Paylaş
Demirel’in yakın çalışma arkadaşıydı. Bir misyon adamı sayılabilir; o nedenle Türkiye’de herkesin ‘İsmet Ağabey’i idi. O’nun ardından en anlamlı anlatımı, babasının ve kendisinin ‘siyaset arkadaşı’ Mehmet Ali Bayar yaptı.
“Hayatı demokrasi yolunda büyük mücadelelerle geçmiş, son derece kararlı, hiçbir zaman demokrasi davasından, Cumhuriyet ülküsünden ayrılmamış, yılmaz bir siyaset adamıydı. 1946’da başlayan Demokrat Parti hikâyesinde ‘Gençlik Kolları’ndan, Aydın Belediye Başkanlığı’na uzanan, çok genç yaşta -çok parlak bir siyasi kariyerle siyasete girdi. 27 Mayıs ihtilalinden sonra DP davasının, demokrasi bayrağının yerlerde kalmaması için büyük sıkıntılara, meşakkatlere katlanarak AP’yi kuran ilk kadrodandır. AP’nin gerçekten, Süleyman Demirel’le birlikte sembol isimlerinin en başında gelir. AP’nin çok genç yaşta milletvekilliğini, GİK üyeliğini, genel başkan yardımcılığını ve nihayetinde hükümetlerinde bakanlıklarını yaptı. İlk Gençlik ve Spor Bakanımızdır. Maliye Bakanlığı yaptı, 12 Eylül’den sonra, önce BTP’nin sonra DYP’nin askeri zulme rağmen kurulabilmesi en başta İsmet Bey’in şahsi gayreti ve mücadelesi sayesinde olmuştur. DYP onun ellerinde kurulmuş ve yasaklar kalktıktan sonra iktidara geldiğinde İsmet Bey, DYP’nin İçişleri Bakanı olarak yeniden parlamentoya gururla, onurla dönmüştür. Bilahare siyasetin kendisine bahşedebileceği en önemli makamlardan biri olan, en onurlu makamlardan biri olan TBMM Başkanlığı’yla siyasi kariyerini taçlandırmıştır.
Demokrat Türkiye Partisi’nin kuruluşuyla onun ikinci genel başkanlığını yapmış, bu esnada Milli Savunma Bakanlığı ve başbakan yardımcılığı gibi çok önemli görevler ifa etmiştir. Benim de hayatımdaki en büyük gurur vesilelerimden biri genel başkanlık görevini kendisinden devralmış olmamdır.”
Bayar, dinç ve enerjisini hiçbir zaman kaybetmemiş olan İsmet Sezgin’in, babası Nuri Bayar’ın hayattaki en yakın dava arkadaşı olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“İsmet Sezgin fedakâr, samimi, her şeyden önce son derece zarif, kültürlü, insan bir siyaset adamı olarak hatırlanacaktır. Müşfik ve kadirşinastı. Mükemmel bir eş ve aile babasıydı. Çok derin bir edebi kişiliği vardı, şiirleri son derece ince bir ruh halini taşır. Türkiye’nin dört bir yanında binlerce arkadaşı olan onları hiçbir zaman yalnız bırakmayan, herkesin derdine koşan, yetişen saygın bir isimdi. Allah rahmet eylesin.”
KİRADA OTURUYORDU
İSMET Abi’nin en önemli vasfı dürüstlüğü ve tavizsiz, devlet adamlığı ahlakıydı. Kayıp giden, kıymetlerini bilemediğimiz eski siyaset adamlarının en belirgin özellikleri de buydu. İsmet Abi, Devlet Hazinesi elindeyken ülkeye yıllarca hizmet edip 30 küsur yıl kirada oturdu. Öldüğünde de yine kiradaydı. Son derece mütevazı, alçakgönüllü ve sahici bir kimlikti. Allah her siyasetçiye arkasında servet değil, itibar ve onur bırakarak ayrılacağı bir hayat ve ölüm nasip etsin. İsmet Ağabey Cleveland’da değil, başkentte devletin hastanesi GATA’da gözlerini kapadı.” / Cevat Bilgen - Vatandaş
İZMİR TURİZMDE SEZONA İDDİALI GİRİYOR
İZMİR Büyükşehir Belediyesi duyuruyor.
Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük fuarcılık tesislerinden Fuar İzmir’de tarihi günler yaşanıyor. Dev tesis aynı anda iki önemli fuar ve bir büyük kongreye ev sahipliği yapıyor. 10. Travel Turkey İzmir Turizm Fuar ve Kongresi ve 2. Uluslararası Gastronomi Turizmi Kongresi’nin yanı sıra Ibatech İzmir- 10. Ekmek ve Pasta Fuarı da ayın gün kapılarını açtı. Açılış ve etkinlik maratonuna Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da katıldı.
İBB’nin bu fuar ve kongre ‘bereketi’nde Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, hedeflerinin belirlenmesi bazı taleplerini açıkladı:
“İzmir ayağa kalkmış, Türkiye ortalamasının üzerinde her sene artarak büyüyen ve vergi ödeme yönünden Türkiye’nin ortalamasının % 60 üzerinde fazla vergi veren bir kentten bahsediyoruz. Bu kente merkezi hükümetimizden başta Turizm Bakanımızdan, çünkü en çok orada ihtiyacımız var, planlama konusunda, ören yerlerinin ayağa kaldırılması konusunda destek istiyoruz. En kısa zamanda bir gününü İzmir’e ayırarak, İzmir’de ne yaptığımızı, neler yapmamız gerektiğini, ihtiyaçlarımızı belirleyecek bir ziyareti kendisinden talep ediyorum.”
'FETÖ SANDIKLARA MÜDAHALE ETTİ Mİ'
CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, FETÖ ile samimi mücadele için AKP-FETÖ ilişkisinin üzerine daha fazla gidilmesi gerektiğini belirtti ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a 2009’dan bugüne kadarki seçim sonuçlarına FETÖ’nün olası müdahalesini sordu. Arslan, 2009 yerel seçimlerinden bugüne kadarki tüm seçimlerde ve referandumda görev almış, il ve ilçe seçim kurullarında, YSK’da çalışıp da bugün soruşturmaya tabi olan FETÖ üyeleri varsa açıklanmasını istedi. Milletvekili Kazım Arslan, soruşturmaya tabi olan üyelerin imza attığı seçim sonuçlarıyla ilgili yasal sürecin başlatılmasını talep etti.
Soru geç sorulmuş olmasına rağmen, önemli. Her yere sızanlar, seçim sonuçlarını neden kendi haline bıraksınlar!
BİLİYOR MUSUNUZ?
CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin’in esnaf ve sanatkârların yaşadığı sorunları Meclis gündemine taşıyarak sorunlarının tespiti ve çözümüne yönelik araştırma önergesi verdiğini; ayrıca bir açıklama yaparak elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedelinin abonelere iadesini ilişkin davanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin aboneler aleyhine karar vermesi üzerine “AKP vatandaşlara değil elektrik dağıtım şirketlerine sahip çıkıyor; faturasını düzenli ödeyen vatandaşlar cezalandırılıyor” dediğini...
SOSYAL Haklar Derneği’nin (SHD) düzenlediği; kentsel ve kırsal yaşam alanlarını baskı altında tutan hak ihlallerini masaya yatırarak ve yeni mücadele yöntemlerini tartışacağı ‘Sosyal Cinayet Düzenine Karşı Sosyal Mücadeleler Forumu’nun yarın 11.00’de Beyoğlu Taksim Hill Otel’de yapılacağını...
ADD-Beşiktaş’ın ‘2016 Aydınlanma Ödülü’nün heykeltıraş Mehmet Aksoy’a pazar günü 19.00’da Akatlar Kültür Merkezi’nde verileceğini...
TARİHİ Gravür, Fotoğraf ve Haritalarla ‘Galata-Pera’da yarın 16.00’da ArkeoPera’da Nezih Başgelen’in konuşmacı olduğunu...
GÜNÜN SÖZÜ: “1876’da Kanuni Esasi ile Meşrutiyet’e geçilirken, orada padişahın yasama konusundaki yetkisi sadece ‘şeriatın ve kanunların icrası’ şeklinde ifade edilmişti. Padişahın yasa yapma yetkisi kalmamıştı. Oysa şimdi Meşrutiyet’ten de daha geri giderek yasama yetkisini cumhurbaşkanına veren bir düzenleme getiriliyor. Bu Türk demokrasisinin sonu olur.” / ESKİ Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami TÜRK
Paylaş