Paylaş
Aslında her ikisi de.
Çünkü İstanbul, FB ve GS’den başka takımın yükünü kaldıramıyor.
Futbol sevdası 2-3 milyon kişi arasında yaşanıyor.
Almanya, İspanya ile Türkiye’deki seyirci sayısı karşılaştırıldığında bu açıkça görülüyor.
İktidar bu nedenle uzaktan ‘elini’ kulüplere sokuyor, inceden inceye.
Spor/futbol ekonomisi de böylece yeniden şekillendirilmiş oluyor.
Özellikle de bir grup işadamının kucağına verilen Kasımpaşa modelini iyi izlemek gerekiyor.
UEFA’ya katılmaması Beşiktaş’a için büyük kayıptır. Yönetimin bu işin üstesinden gelemeyeceği açıktır. “Çarşı” grubu yeni tablo karşısına çözümler aramılıdır; çünkü güvenilen bir tek bu grup kalmıştır.
Koskoca Beşiktaş, ‘siyasete’ kurban edilemez, edilmemelidir.
UEFA KRİTERLERİ
BEŞİKTAŞ Yönetim Kurulu eski üyelerinden ve Ecevit hükümetinin Spor Bakanı Erdoğan Toprak’ın söylediği de şu: “CHP olarak sürekli kulüplerimizi uyarıyoruz. UEFA kriterleri karşılanmazsa yakında hiçbir takımımız Avrupa Kupaları’nda mücadele edemeyecek.
AKP yaklaşık 5 yıldır kulüpler yasasını sümen altı etmektedir. Bu yasa UEFA kriterleri çerçevesinde yapılmalı ve kulüplerimiz için bir yol haritası oluşturulmalıdır. UEFA kriterleri sadece kulüplerin sorunu değildir, bu hükümetin de sorunudur. Ama hükümetin bu konuda hiçbir tavrı ve projeksiyonu yok. Bu konuda çok acil önemlerin alınması gerekmektedir.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder.”
(Atasözü)
Eleştirirsen yanarsın
EMEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kamil Tekin Sürek, “Başbakanı eleştiren yanıyor!” başlıklı açıklamasında bakın ne diyor:
“Başbakan’ı eleştirdiği için işinden olan son gazeteci Yeni Şafak yazarı Ali Akel oldu. 16 yıldır Yeni Şafak’ta çalışan Akel, bir yazısında Başbakan’ın Uludere ile ilgili tutumunu eleştirdiği için işine son verildi. Başbakan’ı eleştirdiği ya da hoşuna gitmeyen yazılar yazığı için işinden olan ilk gazeteci değil Ali Akel. Nuray Mert, Mehmet Altan, Ruşen Çakır, Can Dündar, Ece Temelkuran, Bekir Coşkun, Mine Kırıkkanat, Başbakan’ın hışmına uğramış gazetecilerin küçük bir kesimi.
Başbakan’ın gazetecilere hakaretleri ‘tasma’ üzerine ettiği sözlerle, gazetecileri ‘köpek’ olarak nitelemeye kadar vardı. Hakaret, tehdit ve işine son verdirme gibi yöntemler etkili olmadığında açılan davalar ve tutuklamalar gazetecilere reva görülen muamele oluyor.
AKP ve Başbakan’ın gazetecilere tahammülsüzlüğü, düşünce, basın ve ifade özgürlüğüne tahammülsüzlüklerinden ötürüdür.”
ÇGD BİLDİRİSİ
ÇAĞDAŞ Gazeteciler Derneği, Yeni Şafak’ın ‘vicdan sahibi’ yazarlarından Ali Akel’in hükümete yönelik “Sizler konuştukça vicdanlarımız kanıyor” dediği ‘Özür açıklanmaz, özür dilenir!’ (25.05.2002) başlıklı yazısı üzerine kovulmasını kınayarak şu açıklamayı yaptı: “Boyunlarına tasma takmaktansa, cezaevlerini tercih eden, onursuz gazeteciler olmaktansa aç kalmayı tercih eden kişiler olarak kovulsak da, karanlık zindanlarınıza hapsetseniz de başarılı olamayacaksınız!”
Petrol ve sigara zamları Barzani ve PKK’yı sevindiriyor
PLAN ve Bütçe Komisyonu Üyesi, MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Meclis’teki konuşmasına dikkat eder misiniz:
“Bütün vatandaşlarımıza tekrar sesleniyorum; kaçak sigara veya kaçak akaryakıt kullanmayınız, kayıt dışı mal tüketmeyiniz; devlete gidecek paralar PKK’ya ve terör baronlarına gitmektedir. PKK ve terör baronlarına giden bu paralar kurşun olarak Türk milletine geri dönmektedir. Hükümet, devlet otoritesini kaçakçılığı önleyerek göstermelidir. Hükümet, sigara, akaryakıt kaçakçılığında terör örgütünün rolünü işaret ediyor; ancak, kırmızı halıyla karşılanan Barzani’nin sigara, akaryakıt kaçakçılığındaki rolünden hiç bahsetmiyor. Sigara kaçakçılığında Barzani-PKK ortaklığının bir yılda kazandığı paranın 2 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Sigaraya, petrole zam yapıyorsunuz, ne hikmetse en çok PKK, Barzani seviniyor ve kârlı çıkıyor. Zaten sigarada piyasa yabancı firmaların eline düştü, yabancı firmalar egemen oldu, bari kaçağı önleyin de vergisinden olmayalım” dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, 2009’da 10 milyon 149 bin 605 paket kaçak sigara yakalanmışken 2010 yılında 43 milyon 545 bin 267 paket, 2011 yılında ise 69 milyon 730 bin 125 paket kaçak sigara yakalanmıştır. Bu nedenle hükümet dikkatini ve enerjisini sigaraya vergi getirmeye değil, kaçakçılığı kararlı bir şekilde önlemek için kullanmalıdır.”
Mavi Marmara’dan sonra sıra ‘çuval’ davasında olmalı
OKUR Zafer Portacı’nın bir önerisi var:
Mavi Marmara için hazırlanınan iddianamede dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Gabiel Ashkenazi ve İsrailli 3 komutan ‘firari sanık’ olarak yer alıyormuş. Haklarında yakalama emri bulunan 4 İsrailli komutan için 10 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyormuş.
Uluslararası ilişkiler ve hukuk sisteminde örneğine hiç rastlanmayan bu iddianame, yeni tartışmalar getirebilir.
Mesela aynı hassasiyet ve cesaret, 4 Temmuz 2003’te 11 askerimizin başına çuval geçiren ABD’li askerler ve o zamanın generali D. Petraeus ve hatta sonradan CIA ajanı olan D. Petraeus’u Türkiye’de ağırlayanlar hakkında da gösterilebilir mi?
Biliyor musunuz
ANTALYA, Aydın, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, İzmir, Manisa, Muğla barolarının Tarım Bakanlığı’nın zeytinciliğin ıslahı ile ilgili yönetmeliğin, Zeytincilik Kanunu’na ve BM Uluslararası Zeytinyağı ve Sofralık Zeytin Anlaşması hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle zeytincilik sektörünün yağmalanmasına neden olabilecek yönetmelik değişikliğine karşı Danıştay’a dava açtıklarını..
Paylaş