor. Hani tasarruf? Üç aracın belediye başkanına hizmet verdiği ortaya çıktı. Bir taraftan tasarruf, bir taraftan israf söz konusu değil mi?

- Şişli’nin yan şirketi Kent Yol AŞ, YK Başkanlığı’nı yürüten Meclis üyesi Tonguç Çoban’ın görevden alınmasından sonra yerine Ömer Engin Baysal getirildi. Her işe karıştığına göre kendisi ‘fiili’ başkan mıdır? Söylendiği gibi kendisi Nazlı İnönü’nün kuzeni midir? İnşaat müteahhidi olan Sayın Baysal kaç şirket batırdı ve YK’ye atadığı müteahhitler kimlerdir?

Haberin Devamı

SARIGÜL’ÜN RESİMLERİ KALDIRILDI

Emir Sarıgül’le yaşanan krizden sonra belediyede 40’a yakın şef, amir, müdür, belediye başkan yardımcısı görevlerinden alındı. Mustafa Sarıgül’ün 15 yıllık tüm kadrosu değiştirildi; odalardaki resimleri, çerçeveleri kırılarak çöpe atıldı. İntikam duygusuyla yerlerde çiğnendi. Yeni görevlere Ankara Mamak, Maltepe, Bakırköy, Fatih, Kadıköy’den Şişli’yi tanımayanlar getirildi. Başarı böyle mi sağlanacak?
Belediyede Genel İş Sendikası işyeri temsilcisi Zeynel Şahin, Başkan İnönü’nün korumaları tarafından darp edilip, hastaneye kaldırıldı. Bu korumalar, meclis salonunda elini-kolunu sallayarak dolaşabiliyorlar. Sayın Hayri İnönü’nün makamındaki kapıların şifrelerini kaldırmayı düşünüyor musunuz?”

Haberin Devamı

Sağlıkta çağdaş olma

RAPORUN altında “katkı payı ödemez” yazıyor. Eczanede “fark” çıkıyor. Şimdi de fizik tedavinin SGK dışına çıkarılacağı söyleniyor. Hep beraber söyleyelim: SGK’ya maşallah nazar değmez inşallah!...
(Bursa Çekirge’de yapılan o güzelim Romaten Hastanesi tesisine yazık değil mi?) Aydil EROL

Üniversitelerimiz için
yargıçlarımıza uyarım

İTÜ’de rektör Mehmet Karaca, doctorand asistanların kadrolarını 6 yıl ile sınırladığından beri ‘Asistan dayanışması’ adı altında bir grup, bu son derece olumlu tutuma karşı, bir yaygaradır tutturdu gidiyor. Ne yazık ki bazı yargıçlarımız önlerine gelen davalarda, altı yılı doldurduğu halde hâlâ doktorasını bitiremeyen ve buna rağmen devletten maaş almakta ısrar edenleri haklı bulmuştur. Bu talihsiz durum üniversitelerimizin kalitesizleşmesine yardım etmekten başka bir şey değildir. Şimdi size dünyanın en iyi teknik üniversitelerinden biri olan Zürih’teki Eidgenössische Technische Hochschule’nin (ETH) bu haldeki asistanlara ne yaptığını yazayım (detaylar için bkz.) https://www.ethz.ch/content/associates/students/de/doktorat/administratives/doktoratsdauer.html)
ETH, altı yılı bitiren doktorand’ın, eğer tezini bitirip savunamadıysa, öğrenciliğini dahi sonlandırıp kendisini okuldan atmaktadır (Exmatrikulation)! Bu konuda hiçbir İsviçre Mahkemesinin üniversitenin kararına müdahale ettiğini ben duymadım. Zaten bu mümkün de değildir. Ama onun için ETH dünyanın en iyi üniversiteleri arasındadır (Unutmayalım: Einstein öğrencilerinden biriydi; sonra da profesörlerinden biri oldu). Bizde ise kalitesizliğe prim vere vere üniversitelerimiz beş paralık edilmiştir. Bu konuda mahkemelerimizin durumun vahametini takdir ederek karar almalarını istemek sanırım üniversitelerimizin kalitesinin artması için çabalayan bizlerin hakkıdır.
A. M. Celâl ŞENGÖR

Yazarın Tüm Yazıları