Ekmeğe dikkat

‘SAĞLIK ve Gıda Güvenliği Hareketi’, sağlık ve gıda güvenliği sorunlarına karşı çözüm üretmek ve tüketiciyi bilinçlendirmek için oluşturulmuş bir araştırma, bilgilendirme ve belgelendirme hareketi...

Haberin Devamı

Ulusal ve uluslararası gıda güvenliği standartlarını geliştirmek ve insani kazanımlara dönüştürmek diye hizmet hedefi de var. Dün bu ‘hareket’ten bir araştırma geldi ekmek üzerine... Şaşırtıcı bir açıklama, ekmeklere sağlığa zararlıdır ibaresinin konulmasını öneriyor ve “Günümüzün sağlıklı gıdası olması beklenen ekmek, ne yazık ki en sağlıksız gıda maddelerinden biri durumunda” deniliyor.
“Türkiye’de ekmeklere ‘Sağlığa zararlıdır’ ibaresi yazılmalı!” isimli raporu ile Ekmek Tebliği Öneri Taslağı’nı özetlersek...
- Ekmek, ne yazık ki özen gösterilmeyen, en çok ihmal edilen ürün haline dönüştü. 2011 yılında dünya 220 milyar dolarlık ekmek tüketirken, Türkiye 12 milyar dolarla dünya lideri durumunda.
- Dünya nüfusunun % 1.05’ini oluşturan Türkiye halkı, ekmeğin % 5.45’ini tüketiyor. Bu tablo dünyanın aksine Anadolu insanının temel gıda maddesinin ekmek olduğunu bir kez daha göstermektedir.
- Zaten Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Türkiye’de insanlar, günlük enerjilerinin ortalama % 44’ünü sadece ekmekten, % 58’ini ise ekmek ve diğer tahıl ve tahıllı ürünlerden sağlamaktadır. Yine aynı verilere göre dünyanın en sağlıksız ekmeği Türkiye’de üretiliyor.
- Günlük enerjisinin % 44’ünü sadece ekmekten karşılayan bir toplumda, ekmeğin illa ki en sağlıklı gıda maddesi olması beklenir. Oysa Türkiye’de ekmek denilince akla en son gelen şey hijyen ve sağlıklılığı olmakta.
- Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin hazırladığı ‘Ekmek Raporu-2010’ çalışmasına göre İstanbul’da bulunan 4.500 fırından 1.500’ü (yani 3’te 1’i) ruhsatsız. Kişi başına günlük ekmek tüketimi 350-400 gram; yoksul kesimde bu 800 grama kadar yükseliyor. Bu pilot çalışmalar bile, tek başına, Türkiye’de üretilen ekmekteki sorunları göstermesi açısından yeterli...

Haberin Devamı

Neden sağlıksız

- GENETİK değişikliğin birinci fazı olan hibritleştirmek ile besin değeri düşürülen tohumlardan un elde edilmesi,
- Tahılın yetiştirilmesinde tarım kimyasallarının kullanımı,
- Un yapımındaki hileler ve kimyasal katkı maddeleri eklenmesi,
- Besinin % 90’dan fazlasını oluşturan rüşeym ve kepek kısmının undan atılmasıyla beyaz un üretimi,
- Aşırı miktarda maya kullanımı ve özellikle mayaların GDO’lu olması,
- Ekmeğe üretim aşamasında çok yoğun biçimde katkı maddelerinin eklenmesi,
- Ekmek üreten tesisler ve çalışanların temizlik koşullarına riayet etmemesi,
- Ekmeğin satış noktasına dağıtımı için kullanılan taşıma kaplarının çok sayıda virüs ve bakteri barındırması,
- Ambalajlanmadan satılan ekmeğe üretim, dağıtım, satış ve tüketici tarafından seçilmesi gibi üretimden tüketime kadar geçen süreçte çok sayıda kirli elin temasıyla bulaşan bakteri ve virüsler,
- Satış noktasındaki saklama koşulları şeklinde devam eden sorunlar ne yazık ki toplumun gıda zannederek aslında zehir tüketmesine neden olmaktadır.
(Tel: 532.507 56 42; www.gidahareketi.org - iletisim@gidahareketi.org)

Haberin Devamı

Şehitlik sulandırılıyor

TÜRKİYE Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkanı Taner Uran, sivil şehit düzenlemesi için ne diyor? “Uludere’de ölen vatandaşların da şehit olduğunu söylemesi bir gaftır. Bakan Fatma Şahin’in, kanunların yasakladığı bir eylemi yaparken hayatını kaybeden ya da malul olanlara hiçbir şekilde şehit ya da gazi denilemeyeceğini bilmesi gerekmiyor mu? Kanunlarda şehitlik tanımı bile yokken sivil şehitlik gibi belli olmayan, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan bu kavramla, şehitlik sulandırılmaya çalışılmaktadır.Türk halkından özür dileyip istifa etmelidir. Şahin’in açıklamaları, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü için kan ve can veren şehitlerin aileleri ile malul gazilerin üzerinde tarifi imkânsız bir üzüntü, hayal kırıklığı ve öfke yarattı.”

Haberin Devamı

Hacettepe’nin boynu bükük kaldı

SON günlerde hastanelerle ilgili epey haber çıktı. Çok fazla eleştiriye maruz kaldıklarını düşünmekteyim. Kaza, cinayet, kavga, terör olaylarında yaralananları hastanelere havale ediyoruz. Hastalanınca hastanelere koşuyoruz. Hastanelerde aksaklık görünce de zaten sinirleri gerilmiş hasta ve yakınları olarak da (bazen doktor ve hemşirelerin çalışma koşullarını dikkate almadan) tepki gösterebiliyoruz. Kimse % 100 haklı ya da haksızdır demek haddim değil elbet. Organ naklinde Antalya Akdeniz Tıp ile övündük, Hacettepe Tıp ise boynu bükük kaldı. 50 yıl önce tanıştığım Hacettepe Hastanesi dünya standartlarında modern bir tıp kurumudur ve milli gururumuzdur. Koroner Yoğun Bakım, Anestezi Yoğun Bakım ünitelerinde hasta veya refakatçi olarak günlerce kaldım, 7 yıldızlı otel kalitesinde idi. Hastalara öyle ihtimam gösteriyorlar öyle titiz bakıyorlar ki, haklarını ödeyemem. Bugün Spor Hekimliği’ne başvurduğumuzda gösterilen şefkat ve özen gözlerimizi yaşarttı. Dünyadaki 3 merkezden biri olan Girişimsel Nöro-Radyoloji Bölümü, beyin anevrizmalarında mucizeler yaratıyor. Hacettepe Hastanesi’ne ilk başvurum 1964’te olmuştu. Ben ve ailem muhteşem doktorlarla tanıştık. Adlarını tek tek yazabilirim. Ülkemiz hastanelerine yurtdışından başvuran hastaların sayısına bakmak bile elleri öpülesi nice doktorlarımızın varlığını göstermiyor mu?                           
U. HATİP

Haberin Devamı

Kitap okumak

- KİTAP okumak... İyiliğe, güzelliğe uzanan, içinde bin bir renk ve desen bulunan bir halı dokumak... Kardan, kıştan kurtulmak, bahar olmak, çiçek açmak, arıya dönüşerek çiçeklerden bal yapacak malzeme taşımak... Sanat, bilim deryasına dalmak, yılana, yalana sarılmadan yaşamak... Düşünce ve duygularına yeni ufuklar açmak, mutluluğun gökyüzünde güvercin uçurmak... Özlemlerine, umutlarına kanat takmak, erdem ve özveriyle tanışmak... Yazarlardan aldığı güçle bilgisizliğin, bilinçsizliğin karanlığını delmek, acılarını unutup gülmek, aydınlık sabahlara uyanmak; kötülere, çirkinlere meydan okumak... Sevmenin, sevilmenin, insan olmanın değerini, önemini anlamak, uygarlaşmak, gelecek güzel günlere yelken açmak.
Erhan TIĞLI

Haberin Devamı

(Türk Kütüphaneciler Derneği’nin, yarın tüm Türkiye’de 12.00’de yarım saat de olsa kitap okuma etkinliğini unutmayınız.)

Biliyor musunuz

- CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’ün, KİK’teki ihalelerle ilgili 12 kişinin tutuklanması, TKİ’deki alımlar, MEB’in 10 milyarlık tablet ihalelerini örnek göstererek, kamu alımlarında yaşanan sorunların, özellikle şeffaflığın önünde engel olan ihale sistemindeki aksaklıkların tespiti ve bunların düzeltilmesi için bir Meclis araştırması önergesi verdiğini...

Yazarın Tüm Yazıları