KADIKÖY Belediyesi, Kadıköy'de bazı isimsiz parklara Şenol Güneş ve Milli Takım futbolcularının adlarını vermiş...
Bir vefa borcu mu yoksa reklam mı? Selami Öztürk için reklamı düşünmek istemeyiz. Ama bu konuda samimi olunup olunmadığını bu parklara adları verilen GS'lı ve GS kökenli futbolcuların isimlerinin çakılmasından kaç gün sonra yerinde olup olmadığına bakmak gerekecek?
İşte Kadıköy'ün yeni 'futbolcu parkları':
Şenol Güneş: Koşuyolu Kalp Hastanesi Parkı
Fatih Akyel; İçerenköy eski Parkı
Emre Aşık: Paşabahçe Blokları Parkı
Emre Belözoğlu: Yol Sokak Parkı
Yıldıray Baştürk: SSK Parkı
Ümit Davala: Hızırbey Parkı
Tugay Kerimoğlu: Kuyubaşı Çeşme Parkı
Bülent Korkmaz: Çömlekçi Çukuru Parkı
İlhan Mansız: Sokullu Parkı
Alpay Özalan: 23 Nisan Parkı
Ümit Özat: İçerenköy Parkı
Hasan Şaş: Şekerevler Parkı
Hakan Şükür: Kuyubaşı Camii Parkı
Ergun Pembe: Toyata Arkası Parkı
Rüştü Reçber: Fenerbahçe Gençlik Parkı
Hasan Ünsal: İncirli Bostan Parkı
Başkan Öztürk Boğaz Köprüsü’nde GS renklerine bile tahammül edemeyen fanatik FB'lilere, milliler için yaptığının ne anlama geldiğini anlattıktan sonra parklara bu adları verse nasıl olur acaba?
Okuyan ne çabuk unuttu
‘AYRANI yok içmeye, tahtarevanla gider gezmeye!...’ Kendisinin reklamı için şampiyonluk halinde futbolcularımıza 50 milyon $ ikramiye öneren Yaşar Okuyan bir de kalkmış bu paranın bir şey ifade etmeyeceğini söylemiş... Sayın Bakan ne çabuk unuttular, 2001 yılı ekim ayında ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı, Hazine'den yardıma evet demeselerdi SSK ve Bağkur emeklililerine maaş ödenemeyecekti. Şimdi neler değişti ki Okuyan, 50 milyon $ için çok önemsiz bir para diyebiliyor! Milli Takımımızı düşündüğü için teşekkürler sayın Bakan. Ama öncelikle açlığa mahkum edilmiş milyonlarca emeklisinin biraz olsun yüzünü güldürübelecek çözüm önerileri üretse daha önemli bir görev yapmış olmaz mı?
Bekir ARDA-İSTANBUL
Iğdır'a ihanet edildi
IĞDIR ve Nahçıvan ile ilgili yazılarımızdan başka Iğdır'dan bir okurumuzun duygu ve düşüncelerini okumak ister misiniz?
Kör siyaset Iğdır'dan elini çekmediği sürece orada sorunlar bitmeyecek. Demokrasi halkın gücü yerine paranın gücü olduğu sürece, her yerde olduğu gibi Iğdır'da da sorunlar sürüp gidecektir.
Vatandaş sivil toplum örgütlerini oluşturmadıkça ne bağlarında, ne de tarlaları ile ticaret işlerinde huzurlu olacaktır. İşte Iğdırımızın sorunu da burada yatıyor.
Iğdır'ın gerçeklerine gelince... Kardeş Nahçıvan ile aramızdaki 'Dilucu' kapısı açıldı. Buranın kaymağını bir avuç insan yedi. Nahçıvan kesiminde taraftarı bol güçlü kişilerin karşısına yöremizden güçlü kişiler çıktı. Böylece adeta kabile ilişkisi doğurdu. Devlet etkinliği yerine kurulan bu illegal bağlar yüzünden iki tarafın da halkı zarar gördü.
Sanırım Iğdır Valisi Sayın Mustafa Tamer bunları iyi irdelemiştir.
İnanıyorum ki Sayın Vali'nin çabaları her iki kesime de fayda sağlayacaktır.
Nahçıvan'dan gelenlere kötü gözle bakanlar, onları 'Nataşa' konumuna sokan zihniyetler de ilişkileri olumsuzlaştırdı.
Üç ülkeye sınır olduğu halde halkı ekonomik sıkıntı yaşayan Iğdır adeta ihanete uğramıştır. Meyveleri ağaçta, ürünler tarlada satılıyor. Doğu'nun Çukurovası, Iğdırlı gençlerde işsiz yurdu haline geldi. Ne fabrika, ne de duman çıkan başka bir üretim bacası var. Hizmet sektörü ile çarpık tarım buranın geçmini sağlıyor.
Vali ile belediye başkanı arasında olanları, milletvekillerinin valiye tutumlarını insanlar ibretle izliyor. Kimin umurunda Nahçıvan ile sorunlar, kimin umurunda Iğdır'da bir dershane, öğrencileri gece toplantıya çağırıp onlara namaz kıldırtıyor. Ya da o dershanenin hocaları evlere giderek ev halkına namazı zorla kaldırıyor. Tarikat liderlerinin kasetlerini öğrencilere dağıtarak Atatürk Türkiyesi'ni karanlığa itiyor kimin umurunda... Yine de inancımız şudur ki Sayın Vali Mustafa Tamer iyi niyetlidir. Dürüsttür. Siyasiler onu götürüp Iğdır'a ihanet edeceklerine üç ülkeye sınırı olan bu verimli ovaya yapılmakta olan havaalanını bitirsinler. Kuyu suyu içerek erken ölen Iğdırlılara yayla suyu getirsinler. İşsizlikler için yatırımlara yönelsinler. Çürümükte olan sulama barajları ile meşgul olsunlar, Iğdır ile Ağrı Dağı'nı özdeş kılan bir avuç insanın değil Iğdırlının hakkını arayan Sayın Vali'yi rahat bıraksınlar.
Iğdır kör siyasetten, kendisine ihanet edenlerden kurtulmadıkça sorunları da bitmeyecektir.
'Seni gebertirim'in cezası 157 milyon
12.3.2002'de bu köşeden yazmıştık; Bartın Valisi Fatih Eryılmaz'ın Bartın Gazetesi sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Esen Aliş'i ‘‘Seni gebertirim’’ diyerek ölümle tehdit ve hakaretten yargılanacağını...
Olay geçen yıl, Bartın'a yapılmak istenen mobil santrala hayır toplantısında (Ne yazık ki şimdi Samsun'da yapılıyor) İl Özel İdare Salonu'nda sivil toplum örgütleri, muhtarlar, milletvekilleri, daire müdürleri önünde yaşanmış; ulusal TV ve gazetelerde de yer almıştı.
Bartın'a en yakın il olan Karabük Ağır Ceza Mahkemesi'nin baktığı dava dört celse sürdü. Hiçbirine katılmayan Vali Fatih Eryılmaz kendini bir vekille de temsil ettirmedi.
Mahkeme, kaset çözümleri ve dosya incelemesi sonucu Vali'ye 157 milyon lira ön ödeme para cezası verdi. (Vali, hapis cezasından kurtulmak için para cezasını hemen ödedi.)
Bartın Gazetesi sahibi Aliş'in avukatı Nilgün Saban ise kararı temyiz etti.
Vali Eryılmaz, Bartın Orman Fakültesi Yar. Doç. ErdoğanAtmış'a da aynı toplantıda ‘‘Ben beyefendi değilim, bana Sayın Vali diyeceksin’’ diye bağırmış ve öğretim üyesini salondan attırmıştı.
Bir laf vardır; keskin sirke küpüne zarar verir diye...
Kimse Süperman değildir
ÇORUM'dan Selahattin Aydemir, ‘‘Kimse Süperman değildir’’ diyor: ‘‘Atatürk'ün 'Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' sözünden ders alan yok mudur? Korkmayın, birileri ölünce yıkılmaz bu ülke. Atatürk'ün vefatı ile yıkılmadıysa bundan sonra da kimsenin vefatı ile yıkılmaz.’’
Türkiye Cumhuriyeti'ni kendi kısacık ömrüne kimse bağlamamalıdır.
Bu ülkede çok değerli yüz binlerce genç yönetici var... Yeter ki, birileri Boris Yeltsin kadar basiretli davranıp, benim sağlığım ülke yönetecek seviyede değil, diyebilsin.''
Van Belediyesi'ne: Sesimize kulak ver
VAN Belediye Başkanı Şahabettin Özarslaner'in keyfi tutumu karşısında biz belediye işçileri olarak harekete geçtik. Ancak basınımız bile alaka göstermedi. Bir kez de size yazmak istedik.
Başkan Özarslaner'in biz işçilere yönelik baskılarını protesto etmek amacıyla, DİSK, Genel-İş Sendikası Van Şubesi olarak 15.6.2002'de basın açıklaması yaptık. Açıklamamızda, 'Van Belediyesi'nde çalışan emekçi işçi arkadaşlara yapılan antidemokratik, hukuk dışı uygulamalara ve işverenin mesnetsiz ücret politikasına dur demek için oturma eylemi başlatıldığı, bu eylemin amacının işçilerin uğradığı haksızlıkların kamuoyu ve basına duyurulması olduğu, Özarslaner'in aldatıcı ve tutarsız tavrından vazgeçmeye çağrıldığı, bütün haklar alınana kadar oturma eyleminin boyutlandırılarak sürdürüleceği' hususlarına yer verdik. Ancak basın sesimize kulak vermedi.
Gerçekte ise biz açız. Hakkımızı istediğimizde de işten atılmakta tehdit edildik. Hakkında yolsuzluk soruşturması süren başkanı kınıyoruz. Sizi de bize destek vermeye davet ediyoruz. Türkiye sadece İstanbul, Ankara değildir.
Doğunun kentlerine de ilgi gösteriniz.
İ.KIZILKEÇİLİ-VAN
MESAJ PANOSU
CUMHURİYET'in 56.Yunus Nadi Ödülleri'nin dağıtım töreni bugün 19.00'da Sultanahmet İbrahim Paşa Sarayı'nda. Törende; Pınar ve Buket Ökten'in keman dinletisi var.
TESEV'in, Boğaziçi Üniversitesi'nden A.Çarkoğlu, R.Erzan, K.Kirişci ve H. Yılmaz'a hazırlattığı 'Türk Halkının AB Üyeliğine Bakışı' kamuoyu araştırmasının sonuçları bugün Dr. Can Paker'in konuşmasıyla açıklanıyor.
ÖDP Büyük Kongresi 30 Haziran pazar günü Esenboğa Havaalanı Yolu Akyurt'taki Hotel Dedeman Büyük Anadolu'da.
HARBİYE Askeri Merkezi'nde açılan Giresun Sergisi, 30 Haziran'a kadar sürecek. Saat 10.00-20.00. (Koordinatör: 0535 368 45 95)
YAZLIK sinema keyfini yaşamak isteyenlere; 'Wasabi' filminin galası bu akşam saat 21.00'de sucuk döner ve şarap eşliğinde Büyükada'da.
ŞOFÖRLERDEN İETT Taşıtlar Dairesi'ne; Eminönü'nde deniz tarafındaki peronların kalkış yerinde otobüslerin manevralarının zorlukla yapılabildiği dar alanda korsan büfeyi hiç görmediniz mi?
ADANA'da açılan yeni köprü ile ilgili önerim... Öncelikle Adana'da yaşayan biri olarak halkımız genellikle hafta sonlarını Seyhan Baraj Gölü (A. Menderes Bulvarı) kenarında piknik yaparak geçirir. Bu bölgeye gidenler de mutlaka içki içer. Dolayısıyla yeni açılan köprü ve Menderes Bulvarı'nı tamamlayan yeni yolun dar olması, hiçbir korkuluğun olmaması, eminim ki çok kısa sürede birçok kaza ve boğulmalara yol açacaktır. Dileğim en kısa zamanda korkulukların yapılmasıdır.