Paylaş
Yeni ve eski başbakanların adayları kılıçları çektiler
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, ikinci kez aday oluyor. Hemşerileri, kendisine çok ad takmışlar; ’Deli Halil’, ’İmparator’, ’Padişah’ ve son olarak Kurtlar Vadisi’ndeki ’Halo’...
Arabasının plakası da DH...
DP’den aday olan Ruh ve Sinir Hastalıkları uzmanı Zelkif Akgül, "Onu ancak ben tedavi ederim" diyor.
Akgül, bağımsız adaylığı düşünüyordu, ancak DP ittifaka girmeyince, 2007’deki milletvekili seçiminde 3. sıradan aday olduğu partisine yine döndü. Eskiden at kuyruğu ve keçi sakalı bulunan Dr. Zelkif Akgül bugün artık bıyık bırakıyor. Bakırcı’nın gerçek rakibinin kendisinin olduğunu söyleyen Dr. Akgül şöyle konuşuyor:
"Halil Bey, kendisinin deli olduğunu TV programlarında zaten söylüyor, gazeteler yazıyor. Zaten bunun tescili de arabanın plakasının DH (Deli Halil) olmasından belli değil mi? Onu ancak ben muayene edebilirim. 1 Nisan’da koltuğa oturduğumda herkes bunu görecek."
Rizespor’ın eski genel kaptanı Lokman Koçanzadegiloğulları, 2004’te olduğu gibi yine bağımsız aday... O da "Halil’i bu kez sandığa ben gömeceğim" iddiasında bulunuyor. İspirli olan hemşerilerinin oylarına güvendiğini söylüyor. Galatasaray taraftarı olarak biliniyor.
CHP, DP ve MHP arasında ittifak gerçekleşmeyince, Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, sonunda eğitimci Kenan Bıyık’ı aday gösterdi. 1994’te belediye başkanlığını RP’li Şevki Yılmaz’a karşı kaybeden Bıyık, 2002’de DYP’den milletvekili, 2004’te de AKP’den belediye başkan aday adayı idi.
Anavatan İl Başkanı Mustafa Nafiz Mataracı, baştan "Bu isimle olmaz" demesine karşın Mesut Yılmaz ve çevresi tarafından ikna edildi. Mataracı, istemeyerek de olsa Bıyık’ın adaylığına ’evet’ demek zorunda kaldı. Trabzon’da dershanesi olan Bıyık, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanvekili...
BELGESELCİ AVUKAT CHP ADAYI
CHP ittifak bozulunca, Rize kökenli İstanbul Barosu’na kayıtlı Av. Remzi Kazmaz’da karar kıldı. Cumartesi günü Rize’de adaylığı ilan edilecek olan Kazmaz, "Ben zor günlerin adamıyım; iki Başbakan’ın adayına karşı savaş vereceğim. Biliniz ki CHP Rize’de anahtar parti durumundadır" dedi.
İstanbul’daki Marmara depremi mağdurları, Gazi ve Fatima Şahin davalarındaki savunmanlığıyla dikkat çeken Kazmaz’ın, son yıllardaki Karadeniz’de çevresel mücadele veriyor. ’Lazutlar’, ’Hemşin’, ’Fırtına Vadisi’, ’Vatandaş Mustafa’ gibi belgeseler dışında Bodrum’la ilgili ’Antik Halikarnas 1-2’ ve Didim’le ilgili olarak da ’Güneş’in ve Suların ülkesi Didyma’ ve ’Kehanetler Ülkesi Didyma’ adlı belgeselleri de bulunuyor.
Televizyoncular, dört adayı bir araya getirebilirlerse rayting yaparlar emin olun!
ABD Başkanı'nın çıkarsız dini inancı dile getirmesi ders olsun
Üzgünüm, çok üzgün
ABD Başkanı Obama’nın, önceki gün görevini teslim alırken yaptığı konuşma, o konuşmada verdiği mesajlar, Amerikan halkının umut ve gelecek yüklü coşkusunu izlerken, 60 yaşıma kadar hissetmediğim bir duygu ve hüzünle tanıştım. Ülkesi, geçmişi, soyağacı ve gelecekteki umudu ile her seferinde onur duyan ben, ilk kez ülkemin içinde bulunduğu hazin tablo karşısında korkuya kapıldım. "İşte Amerika, işte benim ülkem" derken, dilimden şu cümlelerin dökülmesine engel olamadım:
"Sanki ben Afganistan’da, sanki ben Arabistan’da, sanki ben Suriye’de yaşıyorum. Ben bunu hak etmiyorum."
Yaşantımın son 10 yılını, son 10 ayını, son 10 gününü, hatta son 10 saatini şöyle bir gözden geçirdiğimde, tanık olduğum bu hazin tabloda, ekonomik krizden, lider savaşlarından, kavgadan, umutsuzluktan, işsizlikten ve çaresizlikten başka bir şey yoktu. Ya Obama... Atalarıyla övünen, halkına umut ve cesaret veren, diller, dinler arasında köprüler kuran, felsefe yapan, mistik duyguları bugünün çağdaşlığı ile birleştiren ve en önemlisi halkın liderliği için söz veren bir lider... Dini inancını çıkarları için değil, toplumu için kullanan bir dünya markası. "Tanrım bana Amerika için yardım et" derken, çıkarsız bir dini inancı dile getiriyordu.
Tıpkı bir Abraham Lincoln, tıpkı bir Kennedy gibi.
Onlar da, o yıllarda şu ortak mesajı veriyordu: "Haklar, özgürlükler, ülkeler ve gelecekler toplum içindir, halk içindir.
Onların geleceği içindir. Bu inançla yola çıkıyoruz, onlarla beraber inanarak yürüyeceğiz."
ABD’cilerimiz bunların ne demek olduğunu iyice düşündükten sonra bu ülkenin nereden nereye getirildiğinin bir vicdani muhasebesini yapsınlar.
Kızılay'ı dikkate almayıp Gazze için para ve gıda - giysi yardımı topluyorlar
Deniz Feneri yine sahnede
KIZILAY’ın, Gazze’ye gerekli ilaç, gıda ve temel ihtiyaç maddelerini gönderdiğini Ertuğrul Özkök’ün yazısında okuduktan sonra akşam Kanal 7’de Deniz Feneri’nin ’Kermes’ programını izlemiş bir işadamı diyor ki:
"Deniz Feneri yine sahneye çıkmış! Helal olsun dedik; bunlarda öbür dünya korkusu bile kalmamış diye düşünmemek elde değil. Sanki hiçbir şey olmamış gibi, Filistin’deki bu acımasızlığa karşı hemen kendilerine ’rol’ biçmişler... Alman yargısı tarafından verilen kararı düşündüm. Kimsenin tındığı yok... Gazze dramını fırsat bilerek, darmadağın olan prestijini kurtarmak için yeni bir ’yanlışa’ daha imza atıyor. Uyaran da yok kendilerini demek ki...
Feshane’de sık sık çocuklar ekrana çıkartılarak onlar üzerinden ’din ve duygu istismarı’ yaptırıldı. Bir çocuğa şiir okutarak mealen "Yarın biz okula gidemeyeceğiz ama siz gidiyorsunuz" diye söylettirdiler. Bir ’şair’in, Hz. Ali’nin kılıcıyla bir Yahudi’nin başını nasıl ortadan ikiye böldüğünü söylemesi, olayların nereye sürüklendiğinin açık bir göstergesiydi. Mısır’dan geldiği belirtilen bir Kuran-ı Kerim’in açık artırmaya çıkarılması sade Müslümanlar tarafından tepkiyle karşılandı. Deniz Feneri, topladıkları malzemeleri bir kosterle Mısır’a götürecekmiş. Peki toplanan paralar orada kime verilecek; Kızılay’a mı aktarılacak yoksa oradaki tarikat-cemaatlere mi elden verilecek? Çünkü orada banka işlemi yok."
Paylaş