'Gazeteciye dokunma'

Kara'nın suçu AKP'lilerle ilgili iddialardan daha mı ağır?

GAZETECİ Sinan Kara Datça'da bugün 5 duruşmaya birden çıktıktan sonra üç aylık cezasını çekmek üzere cezaevine girecek.

Kara, Basın Kanunu'nun 2. maddesine muhalefetten, çıkardığı yerel gazeteden iki nüshayı Kaymakamlığa vermediği için yargılanmıştı. Kara infaz yasası gereğince 44 gün yatacak.

Kara hakkında buna benzer başta kaymakam ve savcı başta olmak üzere bazı müteahhit ve emlak komisyoncuları olmak üzere 19 dava açılmış...

Açılan davalardan yerel mahkemenin verdiği hapis cezalarının tutarı 9 yılı buluyor. 19 davadan 13'ü Yargıtay'ın kararını bekliyor; istenen para cezaları ise 1 trilyonu buluyor.

Datça Kaymakamı'na iki nüsha gazete vermediği için ilk cezası infaz edilecek olan Kara ayrıca evinin bir odasını gazete idare yeri olarak kullanmak, yerel gazetesini takip defterine işlememek gibi suçlardan da mahkûm olmuştu.

Çağdaş Gazeteciler Derneği'ne (ÇGD) üye 40 kişilik bir grup, Kara'nın yarın beş duruşmasını izlemek ve kendisini cezaevine teslim etmek üzere dün akşam İstanbul'dan Datça'ya hareket etti.

Eğer uyum yasalarına göre bir düzenleme yapılmazsa Kara'nın uzun yıllar cezaevinde kalması gerekiyor.

Datça'da Cem Avşar, Osman Akın ve Ali Hasan Besin adlı vatandaşların öncülüğünde açılan kampanyada 1500 imza toplanmış; Kara'ya yapılan haksızlıklar protesto edilmişti.

AKP hükümetinde, parti genel başkanından ve başbakandan bakan ve milletvekillerine kadar birçok kişi hakkında çeşitli yolsuzluk ve usulsüzlük davaları, dokunulmazlık zırhı nedeniyle dondurulurken, bir gazetecinin kaymakama iki nüsha gazete vermediği için cezaevine yollanması dikkat çekici değil mi?

İnce'den AKP'ye ders


ÖZDEMİR İnce'nin, Hürriyet'te merakla izlenen 'Deneme' yazıları 'Pazar Yazıları' (Gendaş Yayınları-0212-527 10 20) adıyla yayınlandı. Özdemir'in kitabının en önemli özelliği, genellikle yanlış bazı kavramların doğru tanımlarını yapması ve bu konuda ilginç tartışma açmasıdır. Örneğin; laiklik konusunda şöyle diyor:

‘‘Laiklik, sadece devletin Kilise'nin (dinin) egemenliğinden kurtulması sürecini içermez; ekonomik, toplumsal ve kültürel örgütlerin, bilim ve felsefenin sanat ve edebiyatın halkın gündelik yaşamının da dinin denetiminden kurtulması anlamına gelir. Siyasal partiler, bu gerçekleri kabul ederek iktidara talip olurlar. Yani demokrasi, siyasal partilere, toplumsal düzene egemen olma hakkını değil, iktidar olma hakkını verir.’’

R. T. Erdoğan 1994 yılında RP'lilerin dağa taşa ‘‘Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır’’ sloganı yazdıkları sırada, ‘‘Laik Müslüman olamaz’’ demişti.

Özdemir İnce'nin yaptığı laiklik tanımının ne anlama geldiğini büyük bir ihtimalle anlamaya başlamışlardır.

Adana Belediye Meclisi'nde skandal Pompacı rüşvetçiler


ADANA Büyükşehir Belediye Meclisi, yılın son oturumlarında tam 19 iş merkezi, konut ve yeşil alanın akaryakıt istasyonlarına çevrilme girişimlerine sahne oldu. Bunlardan dördünün Nazım İmar Planı değişikliği önce İmar ve Kanunlar Komisyonları'nda daha sonra da meclis genel kurulunda kabul edildi.

Eğer bunlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak tarafından imzalanır; Seyhan Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan tarafından da ilçe belediye meclisine indirilirse, Adana'nın göbeğinde karınca biter gibi akaryakıt istasyonları bitecek. Bütün bu macerayı bizzat yaşayan adı bizde saklı bir Büyükşehir Belediye Meclisi üyesinin gönderdiği mektup, Adana'nın eşiğinde olduğu facia ve rüşvet zincirini gözler önüne seriyor. Akaryakıt istasyonu başına 250'şer milyar lira rüşvet döndüğü iddiaları Adanalı'nın dilinden düşmüyor.


İBRET VERİCİ MEKTUP

Mektubu okuyoruz:

‘‘Son birkaç aydır Adana Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan olaylar zincirinin temelinde bazı üyelerin yaklaşan yerel seçimler nedeniyle önlerindeki sürenin kısalması yatıyor. Akaryakıt istasyonlarının hiç yokken gündeme taşınması bu kısa sürede nemalanma düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Daha bir yıl önce Altıkat Köprüsü bitişiğindeki ANAP eski milletvekili Mehmet Ali Bilici'ye ait arsa için ‘Yeşil alan olsun' önergesi veren MHP'li Şevki Kaya bir yıl sonra bu kez de söz konusu arsanın akaryakıt istasyonuna çevrilmesini istedi. Bir yılda ne değişti ki? Aynı zamanda İmar Komisyonu Başkanı olan Şevki Kaya destek bulunca birbiri ardına imar planı değişikliği talebi gelmeye başladı. Biliciler'in arsasını Selahattin Kükürt, Saim Gizer ve CHP İl Başkanı Orhan Sümer'in kardeşi Ertan Sümer'in arsası takip etti. Bunların dördü komisyonda kabul edilip meclise inmeyi beklemeye başladı.

Tam bu sırada Adana'da yayınlanmakta olan 'Ekspres' gazetesi olayı manşetten duyurdu. Hem komisyonda hem de mecliste evet oyu veren MHP'li üye Mustafa Göçer'i kamuoyuna 'Evetçi Göçer' diye tanıttı. Zaten kendisi de komisyoncu bir arkadaşımız ve konuşmalarında da bunu inkár etmiyor.

DURAK KARŞI ÇIKACAK MI?

Meclis'te onurluca duran ve ret oyu veren arkadaşlarımız da oldu. Bunların dışına kalan Mustafa Göçer, Mahmut Doğru, Aytaç Bilgen, Cahit Kavak, Şevki Kaya, Hamit Coşanay, Kemal Çelikdurgaç, Saim Azmaz ve Hacı Ali Yaşar evet oyu verenlerdir.

Adanalılar Durak'tan bu karara karşı çıkmasını ve imzalamamasını bekliyor.’’ Mektup bu kadar. Meclis üyesi Murat Filazi kararın kesinleşmesi durumunda mahkemeye gitmeye hazırlanıyor.

Adanalı Durak’tan cesaret bekliyor. O cesaret Adana'nın onurunu kurtaracak!

(Adana'da daha yazacak çok şey var: Biraz da mazot kaçakçılığından, bazı polis şeflerinden ve o malum oda başkanından da söz etmek gerekiyor.)

Milyarlar vurdular


Milli Piyango, karaborsa bilet işini çözemiyor

MİLLİ Piyango Genel Müdür Yardımcısı Sayın
Güllü Torun, İstanbul'da yılbaşı biletleri neden karaborsaya düştü?

- Emin olun neden olduğunu bilemiyoruz, şaşırıyoruz. İnsanlarımıza ne oldu diye panik içindeyiz. İstanbul'da karaborsa var, Ankara'da ise bayileri dolaşıyorum, ellerinde bilet var.

Türkiye'de ne kadar bilet verdiniz bayilere?

-
Geçen yılki gibi bu yılbaşında da toplam 23 milyon 400 bin bilet basıldı. Geçen yıl tam bilet 8 milyondu, bu yıl ise 10 milyon... 70 trilyon hasılat toplanıyor.

İstanbul'da birçok satıcıda karaborsa bilet var; 2.5 milyon lira olan çeyrek bilet 4 milyona satılıyor.

- Biz de duyuyoruz... Türkiye'deki MP'nin 28 şube müdürlüğüne karaborsa uyarısı yaptık. Yıl içinde bilet satışları çok düşüktü ancak ilk kez olan karaborsaya bir anlam veremiyoruz.

Karaborsa maksatlı olabilir mi?

- İstanbul'daki avukatımız olayın peşinde.

Biletlerin üzerinde eski Bakan Erdoğan Toprak'ın imzası var.

- Biletlerin basımı 3 ay öncesinden Banknot Matbaası'na sipariş edildiğinden yeni bakanın imzası olmayabilir.

MP Çemberlitaş Şube Müdürü Veli Pan, karaborsa bilet konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Ne yazık karaborsa var diye vatandaş şikayet etmiyor. Mali Şube'ye şikayetimiz üzerine Eminönü'nde, 7 kişi bilet satarken yakalandı.

Bunlar bayi mi?

- Hayır, aynı maçlarda karaborsa bilet satanlar gibi bir olay... Aslında MP biletleri kotalı satılıyor; başbayilerimiz var. Ancak karaborsayı anlayamıyoruz. Ayrıca sahte ve fotokopili biletlere karşı vatandaşların dikkatli olmasını istiyoruz. Bu zaman zaman döviz ve borsada yaşanan büyük bir vurgun. Bunun ortaya çıkarılması çok geç oldu!

2 vahim durum


KARTAL'da Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yanındaki Trafik Vakfı'nın açık otopazarını pazar günleri gördünüz mü? Kaos yaşanıyor burada... Sakın pazarları hastalanıp tedavi olmak için hastanemize muhtaç olmayın. Çünkü Acil Servis'e girme şansımız yok. Trilyonların döndüğü bir açık otoparka karşın hayatın ne önemi var.

Dr. Haldun ORHUN KADIKÖY

TDİ
Şehir Hatları vapurlarında 5-6 TV alıcısı konulunca yolculuk işkenceye dönüştü. Ekranlardan bangır bangır verilen reklam ve benzeri yayınlar yolcuları terörize ediyor. Boğaz'ın simgesi vapurlar, doğayla denizle bütünleşmek yerine, ticari hesapların oyuncağı oldu. Kısaca sakin vapurlarımızı geri istiyoruz.

Atilla AKAR-İSTANBUL

MESAJ


BAYINDIRLIK Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Karayolları Genel Müdür Vekili Sabri Özkan Erbakan arayarak, isminin her zaman kuzeni ile karıştırıldığını söyledi. Erbakan ‘‘Ben Prof. Selahattin Erbakan'ın oğluyum. Milli Görüş Teşkilatı'nın Genel Sekreteri Mehmet Sabri Erbakan ise rahmetli küçük amcamız Mehmet Akgün Erbakan'ın oğludur. Dedemizin adı Sabri olduğu için zaman zaman bu karışıklık olmaktadır. Ben 13 yıldır bürokratım, 6 yıl önce de GAP'tan Bayındırlık Bakanlığı'na geldim’’ dedi.

AKP Aydın Milletvekili Atilla Koç'un vekili vasıtasıyla gönderdiği 'tekzip metni'nin hangi mahkemece verildiğini soran okurlarımıza... Karar Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilmiş (Hakim Ali Yüksel).
Yazarın Tüm Yazıları