Paylaş
MHP'li bir milletvekilinin anlatımlarına dayanan ‘‘Kavganın Nedeni MHP-DYP Çekişmesi’’ başlıklı yazımız üzerine DYP'li milletvekillerinin tepkileriyle karşılaştık. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in danışmanı Memduh Bayraktaroğlu da bir açıklama gönderdi:
‘‘MHP'li milletvekilinin açıklamalarının tümü, sadece yanlış değil, büyük bir yalandır. Hele DYP tabanının MHP'ye kaydığı yalanı, açıklamalar içindeki en büyük yalandır. PİAR, SESAR, ANAR, Strateji Mori gibi araştırma şirketlerinin yaptırdığı bütün anketlerde DYP ya birinci partidir ya da ikinci parti... Star'ın internet sitesindeki ankette DYP % 23 oy oranıyla birinci parti konumunu korumaktadır. Asıl eriyen, biten ve tükenen; gerçek yüzünü artık saklama gereği bile duymayan MHP'dir. Kendi bakanlarını Meclis Başkanlığı'na aday olmasın diye dövenler MHP'lilerdir. Kendi il başkanlarının kafasını çekiçle dağıtanlar MHP'lilerdir. Bakanların hakkındaki yolsuzlukları manşete taşıyan gazetelerin binalarını kurşunlayan MHP'lilerdir.
Bu demeç medyadan alınmıştır ve Sayın Bahçeli'ye aittir:
‘Saldırıya uğrayan muhalefet değil, hükümet ve komisyondur. Olaya ilişkin ne kadar görüntü varsa hepsini çıkarın. Çiller'in milletvekillerini tahrik ettiği, komisyonun saldırıya uğradığı ve bu işin önceden planlandığı...'
Prof. Sayın Tansu Çiller olayların olduğu sırada İzmir-Ankara uçağında yolculuk yapıyorken nasıl olmuş da DYP'li milletvekillerini tahrik edebilmiştir? MHP her zaman olduğu gibi yalan ve şiddete başvurmaya, kaybettikçe azgınlaşmaya ve illegaliteyi başlatmaya karar vermiştir.’’
İZGÜ BANTLARI YAYINLATSIN
DYP’lilere sormak gerekiyor: ‘‘Kürsüye sahip çıkalım, eylem koyalım diyenler, bıçak çekenler, bardakla saldıranlar, yumruk atanlar kimdir?’’ Bunları Meclis'tekiler biliyor ama vatandaş bilmiyor. Bu nedenle TBMM Başkanı İzgü, olayların bütününü kavrayabilmek için görüşmelerin baştan sona Meclis TV'sinden yayınlanmasına izin vermelidir.
Mesut Yılmaz'dan nükleer yanıtı
‘‘ECEVİT, Topu Yılmaz'a Atıyor’’ başlıklı (21.1.2001 tarihli) yazımıza Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz şu açıklamayı gönderdi:
‘‘Yazınızda 'Nükleer santral ihalesi iptal edildikten sonra Mesut Yılmaz, ihaleye katılan Kanada konsorsiyomu, Westinghouse (AB) ve Siemens (Almanya) firmalarına, 30 milyon dolar tutarında görev tazminatı verilmesini önermişti. Ecevit, bunu reddetmişti' ifadesi yer almaktadır.
Bu ifadeler tümüyle gerçek dışıdır. Nükleer santral ihalesinin Bakanlar Kurulu'nca ertelenmesini müteakip ben ilgili firmaların bu ihale için harcamalar yaptıklarını, bu nedenle firmalara bunun iptal değil, erteleme olduğunu bildiren bir teşekkür yazısı gönderilmesini önerdim. Görev tazminatı biçiminde bir ödeme zaten yasal dayanaktan da yoksundur. Sayın Başbakan'ın ve tüm bakanların da tanık oldukları bu önerimin bazı yayın organlarında ve sütununuzda bu şekilde çarpıtılması benimle ilgili maksatlı yayınlara bir örnektir.’’
Bürokrasi kafası
GÜMRÜKLER Genel Müdürlüğü ve Gümrük Müsteşarlığı'na, Dahilde İşleme Rejimi ile ithal edilen eşyanın hangi ülkelere ihracatının yapılacağıyla ilgili mevzuatı sorduk. Aradan 20 gün geçti; yazımızın Dahilde İşleme Bölümü ile İhracat Bölümü arasında dolaşıp durduğunu öğrendik. En az 20 defa telefonla aramama rağmen yazı bir türlü imzadan çıkmıyor. Eşya ihracata hazır vaziyette, fakat Ankara'dan cevap alamadığımız için elimiz kolumuz bağlı yanıt bekliyoruz. 'Işık hızı'nın tartışıldığı bir çağda, Ankara'dan gelecek cevap 20 günde hálá ulaşamıyorsa, Allah bu vatanı sevenlerin ve bu vatan için çalışanların yardımcısı olsun.
Necdet Ceyhun DENİZ-Deniz Tarım Ürünleri Ticaret ve Sanayi AŞ-Nizip/GAZİANTEP
CHP'de sular bulanıyor
BAYKAL'ın 'Anadolu solu' ile başlayan yeni politikaları CHP'de muhalifleri isyana sürükledi. Yönetim, disiplinsiz hareketlere karşı yetkili kurulları çalıştıracağını belirtirken; muhalifler, örgüt kongreleri öncesinde ‘‘yönetimin kendilerini dışlamak istediği’’ görüşünde.
Umutsuzluğa düşen genel merkez karşıtlarının, yeni bir parti kurulması yolunda girişimler yapması siyasi kulislerde telaffuz edilmeye başlandı.
Bu arada, CHP İstanbul İl Başkanı Ali Topuz'un ‘‘Herkese hodri meydan’’ (31.1.2001) biçimindeki sözleri, ayrı bir tepki uyandırdı.
Eski CHP Milletvekili Ercan Karakaş, görevden almak için yeni ve acımasız yöntemler geliştirildiğini söyledi, ‘‘Başta İstanbul ve İzmir olmak üzere 20'nin üzerinde il ve 50 kadar ilçe yönetiminin görevine son verildi. Sayıları yaklaşık 2000'i bulan bu insanların yerine dar grupçu anlayışla 'yandaşlar' atandı’’ diyerek şöyle konuştu:
‘‘Bununla da yetinilmedi. Üyeler arasındaki 'yandaş' sayısını çoğaltmak için 13. maddeden üye yazımı başlatıldı. İstisnai durumlar için öngörülen bu madde, amacına aykırı biçimde kullanılarak, yalnız İstanbul'da binlerce 'yığma üye' yazıldı. Parti tabanındaki dürüst insanlar tarafından, bu 'üyelerin' bir kısmının hayali olduğu belirlendi. Gerekli itirazlar yapıldı. Ancak itirazlara yanıt dahi alınmadı.
Bütün bu yapılanlar büyük bir gizlilik içerisinde yürütülüyor. Amaç, yaklaşan parti kongrelerinde çoğunluğu ele geçirmektir. Ancak yapılanlar, 'partiyi büyütmek' olarak gösterilmeye çalışılıyor. Nedense bu anlayış sahipleri partiyi hep kongreler öncesinde büyütmeye çalışıyorlar. Kongreden sonra bunu unutuyorlar. 'Bu alışkanlıklar ve bu siyasal pratik' bir yana bırakılmadan CHP'nin halka güven vermesi bir yana, bütünlüğünü koruması dahi olanaklı değildir. Çünkü 'sağ partilere özgü alışkanlıklar ve mekanizmalarla solculuk olmaz'.
(Yarın: Moğultay: Pusu kuruyorlar.)
Çanta'da rantçılık
YEREL yönetimlerle ilgili yeni yasa Meclis'te bekledikçe beldeler Türkiye'yi yağmalıyor. İşte size bir örnek: Silivri'nin Çanta Beldesi'nde oynanan oyunlar... TEM ve E-5 karayolları arasında kalan bu köy, son yıllarda rantçıların gözdesi oldu. DYP'li belediye de, bu işlerin 'organizasyonunu' kapalı kapılar ardında yaparak, yasa çıkmadan önce yangından mal kaçırmak istiyor! Çünkü yasa, imar yetkilerini belde belediyelerinin elinden alıyor. E-5 üzerindeki 1. ve 2. sınıf tahıl deposu tarım arazileri önce köylülerden düşük fiyatlarla alınıyor. Şimdi de toplam 3 bin dönüm arazide 'sanayi sitesi' yapılmak isteniyor.
İstanbul'un valisi, Köy Hizmetleri, Tarım ve Çevre Müdürlükleri gözlerini bugünkü Çanta Belediye Meclisi toplantısına dikmelidir.
10-15 kişinin menfaati için doğa katliamına izin verilmemelidir.
Biliniz ki, bütün beldeler, tarım alanlarını yerel yönetimler yasasından kaçırıp bu yollarla imara açıyorlar. Ülkeye büyük ihanet ediyorlar.
MESAJ
ADANA'dan bir mektup: DSİ 6. Bölge Müdürlüğü, Adana'nın oldukça güzel, merkezi yerindedir. Lojmanlar da bölge binasının tam karşısındadır. Geçenlerde buradan geçerken lojmanların girişinde daha önce de müstakil olarak bulunan bölge müdürünün dubleks konutunun yıkılıp yerine daha da lüks süper bir konut inşa edildiğini gördüm ve işin gerçeği oldukça rahatsız oldum. Bu zamanda 500 milyarlık harcamaya yazık değil mi?
Paylaş