Erbakan ve Erdoğan’ın hali pürmelali

‘Eskimez’ bir Refahlıdan özeleştiri

RECEP Tayyip Erdoğan’ın Rize’deki konuşma kasediyle ilgili tartışmalar şu sıralar gündemde...

Siyasete Erbakan döneminde giren ve Erdoğan’la kader birliği yapan eski bir dostumuz arayarak, ‘Bu olanlar tahammül edilemez bir hal aldı. Sizinle bazı şeyleri konuşmak istiyorum. Bu din baronlarının maskesini düşürme vakti geldi. Bundan böyle inancımızın artık sömürülmemesini ve cebimizin de bu din bezirgánları tarafından söğüşlenmemesini istiyoruz’ dedi.

Bunun üzerine dostumuzla bir araya geldik, ‘Ben eskimez bir Refahlıyım’ dedi. Kendisinden ‘sözde İslami’ düşünceye sahip olduklarını iddia eden kesimle ilgili çarpıcı şeyler dinledik.

Fazilet’in iki partiye bölünmesinden sonra yaşanan sıkıntılı süreç, aslında Türkiye’nin geleceğine de damgasını vuracak... Bu açıdan görüşlerine saygı duyduğumuz dostumuzun bugünkü değerlendirmeleri çok önemli...

SÖYLENEN SÖZÜN ARKASINDA DURMAK YOK

Hemen şu soruyu yönelttik:

- Tayyip Bey’in, son kasedi konusunda ne diyorsunuz?

- Bir fikir yok, söylenen sözün arkasında durmak yok... Yani neseb-i gayri sahih bir düşünce... Ne Müslüman, ne Atatürkçü, ne Doğulu ne Batılı... Ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranabiliyor; kısacası tutarlılık yok.

- Ya ne var?

- ‘Montaj kaset var, bir kısım medya söylemi var; ben öyle dememiştim’ iddiaları var. Sözlerinin arkasında durmamazlık var. Müdafaası ancak böyle. Yahu söyleyin Allah aşkına, böyle ‘Kasımpaşalılık’ olur mu? Tayyip Bey, Erbakan Hoca’nın gençlik versiyonudur. Doğrusu, başarılı bir ‘rahle-i tedristen’ geçtiği, tutum ve davranışlarıyla belli oluyor. Erbakan’ın bir sözü vardır; ‘bukalemun’... Aynısı; renkten renge, en fazla 24 saatte bir düşünceden düşünceye geçiyor. O zaman ya Rize kasedinde söylediklerinde samimi değil, ya da şimdi ‘değiştim’ derken... Eğer böyle olacaksa siyaset sahnesindeki Ecevit, Yılmaz, Çiller ve Bahçeli’den farkı ne? Farkı yoksa iktidara niye talip? Vizyonu ne, programı ne? Henüz net ve inandırıcı olmadığı ayan beyan ortada...

GERÇEK İNANANLARI İSTİSMAR EDİYORLAR

- Gerçek Müslümanları istismar mı ediyor diyorsunuz?

- ABD’deki gezisinde ‘Musevi lobisi’ ile özellikle görüşmesi sadece bir nezaket görüşmesi mi? Yoksa Musevi lobisi kendisinden ne tür isteklerde bulunmuş, buna karşılık Tayyip Bey ve ekibi ne vaat etmiş, bunlar belli değil... Hamasi nutuklarla inandırıcı olunamıyor. Ülke için inanan, aklı başındaki AKP’liler ilk önce kendisinden bunları sormalı ve net cevaplar almalı...

MEŞHUR DİŞÇİ FİLİZ HANIM’DAN ILICAK’A

- Başörtü konusu...

- Gerçek Müslümanları hálá istismar ediyorlar, kandırıyorlar. RP’ye meşhur dişçi Filiz Hanım’ı; FP’ye Nazlı Ilıcak’ı neden aldılar? Samimiyetlerinden mi, yoksa diğer kesimi de istismar edip şirin gözükmek için mi? Asıl amaç süslü bir vitrin oluşturmaktır.

- FP bölününce ortaya çıkan manzarayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bakın şunu söylüyorum; bir böldüren olan Hoca Erbakan ve bir bölen olan talebesi Tayyip de, inanın ikisi de, durumdan son derece memnun... Çünkü ikisinin de hákimiyeti altında olan partileri oldu. Doğrusu olan samimi tabana oldu... Çünkü oligarşik ve ‘ben merkezli’ zihniyetin ne olduğu ortaya çıktı.

- İkisinin arasında hiç fark yok mu?

-
SP, FP döneminde üzerinden atmak istediği ‘Milli Görüş’ gömleğini yeniden giyerken, Tayyip Bey ve ekibi de, düne kadar reddettiği ve adını duyduğunda irkildiği ‘Özal misyonu’na bugün sahip çıkmaya çalışıyor. Dikkat edin Saadet Partisi, Refah’tan Selamet’e ve Selamet’ten Milli Nizam’a uzanan asli çizgisine dönüyor gibime geliyor... Bunu özellikle dış politikadaki keskin tutumlarında görebilirsiniz.

ECEVİT’İN PEŞİNE TAKILDILAR

-
Henüz ortada böyle bir politika görülmüyor...

-
Dediğiniz doğru ama FP döneminden kalma ‘ürkeklikleri’ni henüz atmış değiller... İlk salvolarını tam anlamıyla olmasa da İsrail’in Filistin’i işgalinde bir nebze olsa da gösterdiler. Resim sergileri, ÖDP’den sonra da olsa İstanbul, Çağlayan’da ‘Dayanışma Mitingi’ yaptıkları gibi... AKP ise Başbakan Ecevit’in ‘soykırım’ sözünden sonra ve diğer resmi makamların, hatta travestilerin meydanlara inmesinden sonra bence, ‘kerhen’ de olsa ‘Filistin’le beraberiz’ yazılı afişlerini teşkilatlarına asmaya başladılar. Çünkü, gerek iç ve dış dünyadaki kendilerince vehmettikleri güç odaklarını ürkütmemek için böyle bir orta yol izledikleri anlaşılıyor.

- AKP’den ihraç edildikten sonra Tayyip’e karşı Genel Başkanlığa aday olacağını söyleyen Mehmet Gazioğlu olayı için ne diyeceksiniz?

- İlk önce Gazioğlu’nun nasıl kurucu üye olduğuna bakın. Bu kişi aynı zamanda Kayseri’den hemşerisi olan İstanbul AKP 1. bölge milletvekili, İlahiyatçı Prof. İrfan Gündüz’ün referansı ve katkılarıyla kurucu yapılmıştır. Bence bu çıkıştan sonra ülkenin arşivcileri, Gazioğlu vasıtasıyla piyasaya bir sürü ‘Tayyip ürünü’ yeni malzemeler süreceklerdir. Her haliyle ‘şerbetli’ bir tip olduğu gözlenen Gazioğlu’nun çıkışlarından sonra İrfan Hoca’nın parti içindeki konumu sarsılırken, öbür yanda Kayseri orijinli ‘Gülcüler’ ekibinin bu manzara karşısında son derece keyifli olduğunu tahmin etmek zor değildir.

AKP’NİN ORİJİNLERİNİ SEÇİM ÖNCESİ GÖRÜN

- AKP’de ‘orijin’ demekle neyi kastediyorsunuz?

-
Şunu.... Mesela, Rize’lileri başa alırsak Kayseri (Abdullah Gül), Sıvas (Doç. Abdüllatif Şener) ve Güneydoğu grubu (Abdülkadir Aksu) dengelerinin hassasiyetini asıl siz yapılacak ilk genel seçimlerde aday belirlemelerde göreceksiniz. O zaman Kafkas kökenli ‘mozaiğin’ nasıl parçalandığını, davaya sadakatli görünen nice ‘büyüklerin’ feveranını izlemek hiç şaşırtıcı olmayacaktır.

- Peki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddiaları...

- Samimi olarak söylersem üzülürüm. Vatandaşın gözünde sergiledikleri dürüstlük imajını bu soruşturma dosyalarıyla birlikte bitirdiler. Bence soruşturma dosyalarında yer alan belge ve bilgilerde, yolsuzlukların fazlası var, azı yok. Her şey, iki yürekli savcının işine bakar ama...

Başka söze hacet yok.

Partizanlığın tescili


BAKANLAR Kurulu’nun 13.4.2002’de yayınlanan tabii afet nedeniyle belediyelere yapılacak yardımlar listesinde MHP’li Bozüyük, Söğüt, Edremit, Kırklareli, Erzurum; Devlet Bahçeli’nin Osmaniye; DSP’li Avcılar, Küçükçekmece, Şişli ve Yalova belediyeleri gibi birçok belediye yer almıştır.

Yalova’ya kuş uçuşu 5 dakika mesafedeki, arada sadece Samanlı Dağları’nın bulunduğu Orhangazi ve 5 belde belediyesinin adı yok; İznik Gölü’nün kenarından geçen ve Gemlik Körfezi’ne inen bir fay hattı olmasına rağmen yok...

Hükümet partizanlığını, Anayasa’nın eşitlik ilkesini ihlal etmiştir.

Necmettin DÖNMEZ-Orhangazi-BURSA
Yazarın Tüm Yazıları