Paylaş
Bilindiği gibi eski Genel Başkanlardan Yalçın Koçak’ın ön ayak olmasıyla DP o dönemde Erkan Mumcu’nun ANAP’ı ile bütünleşmişti. Ancak Mumcu bu fırsatı değerlendiremedi. Baltalanan DYP-ANAP birleşmesinde ANAP kökenli arkadaşlarının da ‘husumete varan’ tepkilerini çekti. Ağar-Mumcu çatışması yaşandı. Sonunda Salih Uzun’un da genel başkanlık koltuğundan fedakarlığı ile de iki parti DP çatısı altında birleşti.
Bugünkü DP, başta ANAP ve DYP kadrolarının harmanlanmasından ortaya çıktı. Gelecek vaat eden Salih Uzun ve arkadaşları ‘bütünleşme adına’ genel başkanlık koltuğundan feragat etti; kenara çekildi. Bu kararında Erkan Mumcu’nun yaşadığı ‘bir bölen’ suçlamalarından ders alması da önemli bir faktördü. Uzun, yeni bir Erkan Mumcu olmamak için oyunbozanlık yapmadı.
ANAP Gençlik Kolları eski Genel Başkanı Baki Mert, Teşkilat Başkanı oldu. Ve siyasetin çarkı çalışmaya başladı.
7 IŞIKLI YARIM AMPUL
DP’de ‘adam öğütme çarkı’ ANAP kökenli isimlerin dışlanması yönünde çalıştı. ANAP’ın eski Teşkilat Başkanı Namık Akay, GİK Üyesi Aydın Yardımcı, TBMM eski Grup Başkanvekili Beyhan Aslan, Ebru Kurban, Saadet Partililerin ‘yarım ampul’ ismini taktıkları 7 ışıklı Halkın Sesi Partisi’nin (HAS Parti) yolunu tuttu bile... Mesut Yılmaz’a yakınlığı ile bilinen ANAP’ın eski Genel Başkanı Nesrin Nas son anda HAS Parti’nin kapısından döndü.
Dönelim DP’deki Genel Başkanlık arayışlarına. MHP yolunda olduğu öne sürülen İlhan Kesici DP’ye soğuk. Süleyman Demirel’in gönlünde Mehmet Haberal yatıyor. DYP ve DTP kökenli Ufuk Söylemez, DP’nin dar kadrolu toplantılarında, ‘aday olmayacağını’ söyleyen Hüsamettin Cindoruk’un tavrını bekliyor. Cindoruk aday olmazsa Söylemez’in sahneye çıkabileceği konuşuluyor.
DP bütünleşmesinin mimarlarından ANAP Eski Genel Başkanı Salih Uzun ve Baki Mert de her an adaylığını açıklayabilir. DP Teşkilat eski Başkanı, GİK üyesi Baki Mert kesinlikle böyle bir düşüncesinin olmadığını söylüyor. Ama siyaset bu belli olmaz.
AK SAÇLILAR VE GENÇLER
Ufuk Söylemez’in dışında DYP kökenli isimlerden delegenin %70’ine hâkim olduğunu ikili sohbetlerinde açıklayan Teşkilat Başkanı, eski Çankırı Milletvekili Ahmet Uyanık ve genç parlak biri isim var: Gültekin Uysal da genel başkanlık için adı geçenlerden.
Aslında DP’deki mücadele, ‘statüko ve yaşlılar’ ile ‘gençler’ arasında; DYP ve ANAP’lılar arasında değil.
DYP-ANAP kökenli dostlarla konuştuk. Onların bize verdikleri isimler ve senaryolar böyle şimdilik... Görüşlere açığız.
Gidin ‘fil’i görün
HAYATLARINDA hiç fil görmemiş 4 kişiye karanlık bir odaya girerek içerideki şeye dokunmaları söylenmiş. Dışarı çıktıklarında neye dokundukları sorulduğunda biri ağaca, biri duvara, biri hortuma diğeri de taşa dokunduğunu belirtmiş.
Işık yakıldığında ise ortada bir ‘fil’ olduğunu görmüşler.
Trakya’nın toprağına ve geleceğine sahip çıkmak isteyen bizler, İstanbul Metropolitan Planları hakkında ışığı yakarak ‘fil’i göstermek istiyoruz. Sizleri, yaşadığınız bu topraklara iş işten geçmeden sahip çıkacağınıza inanıyoruz.”
MARÇEP (Marmara Çevre Platformu) sizleri, cumartesi (yarın) günü Çorlu’da Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonunda yapılacak çevre toplantısına çağırıyor. Kimler mi konuşacak? Trakya Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Osman İnci’nin ‘Trakya planlarında son durum’, Prof. Dr. Emre Aysu’nun ‘Revizyon plan, 1:25.000 ölçekli Tekirdağ’, Ahmet Atalık’ın ‘Trakya’da tarım ve planlama’, Prof. Dr. Halim Orta’nın ‘Trakya su kaynaklarının son durumu ve geleceği’, Av. Ömer Aykut’un ‘Planların hukuki durumu’ konularındaki çarpıcı konuşmalarını dinleyin. İstanbul Büyükşehir’in, 1.sınıf tarım topraklarını nasıl yağma etmek istendiğini uzmanların ağzından dinleyin.
(0555-551 71 02)
Başbakan İsviçre’yi MASAK’a araştırtabilir
BAŞBAKAN’ın hiç kızmasına gerek yok. Türkiye’de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) adında Maliye Bakanlığı’na bağlı bir kurum var.
Bu kurumun görevleri arasında 5549 sayılı kanunun 19. maddesi (m) bendinde “Yabancı ülkelerdeki muadil kurumlarla bilgi ve belge değişiminde bulunmak, bu amaçla uluslararası antlaşma niteliğinde olmayan mutabakat muhtırası imzalamak” hükmü bulunmaktadır. Aynı maddenin 4. fıkrasında da “Başkanlığın talebi üzerine görevlendirilecek denetim elemanları görevlendirme konusuna giren hususlarda bilgi ve belge istemeye, araştırma ve inceleme yapmaya, uygulamayı takip ve denetlemeye, bu maksatla her türlü evrakın tetkikine yetkilidir” denmektedir.
Bir ülkenin Başbakanı şeffaf olmak zorundadır.
MASAK yoluyla vicdanını arıtmalıdır. E.Ş.
CHP’den ‘Silivri sürprizi’ olabilir mi
BURSA Kent Gazetesi yazarı Yusuf Kotaman yazmış. Bursa’ya geldiğinde otobüs camından Kılıçdaroğlu’na sormuş;
“Sayın Başkan, biliyorsunuz bu dönem BDP Cezaevi’nde bulunan Sebahat Tuncel’i milletvekili adayı yaptı ve sonrasında TBMM’ye taşıdı. Siz, CHP olarak Silivri’de yatan başta gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay ile Mehmet Haberal olmak üzere Atatürkçü, Cumhuriyetçi, vatansever insanları kontenjan olarak aday göstermeyi düşünüyor musunuz?”
Kılıçdaroğlu “Listeler hazırlandığında göreceksiniz” demiş. Gazeteci de “Peki, olumlu diyebilir miyiz?” deyince Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şöyle olmuş:
“Olumsuz olsaydı hemen hayır diyebilirdim.”
Bu sözün altını çizmek gerekiyor; çünkü iki aya kadar siyaset kazanı kaynamaya başlayacak!.
Paylaş