KEMAL Kılıçdaroğlu mitinglerinde her şey mütevazı geçiyor.
Abartılı hiçbir şey yok; ekmek arası köfte va ayran var yiyecek olarak. CHP’nin troykası Kemal Kılıçdaroğlu-Önder Sav ve Hakkı Suha Okay, bir noktadan başka bir yere gidilirken otobüsün arka kısmına kapanarak strateji belirliyorlar. Bu toplantılara Umut Oran ile Faik Öztrak da katılıyor zaman zaman. Grubun evlerine dahi gidecek zamanları yok. Trakya ve İstanbul gezisine katılan Prof. Hurşit Güneş, İzmit’te çalışmak üzere izin istiyordu.
Hafta sonu Denizli, Trakya ve İstanbul’daki kalabalıkları CHP’lilere moral kazandırmış... Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, bütün mitinglerin coşkulu geçtiğini söylüyor, “Sadece Erzurum’dan memnun kalmadık” diyor:
“Donuk bir kitleydi, elini bile sallayamıyor. Selam verirse birisi görür mü. O endişeyi hissediyorsunuz. Gözlerini bile oynatamıyorlar. Donuk donuk bakıyorlar size. İşte bu korku...”
Kahramanmaraş da iyi değilmiş; ancak Elbistan’da farklıymış. Niğde’de öğle sıcağında 12 bin kişinin gelmesini önemsiyorlar.
Hatırlatalım, CHP konvoy yaptırmıyor, taşıma yapmıyor.
Okay’ın bir sözü dikkatimizi çekti:
“İzlediğimiz farklı bir şey gösteriyor. Berlin Duvarı’nın yıkıldığı buluşma nasıl olmuştu; onun gibi bir şey olur mu? Biz umutluyuz.”
AKP’yi iki şey yaralıyor:
“Türbanı biz çözeceğiz!”
Göstergeler Trakya, Balıkesir, Çanakkale, İzmir, Muğla, Aydın, Uşak, Antalya, Mersin, Adana, Hatay, Zonguldak, Sinop ve Artvin’de ‘Hayır’ların ağırlıklı olacağını gösteriyormuş. İstanbul ve Ankara ‘sürpriz’ olacak dediler.
CHP’li gençler ve kadınların örgütlenmelerine şaşırdık desek yeridir. Genç bir öğrenci ile konuşurken, siz bizi referandumdan sonra izleyin diyor. İlginç projeler ve kampanyalar hazırlayacaklar.
“Halka çekirdek dağıtacağız” dedi başka bir şey söylemedi.
Nedir bu çekirdek işi!
CHP’liler bugün Van ve Batman’da... Yeni bir Kayseri turu da var, sürprizmiş!
Biliyor musunuz
TÜRKİYE’nin en büyük meslek kuruluşu olan TESK önümüzdeki ay gerçekleşecek genel kurulunda Bendevi Palandöken’e karşı, Derviş Günday’ın Genel Başkanlığı sırasında, onun vekilliğini yapan Birlik Başkanı Demirhan Elçin’in aday olduğunu açıklayarak “Kendimi değil esnaf ve sanatkârlarımızı kurtarmak için adayım” dediğini...
ÖNSÖZÜNÜ Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel’in, editörlüğünü aynı üniversitenin ulaşım bölümü başkanı Prof. Mustafa Ilıcalı’nın yaptığı, Kırşehir Emniyet Müdürü Osman Öztürk’ün ‘Türkiye’de Trafik Kazaları Gerçeği’ adlı kitabının çıktığını (0386-213 1018; info@osmanozturk.com.tr)...
Teftiş Kurulu’na bir sorulursa...
HRANT Dink cinayetiyle ilgili olarak yazdığımız ‘Dink’in Yazıcıoğlu kadar değeri yok mu?’ (19.8.2010) başlıklı yazıya İçişleri Bakanlığı Basın Müşaviri İbrahim Saraçoğlu bir açıklama gönderdi. Yazımızda “İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın kısa süre önce Faruk Bildirici ile yaptığı söyleşide Dink cinayetinde ‘öyle büyük ihmaller olmadığını’ söylemişti” cümlesine yer vermiştik.
Bakanlık açıklamasında, cümlenin şöyle olduğu bildiriliyor:
“Kardeşim, Hrant Dink olayıyla ilgili nerede ne var hepsini bir çıkarın dedim. Kimse benden bir şey istememişti o zaman. Sanıldığı kadar etkili şeyler çıkmadı.” Tamam işte tam da bizim dediğimiz anlamda konuşmuş Bakan Atalay...
Açıklamanın altına da Başbakanlık raporundan sonra bir rapor hazırlanmasını da yasal zorunluluk olarak ifade etmişler.
Burada duralım; Sayın Bakan, Teftiş Kurulu Başkanı’nı bir zahmet çağırabilir. 19 Kasım 2009 tarihli rapor üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan 19 Ocak 2010 günü gelen itiraz yazısını görebilir. O yazıda Başbakanlığın yaptığı bir araştırma raporu üzerine yeni bir araştırma raporu düzenlenemeyeceği açıkça yazılıyor mu, bakmalı. Ayrıca mülkiye müfettişlerinin Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’i aklayan raporu nasıl yerden yere vurduklarını okumalı. Sonra da Teftiş Kurulu Başkanı’nın kulağını çekmeli, kendisini kandırdıkları için... Sayın Bakan bulamazsa biz bir yerden temin ederiz.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Gül, geçen hafta Dink’in kardeşi Hosrof Dink ile görüştü. Bizde de yazmıştık; doğrusu DDK’yı harekete geçirmektir.
İslam, kavgayla birleştirilirse toplum bölünür
SP iftarını basan genç militanlar Erbakan’ın yetiştirmesi, o nedenle İslam’ı militan kulluk diye anlıyorlar.
Erbakan’ın daha önce eğittikleri de şimdi iktidarda! Onların üslubu da meydanlarda çın çın ötüyor.
Erbakan, İslam’ı kavgayla birleştirerek toplumu böldü. Nefret tohumları ekti. Şimdi sıra en yakınlarındakilere geldi. N.S.
Düzeltme
BOSTON’dan (ABD) Prof. Dr. İlhan Aran, Engin Köklüçınar’ın Türkçe ‘Dua’sına haklı olarak bir düzeltme yapıyor: ‘Dua’ yazınızda tamamını verdiğiniz dua çok hoşuma gitti. Ancak bir ufak düzeltme gerekli. Mehmet Âkif’ten alınan “Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” mısrasındaki (ağuş: kucak) herhalde sehven ‘avuç’ olarak yazılmış.
Sayın Aran’a teşekkürler. Ayrıca, aynı metnin 7. paragrafındaki ‘...karanlığın ve karanlığın’ sözcükleri ‘karalığın ve karanlığın’ olacaktır.