Dürbünsüz tutuklular!

3 EYLÜL (bugün) ve 5 Eylül günlerinde yıllar önce büyük tantanayla başlatılan, şimdiyse kamuoyunun neredeyse unuttuğu birkaç utanç verici soruşturmanın birleştirilmesiyle oluşmuş, kısaca ‘Poyrazköy davası’ olarak bilinen şey sahnelenmeye devam edecek.

Haberin Devamı

Bu davada yok yok... Nasıl mı?
-İsimsiz 1 (yazıyla, bir) ihbarcının farklı kentlerde birçok subayın hangi dolabın neresine ne sakladığını ayrıntısıyla yazdığı ve hayret verici şekilde tutturduğu ihbar mektubu bu davada.
-Ofisinin aranacağını bir saat önceden öğrenmesine rağmen ihbarda yazan dolabın altındaki CD’yi yok etmeyi akıl edemeyen subay bu davada.
-O da bir şey mi, iki değişik yere ‘gömdükleri mühimmat’la ilgili ihbarları (bir keresinde Zaman gazetesinden okuyarak) günler önceden öğrenen, fakat nereye ne gömdüklerini bilmedikleri için polisler elleriyle koymuş gibi bulmaya gelmeden mühimmatı çıkarmayı beceremeyen nice subay da bu davada.
-Ceza Muhakemesi Kanunu’nda el konulan dijital malzemenin oracıkta kopyasının alınıp şüpheliye verilmesi emredildiği halde kopyalanmayan, sonra içinden müthiş suç delilleri çıkıveren DVD de...
-Savcının bu delillerin bilirkişice raporlanmasından 12 gün önce bir sanığı bu henüz bulunmamış deliller hakkında sorguladığını kanıtlayan imzalı tutanak da bu davada.
-Bilgisayar hocaları olarak dilimizde tüy bitse de ÖYM’lere böyle delil olamayacağını duyurmayı başaramadığımız “Vay senin adın Word belgesinde yazıyor, demek ki sen yazdın” tipi delillerle yıllardır hapiste yatan insanlar da burada.
Dava, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde görülüyor. ‘Silivri Tiyatrosu’ndan farklı olarak, insan duruşma salonuna ilk girdiğinde gerçekten mahkemeye benzetiyor. İçlerinde Kardak’a bayrağı diken kahramanların da bulunduğu tutukluları dürbünsüz görebiliyorsunuz mesela. Türk adaleti ne durumda merak edenlere izlemelerini kesinlikle öneririm.
Prof. Dr. Cem SAY
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Haberin Devamı


Türkiye’den kaçarken eşini ve ailesini nasıl bıraktı

Vahdeddin’in ihaneti

İSTANBUL’un işgalinin sona erişinin 90. yılı yaklaşıyor. Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Kuva-yı Milliye’nin ilerleyişi ve düşmanın yurttan atılması sürecinde Padişah Vahdeddin’in işgalci İngiliz savaş zırhlısıyla İstanbul’dan kaçışının ayrıntıları pek bilinmez. İşte o saatler, tarih araştırmacısı Atilla Oral’ın yaz başında yayımladığı, İstanbul’daki işgal orduları başkumandanı İngiliz General Harington’un ilk kez basılan anılarında ortaya çıktı. 16 Kasım 1922 tarihinde Harington’a hitaben bir mektup kaleme alan Vahdeddin, “İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden, İngiltere devlet-i fahimansine iltica ve bir an evvel İstanbul’dan naklimi talep ederim efendim...” der. Vahdeddin’in, Halife-i Müslim’in imzası ile yazdığı mektubu alan Harington, ertesi sabah birlikte, bir teknede zırhlıya geçerken eşlik ettiği Vahdeddin ile aralarındaki diyaloğu hatıratında şu cümlelerle ifade ediyor: “Teknemde giderken yolda, acaba bana sigara kutusunu bir anı olarak verir mi diye umutlanmıştım, ancak beş karısını emanet etmesiyle beni şaşkınlığa uğrattı!”
(Atilla Oral bu bölümü “Beş karısını düşmana emanet edip öyle kaçmış!...” başlığı altında vermiş)
Kitabı okurken bizi yönetenlere bu kitabın yararlı olacağını düşünüyoruz.

Haberin Devamı

Göç eden leylek sürüsüne saygı
Tebrikler kaptan!

AVUKAT okur Suphi Bediz, “Her gün içimizi karartan bunca olayın içinde yaşarken ara sıra da olsa dudaklarımızda tebessüm yaratan şeyler yaşamak gerçekten insanı mutlu ediyor” diyor ve gördüğü manzarayı anlatıyor:
“Bugün (dün) saat 14.00’te Kartal-Yalova seferini yapan Temel Reis-II isimli deniz otobüsündeydim. Yolun yarısına gelmişken tekne yavaş yavaş hız kesmeye başlayıp neredeyse durma noktasına geldi. Çoğumuz aracın bozulmuş olabileceğini düşünürken, neden yavaşladığımız belli oldu. Zira kaptanın sol tarafımızdan, denizin yaklaşık 10 metre üstünden uçmakta, göç etmekte olan leylek sürüsüne yol verdiğini gördük. Birkaç dakika sürünün teknenin önünden arkasından geçip gitmesini bekledik. Bu şekilde muhteşem bir doğaya saygı gösterisinde bulunan kaptan tüm yolcuların kalbini fethetti.

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

-10. ULUSLARARASI Balkan Fizik Birliği Öğrenci Konferansı’nın İstanbul Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Türk Fizik Derneği’nin desteği ile 3-5 Eylül 2013 tarihleri arasında İÜ Fen Fakültesi’nde gerçekleştirileceğini; konferansa 1984 Nobel Fizik Ödülü sahibi Prof. Dr. Carlo Rubbia’nın da katılacağını (bu ödül, CERN’de çalışan araştırıcıların kazandığı ilk Nobel ödül) (sgyks@istanbul.edu.tr)...
-ANKARA’da Av. Sedat Vural’ın, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve ODTÜ Rektörü Ahmet Acar’a birer ihtarname çekerek; Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu’nun 19.06. 2007 tarih ve 728 no’lu ilke kararlarına göre; Doğal Sit Alanlarında Bakanlık izni ile yapılacak kullanma koşulları içerisinde otoban veya herhangi bir yol türü bulunmadığını hatırlatarak, ‘7 gün içinde bu hukuksuz uygulamayı durdurmadıkları takdirde haklarında idari, hukuki ve cezai başvuruları yapacağını’ bildirdiğini...

Haberin Devamı

Bu sorulara EVET demeyene sen de EVET deme

Yerel seçimler demokratik yöntemleri ilke edinen, katılımcı bir İstanbul yönetimi beklentilerinin karşılanması için dönüm noktası olabilir.
Yerel seçimler, demokratik yöntemleri ilke edinen, çevreci, korumacı ve katılımcı bir İstanbul yönetimi beklentilerinin karşılanması için dönüm noktası olabilir. Bu nedenle aşağıdaki sorulara

“EVET” DEMEYENE “EVET” DEMEYELİM!

İstanbul’u yönetmeye aday olanlara soruyoruz:
1. Adayı olduğunuz kentin yönetiminde gerçek anlamda söz ve sorumluluk sahibi olabilecek misiniz? Bunun için gereken anayasal ve yasal düzenlemeleri hayata geçirmek için çalışacak mısınız?

2. Yerel yönetim sorumlusu olarak, sizin yerinize siyasi otoritenin ve merkezi yönetim organlarının karar vermesini önlemek üzere gereken yönetsel ve hukuki mücadeleyi vermeye hazır mısınız?

Haberin Devamı

3. Ulusal ölçekteki projelerde merkezi yönetimi yerel yönetiminizle işbirliği yapmaya ve birlikte çalışmaya ikna edebilecek misiniz ve bu temel prensibin anayasal teminata kavuşturulmasına katkı sağlayabilecek misiniz?

4. Yaşayanların şehirle ilgili her türlü karara katılımını sağlayacak mısınız ve iletişim, paylaşma, bilgiye erişim, müzakere etme, şeffaflık ve denetim mekanizmalarını çalıştıracak mısınız?

5. İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda yer almadığı halde uygulanmakta olan tüm projelerin, yeniden ele alınmasını sağlayacak mısınız?

6. İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın beş yılda bir, STK’ların, uzmanların ve üniversitelerin de yer aldığı katılımcı bir süreçle güncellenmesine ve alınacak kararlara uyulmasına özen gösterecek misiniz?

7. Kentsel dönüşüm ve yenileme projelerinin, halkın kararlara katılımıyla gerçekleştirilmesini, tarihi, sosyal, kültürel ve peyzaj dokusu korunarak kimsenin yerinden edilmeden uygulanmasını sağlayacak mısınız? Barınma hakkının gereği olan sosyal politikaları geliştirecek misiniz?

8. İstanbul’un bugününü ve geleceğini yakından ilgilendiren Kuzey Ormanları gibi yaşamsal varlıkların, su havzalarının ve tarım alanlarının tahrip edilmesine engel olacak mısınız?

9. Orman, kıyı, park, meydan gibi kamusal alanların piyasa mantığı ile dönüştürülmesine, özelleştirmesine ve yapılaşmaya açılmasına karşı çözümler üretecek misiniz?

10. Denizlerin doldurularak kıyıların ekolojik yapısının bozulmasını önleyecek misiniz?

11. İşlevini yitirmiş ya da askeri alanlar gibi işlev değişikliğine uğrayacak kamusal alanlara sosyal ve kültürel işlevler kazandırmaya ve bu alanları kentlilerin ortak kullanımına açmaya çalışacak mısınız?

12. Uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınan tarihi yarımada ile, tersaneler, garlar, okullar, hastaneler, depolar, kutsal ve endüstriyel yapılar gibi şehre mal olmuş tüm tarihi değerlerin ve ortak alanların korunarak halkın kullanımına sunulmasına öncelik tanıyacak mısınız?

13. Çalışmalarınızın şeffaflık içinde sivil toplum tarafından izlenmesine imkan tanıyacak mısınız?

ÖNERİLERİMİZ

1. Kentlilerin sosyal yaşam, kültür-sanat ve ortak alanlar konusunda önereceği projeleri destekleyen, yerel ve uluslararası deneyimlerin paylaşımını sağlayacak bir iletişim ortamı oluşturan, çeşitli yöntemlerle yaratıcılığı teşvik eden belediye fonlarıyla desteklenen bağımsız yapılar kurulması.

2. Kentle ilgili karar alma süreçlerinde, katılım mekanizmalarının düzenlenmesi, ‘askıya çıkarma’ işlemlerinin gerçek bilgilendirme ve müzakere süreci olarak işletilmesi, katılım sonuçlarının kararlara yansıtılması, imar planı değişikliklerinin, mahalle düzeyinde temsilcilerle yapılandırılacak kent konseylerinin katılımıyla karara bağlanması.

3. Kültürel ve doğal mirası etkileyen her türlü yatırımın stratejik çevresel ve sosyal etki değerlendirmesinin, bağımsız uzmanlık desteğiyle kamuoyuyla paylaşılması ve sonuçlarının uygulanması.
4. Kamu mülklerinin özelleştirilmeksizin kamusal hizmet alanları haline getirilmesi ve kültür-sanat kaynağı olarak değerlendirilmesi.

5. Afet riskine karşı kentlilerin sürekli olarak eğitilip bilinçlendirilmesi, afete bağlı risklerin en aza indirilmesine yönelik acil eylem planları oluşturulması, düzenli kontrol ve denetimlerin sağlanması.

İstanbul, doğası, tarihi, sosyo-kültürel yapısı ve tüm değerleriyle insanlığa adanmış büyük bir armağandır. İstanbul’u hem bugün yaşayanlar hem de gelecek kuşaklar için korumak önceliğimiz olmalıdır. İstanbul ancak, kentleşme ve gelişme dinamikleri iyi yönetildiği takdirde sağlıklı ve üretken bir çevreye, korunan doğal, kültürel ve tarihi değerlere, çokkültürlülüğü ve çeşitliliği besleyen zengin bir kent ortamına ve yükselen yaşam standartlarına sahip, örnek bir kent olur.

Çim ek, sulama, kurusun, sonra yine ihale et…

1.5 Yıl önce İBB Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Yıldız Parkı’ndaki sahaları ihale edip sulama sistemi ve çimlendirme yaptırdı.
Her yer yeşil çim oldu.
Bu yaz başı, temmuz ve ağustosta çimlendirilmiş alanları sulamamaya başladılar.
Hepsi sarardı.
Şimdi yine ihaleye çıkıp yeniden çimlendirme yapacaklar…
Acaba bu ihaleyi hangi firma almıştı?
Bu firmanın İBB haricinde referansları var mıydı ?
Bu alanların bakımı da bu firmaya verilmemiş miydi?
Verilmişse yaz aylarında neden sulama yapılmadı ?
Şimdi acaba bu ihaleyi de aynı firma mı alıverecek ?
A. Sudi Kartal

Yazarın Tüm Yazıları