Paylaş
Kamuoyu Yavuz Kocaömer'i pek tanımıyor! Bu yüzden de engelli insanlarımız için neler yaptığını ve daha da neler yapmak istediğini de haliyle bilmiyor.
İşadamı Yavuz Kocaömer, işleri gereği Türkiye-Almanya arasında 25 yıldır mekik dokuyor. Ancak, son yıllarda vaktinin büyük bölümünü engelli insanlarımıza ayırıyor.
Kocaömer, ülkemizdeki 7 milyona yakın engellinin yaşamına Batı ülkelerindeki kolaylıkları ve düzeni getirmek istiyor.
Daha fazla yararlı olmak için Türkiye Engelliler Spor Federasyonu'nda görev alıyor. Ama Ankara'nın ilgisizliği karşısında ülkemiz adına umutsuzluğa kapılsa da, Almanlar'dan gördüğü inanılmaz ilgi ve yakınlık, Kocaömer'in destekçisi oluyor. Alman işadamları 'sponsor' olarak önemli katkılarda bulunuyor; uzmanlar, spor ve eğitim alanlarında destek veriyor...
Kocaömer'e soruyoruz:
6 ay öncesine kadar Türkiye Engelliler Spor Federasyonu Başkanı idiniz. Neler oldu da ayrılmaya karar verdiniz?
- Görev yaptığım sırada gördüm, ülkemizde spor konusunda akıl almaz yanlışlar yapılıyor. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile spordan sorumlu Devlet Bakanlığı'nın engelliler sporuna hangi değeri verdiğine yakından tanık oldum. AB eşiğinde bulunduğumuz sırada beni umutsuzluğa sürükleyen koşullar devam ederken daha fazla çalışamazdım. İlkelerimden ödün vermeyeceğim için Bakan Fikret Ünlü'ye gerekçelerimi 16.8.1999'da 9 sayfalık bir mektupla açıklayıp görevimden ayrıldım.
Ne yanıt geldi?
- Yanıt gelir mi hiç? Sayın bakan futbol dışındaki sporla ilgilenmiyor ki...
ENGELLİ 2 ALMAN ÖLDÜ
Almanlar daha duyarlı mı yani?..
- Hem de çok... Burada yeri geldiği için unutamadığım bir olayı anlatmak isterim. İnsanlığın ne olduğu görülüyor. 16 Ağustos'ta, yani depremden bir gün önce Sakarya'daydım. Oraya Tekerlekli Sandalye Basketbol Antrenör Semineri'nin açılışına gitmiştim. Benimle birlikte, çok sevgili arkadaşım, Almanya Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımı Antrenörü ve Federasyon Antrenör Hocası Dr. Jochen Trawinski ve asistanı Jantke Vogt da oradaydı. Açılıştan sonra akşamüzeri eşimi karşılamak üzere İstanbul'a dönmek zorunda kaldım. O geceki depremde hem Dr. Trawinski'yi hem de Vogt'u kaldıkları Adapazarı Elmas Oteli'nde kaybettik!.. Perişan olduk, neyse...
Kadere bakın...
- Cenazeleri Almanya'ya götürdük... İtiraf etmeliyim ki, içimde orada karşılaşacağım reaksiyonla ilgili bir korku vardı. Kilisedeki ayinde Trawinski'nin 76 yaşındaki annesi boynuma sarıldı. Ve ‘‘Buraya kadar geldin, acımızı paylaştın. Bizi yalnız bırakmadın. Tanrı seni korusun’’ dedi. Din görevlisi ayini tamamladı ve orada bulunan yaklaşık 400 kişilik topluluğa, ‘‘Birazdan Dr. Trawinski'yi toprağa vereceğiz. Kapıdan çıkarken oraya konan kutuya lütfen bağışta bulununuz. Bu paraları Trawinski ailesi Sakarya'daki depremzedelere yardım olarak gönderecektir’’ dedi. Nitekim, toplanan paralarla alınan yardım malzemelerini, 20 Ekim'de bayan Trawinski ve üç çocuğuyla birlikte Sakarya'ya giderek depremzedeler için ilgililere teslim ettik. Daha sonra İstanbul'da yaptığımız törende 2000'den itibaren her yıl Uluslararası Dr. Trawinski Kupası düzenleyeceğimizi açıkladık. Böylece ülkemizi çok seven bu değerli insanın adını yaşatırken, engelliler sporumuza da uluslararası katkılar sağlamış olacaktık... Ancak Engelliler Spor Federasyonu'nun yeni başkanı Halil Kılıçoğlu'nun tepkisi ne oldu biliyor musunuz? ‘‘Dr. Trawinski bize ne verdi ki onun için turnuva yapacağız? Ben federasyon başkanı olduğum sürece böyle bir turnuva yaptırmayacağım’’ dedi.
Üzüldünüz tabii...
- Hayır üzülmedim. Çünkü insanların bilmedikleri, hissetmedikleri, sahip olmadıkları duygularla ilgili sözleri bizi hiç mi hiç etkilemedi?..
İki vakıf
ne yapacak?
YAŞAMINI bir anlamda engellilere adamış olan Kocaömer, bu alandaki çalışmalarını kurduğu 'Türkiye Engelliler Spor, Yardımlaşma ve Eğitim Vakfı'nda (TESYEV) sürdürüyor. Bu arada Kocaömer'den; Almanya'da da Türk-Alman Engelli Sporcuları Destekleme Vakfı'nın kurulduğunu öğreniyoruz. Üyeleri arasında işadamları ve doktorlar bulunuyor.
Her iki vakıf, ülkemizdeki engellilere önemli destek ve yardıma hazırlanıyor. Neler mi yapılıyor?
İlk olarak engellilerin eğitimine ağırlık verilecek; burs ve spor malzemeleri sağlanacak. Şu ana kadar 16 maraton sandalyesi getirilmiş. 100 masa tenisi ve 550 raket getiriliyor. En önemlisi bir rehabilitasyon merkezi oluşturulacak, kolu bacağı olmayanlar için protez taktırılacak. Yani topluma uyum sağlamaları amacıyla engelliler için elden ne gelirse yapılacak.
(İlgilenenlere... Vakıf telefonları: 0049- 6991394630 (Frankfurt), 0212-255 31 08, 255 13 50, Faks: 255 40 99 (İstanbul), Bağış: Vakıfbank, Karaköy Şubesi, 020 222 62)
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Ben bu işin içinde yokum. Ben bir işe girersem adamı anasından doğduğuna pişman ederim.’’
(Süleyman Demirel)
MUĞLA'nın Milas İlçesi'nde bir süre önce tam teşekküllü devlet hastanesi hizmete girdi. Milas, Bodrum ve çevresinde sigortalı kişi sayısı 10-15 bin civarındadır. Bu kadar kişi sağlık hizmeti almak için 70 km'lik Muğla'ya gitmek zorunda kalıyor. Milas'taki devlet hastanesinin SSK'ya devredilmesi konusunda ilgililerden destek bekliyoruz.
Mustafa ÖNEY-MİLAS
ANKARA Üniversitesi DTCF Halk Bilimi Topluluğu ile ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu'nun düzenledikleri birçok panel, söyleşi ve konserin yer aldığı ‘‘3. Halk Bilimi Günleri’’ 3 Mart Cuma gününe kadar sürüyor. Etkinlik kapsamında bugün saat 15.00'te ODTÜ'de düzenlenecek ‘‘Anadolu'da Küfür Kültürü ve Mizah’’ konulu panele mizah yazarı Cihan Demirci, karikatürist Devrim Demiralp ve Yrd. Doç. Dr. Atilla Erden konuşmacı olarak katılacaklar.
UM:AG Sanat Galerisi'nde EMİNE Ceylan'ın ‘‘İklimler’’ fotoğraf sergisi 1-29 Mart tarihleri arasında gezilebilir.
Şekere dikkat!
GÜNEYDOĞU'dan bir okurumuz anlatıyor: ‘‘Muzun altından ne çıkacak’’ sorusunun cevabı çok basit. Ne çıkacaktı, muz ithal ediyoruz diye şeker ithal edenler çıkacak. Şimdi soruyorum: Güneydoğu'daki bir ilde depolarına çuval çuval şekerleri koyup ondan sonra piyasaya sürenler kimler? Sayın Keçeciler bunları biliyor musunuz?
Paylaş