Paylaş
Namaz çıkışında çoğunun halkın içinden çıkmış kimseler oldukları giysilerinden kolaylıkla anlaşılan milletvekilleri Meclis olması kararlaştırılan binaya gitmek üzere topluca hareket ederler. Hacı Bayram Camisi ile Meclis arasındaki koca meydan, köyden, kentten gelen insanlarla hıncahınç doludur. Herkes sesli veya sessiz dua mırıldanmakta, tekbir getirmektedir. Millet vekilleri dua ederek meclis binasının önüne gelirler.
Burada da topluca dua edilir; kurbanlar kesilir.
Meclisin açılış konuşmasını en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Milletvekili Şerif Bey yapar. Şerif Bey, metnini Mustafa Kemal’in kaleme aldığı konuşmasında, “tüm Müslümanların halifesi ve Osmanlıların padişahı Sultan Mehmed Hazretlerinin ve saltanatın sürekli merkezi olan İstanbul ile işgal altında türlü zulümler altındaki illerin kurtarılmasında“ başarılı olunması dilek ve dualarını dile getirirken, herkesin paylaştığı duygu ve gayelere tercümanlık yapar.
24 Nisan günü Meclis Başkanı seçiminde iki aday yarışır. Adaylardan Celaleddin Arif Efendi’nin aldığı oy 109 olarak açıklanırken, Mustafa Kemal’in aldığı oy 110 olarak ifade edilir.
Arkasındaki bu sınırlı desteğe rağmen Mustafa Kemal bir ulus yaratma; bir ulusu mevcut felaketten kurtarma çalışmalarına başlar ve birçok cephede verdiği mücadeleler ile bir ulus olma şuurunu topluma yansıtır.
Bir başka 23 Nisan’ı yine bu köşede geçtiğimiz yılda da hatırlamıştım. Bu günlerin önemini göz önüne aldığım için, yakın tarihimizde ve günümüzde çok sayıda örneğini maalesef göremediğim için tekrar yazıyorum.
İKİNCİ 23 NİSAN
1950 yılında Kore’ye sevk edilen Türk Tugay’ı, Kunuri Savaş’ı başta olmak üzere ilerleyen evrelerde birçok savaşta bulundu. 1951 yılının 22 Nisan’ı 23 Nisan’a bağlayan gece 9. Türk Bölüğü kuşatılmış durumundadır. Çember içinde kalan topçu ileri gözetleyicisi Üsteğmen Mehmet Gönenç, telsizinde şu mesajı verir:
“Düşman, bulunduğumuz tepeyi işgal etti, çok şehit verdik. Koordinatları veriyorum, bataryalar ateş etsin!”
Alay topçu irtibat subayı telsizle şu yanıtı verdi:
”Verdiğin koordinatlar senin bulunduğun yerdir”.
Topçu Üsteğmen Gönenç’in verdiği karşılık şudur:
“Evet biz düşmana esir olmak istemiyoruz. Bizi onlara teslim etmeyin!”
Ve telsizin sesi kesildi. Komuta heyeti durum muhakemesini yapıp teğmenin vasiyetini yerine getirdi. Tümenin bütün topçu taburları bildirilen koordinatlara ateş eder. O gece beş subay, üç astsubay, 58 er şehit düşmüştü. 35 yaralı 500 kayıp olmak üzere 206 personele kaybedilmişti.
Üsteğmen Gönenç ile birlikte yan yana beş er de şehitler arasındaydı.
Onlar bizlerin bir zamanlar her konuda güvendiğimiz ordumuzun üniformalarının apoletlerine dokundurmayan askerler idiler. Ruhları şad olsun.
Prof. Dr. Cengiz KUDAY
GÜNÜN SÖZÜ
“Akil değilim, ben aptal adamım. Akıllı adam olsam hükümetin yanında yer alırım.” (Müjdat Gezen)
Biliyor musunuz
- TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti’nin olağan genel kurulunun perşembe ve cuma günü yapılacağını; Orhan Erinç’in bu kez aday olmayacağını, yerine yardımcısı Turgay Olcayto’nun listesini destekleyeceğini, yeni yayına başlayan ‘Artı 1 TV’nin haber müdürü Sedat Bakıcı’nın ‘Emeğe Saygı’ isimli bir liste çıkaracağını...
- CHP Samsun Milletvekili Prof. Dr. Haluk Koç’un, Başbakan Erdoğan’a ”2002–2013 yılları arasında (yıllara göre dağılım) örtülü ödenekten ne kadar harcama yapılmıştır? 2002 yılları öncesinde örtülü ödenekten yapılan harcamalar ne kadardır?” diye sorduğunu...
- İŞ dünyasından sorumlu Genel Başkan Yardımcıları Erdoğan Toprak ve Faik Öztrak’ın Tekirdağ, Çerkezköy ve Çorlu’daki sanayici ve işadamlarıyla düzenlediği yarınki toplantılara Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun katılacağını akşam da Çorlu Havaaalanı karşısındaki Silver Side’de otelde yemek yenileceğini, ancak toplantılara medya mensuplarının çağrılmamasının dikkat çektiğini...
Milli Anayasa Forumu 152 toplantı yaptı
MİLLİ Anayasa Forumu (MAF) bugün Ankara Yenimahalle Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde toplanıyor.
Türkiye’de ve yurtdışında sürdürülen çalışmalar sonunda 152 toplantıda 85 bin yurttaş bulundu. Bu toplantılarda yönetici veya konuşmacı olarak görev alan 180 dolayındaki öncü aydınımızın katkıları ile bütünleşen; CHP, İP, MHP, DSP, DP gibi partilerin ve ADD, TGB, CKD, ÇYDD, Eğitim İş Sendikası gibi pek çok demokratik kitle örgütü üyesi onbinlerce yurtsever ‘Yeni Anayasa’ yapmakta birleşen partilerin aslında ABD+AB+AKP+PKK ortaklığının ‘Bölücü Anayasa’ çalışmasına meşruiyet sağlamalarına karşılık, bu girişimi engellemek için Milli Anayasa Forumu”nun bir Milli Merkez haline gelerek, tüm yurtsever güçleri ‘Atatürk’te Birleştirerek’ halkın örgütlü gücünü bu Milli Merkez’de toplamaya karar vermiştir.
Hüsamettin Cindoruk, ”Bağımsızlık ve egemenlik vazgeçilmez ilkelerimizdendir” diyor.
CHP milletvekili Yılmaz, sert bir çıkış yaptı
CHP Uşak Milletvekili Av. Dilek Akagün Yılmaz dün ağır bir basın bildirisi yayınlayarak şöyle dedi:
“20 Nisanda yapılan DSP Uşak Kongresi’ne CHP il yönetileri ve Belediye BAşkanımız ile nezaketziyaretinde bulunmamız üzerine DSP’ye geçeceğimiz yorumları doğru değildir. Kardeş parti olarak gördüğümüz DSP’ye önümüzdeki yerel seçimler için güçlerimizi birleştirme çağrısı yaptık. Başka bir anlamyüklemek sadece kötü niyetin bir göstergesidir.
Ben ve benim gibi parti emekçisi olan CHP’liler partimizi ve 6 okta simgelenen ilkelerimizi Atatürk’ün bize emanet ettiği çağdaş, laik demokratik Türkiye Cumhuriyetini ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü hiçbir koşulda savunmaktan vazgeçmeyiz.
Öte yandan benim parti hukukuna aykırı olarak Grup Disiplin Kuruluna sevk edilmiş olmam beni, CHP ve ilkelerini savunmaktan asla alıkoyamaz. CHP’li olmak bu ülkenin Kurtuluş Savaşına, Cumhuriyet Devrimlerine, Atatürk ilkelerine, çağdaş, laik demokratik Türkiye’ye, ülke bütünlüğüne sahip çıkmak demektir. İşte bu nedenlerle beni CHP li olmaktan ve CHP’yi savunmaktan hiç kimse vazgeçiremez. Yapılan yanlışlıkları, parti içindeki hataları düzeltmek ve CHP içinde doğru ilkelerin hayata geçirilmesi için mücadele etmek biz gerçek, CHP lilerin görevidir. CHP den vazgeçmek demek Türkiye’den vazgeçmek demektir. İşte bu nedenle biz CHP’liler ülkemize nasıl sahip çıkıyorsak aynı inanç ve ruhla partimize de sahip çıkarız. Direncimiz ve mücadele azmimiz işte buradan gelmektedir.”
Milletvekili Yılmaz “Beni disipline verenler şu sorulara cevap vermelidirler. (Hüseyin Aygün, Sezgin Tanrıkulu ve Faik Tunay) eylemlerinden ötürü niye Disiplin Kurulu’na sevkedilmemiştir. Onların sözleri ve eylemleri parti program ve ilkelerine aykırı değil midir?”
Faik Tunay için şöyle konuşuyor Yılmaz:
“Basın önünde ve attığı Tweetlerde “CHP li değilim, ancak CHP milletvekiliyim “diyen Fethullah Gülen’e ve Said-i Nursi’ye övgüler düzen ve milletvekillerine Risale- i Nur’u okumalarını ve feyz almalarını öneren Faik Tunay neden disiplin Kuruluna sevk edilmemiştir, bu söz ve eylemler parti program ve ilkelerine aykırı değil midir?”
Uşak Milletvekili Yılmaz daha sonra şöyle konuşuyor:
“CHP ilkelerini, değerlerini savunmak , bu değerlere aykırı davranan kişileri sorgulamak suç olarak nitelendiriliyor ise ben bu suçu işlemeye devam edeceğim.
Ben 12 eylül l980 darbesinde 17 yaşında işkencelerden geçmiş her an kim vurduya gidebilecekken tesadüfen yaşayan bir devrimciyim.
Ben l988’den bu yana önce SHP’de, sonra CHP de parti içi demokrasi mücadelesi veren, önseçim olmadığı için aday olmayı reddeden, örgütü defalarca görevden alınan, direniş ruhunu sonuna kadar sürdüren bir ilin milletvekiliyim.
1999’da CHP baraj altında kaldığında yüreği parçalanan partililerimizle birlikte, ilçe başkanı olarak partiyi ayağa kaldırmak için olağanüstü mücadele veren Uşak’ın milletvekiliyim.
İşte bu nedenlerle CHP ve ülkeme sahip çıkmak için, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için Atatürkçü, laik demokratik çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin savunucusu bir kadın olarak nereden Hiç kimsenin gücü CHP’yi altı okta simgelenen ilkelerinden laik ,demokratik ve çağdaş Türkiye’den, ülke bütünlüğünden vazgeçirmeye yetmez. CHP dönüştürülemez, başkalaştırılamaz,.
CHP büyük tarihi rolünün farkında olarak çağdaş uygarlık yolunda Türkiye’nin ilerlemesinin, cumhuriyet devrimlerinin tamamlanmasının öncü ve devrimci gücü olmaya devam edecektir. CHP’ye sahip çıkmak ülkemize sahip çıkmak demektir. Türkiye’nin tüm demokratlarını, devrimcilerini, yurtseverlerini, ulusalcılarını, işçilerini, köylülerini, esnaflarını, işadamlarını, ülke bütünlüğünden yana olan tüm ulusal güçlerini CHP’ye ve Türkiye’ye sahip çıkmaya çağırıyorum.”
Av.Dilek Akagün YILMAZ- CHP Uşak milletvekili
Milli egemenlik yoksa, gerisi masaldır
BU ülkede, 1- Meclis’te kendisini temsil edecek, 2- Kanunlar yapılırken seçmeninin hakkını hukukunu, özel yaşamını, alın terini koruyacak, 3- Genel Başkana değil seçmenine devamlı hesap vermeye hazır, 4- Hükümetin icraatını halk adına denetleyecek. Vekillerini parti Genel Başkanları değil, millet kendisi belirleyip, hür, adil ve barajsız bir seçimle seçip Ankara’ya gönderebildiği zaman milli egemenlikten bahsedilir ve bayramı kutlanır. Bunun gerçekleştirmenin tek çaresi ‘iki turlu dar bölge’ seçim sistemidir.
Gerisi çocuklara masaldır. Dinlemeye devam edebilirsiniz!
Çocuk Bayramı kutlu olsun !!
Cem TOKER- LDP Genel Başkanı
Atatürk’ün atamız olmasından gurur duyuyorum.
YÜCE Atatürk,
Senin ve silah arkadaşlarının ruhu şad olsun...
Sonsuzluğa akıp giden her sene; sizin bizim için yaptıklarınızı bir kat
daha değerli hale getiriyor.
Bize harika bir ülke, muhteşem bir cumhuriyet, olağanüstü bir ülkü
bıraktınız.
Atatürk’ün atamız olmasından, Türk olmaktan, bu ülkede doğmaktan
gurur duyuyorum.
23 Nisan bayramiz kutlu olsun...
Av. Ersan TAŞTEKİN
Başbakan Gazze ziyaretini kesinlikle ertelememelidir
ÖZGÜR-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya “Başbakan Erdoğan Gazza ziyaretini kesinlikle ertelememelidir” açıklaması yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’in, Başbakan’a tavsiyesinin gayet masım ve de olagan görülebilecek sözlerinin ardında koca bir yalan ve koyu bir istikbar ruhu mevcut olduğunu ayrıca yrıca sürecin doğru yönde ilerleyebilmesi için tarafların dış etkilerden uzak tutulması söylemi de açıkça Hamas yönetimini tecrit etmeye yönelik şeytani programın bir dışa vurumudur olduğunu belirten Kaya, özetle şöyle diyor:
“Başta ABD ve İsrail olmak üzere uluslar arası merkezlerden gelen tüm baskı ve yönlendirme çabalarına karşı Türkiye bu tutumunu sürdürmeli, bir takım beklentiler, ekonomik ve siyasi vaatler karşılığında adaletten yana tavrını terk etmemeli ya da gölgelememelidir.
Bugün hiç kimse “Ne acelesi var, Gazze birkaç ay sonra da ziyaret edilebilir.” diye düşünemez! Bu yaklaşım tarzı açıkça baskıya, şantaja boyun eğmek anlamına gelir. Bir erteleme kararı sadece Filistin halkını derinden üzmeyecek, ayrıca Türkiye’nin dış politikasının da emperyalistlerce vesayet altında tutulduğu mesajını ortaya çıkaracaktır.
Bu kaygılarla Başbakan Erdoğan’ı vakit kaybetmeden Gazze ziyaretini gerçekleştirmeye, Siyonist çetenin ve hamisi ABD’nin baskılarına karşı dik durmaya çağırıyoruz!”
Paylaş