PaylaÅŸ
Bu insanların domuz eti ihtiyaçlarını bazı illerimizdeki (Trakya, İstanbul, Balıkesir, Mersin vb) domuz yetiştiricileri karşılamakta idi. Bu işletmelerin çoğu yoğun baskılardan dolayı kapandı.
Hükümet, 29.1.2004 tarih ve 25361 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair kanunun 32/A maddesi ve bu kanuna bağlı 5.3.2004 tarih ve 25393 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren "Hayvancılık İşletmelerinin Kuruluş, Çalışma, Denetleme, Usul ve Esaslarına Dair, Yönetmelik" hükümlerini taşımadığı gerekçesiyle, bu tip domuz üretimi yapan işletmelere acil olarak Valiler tarafından; bu yönetmeliğe uymadıkları gerekçeleriyle, ellerinde ki hayvanların kesilerek işletmelerin derhal kapatılması resmi yazılarla bildirilmektedir. Adı geçen yönetmelikle birlikte çıkan bir diğer yönetmelikte, sığır ve koyun yetiştiriciliği işletmeleri için kriterlere uyum süreci bir yıl olarak belirtilirken domuz yetiştiricileri için bir ay gibi çok kısa bir süre tanınmıştır.
Tarım Bakanlığı'nın, İzmir'de yaşanan Trişin (kaçak satılan-sağlık kontrolü olmaksızın kesilen yaban domuzlarından insanlara çiğ köfte ile bulaşmıştı) olayından sonra ülkede kontrollü yetiştirilmeye çalışılan domuz yetiştiriciliğini yok etme seferberliğini başlattığının açık göstergesidir. Bakanlığın ileri sürdüğü sorun domuz kesimi için ruhsatlı bir mezbahanın olmadığıdır. Balıkesir'de ruhsatlandırılmış mezbaha olmasına rağmen Valilik, yetiştirici İhsan Hitay'a ait 2000 başlı domuz çiftliğini 10 Mayıs 2006 tarihine kadar domuzların kesilerek kapatılmasını aksi takdirde hayvanların imha edileceğini 28.4.2006 tarihli bir uyarı yazısı ile bildirmiştir. Bir yıl içinde bu gibi birçok çiftlik kapanmıştır. Aslında yasalarımıza göre AB kriterlerine uyan ruhsatlı mezbahaların devlet tarafından kurulması öngörülmektedir. Varolan özel sektör mezbahaların denetimlerini ve ruhsatlandırılmalarını da Tarım Bakanlığı yapmaktadır. Aslında sığır ve koyunların kesildiği mezbahaların (Devletin işlettiği) %80'inin dahi ruhsatsız ve veteriner hekim denetimsiz olduğu bir ülkede böyle bir uygulama abesle iştigaldir. Burada aklımıza ülkemizdeki domuz çiftliklerini yok ederek domuz eti ithalatı ile birilerine rant mı sağlanmak istenmektedir. AB bu uygulamadan haberdar olacak olursa Türkiye'nin başına işler açabilir.
Prof. Dr. Tahsin YEŞİLDERE
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı
GÜNÜN SÖZÜ
"Önemli olan; hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır"
(Eflatun)
Gençler spor yapmıyor takım taraftarı oluyor
İSTANBUL Arnavutköy Korkmaz Yiğit Anadolu Lisesi'nde fizik öğretmeniyim. Aynı zamanda amatör sporcuyum. 2001 yılından beri İstanbul Masterleri Atletizm Kulübü'nün üyesiyim. İstanbul içi ve dışı yarışmalarda koşuyorum. Bizim kulübümüz 35 yaş üstü sporculardan oluşuyor. 80 yaşında sporcumuz da var ve hepsi aktif sporun içindeler. Çok önemli bir misyonumuz olduğunu düşünüyorum. Gençliğimiz spordan uzaklaştıkça kendini deşarj edecek başka alanlara yöneliyor. Basında daha çok futbol haberleri çıkıyor. Gençler aktif değil taraftar olarak spora yöneliyor. Bu anlamda bize düşen görev gençliğe örnek olmaktır .Ben bunu başardığıma inanıyorum.
Kulübümüz bu yıl 18’ncisi düzenlenecek bir organizasyonu gerçekleştirecek. Bu organizasyon, Atatürk'ün Selanik'teki evinden alınan toprağın sporcularımıza teslim edilmesiyle, 16 Mayıs saat 11.00 İpsala sınır kapısından başlıyor. 17 Mayıs saat 07.30'da İstanbul Taksim'de oluyoruz. 19 Mayıs 10.00'da, Atatürk'ün evinden alınan toprağı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e teslim ediyoruz. Kamuoyuna bu duygularımı aktarmak isterim.
Gülseren YILDIZ
Emir Kusturica 'Nemanja' oldu
MARMARA Ãœniversitesi Ä°letiÅŸim Fakültesi son sınıfta okuyorum. Bu arada bitirme projemde 'Kusturica Sineması' üzerinde çalışıyorum. Çingenelerle ilgili (06.05.2006) yazınızda 'Çingeneler Zamanı' adlı filmin yönetmeni Emir Kusturica'ın Sırp olduÄŸunu yazıyorsunuz. Kendisi aslında BoÅŸnak'tır, geçen yıl Müslümanlıktan ayrıldığını bildirerek OrtodoksluÄŸu seçtiÄŸini açıklamış ve adını da 'Nemanja' olarak deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. 'Underground' filmindenÂsonra BoÅŸnaklarla arası açıldığından uzun bir dönem Saraybosna'ya gidemeyen Kusturica halen Sırbistan'da yaşıyor.
Elif TOKMAK
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı'nın önderliğinde yurt çapında gerçekleştirilmesi planlanan 'Destinasyon' projesi 24-28 Mayıs tarihlerinde "Kütahya Tanıtım ve İndirim Günleri" etkinliğiyle başlıyor.
Türkiye'nin sahip olduğu tarihi ve kültürel mirası öncelikle iç turizme kazandırmak, farklı kent ve uygarlıkların birbirini tanımasını ve anlamasını hedefleyen proje kapsamında çeşitli defile, konser ve tiyatro gösterileri yer alıyor.
> ŞARKÖY Kaymakamı Mümin Heybet'ten: Bu yıl 'Mavi Bayrak' ödülüne layık görülen Şarköy Belediye Halk Plajı'na, tatil için uzaklara gidemeyen tüm Marmaralılar davetlidir.
> EY Çanakkale halkı, sabah 05.00'de uyan; belediye temizlik yapacak. Belediye temizlik iÅŸlerini özelleÅŸtirdi, iki süpürgeli temizlik aracı Kordon'da çalışıyor ama turistik otellerde uyanları da uyandırıyor. BöyleÂbir mantık olabilir mi? Nerede çevre kanunları, nerede gürültü yönetmeliÄŸi.
Serap BOYLU
> GEÇEN ay tamamlanan Bağlarbaşı kavşağının hiçbir işe yaramadığını günün herhangi bir saatinde görebilirsiniz. Kadıköy istikametinde yığılma aynı hızla devam ediyor. Trilyonlar harcanan alt geçit sadece AKP yandaşı inşaat firmalarına rant sağlamak için mi yapıldı?
OÄŸuz KIYLIOÄžLU
¦ GAZETECİ-yazar Memduh Bayraktaroğlu'nun bugün 11.00'de The Marmara Oteli'nde 'Sorun Yanıtlayayım' başlıklı bir basın toplantısı düzenleyeceğini...
¦ DRAGOS'un doÄŸal ve mimari açıdan korunmasına yönelik çalışmalarda önemli baÅŸarılara imza atan, önceki gün geçirdiÄŸi kalp krizi sonucu yaÅŸamını yitirenÂAvukat DerviÅŸ Parlak'ın cenazesinin yarın ikindi namazı sonrası Zincirlikuyu Camii'nden kaldırılacağını...
¦ TÜRK-İŞ’e bağlı TES-İŞ Sendikası'nın, Ağrı Patnos, Şanlıurfa, Osmaniye ve Adapazarı’nda dört okul yaptıracağını...
Yolumuzu geri istiyoruz
HALÄ°T Ziya Türkkan Sokak bizzat belediye tarafından asfalt kaplanmak suretiyle Piyale PaÅŸa Bulvarı'na baÄŸlanan bir yol olarak kullanılmaktaydı ve 2000 yılı istatistiklerine göre 4500 kiÅŸinin yaÅŸadığı mahallemizde düne kadarÂen çok kullanan yollardan olma özelliÄŸi taşımaktaydı.
Sokağımız 22 Nisan'da tamamen trafiğe kapatıldı. Bu konuda mahallemiz sakinlerine herhangi bir bilgi verilmemesi ve bir düzenlememe yapılmaması
maÄŸduriyetimize neden oldu.
Çünkü kapatılan bu sokak, Darülaceze Caddesi ile Piyale PaÅŸa Bulvar'ını birleÅŸtiren tek yol olma durumundadır ve sadece KaptanpaÅŸa Mahallesi sakinlerince deÄŸil diye diÄŸer çevre iÅŸ merkezleri tarafından daÂkullanılmaktadır. Perpa ile Okmeydanı SSK arasındaki tek baÄŸlantı
bu sokak üzerinden sağlanmaktaydı. Şu anda bu yolun alternatifi de yoktur.
Kamu menfaati nedeniyle Şişli Belediyesi'nden durumu bir kez daha bu gözle değerlendirmesini, asfalt yol olan bu arazinin kamu yararı gözetilerek yeniden açılmasını veya yeni bir yol açılarak bulvara inişin düzenlenmesini istiyoruz.
Kaptan PaÅŸa Mahallesi Sakinleri
Esenyurt Belediyesi’nin gerici ve saldırgan tavrı
ESENYURT Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi için yaptığım Nazım Anıtı, yerel seçimler sonrası belediye yönetiminin deÄŸiÅŸmesinden sonra sürekli kaldırılma giriÅŸimlerine uÄŸramıştır. Hatırlanacağı üzere ilk giriÅŸimÂ"Nazım Anıtı Nazım’a benzemiyor!" denilerek yaklaşık bir yıl önce baÅŸlatıldı. Nazım Anıtı'nın politik zeminde tartışılmasına prensipte karşı olmama raÄŸmen, AKP’li belediye yönetiminden önce kültür merkezinde heykel atölyesi hocalığı görevim ve gene kültür merkezinin kapatılma sürecine kadar, özelde heykel sanatına, genelde diÄŸer sanatsal aktivitelere karşı yürütülen gerici ve saldırgan tavır, sonuçta da heykelin kaldırılması benim bu açıklamayı yapmamı zorunlu kıldı.
Nazım Anıtı, geçen dönemki Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın özenli tavrı ile ülkemizin seçkin aydınlarının da fikri alınarak oluşturulmuş ve yerine konmuştur. Ne var ki biz anıtımızı yeni belediye yönetimine beğendirmeyi başaramadık.
Aşırı duyarlı tavırları ve Nazım'a olan özenli tutumlarından dolayı, yüksek estetik beğenilerini karşılayamadığım için özürlerimi kabul etmelerini diliyorum. Bununla birlikte ülkemizin bütün değerleri peşkeş çekilirken, insanın her anlamda sömürülmesine ve emperyalizme karşı durmuş olan Nazım’a ve onun değerlerine elbette katlanılamayacağını düşünüyorum.
Nazım ülkesinden ayrı tutulsa, kitapları ve şiirleri yasaklansa, heykelleri kaldırılsa da o yine memleketine ve dünyaya aittir.
Değerlerine saldıranlar ise tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklardır.
Ben büyük ustanın saygıdeğer anısı önünde eğilirim.
Adnan DOĞAN-Heykeltıraş
Van-Erciş hattı
Van-Erciş karayolundaki yoğun kamyon trafiğinden haberdar mısınız
bilmiyorum. Bu yoğunluğun dikkat çeken yönü ise; bu kamyonların görünürde yüksüz olarak trafikte yer almaları. Bu kadar süredir buna nasıl göz yumuluyor; açıkçası aklım almıyor.
Size neler yaşandığını kısaca özetleyeyim:
65 plakalı yüzlerce kamyon her gün Van'ın Başkale ilçesine gidiyor. Buradan İran'dan direk boru hattı ile gelen ve gümrük kontrolü olmayan, borulara yanaşarak depolarını mazot ile dolduruyorlar. Daha sonra da Van-Erciş karayolunu takip ederek Ağrı'nın Patnos ilçesine ulaşıyorlar ve depolarını
buradaki büyük depolara boşaltıyorlar. Mazot da buradan tüm Türkiye'ye yayılıyor. Ertesi gün yine aynı senaryo...
Dikkat çekici bir boyut ise; yol üzerinde jandarma kontrol noktası öncesinde yaşananlar. Jandarma kamyonlardaki bidonlarla tutulan mazota el koyuyorlar. "Ne kadar fazla mazot götürsem kardır" mantığıyla kamyon şoförleri kontrol noktasından 1-2 km kadar önce kamyonlarını yol kenarında yana yatık bir vaziyette durduruyorlar ve depoda, o noktaya gelene kadar
olan tüketilmiş mazotun yerine bidonlardan takviye yapıyorlar. Bunu bile hesap ediyorlar.
Anlayacağınız her gün akaryakıt kaçakçılığı diye bas bas bağırılırken, bir yerlerde kaçakçılık olağan haliyle devam ediyor. Hiç kimse de buna dur demiyor. Akaryakıt şirketlerinin de mi haberi yok olanlardan?
PaylaÅŸ