DP'ye lider aranıyor

DEMOKRAT Parti'nin üç haftalık genel başkanı, eski müteahhit ve Bağkur üyesi İsmet Hacısalihoğlu, ‘‘Ben Trabzonluyum ve 30 yıldır İstanbul'da ikamet etmekteyim. Babam 1960'tan önce DP'nin, 1970'lerde de Demokratik Parti'nin kurucusudur. Ben de 1992'den beri bu partinin içindeyim’’ dedi.

‘‘DP'nin durumu nedir?’’ diye sorduk; yanıtı şu oldu:

‘‘Tayyip Bey'le konuştuğumuzda baştan partimize talip oldu. Geçen nisanda Korkut Özal'ı partinin başından uzaklaştırdık. Sonra gelmedi, AKP'yi kurdu. Hüsnü Doğan Bey talip oldu, vazgeçti. Biz her türlü fedakárlığa açığız. Fakat her arkadaş liderlik arıyor. Ama buna karar verecek delegemizdir; gelsinler varlık göstersinler, kazansınlar.

Siz emanetçi misiniz?

- Haydi öyle olalım ama gerçekte kimsenin emanetçisi değilim; DP'nin emanetçisiyim, neferiyim. Feragat ve fedakárlıkta varım.

DP'DE BÜTÜNLEŞELİM

Melih Gökçek'le anlaştınız mı?

- Melih
Bey'le anlaşma diye bir şey yok. Çağrımıza bir tek o uydu, bize gelerek kutladı. Önümüzdeki salı günü de İlhan Kesici Bey gelecekler. Hepsi gelsinler, burası 'baba ocağı'dır. Sağdaki oluşumcular niye koşuşturuyorlar, gelsinler burada birleşsinler. Çağrımız geneldir; buna Demirel de, Sadettin Bilgiç de dahildir. Bizler de nefer olalım. Ben az önce Mehmet Turgut ve Rasim Cinisli ile konuştum. Onlar da aynı şeyi, sağda büyük bir oluşumu düşünüyorlar.

Partinin satıldığı veya satılacağı söylentileri var.

- Efendim böyle şey olur mu; yakıştırma bunlar. Gerçi biz borç içinde olan bir partiyiz, 17 milyar lira borcumuzu delegelerin gönderdikleri 100-200 bin liralarla kapatmaya çalışıyoruz. Satmayız, bize gelin deriz.

Tarikatçılık...

-
Bizim tarikatla ilgimiz yoktur. Ancak müteeyyin insanlarız. Cemaatlerin hepsine tanırız ama içlerinde değiliz. Öbür dünyada hesabını veremeyeceğimiz bir iş yapmayacak biriyim.

Yani DP sırtınızda mı kaldı?

- Evet... Birleşme ve bütünleşme sorunu sadece sağda değil, CHP'de de var.

Kesici: Gökçek'le münasebetim yok


SAĞDAKİ oluşum hareketleri içinde adı geçen eski DPT Müsteşarı ve Milletvekili İlhan Kesici şunları söyledi:

‘‘Melih (Gökçek) çok uyanık bir çocuktur. Kendisiyle bir siyasi münasebetimiz yoktur, olması için de bir sebep yoktur. İsmimin orada burada geçirilmesini pek uygun bulmuyorum.’’

‘‘Siyaset için kafayı yormak gerekiyor’’ diyen Kesici'nin Türkiye'yi ekonomik ve dış siyaset krizinden çıkartmak için düşündüğü projeyi yarın yazacağız.

Gökçek'i bir de benden dinleyin


‘‘MELİH Gökçek'i bir de benden dinleyin’’ diyen ve Ankara'dan çekildiği anlaşılan e-mail'de şu notlar var:

- Gökçek'i 1972'den beri tanırım. Kendisine 'Büyük Doğucu' denmesi yanlış. Büyük Doğucular çok radikal bir İslami gruptur. Kısa adı İBDA-C olan örgüt işte bu örgüttür. İBDA-C'nin açılımı; İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi'dir. Bu ismin içindeki 'Akıncılar' sözcüğüne dikkat çekmek istiyorum. Akıncılar, o zamanın MSP'nin gençlik teşkilatlarına verilen isimdir. Yani bu örgüt Erbakan'a bağlı gençlerin aşırı radikal olanlarıdır. Bu örgütün kurucusu ve teorisyeni olan Necip Fazıl Kısakürek hayattayken pek o kadar radikal değillerdi. Çünkü Necip Fazıl aşırılıkları absorbe edebilen karizmatik bir liderdi. Ama vefatıyla birlikte bu örgüt o kadar aşırı uçlara savruldu ki, şu anda kapatılan yayın organları 'Taraf' dergisinin eski sayıları bulup incelenerek bir fikir edinilebilir. Zaten liderleri Salih Mirzabeyoğlu da şu anda hapishanede.

Melih Bey, kamuoyunda 'Yeniden Milli Mücadele' diye bilinen ve Aykut Edibali'nin kurduğu ve liderliğini yürüttüğü bir örgütün elemanı ve o yıllardaki 'Ankara Sancak Lideri'dir. Bu örgüt hakkındaki en sağlam bilgiyi Metin Toker'in 'Sağda ve Solda Vuruşanlar' isimli kitabından edinebilirsiniz.

Ama şu anda Melih Bey'in bu örgütle de (bu örgüt şu anda Millet Partisi adı altında faaliyet göstermektedir) hiçbir ilişkisi ve teması da kalmamıştır. Hatta kanlı-bıçaklı denecek kadar birbirlerine küs durumdadırlar. Melih Bey'in esnaflık yaptığını duymadım ama 1975-76'da Maltepe'de Koç Yurdu karşısında 'Cafe Çeft' adı altında canlı müzik yapan ve genellikle polis koleji öğrencilerinin takıldığı bir lokal işletiyordu.

12 Eylül'den sonra siyaset arenasını iyi değerlendiren Gökçek, Özal'ın prensleri arasına girmeyi başardı. Bu dönemden sonra Melih Bey'in yıldızının sürekli yükselmesine karşın Aykut Edibali önderliğindeki 'Mücadeleciler' her geçen gün kan kaybetmeye devam ettiler.

Uzun lafın kısası Gökçek'in, Akıncılarla, ülkücülerle, Büyük Doğucular'la falan bir ilgisi yoktur. Uyanığın biri, Melih Bey'in ismini alarak bir web sitesi oluşturmuş ve isim hakkını 20 bin dolara satıyor.

'Müesses nizam' ne istiyor?


ANKARA'dan A.T., Melih Gökçek'in parti kurmak konusunda 'müesses nizam'ın kendisine yol verdiği yolundaki değerlendirmeye tepki göstererek soruyor: ‘‘Peki 'müesses nizam' halkın gücünden, namuslu, ahlaklı oluşumlardan korkuyor mu? Gökçek, gücünü niçin halktan almak yerine 'müesses nizam'a yaslanıyor? 'Müesses nizam', Gökçek'i destekleyerek ülkenin karanlıkta kalmasını mı istiyor? Halkın aydınlanma talebinin önünü tıkamaya kimsenin gücü yetmeyecektir.’’

TİCARET-SİYASET


‘‘Benim Tansu Hanım'la anlaşmazlığım siyasi. El sıkışmakla giderilmez. Siyasete devam etmek isteyen liderlerin öncelikle kendilerinin aklanmaları gerekir. Bu siyasi aklanma olmamalı ve mal varlıkları yurtdışında bulunmamalı. Başbakan olmak isteniyorsa mal varlığını getirmeli, kesin dönüş yapmalı. Orada (ABD) ticaret, Türkiye'de siyaset olmaz.’’

(Hüsamettin Cindoruk)
Yazarın Tüm Yazıları