Paylaş
“2019 Ağustos’unda fındık sezonu TMO’nun 16.5 TL’lik fiyatı ile başladı. Kabuklu fındığın 26 liraya kadar çıkması da bir ‘rekor’ sayıldı. Üretici ciddi para kazandı diyebiliriz buna... Ancak küresel firmalar hemen piyasada ‘oyunlar’dan geri kalmadı ve fiyatları düşürmek için çeşitli manipülasyonlara yöneldi. Nitekim fındığı 20.5 TL’ye kadar düşürmeyi de başardılar.”
YENİ SEZON
Evet, yeni sezon sıkıntılı süreçten 2.5 ay sonra başlayacak. Bu sürece kadar pandeminin etkisiyle ciddi bir ‘dalgalanma’ yaşandı piyasalarda. Aslında bu son 10 yılda yaşanmayan ‘iyi’ bir pazardı... Pazarın gelişmesi hangi koşullara bağlı diye sorarsak, en büyük etken ihracat da oldu. Tabii bunun arkasından da ‘rekor’ geldi.
Yöre uzmanlarının hesaplamalarında, bu yılki rekoltenin 550 bin ton civarında gerçekleştirileceği belirtiliyor. Bu durum hava şartlarının uygun olmamasına bağlandı. Bölgede fırtına, dolu ve yağmur nedeniyle dört mevsim yaşandı ve fındık rekoltesinin düşük olacağı hesaplandı. Koronavirüs Avrupa’da fındığa bağlı ürünlerin ihracatında talep patlamasına neden oldu. Özellikle fındık ezmesine aşırı talep oldu, stoklar eridi. Bu yılki rekoltenin 620 bin ton olarak başlayacağı açıklanmışsa da gerçek rekoltenin 550 bin ton olarak gerçekleşeceği belirtiliyor.
MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, pandemiden ve işçi sıkıntısından dolayı fındığa bu yıl 24 lira istedi. Bunun nedeni TMO’nun fiyatının 24 liraya kadar çıkarması oldu. Fındık brokeri Osman Çakmak fındık fiyatları ile ilgili şöyle bir hesap yapıyor:
“Geçen yıl fındık 16.5’dan açılınca 21-24’e kadar satıldı. Serbest fiyatlara kadar 26-28 fiyat buldu... Kaliteli Giresun fındığı ise 28 liraya kadar çıkabilir beklentisi var.”
TOPRAK BAYRAMI’NI BÖYLE KUTLUYORUZ!
KIRKLARELİ Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem, 1945 yılında yürürlüğe giren 4760 sayılı ‘Toprak Bayramı Kanunu’na göre her yıl 11 Haziran’ı takip eden ilk pazar gününün ‘Toprak Bayramı’ olarak, 11-17 Haziran tarihleri arasının da ‘Toprak Haftası’ olarak kutlandığını hatırlatıyor bize... “Toprağın, tarımın önemi konusunda birçok açıklamalar göreceğiz, okuyacağız.. Salgın nedeniyle salon toplantıları olmayacak. Biz de Kent Konseyi Çevre Meclisi olarak paylaşımımızı buradan yapıyoruz” diyor. Biri taş ocaklarının yağması, diğeri de duble yol için...
BABACAN AKP’YE KARŞI TEMKİNLİ
GAZETECİ Tuluhan Tekelioğlu, Tele1’de DEVA Parti Genel Başkanı Ali Babacan’a “Parti programında Atatürk ilke ve inkılaplarına neden vurgu yok?” diye sordu. Babacan, bu soruya “Mustafa Kemal Atatürk’ün yurtta sulh, cihanda sulh prensibi programımızın dış politika bölümünde açıklıkla yer alıyor” dedi. Fazla açıklama yapmadı. AKP tabanından oy beklenirse, biraz suskun kalınmaz mı? Aynen öyle oluyor.
‘DREYN POMPASI’ KONULMADIĞINDAN SEL BASIYOR
SİZİN köşenize defalarca yazdım, “Yeraltı geçitleri hatalı diziliyor” diye. Ama hiçbir belediye başkanı ya da bir mühendis merak etmedi. Geçen hafta Ankara’da yine yeraltı geçitlerini sel bastı. Suudi Arabistan’da çalıştığım 1988 yılından beri, Türkiye’deki şehirlerdeki yeraltı geçitlerini sel basar. O zaman bizde yeraltı geçitleri yoktu ama zamanla her belediye başkanı bu geçitlerden yapmaya başladı. Bu sütunlarda onlarca kez yazmamıza rağmen, ‘dreyn’ önemsenmedi. Suudi Arabistan’da 365 günde bir kez yağmur yağar. Ama tufandır. Orada yeraltı geçitlerine 2 ila 4 adet, 10 inçlik en alçak noktaya emme ağızları konup düşey tahliye pompaları konur ve bu pompalar seviye göstergesine göre çalışıp durarak suyu boşaltırlar. Bu müteahhidin görevidir. Aslan ÖZMEN - Yüksek mühendis
ÇÖZÜM: ERDOĞAN-MERKEL
HEIKO Maas, Alman Dışişleri Bakanı olarak, AB ülkeleri ve İngiltere başta olmak üzere AB dışındaki 5 ülkeye Alman turistlerin gitmesini destekliyor. Alman turistlerinin turlarla gidip bu ülkelerde tatil yapmaları ve herhangi bir aksilik olduğu takdirde kendi ülkelerine geri getirilmelerini planlarken, bu ülkelerden dönüşlerde 14 gün karantina zorunluluğu getirmiyor. Buna karşılık Türkiye’ye gelecek olan takriben 3.2 milyon Türk kökenli göçmen ile her yıl ülkemize gelen 6 milyon turiste çekincelerini belirtiyor.
BİLİYOR MUSUNUZ?
TÜRKİYE’de sendikalı-sendikasız, mavi ya da beyaz yakalı 15 milyonun üzerinde emekçinin ‘son kalesi’ ve 2 milyon işvereni ilgilendiren ‘kıdem tazminatı’ sisteminin ‘kuşa döndürülme’ sürecinin bir süre ‘ipteki son cambaz’ olarak gibi göründüğünü...
ÇOK KIZAN OLACAK AMA...
Yine de söyleyeyim. İsviçre okulları açtı. İsveç hiçbir şekilde hayatı kısıtlamadı.
Bir kısım eğitimciler 22-30 Haziran tarihlerinde yapılacak olan mesleki çalışmaları iptal ettirmek, sekteye uğratmak istiyor.Buna çok üzülüyorum... Japonya’da okullar 240 gün açık. Bizde ise sadece 180 gün. Sürekli yapılan tatiller sebebiyle PISA’da sonlardayız. Okuduğunu anlamada sonlardayız. Dünya birincisi olması mümkün olan “inci” gibi bir ülkeyi kendi ellerimizle dibe çekiyoruz. Virüs tehlikesi var ise özel sektör niçin işbaşı yaptı?
Kitap, gazete, dergi tirajları ortada. Bilimsel yayın sayısı ortada. Patent sayısı ortada... Öğretmenler toplumun lideri olmalıdır. Virüs var diye eğitim bu kadar sekteye uğratılmamalıdır... Ali ÖZDEMİR - Eğitimci
Paylaş