Paylaş
86 yaşındaki annemi tedaviye götürdüğüme pişman oldum
Ben 56 yaşında yurtdışı dahil çeşitli üniversitelerden mezun bir kadın ve aynı zamanda vefat etmiş bir askerin de kızıyım. Yürüme zorluğu olan 86 yaşındaki annemin işlerini takip edebilmek için vekaletname almam gerekiyordu. Vekaletname için de akli dengesinin iyi olduğunu ispat etmek için tam teşekküllü bir hastanenin psikiatri kliniğinden rapor almak gerekti. Sabah saat 08.00’de Haydarpaşa GATA Askeri Eğitim Hastanesi’ne gittik. Ve tüm çilemiz ondan sonra başladı. Kayıta yazdırmak, numara almak, onaylar almak, para yatırmak, doktorları beklemek, hocayı beklemek, testlerden geçmek ve tekrar onaylar, imzalar almak için tam öğlen 12.00‘ye kadar birbirlerinden metrelerce uzaktaki ayrı binalara girerek koşuşturduk.(Saydım 12-13 değişik işlem yapıldı)
Çoğu yerde rica ve yalvarmalara varan girişimlerden sonra nihayet 12.00’de işlemlerimizi bitirebildik; zira sonrasında 1,5 saatlik öğlen molasına kalacaktık. Bu süre içinde çalışanların devamlı yoğunluktan şikayet ettiklerine şahit oldum. Zira %5 olan dışardan sivil hasta kabul işlemini %100 sivil kabul şekline dönüştürmüşler.
Bilgisayarlar dahil tüm sistemlerde aksaklıklar çıkmaya başlamış.
Tüm işlemler bittikten sonra sabah 07.00’den beri tuvalete gidememiş olan 86 yaşındaki annemi psikiatri kliniğindeki tuvalete götürmek istedim. Oradaki tuvaletlerin çalışanlara ait olduğunu ve dışardan kimseyi sokmadıklarını, Acil’deki normal hasta tuvaletine gitmemiz gerektiğini söyleyerek bizi başlarından savdılar. (Acil tuvaleti kliniğe 300-500 metre ötedeydi)
Mecburen doru dürüst yürüyemeyen annemi o mesafeye taksi ile götürmek durumunda kaldım ve bir de taksi bulmak için uğraştım zira klinikte tekerlekli sandalye yoktu ve öğlen molasına girilmişti.
Daha sonra bazı hastanelerde bu işlemlerin çok daha az bürokrasi ile ve kolaylıkla yapıldığını öğrendim. Bu yazıyı size yazmaktaki maksadım böyle işlemler için ve hatta hastaysanız bile GATA’nın hastane olarak tercih edilmemesinin bilinmesidir. Tuvalet olayından da anlaşılacağı gibi GATA’da insanlık ve hizmet bitmiş.
Bilginize sunarım.
Nilgün Tunalı KÖKSAL
MHP’li vekilden Bakan ve Gökçek’e ‘metro’ soruları
MHP Ankara milletvekili Prof. Dr. Mustafa Erdem tarafından, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istenen soru önergesi şöyle:
“Ankara Metrosu, Ankara Büyükşehir Belediyesinin mevcut başkanı tarafından seçimlerde oy alabilmek amacıyla kullanılmış ancak sonunda çeşitli bahaneler gösterilerek Bakanlığınıza devredilmiştir. İnşaat çalışmaları başlamış ve halen de bu çalışmalar devam etmektedir. Metro inşaatı sebebiyle Ankara içinde bulunan bazı yollar trafiğe kapatılmış ancak yollar kapatılırken çevresindeki kaldırımlar da iptal edilmiştir. Bunun neticesinde birçok esnafımız geçim kaynakları olan ticarethanelerini kapatmak zorunda kalmıştır. Bu da birçok vatandaşımızın mağduriyetine sebep olmaktadır.
1) Metro inşaatı nedeniyle kapanan dükkân sahiplerinin mağduriyetini gidermek için Bakanlığınız veya Büyükşehir tarafından herhangi bir çalışmanız var mıdır? Var ise bunlar nelerdir? Mağdur olan ticarethaneler ne zaman tekrar faaliyete geçebilecektir. Metro inşaatı nedeniyle Bakanlığınıza veya Büyükşehir’e açılmış tazminat davası var mıdır? Var ise dava sonucu ödenecek tazminat maliyet hesabında öngörülmüş müdür?”
Otobüs yoksa minibüs isteriz
Yaşamkent Mahallesi 2000 yılından beri Ankara‘nın en çok gelişmekte olan bir bölgesidir. Belediye otobüsleri ile ilgili bir sıkıntımız şimdilik yoktur. Ancak otobüsler tüm mahalle halkı için yeterli olmamaktadır.
Bu hatta çalışan Yaşamkent minibüslerinin sayısı yeterli değildir. Minibüslerle şehir merkezine ulaşmak tam bir işkence halindedir. Sizden ricamız minibüs sayısının arttırılması ve kapasitesinin üzerinde yolcu alınmasının önlenmesidir.
Dilerim sıkıntımız gündeme alınır.
Prof.Dr. Gültekin GÜNAY
ggunay@ttmail.com
GÜNÜN SÖZÜ
“Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.”
(Konfuçyus)
Paylaş