Ekmeğe, makarnaya talim ediyorlar

“BİR millettin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilere karşı tutumu, o millettin yaşama kudretinin en önemli göstergesidir” diyerek emeklilere verdiği önemi vurgulayan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 30 Haziran 1927’de emekliye ayrıldı.

Haberin Devamı

Ülkemizde bu tarihe koşut her yıl 30 Haziran ‘Emekliler Günü’ olarak kutlanıyor.
‘Emekliler Haftası’ çerçevesinde de 26 Haziran-4 Temmuz tarihlerinde, emeklinin sorunlarına, taleplerine dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinler gerçekleştiriliyor.
Ne yazık ki emekliler, günümüzde Ulu Önder’in işaret ettiği gibi değil, unutulmuşluğun, görmezden gelinmenin, düşük aylıkla yaşamanın ezikliğini yaşıyor. Emeklilik uğrunda emek dökülen kutsal bir hak olmasına karşın, 10.5 milyon emekli bu yıl da 30 Haziran’ı önceki yıllarda olduğu gibi, insanca yaşam koşullarına sahip olamadığı için yine ‘buruk’ kutlayacak.
Çok ağır koşullarda çalışarak emekliliğe hak kazanan yurttaşlarımız, yaşamının geri kalan bölümünde rahat şekilde yaşamlarını sürdürmekten çok uzak. Emekli yaşamını sürdürmek için adeta mucize yaratıyor.
Tek kişinin açlık sınırının 1500 liraya ulaştığı günümüzde, Bağ-Kur emeklisi ortalama 965, işçi emeklisi 1200, memur emeklisi ise 1500 lira aylık alıyor. Bu maaşla en az dört kişilik bir aile geçinmeye çalışıyor.
Ocak ayında emekli aylıklarına yapılan yüzde 3.27 oranındaki zam, sadece üç ay yetebildi. İlk beş ayda gerçekleşen yüzde 5.38’lik enflasyon karşısında emekli cepten yemeye başladı.

Haberin Devamı

EMEKLİ NELER İSTİYOR

Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Arpacı’nın yaptığı araştırmaya göre, emeklinin yüzde 85’i aldığı düşük aylıktan yakınıyor. Araştırmaya göre, emeklilerin yarıdan fazlası sağlık hizmetinden yararlanamazken, sağlık kuruluşlarında da yeterli ilgiyi görmüyor. Parasızlık, yalnızlık ve güvensizlik endişesi taşıyan emeklilerin yüzde 11’i yalnız yaşıyor. Çoğunluğunun temel gıda maddesi ekmek, makarna, pilav, sebze, meyve olurken, çok azının evine kırmızı et giriyor. Görüldüğü gibi Türkiye’de emekli olarak yaşamını sürdürmek zor, hem de çok zor.
Biz de çalışanların sorunlarını bir uzman olarak irdeleyen Şükrü Karaman’dan emeklilerin temel taleplerini öğrenelim:
“Memur emeklilerine göre daha düşük olan işçi ve Bağ-Kur emekli aylıklarında iyileştirilme yapılmasını, aylıklar arasındaki ayrımı ortadan kaldıracak intibak düzenlemesinin gerçekleştirilmesini... Aylıklara refah payı yansıtılmasını... Memur ve diğer çalışanlara bankaların ödediği promosyondan yararlanılmasını, aylıklara enflasyon oranında değil seyyanen zam yapılmasını, 2000 yılı öncesinde olduğu gibi katsayı sistemine dönülmesini, çalışan emeklilerin aylıklarından kesilen yüzde 15 oranındaki Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) uygulanmasından vazgeçilmesini, muayene, tedavi ve ilaçlardan alınan katkı payına son verilmesini, bir maaş tutarında ikramiye ödenmesini...
Emekli Sandığı’na bağlı olarak çalışırken, bu görevinden ayrılıp SGK’lı veya Bağ-Kur’lu çalışıp emekli olanlara Emekli Sandığı’nda geçen hizmet sürelerine ilişkin ikramiyeleri, Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşın ödenmedi. Tazminatın ödenmesine ilişkin çıkarılan yasa ile bu kişilere çok komik sayılabilecek tazminat verildi. Emekli gerçek tazminatının ödenmesini istiyor. Görüldüğü gibi emekli dert küpü, beklentilerinin yerine getirilmesini istiyor. Bunda da hiç haksız değiller. Emeklinin daha bekleyecek gücü kalmadı.”

Haberin Devamı

Eski büyükelçi Tacer Pulak’ın sözlediklerine de kulak vermek faydalı olur

‘Ülkemiz için büyük kazanım’

BİR dostumuz gönderdiği yazıda diyor ki: “Değerli büyüğümüz, seven sevmeyen bütün Dışişleri mensuplarının bilgisine, birikimine, deneyimine ve entelektüel donanımına saygı duyduğu emekli büyükelçi Pulat Tacar’ın, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kişiliği ile ilgili izlenimlerini (bir TV programında söyledi) gönderiyorum.”
Tacar’ın söylediklerini biz de köşemize alıyoruz:
“Sn. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu yaklaşık 30-35 yıldır tanırım. Önce mesleki, sonra kişisel temaslarımız bugüne kadar sürdü. Görüş değiş tokuşumuz bana her seferinde zenginlik kazandırdı. İnsan sevgisi aşıladı. Özellikle Ekmel Bey’in üretici, yapıcı, uzlaştırıcı ve kendini arka plana atarak sorunlara ilkesel ve insancıl yönden yaklaşımı, Türk kültürünü yüceltmesi ve bu konudaki derin bilgisi dostluk duygularımı daha da güçlendiren öğeler oldu. İdareci, diplomat, kültür adamı yanları beni etkiledi; insani değerlere, Cumhuriyet değerleri yanında çağdaş dünya değerlerine bağlılığı konusunda hiçbir zaman kuşkum olmadı. Bunu son hafta zarfında bazı köşe yazarlarının tepkilerini düşünerek ekledim. Onu sürekli olarak üreten çok çalışan ve mükemmeliyetten ödün vermeyen bir bilim insanı olarak tanıdım. Bu nedenlerle Ekmel Bey’in Cumhurbaşkanlığı’na aday gösterilmesine çok memnun oldum.
İçinde bulunduğumuz karışık ve maalesef daha da karışacak olan dönemde, hatta Türkiye için bir kavşak noktasında, onun yapıcı, birleştirici, diyalog arayıcı, sulh yolu ile çözüm getirici yaklaşımlarının ülkemiz açısından büyük kazanım olacağı kanısındayım. Tek liderin eğemenliğini daha da güçlendirecek adımların, başkanlık veya yarı başkanlık seçeneklerini, ülkemiz halkını birbirine bağlayan bağları zedeleyeceğini ve uçurumu derinleştireceğini düşünüyorum.
Gerginliği arttıran kavgacı söylemlerin, başkalarının siyasal tercihleri karşısında gösterilen tepkilerin ve ne zaman neyin söylenmesinin ülkeye daha yararlı olacağına ilişkin kültür birikimi ve davranış kodu noksanının Türkiye’yi her geçen gün daha çok yanlızlığa ittiğini üzüntü ile müşahede ediyorum.”
Bu yaz ortasında iyi gelmedi mi?

Haberin Devamı

‘Kentsel dönüşüm’ mağdur eder mi, hem de nasıl!..

KENTSEL Dönüşüm Kanunu gereğince, kat maliklerinin oyçokluğu neticesinde, isteğim dışında, Mayıs 2013’te apartmanımız yıkıldı. Kira yardımı müracaatını müteahhidin yapacağı bildirildiğinden evrak hazırlanıp müteahhide verildi. (Evrak hazırlamak için yaz sıcağında 7 saatlik yoldan İstanbul’a gelindi). Aralık 2013’te müteahhit tarafından işlemleri kat maliklerinin yapması gerektiği bildirildi. 09.12.2013’te Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün Fikirtepe’deki ofisine müracaat ettim. Bir ay sonra gecikmiş beş aylık ödemenin yapılacağı bildirildi. Ama bugüne kadar ödeme yapılmadı. Apartmanımızdaki komşularımıza da ödenmemiş. İl Müdürlüğü’nün internet adresinden sorguladım. Bana ait sayfada, tespit edilen eksiklik görünmüyor. “Tamamlanmadı” yazıyor. Komşularımıza, taşınma sırasında evrakın kaybolduğu, tekrar çıkarılması gerektiği bildirilmiş. Emekli olduğumdan, çok mağdur oldum. Köşenizden duyurursanız, ödemelerin hızlanacağını umarım.
Sevgi ÇANKAYA

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

“Dünya, kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.” (Einstein)

TEOG sınavında skandal

TEOG sınavında kuzenimin oğlunun puanı matematik bölümü için 0 olarak hesaplandı. Aile hemen bu duruma itiraz etti gelen cevapta görüleceği gibi optik okuyucunun kopya tespit ettiği yönde oldu. Fakat gözetmen tarafından kopya hakkında tutulan herhangi bir tutanak rapor yok. Ve kopya çektiği iddia edilen öğrenci ise arka çaprazında oturuyor ki bu durumda kuzenimin oğlunun kopya çekmesi imkansız. Bunu geçtik Öyle bir girişim olsa bunu gözetmenin fark etmemesi imkansız. Bu durumla alakalı aile bugün (dün) İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Ayrıca itiraz süreleri de yani sistemde çok karışık ve aileler mağdur. Bilgisayardaki bir hata nedeniyle böyle bir sonuç çıkacağını Milli Eğitim araştırmadı bile. Hiç bir araştırma yapmadan kopya muamelesi yaptı ve şu anda lisede hak ettiği iyi bir okula gitmesi tehlikede. Bu konuyla ilgili haber yapılmasını en azından diğer ailelere örnek olmasını istiyoruz. Çünkü mağdur çok aile ve öğrenci var.
(İletişime geçilecek kişi: Öğrencinin babası Nurettin Ketenci Tel: 0535- 278 31 50.)
Seyma DUMRUL

Haberin Devamı

Bodrum’da başıma gelenler

GAZETECİYE mektup yazmak her zaman iyi bir iş başarmış olmak değildir ama, bir yandan Bodrum’un sıcağı, bir yandan huzurlu yaşam adına sığındığımız burada, vatandaşın ‘devlet’ dediği ne ise, bu gözle görülmez canavarın 72 yaşında olan (sizinle aynı 1942) beni çok rahatsız edişi Arnavut kafamı attırdı.. Sizinle bir dertleşeyim, dedim.
Ki yıl önce, yeni nüfus cüzdanı çıkarayım dedim, Bodrum’da... Memur eski nüfus cüzdanıma şöyle bir baktı; ‘Amca yenisini veremem’ dedi.
- Neden?
- Nüfus cüzdanınızdaki Doğum tarihiniz ile bilgisayardaki tarih aynı değil...
- Yahu kardeşim. 70 yıldır beni bu devlet 15 Kasım tarihinde doğdu diye her yere işlemiş. Bu neyin nesi… Hangi gizli el beni 1 Temmuz da doğurttu?
- Bilemem abi! Vatandaşlık Genel Müdürlüğü ne başvuracaksın..
Yalçın bey, Ankara ya bakanlığa ‘Ben Hürriyet Frankfurt bürosu emeklilerinden falan’ havasıyla telefonlar ederek, dilekçeler yazarak tam altı ayda doğum tarihini düzelttirdi.. Sonra bir de baktım ki.. 40 lı yıllarda doğan çok sayıda komşumun da değişmiş...
Geçtiğimiz hafta, Denizli-Pamukkale yakınındaki Karahayıt köyündeki bir termal otele gittik hanımla. Sabahleyin kahvaltıdan sonra resepsiyon dan aradılar. Jandarma geldi, sizi arıyorlar... Hanımla telaşlandık.. Gittik.. Bir astsubay...
- Efendim, asker kaçağı olarak aranıyorsunuz...
Utanmazlığın daniskası. Yahu yapmayın, etmeyin. Ben 72 yaşındayım. 49 yıldır yurt dışındayım. 25 yıl Hürriyet Frankfurt bürosunda gazetecilik yaptım. Yüzlerce defa sınırdan giriş çıkış yaptım... Çocuklarım 40 yaşlarına geldi. Torunlar büyüdü... Askerlik yapmamış olsam bile bu devlet 50 yıldır neredeydi? Ayrıca ben İstanbul doğumluyum.
Cevabı yok.
- Bodrum’a gittiğinizde askerlik şubesine gidip, sistemden sildirin.
72 yaşında, rahatsızlığı olan adama, ‘devlet işini tam yapmıyor, çamuru sürüyor.. Sen temizle’ diyorlar.
Bodrum askerlik şubesinde temize çıkma işlemleriyle meşguldük.
- Nedir bu? diye sorduğumda...
İstanbul doğumlu altmışın üzerindeki binlerce yaşlı insana bu işlem yapılmış... İlçeler de mahalleler değişmiş...
Adnan ÇELEPOĞLU
Emekli gazeteci, Almanya Rumeli Türkleri Dayanışma Derneği eski kurucu üyesi

Yazarın Tüm Yazıları