Suriye’nin huzurunda bir Türk üniversitesi

3dk okuma

DÜN, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yaptığı peş peşe harekâtların yeni döneme olan etkisini yazmıştım.

Haberin Devamı

Başlık da “El sıktıran harekâtlar”dı.

Bugün askeri harekâtların ötesinde;

Belki de bu coğrafyada ilk kez yaşadığımız çok önemli bir gelişmeyi aktarıyorum.

Önceki hafta Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar’ı Suriyeli bir akademisyen ziyaret ediyor.

Dr. Abdülhamid El-Awak...

Dr. El-Awak, Suriye’nin geçiş sürecini düzenleyecek olan Suriye Anayasa Komisyonu Başkanı olarak atanmıştı.

Şu an imzalanan geçici anayasanın baş mimarı.

Peki neden Mardin Artuklu Üniversitesi’ni ziyaret ediyor?

Çünkü Dr. El-Awak, Suriye’de iç savaş patlayıp rejim saldırılara başlayınca 2016 yılında Türkiye’ye sığınmıştı.

Ve Mardin Artuklu Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olmuştu.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ndeydi.

Haberin Devamı

Yıllarca kendisine kucak açan ve akademik kariyerini devam ettirmesini sağlayan o üniversiteye bir vefa ziyaretiydi bu.

Kolay değil...

Bunca tartışmanın, çatışmanın ortasında. Her türlü emperyalist oyunun döndüğü, her türlü kamplaşmanın olduğu, etnik ve dini çatışmaların doruğa çıktığı Suriye için bir geçici anayasa hazırlanacaktı.

Dr. El-Awak, yıllarca yaşadığı Mardin’den ayrılırken şöyle diyordu:

Bizler Türkiye’ye mülteci olarak geldik. Şimdi ise modern Suriye’nin yeniden inşa sürecinde rol oynayan isimler olarak geri dönüyoruz.”

Şimdi bu üniversite rektörünün mutluluğunu düşünebiliyor musunuz?

Ya da bu organizasyonu yapan başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devlet yönetiminin mutluluğunu.

BU DEFA TÜRK ÜNİVERSİTESİ DEVREDE

Evet arkadaşlar;

Bu bilgileri şunun için veriyorum.

Biz bu Ortadoğu coğrafyasında, bu tür hazırlıkları hep Batılı bir üniversite ya da vakıf temsilcilerinden görürdük.

Özellikle 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra bu coğrafyada hukuk, ekonomi ve sosyal hayat düzenlemeleri için oluşturulan kurullar dünya çapında adı duyulmuş Batılı bir üniversiteden gelen akademisyenlerin etkisinde olurdu.

Kimi zaman BM kimi zaman Dünya Bankası desteğiyle...

Dikkat edin...

İlk kez bu coğrafyada, iç savaştan çıkma mücadelesi verip yeniden devlet olmaya çalışan Suriye’nin geçici anayasasının başına bir Türk üniversinden bir akademisyen getiriliyor.

Dahası var...

Haberin Devamı

Yine Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar bakın ne diyor:

Üniversitemizin mezunları ve aktif öğrencileri, Suriye’de hükümet ve yönetimin kritik kurumlarında önemli görevler üstlenmektedir.

Peki ne tür görevler?

Prof. Dr. Özcoşar detaylandırıyor:

Uluslararası ilişkiler, mühendislik, mimarlık ve sosyal bilimler alanlarında yetiştirdiğimiz öğrencilerle, Suriye’nin yeniden yapılanmasında önemli bir akademik katkı sunuyoruz. Hükümet kademelerinde, yerel yönetimlerde ve uluslararası kuruluşlarda görev alan mensuplarımız ülkenin kalkınma sürecine ciddi katkı veriyorlar.

İNSAN HAKLARI SORUŞTURMASI

İşte bir bilgi daha:

Beşar Esad döneminde işlenen insanlık suçlarının araştırılması için yine bir Türk akademisyen görev alıyor.

Haberin Devamı

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Mehmet İhsan Özdemir.

10 gün boyunca Şam, Humus, Hama, Halep ve İdlib’de saha çalışmalarına katılan Özdemir’in yazacağı raporu çok merak ediyorum. İşkence odaları... Toplu mezarlar... Kimyasal silah kullanılan anlanlar... Açlık ve sefalet kampları... Ölüm hücreleri...

Sanıyorum bu acı gerçekleri yakında bütün dünya öğrenecek.

ASKERİ VE SİVİL HAREKÂTLAR

Yazının başına dönersem;

Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi El-Awak’ın Rektör Prof. Dr. Özcoşar’ı ziyaret haberinden anlıyoruz ki,

Bir Türk üniversitesi, iç savaşla dağılma noktasına gelmiş bir ülke olan Suriye’nin yeniden yapılanmasında çok önemli bir görev alıyor.

Haberin Devamı

Öğretmen ve öğrencileriyle bir “hukuk ve sosyal hayat harekâtı” başlatıyor.

Böylece Türkiye;

Teröre karşı yaptığı askeri harekâtlardan sonra Suriye’nin yeniden devlet olması ve demokrasiye geçişi için de çok önemli bir “sivil harekâtı” başlatmış oluyor.

Bunlar ancak büyük devletlerin yapacağı organizasyonlardır.

Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin bölgedeki önemini bütün dünyaya gösteriyor.

Yazarın Tüm Yazıları