Fiyat rekabeti olmuyor

TEKEL, içki bölümünü 27.2.2003'te özelleştirdi. Üç müteahhitlik firmasının (Limak, Nurol ve Özaltın + TÜTSAP) ortaklığıyla kurulan MEY şirketine 292 milyon dolara iki yılda ödenmek üzere satılmıştı.

Haberin Devamı

(Bu arada Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu'nun, Tekel'in içki bölümünün devri sırasında firmaya kaynak aktarımı yapıldığını tespit ettiği ve Maliye Bakanlığı'ndan incelenmesini istediği halde, bugüne kadar ne yapıldı?)

Aradan geçen iki yıl sonunda bir baktı ki, MEY şirketi, Teksas'lı bir portföy yöneticisi olan TPG firmasına satıldı.

Bedelini gazetelerde okuduk; yüzde 90'ı 810 milyon dolar. Yani yaklaşık üç katına...

Mevduat faizlerinin yüzde 10-13 arasında dolaştığı son iki yılda yüzde 300 kâr sağlamak her babayiğidin harcı olmasa gerek.

Alan almış, veren vermiş, bizi ilgilendirmiyor. Ancak bizi ilgilendiren bir tarafı; yıllardır içtiğimiz Türk rakısını (Yeni Rakı, Tekirdağ, Kulüp, Altınbaş ile votka, cin ve likörler) artık bir Teksaslının elinden içecek olmamız...

Haberin Devamı

Aynı süreç içinde Mercan-Fasıl (Tariş-Tat Ortaklığı), Efe-Çilingir (Elda) ve Burgaz-Ata (Burgaz şirketi) rakıları piyasaya sürüldü.

Antalya'da ve Akhisar'da iki firmanın rakı fabrikası kurduğunu, bunların yanında bir medya patronunun da İstanbul'da rakı üretmek üzere yer aradığını biliyoruz.

Nedense, reklam yoluyla pazar payı kapmak için markalar arasında yoğun bir rekabet sürerken, fiyatlara bakmak gerekiyor.

Fiyatlarda bir oynama yok; klasik rakıların fiyatı hep aynı; yani 22.5 YTL. Geçen hafta hepsi birden 0.50 YTL zam yaptılar.

Rakı üreticileri arasında bir 'kartel' mi oluştu diye düşünmemek elde değil.

Hani özelleşince rekabet sonucu ucuzlama olacaktı?

Rakıcılar, çimentoculara mı özendi yoksa.

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

"Eski eserler Türkiye'de hümanist bir gelişmeyle ortaya çıkmış ve sevilmiş değildir. Eski eserler, kaçakçı faaliyetler açısından önemlidir! Böyle bir ortamda müzelerin rahat bir şekilde korunması söz konusu olamaz!"

(Topkapı Sarayı Müze Müdürü Prof. İlber Ortaylı)

 

 

THY'ye yazık oluyor

 

Haberin Devamı

"YALÇIN Bey, ben THY'de çalışan bir personelim. Olanları sinir harbi içinde izliyoruz. Geçen gün yazdıklarınız doğru. Yöneticilerin şaşkınlığını görüyorsunuz; bir hostes alımını beceremediler. Çünkü işi bilmiyorlar. Kabin Hizmetleri Başkanlığı, yaz sezonu içinde iyi sınav veremiyor.

Alınan bu personelden bazıları emin olun başka bir yerde iş bulamaz.

Özel sektör böyle personel çalıştırmaz.

Doğru dürüst Türkçe'yi bilmeyen bir kişi THY'ye yakışır mı?

Aralarında İngilizce bilmeyenler olduğu bile söyleniyor.

Yani, birçok tecrübeli adamı yollayarak, siyaseten kendilerine 'yandaş' topluyorlar. Hepsi 'sıfır' denilecek personel.

Baksanıza erkek hostesler, içki servisi yapmak istemiyor, kadın eli sıkmıyormuş.

Haberin Devamı

THY'yi en güzel Milliyet'ten Metin Münir anlattı... Münir, 'Türk Hava Yolları KİT idi, 'çaktırmadan' HİT oldu' başlıklı yazısında 'THY'de, hükümetin kontrol ettiği hisseler yüzde 50'nin altına düştü ama THY hükümet tarafından kontrol edilmeye devam ediyor' diyor ve 'Bu bir özelleştirme midir?' diye ekliyor.

Münir, HİT'in açılımını 'Hükümet İktisadi Teşekkülü' olarak gösteriyor.

THY'ye bir sorum daha olacak... Yeni açılan hatlarda (örneğin, St. Petesburg, Yemen, Addis Ababa gibi...) doluluk oranı nedir?

Kâr mı zarar mı ediyorlar?

İki kişi ile gidip beş kişi dönen uçaklar olduğunu biliyoruz.

Söylediklerimiz yanlış ise dispeç raporlarını açıklasınlar, bilelim.

Haberin Devamı

THY'ye yazık edilmesin."

 

THY neden irtifa kaybediyor

 

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın yanıtlaması istemiyle, THY’de yaşananlarla ilgili olarak verdiği soru önergesinde; kurumun yanlış planlamanın, bilim ve mantık dışı yönetim anlayışının, kadrolaşma ve ele geçirme hırsının kurbanı olduğunu belirterek, başarısızlığı iyice görünür hale gelen yönetimin, bu ayıplarıyla görevde kalmayı sürdürüp sürdürmeyeceğini sordu.

 

Günün Önerisi

 

"Yurtdışında çalışan kardeşlerimiz, dini bütün olduklarını göstermek için, varlarını yoklarını 'yeşil sermaye'nin kasalarına kaptıracaklarına; Tanrı'yla aralarına kimseyi sokmadan, yüreklerinin ve gönüllerinin kasalarını kendilerine açsalar daha evla olur." (A.C.)

 

Haberin Devamı

9 yılda bitmeyen hastane

 

1997'de Binkılıç da (Çatalca) temeli atılan 30 yataklı devlet hastanesi hâlâ bitirilemedi. En yakın hastane 25 km uzaklıktaki Saray'da. 1998-2006 arasında hastaneye yetiştirilemeden yolda ölenlerin sayısı bir hayli fazla. 13 yıldır bitirilemeyen Çerkezköy Kapalı Spor Salonu'nun Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin tarafından hizmete açıldığını gazetelerden okudum. Çerkezköy Belediye Başkanı AKP'li, bizim başkanımız CHP'li...

İnşaatın bitmesi için Binkılıç'a AKP'li bir belediye başkanının gelmesi mi gerekiyor?

Mehmet Nuri GÖKTÜRK-mehnuri40@mynet.com

 

Huzursuz olduk

 

PENDİK-Kurtköy, TOKİ konutlarından ev aldık. 13 bin YTL'sini peşin ödedik. Evleri görmek için gittiğimizde eşim ve beni içeri sokmadılar. Kapıdaki başka bir vatandaş bize “Buraya boşuna para yatırmışsınız. TOKİ, taşerona, taşeron da başka bir firmaya işi vermiş. Evlerin sıvaları dökülüyor. Bir çivi çaksan öbür taraftan çıkıyor” dedi. Huzursuz olduk. TOKİ yetkilileri, mayısın sonunda evinizi görebilirsiniz, demişlerdi. Neden bizi içeri almadılar? Vatandaşın dedikleri ne kadar doğru?

Mustafa UZUN (0505-498 27 15)

 

Tarla yakmak

 

HAFTA sonu iş için Gaziantep'ten Siverek'e gittim. Urfa-Siverek arasında buğday hasadı bitmişti ve tarlalar yakılmaya başlanmıştı. Yol boyunca yanık saman kokusundan burnumuzun direği kırıldı. Bazı tarlalar yer yer yanıyordu. Hani tarla yakmak yasaktı? Tarım Müdürlüğü bu çiftçileri uyarmıyor mu; toprağın minarelleri ölüyor diye. Hiçbir canlı da kalmıyor. Urfa Valiliği niye bu işe müdahale etmez? M.AKKAY

 

Biliyor musunuz

 

- TÜRK Tabipleri Birliği'nin (TTB) merkez kurullarının belirleneceği büyük kongresinin 24-25 Haziran tarihlerinde AÜ Tıp Fakültesi Morfoloji Binası'nda yapılacağını...

- MARMARİS'te hanutçulardan kurtulmak isteyen turistlerin, Murat Karademir adlı işletmecinin bastırdığı ve üzerinde İngilizce, ‘Lütfen bana dokunmayın, karnımı şimdi doyurdum’ yazısı bulunan tişörtlerle gezmeye başladıklarını...

 

Mesaj Panosu

 

- GEÇEN hafta Çanakkale’den İstanbul’a dönerken, Keşan’a 15 km kala Koru Dağ mevkiinde ana yol kenarında, sol kolda 8 metreye 3 metre çukurlar açıldığını, çukurların tel ve tahtalarla çevrili olduğunu gördüm. Bu alanlar tarihi bir mezar mı, yoksa yeni rant yerleri kazanmanın yollarından biri mi?

S.Ç.-TEKİRDAĞ

 

KÖŞEMİZDEN İNTERNETE TAŞIDIĞIMIZ YAZILAR

 

'Noterler-Büyükşehir' tartışması kızışıyor:

 

Yasaya kızan da var; teşekkür eden de...

 

OKURUMUZ Hacer Türkoğlu, 'Büyükşehir ve Noterler' (13.6.2006) başlıklı yazı üzerine eleştirel bir yazı gönderdi:

"Ben halen Erzurum'da noter olarak görev yapmaktayım. Pek çok kurumu işleyiş ve işlevsel olarak etkileyen ancak bunun sonuçlarının nelere mal olacağı tam araştırılmadan ve devrim niteliğinde bir Büyükşehir Yasası 2004 yılında yasalaştı. Biz noterlerin atama taleplerimiz ve neticesinde Adalet Bakanlığı tarafından yapılan atamalar (belki de ülkemizde bu anlamda tek sorunsuz işleyen yapımız var) hiçbir endişemiz olmaksızın devam etmekteydi. Ben mesleğimde 12 yılın içinde olmama rağmen bir gün kıdemime göre nasılsa istediğim yere geleceğim diye beklemekteyim. Ancak bu Büyükşehir Yasası bizim tayin beklentilerimizi altüst etti. Bazı meslektaşlarımız hasbel kader yasanın yürürlüğü tarihinde bulundukları yerlerde daha birkaç yıllık noterken kıdem olarak l5-20 yıllık noterlerin birden önüne geçiverdiler. Zira bulundukları noterlikler Büyükşehir Yasası ile Ankara,_İstanbul veya İzmir noterleri ile aynı gelir düzeyine ulaşmıştı. İşin hiçbir şekilde risk ve sorumluğunu almayacaksınız, fakat iş ortak hesaptan para almaya gelince sizde alacaksınız. Açılan dava bu yasa ile kıdemleri otomatik artan noterlerin davasıdır. İşin aslında bu yasa ortak hesabın getiriliş mantığında aykırı, adalet duygusunu zedeleyici bir manzara ortaya çıkarmıştı. Adalet Bakanlığı ve Noterler Birliği yasa ile oluşan oldu-bittiyi düzeltme çabasındalar.

Sayın Hacer Türkoğlu, bize kızacağına önce yasayı çıkartanlara ve bunu uygulamayanları eleştirse daha iyi olmaz mı?

 

'Tebrik ediyorum'

 

BEN 13.6.2006 tarihli yazınıza konu ettiğiniz Noterlerden Ayaş (Ankara) noteriyim. Yazınızdaki ifadenin yeterliliği ve netliği konusunda sizi tebrik ediyorum. Konuya meslektaşlarım vakıf değilken ve temsil ettikleri kurumun temelinin hukuk olduğunu unutacak kadar başka hesaplar yapılırken, sizin bizlerin durumunu böylesine yetkin ifade etmiş olmanızdan dolayı sonsuz teşekkür ediyorum.

Seran ÖZDEMİR

 

Büyükşehir-BTSO ilişkileri

 

BURSA Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez'e soruyorum:

1- Süleyman Çelebi Türbesi arkasındaki Büyükşehir Belediye Başkanı tarafından konut olarak kullanılan Belediye Konağı'nın tamiratı için BTSO tarafından 50 milyar TL para katkısının yapıldığı Belediye tarafından açıklanmıştır. BTSO olarak Belediye Başkanlık Konağı için neden 50 milyar TL para katkısı yapılmış ve bu para BTSO'nun hangi kaynağından karşılanmıştır?

2- BTSO tarafından yapılan BUTTİM Fuar Alanı daha yeni yeni oturmaya başlamışken ve bu yerde yine BTSO tarafından tevsi inşaatları yapılıyor iken Merinos Parkı içindeki Fuar Alanı için neden 25 trilyon gibi çok önemli bir parayı Büyükşehir Belediyesi'ne veriyorsunuz?

3- BTSO olarak sanayici üyeler için yapılan tesisler gibi tüccar üyeler için de dükkanlar yapmayı düşünüyor musunuz? BTSO'nun büyük miktarlara ulaşan kaynaklarının kendi üyelerinin işyeri temini için kullanılmasındaki projeleriniz nelerdir?

M. Semih PALA- BTSO üyesi, Büyükşehir Meclis Üyesi

Yazarın Tüm Yazıları