Dolardan bankalar mı kazandı

Doların 2014 yılındaki ortalama değerini soran program moderatörü Taha Akyol’a, “Size rakam vermem ama dolar 2014’te, 2013 yılı ortalamasının % 10 üstünde olur” dedi. Bu oran ise yaklaşık (+-4) 2.15 civarında bir rakama tekabül eder. Dolarla zengin olmak isteyenler için küçük bir uyarı!” demiştik.
Okur M. Aycan diyor ki:
“Piyasaları bu hafta etkileyecek en önemli veri olan ABD tarım dışı istihdam rakamı açıklandı. Ocak ayı istihdamı 113 bin ile beklentinin altında geldi. ABD’de işsizlik oranı ise yüzde 6.6’ya geriledi. Bu veriler sonrası ilk anda dolar ve BİST 100 cephesinde fazla hareketlilik görülmedi. Ancak saat 15.45’ten itibaren dolar düşmeye başladı ve yaklaşık 1 hafta sonra 2.20 TL’nin altına geriledi. Karar öncesi 2.22 TL’de bulunan dolar 3 kuruş birden düşerek dakikalar içinde 2.19 TL’ye kadar geldi.
Borsada da yükseliş başladı ve endeks günün en yüksek puanına ulaştı.”
Buradan şu yorum çıkabilir mi?
Merkez Bankası’nın faizi 5 BAZ puan arttırdığı bir ortamda bankaların halen eski mevduat ve kredi faizinde kalmaları, dolardaki değişimin kimlere yarar sağladığı sorulabilir. Bu durumda sorunun tek cevabı; bankalar olmalıdır. Bankaların son ilan ettikleri kâr oranları bunun belki de kısa kanıtıdır. (Yaklaşık 3 milyar dolar kâr ettiğini ilan eden bankalar göz önündedir.)
Hani ne denir?
“İstatistik söylenmesi gereken resmi bir yalandır.”

Sosyal medyada yolsuzlukları yazan gazeteci işinden oldu

TRABZON kökenli Alipaşa Akbaş’a ait Duisburg’daki Kanal Avrupa’nın 7 yıldır haber müdürlüğünü sürdüren ve ‘Ateş Çemberi’ programının yapımcısı ve sunucusu Remzi Meziroğlu’nun Türkiye’deki gelişmelerle ilgili sosyal medyada yazdığı yazılar ve kanalın baskı görmesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığı açıklandı.
Meziroğlu’nun bu konuda sosyal medyaya açıklaması şöyle: “Avrupa’da ilk defa Türkiye’den gelen baskıyla işinden olan gazeteci olmamdan daha trajik durum ise, Twitter’da yazdıklarından dolayı işinden olan ilk gazeteci olmam.
Kanal Avrupa’nın zarar görmemesi, Avrupalı Türkler için yayın hayatına devam etmesi için 7 yıldır sürdürdüğüm görevimden ayrıldım. Hak, hukuk ve adalet yolundaki mücadeleme sonuna kadar devam edeceğimi belirterek; düşünce özgürlüğüne, demokrasiye, insan hak ve hürriyetine karşı devletin her türlü imkânı kullanılarak yapılan bu darbeyi kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”

Mendil politikası

YOLSUZLUKLARI ve haksızlıkları kullandılar, ahlakı bir kenara attılar.
Baykal’ı ve CHP’yi kullandılar, kasetleri bir kenara attılar.
Hukuku, adaleti kullandılar, bir kenara attılar.
Özgürlük, demokrasi ve de insan haklarını kullanıp bir kenara attılar.
Avrupa’yı ve Avrupa Birliği’ni de kullanıp bir kenara attılar.
Cemaat’in hâkimini, savcısını, polisini kullandılar ve bir kenara attılar.
Kullanabildiklerini kullanarak, kullanamadıklarını da tasfiye ettiler.
Şimdi sıra galiba millette!...
Uğur KURUCUK

Yeni bir dolandırıcılık yolu

DR. Gündüz Tezmen uyarıyor:
GENEL Sağlık Sigortası denilen bir yerden arayıp kredi kartınız nedeniyle ücretsiz sağlık sigortası kazandığınız belirtiliyor.
Daha sonrasında yıl sonunda poliçeyi iptal etmediğiniz belirtilerek kredi kartınızdan para çekeceklerini belirten telefon ediyorlar. (Arayan telefon numarası 0212 709 91 94) İstemediğinizi söylemenizi kabul etmiyorlar. Adres vermiyorlar, yazı göndermiyorlar, sigortalı olduğunuzu belirten bir poliçe vs. yok, iptal etmeniz için bir imkân yok.
Bankalar kredi kartları numaralarınızı ve adresleriniz paylaşarak bir anlamda bu işin suç ortağı.
Lütfen dikkatli olun.

Siyaset komedisi

SİYASET kulislerinde ağırlık Beşiktaş, Sarıyer ve Ataşehir belediyelerini öne çıkarıyor. Tekirdağ büyükşehir aday adaylarının 7 aydır tartışılması dünya siyaset sahnesinde hiç rastlanılmış mıdır? Bu durum tiyatro sahnesinde tartışılsa adına ‘komedi’ denir. Umarım bu durum 30 Mart’ta drama dönüşmez.

Zorlu Center’ı kim yıkacak?

BEŞİKTAŞ Spor Kulübü Başkanı Fikret Orman’ın İsmail Ünal veya Uğur Gökhan Sarı’nın Beşiktaş belediye başkan adaylığı için CHP Genel Merkezi’ne gittiğini yazmıştık. CHP’lilerin bu iddiası ilgi uyandırdı.
Soru şu: Zorlu Center başta olmak üzere CHP rant abidesi gökdelenlerin yıkılması için 30 Mart’tan sonra ne yapacak?
Zorlu başta olmak üzere bu gökdelenlere göz yuman İsmail Ünal mı? Uğur Gökhan Sarı mı? Hayır. Bildiğimiz kadarıyla CHP’de aday adayları arasında Zorlu’yu yıkacağım diyen tek isim var: Lokman Kondakçı. Başkan adaylığı üzerinde adeta kendini tek olarak ve emin bir gözle CHP Beşiktaş ileri gelenlerine bu konuda söz etmesi de ilginç sayılabilir.
Peki kim bu Lokman Kondakçı? Fikret Orman’ın da ‘ağabeyi’ dediği bir işadamı. Eski DYP Samsun İl Başkanı. Varlık Filmin sahibi. ‘Fındık davasının fedaisi.’ Fındık deyip geçmeyin! İstanbul’da yaşayan 500 bin Giresun, Ordu ve Samsun kökenli Karadenizli fındıktan ek gelir elde ediyor. Yazın iki ay çalışma ile İstanbul’daki geçimini sağlıyor. Bu ‘Beşiktaş fırtınası’ arasında bunları da hatırlatmakta yarar var.

CHP’li Beşiktaş seçmeni yönetime ne diyor acaba

BEŞİKTAŞ’lı bir CHP’li ile görüşürken “Beşiktaş maalesef bu dönem Beşiktaşlılığını göstermedi” dedi.
Beşiktaş’ta geçen pazar günü yapılan eğilim yoklamasının fotografını kısa şekilde özetledi:
“31 üyeli Mecliste 28 CHP’li üyeden çoğu yarışmadan kaçtı; genel merkezin gölgesine sığınmak yılların Beşiktaş’taki politikacılarına yakışıyor mu? Ankara’ya niye gittiler?
Meclis üyeliğine aday adayı olarak başvuran 205 kişiden 74’ü eğilim yoklamasına katıldı. 131’i ise görülmemiş ölçüde Genel Merkez kontenjanı için başvurdu.
Sosyal demokrat anlayışta üyenin demokrasiyi kullanması için konuşanlar acaba bu gene merkez kontenjanı uygulamasını içerine sindirebiliyor mu?
Kontenjan talebi kişinin kendisine bağlı olmamalı; esas olarak Genel Merkez’in tercihine bırakılmalıdır.
Biraz açalım konuyu:
- İşte kontenjan talebinde bulunanlar:
Hüseyin Kemal Çiloğlu (Eczacı), Vahap Yaman (Ortaokul, esnaf), Bülent Tatar (Mimar), Mehmet Aydın Velioğlu (Yüksek okul, işletme), Mehmet Yıldız (Mimar), Şule Berksoy (İktisatçı, üniversite)
Levent Serdaroğlu (eski ilçe başkanı, Lise, yönetici).
- Eğilim yoklamasına girip sıralamaya giremeyen 7 Meclis üyesi şunlar:
Yakup Şeker (371, mimar), Akın Keskin (368, kamu yöneticisi), Mehmet Rıfat Akyüz (343, Konaklar eski eski muhtarı), Cemil Sabuncu (499, emekli, ilkokul), Selahattin Maluşaklı (207, Yüksek Tekniker), Hasan Kerem Kumbasar (451, sanayici, üniversite), Yavuz Çakmakkaya (115 oy, üniversiteli emekli)
Maalesef, yeniden seçilebilecek şekilde partili seçmenin takdirini kazanamadığı görülüyor.

İLK 10 SIRA
Eğilim yoklamasında ilk 10 sırayı alan isimler de şöyle:
1- Mustafa Kantar (727, ilkokul mezunu, otopark işletmecisi)
2- İsmet Arslan (630, ilkokul taşeron müteahhidi)
3- Mustafa Mercan (627, restoran işletmecisi, ilkokul (Mercan balık)
4- Yüksel Biçil (599, ortaokul, emekli)
5- Celal Abbas Yılmaz (598, gençlik kolundan, üniversite)
6- Safiye Taylan (582 oy, üniversite(
7- Oğuz Tosun (568, ilkokul, büfeci)
8- Tahir Doğaç (531, üniversitei Merkez Bankası emeklisi)
9- Ediz Feyiz (507 işletmeci, üniversite)
10- Özlem Özcan (502, diş hekimi)

MEHMET YILDIZ NE DİYOR

İBB Meclis Üyesi-İBB Gurup Sözcüsü ve İBB CHP İzleme Kom. Başkanı Mehmet Yıldız bir açıklama göndermiş, Diyor ki:
“6 Şubat 2014 Tarihli “Beşiktaş’ta eğilim yoklamasında ayıplı seçim” başlıklı yazınızda; Eski bir parti yöneticisinin görüşlerini okuduk.
Beşiktaş’ta CHP’nin tüm meclis üyesi adaylarının bu eğilim yoklamasında belirlendiği izlenimi olmasın diye bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Ön yoklamada belirlenen adaylar, aday listesinin yarısından azıdır .Parti yönetimince atanacak diğer 17 meclis üyesi adaylığı için, merkez yoklamasını seçen aday adayları arasında; Mimar, plancı, mühendis, iktisatçı hukukçu gibi birçok meslekten, mesleğinde en üst düzeye gelmiş onlarca uzman arkadaşımız bulunmaktadır.
Bir futbol takımı, nasıl ki 11 golcü yıldızdan kurulamıyorsa, meclis kadrosu da bu anlayışla oluşturulmalıdır. Parti yönetiminin, Beşiktaş seçmeninin karşısına Beşiktaş’a layık bir meclis kadrosu ile çıkacağına inanıyorum.
Beşiktaş’ın CHP meclis üyesi aday listesi kesinleşmeden, eski bir parti yöneticisinin, CHP’yi gazetelerde tartışmasını doğru bulmuyorum. AKP’li Bakan çocuklarına ait kasa ve dolar kutularının; İktidarın adının karıştığı büyük yolsuzlukların üstünün örtüldüğü bir dönemde, CHP’nin ön yoklamasını bir partilinin tartışması ne kadar doğrudur? Bilmiyorum.
Ön yoklamadan çıkan sonuç ve üst sıradaki adayların eğitim durumu, vitrin oluşturma açısından bizi mutlu etmeyebilir. Ama bu durumun CHP’liler tarafından tartışılması CHP’ye bir yarar sağlamaz.”

NİSPETİYE, AKATLAR VE KONAKLAR NEREDE

İBB İmar Komisyonu üyesi Mehmet Yıldız, İmar Daire Başkanlığı yaptığı 1989-94 döneminde, Beşiktaş’ın Büyükşehir Belediye meclis üyeleri ile bugün, önyoklamada çıkan adaylar arasında ne fark var, diyerek ilginç bir örnek veriyor:
1989 yılında 1. sırada, rahmetli Abdullah Sızmaz yerine 2014 yılında yine Dikilitaş’lı Mustafa Kantar. 2. sıradaki İsmet Aslan 1989 yılındaki sırasına tekrar gelmiş. İkisi de ilkokul diplomalı. Üçüncü sırada bu günkü İlçe Başkanı Uğur Gedik’in babası Kadir Gedik yerine Mustafa Mercan gelmiş. Bu günün 1989 dan tek farkı Mustafa Mercan’ın ortaokul mezunu olması. En acısı da Beşiktaş’ın üç önemli mahallesi olan Akatlar, Konaklar (emekli askerlerin oturduğu) ve Nispetiye’den aday bulunmaması da dikkat çeikyor.

Tekirdağ adayı 7 ayda tespit edilemedi; bu bir dünya rekoru

AKP’nin, CHP için düşündüğü Büyükşehir Belediye Başkan Adayı işin başından bu yana Adem Dalgıç.
CHP örgütü biz Adem Dalgıç’la çalışamayız diyor.
Anket yapanların bir türlü ulaşamadıkları CHP’li vatandaşlar eğer Dalgıç, olursa oy vermeyiz diyor. (Çünkü nedense hep AKP’liler aranmış)
Dalgıç gittiği her yerde “Kılıçdaroğlu bana söz verdi ben geleceğim” diyor.
Kılıçdaroğlu, Dalgıç’a niye söz verdi acaba? Tüm olumsuzluklara rağmen neden aklında hala Dalgıç var?
İstanbul’un rantiyecileri, yeni büyükşehir olmuş Tekirdağ’ın kapılarını kendilerine açmak için Dalgıç’ı mı destekliyorlar?
Öyle ya, bugüne kadar büyük ihaleler hep İstanbul’a gitti. Örneğin Muratlı Caddesi ihalesi (4,5 trilyonluk teklif de varken, 7.5 trilyona verildi ve söylenen o ki yaklaşık 16 trilyonu buldu)
Ekşi İnşaat -Hakkı Ekşi’ye verilmişti. Kendisinin ismi AKP’nin müteahhitleri listesinde geçiyor. Ama inşaatı İstanbul’dan bir taşeron firmaya verdi ve 1.5 yılı geçkin sürede anca bitti. İki araba yanyana zor geçen bir cadde oldu.
- Yine 7 trilyona yapılacak asfalt ihalesi 11 trilyona yine İstanbul’dan bir firma olan Kartaş’a verildi. Firmanın ismi değişti Kurdu İnşaat oldu ve aynı firmaya 2,5-3 trilyonluk taş yapım ve tamir işi de verildi!
- Merkez ilçenin trafik master planı yapıldı. Yaklaşık 1 trilyon’a yine İstanbul’dan bir firmaya verildi. - Kültür Merkezi projesi yapıldı. Basına tanıtıldı ama yeri şartlı bağış olduğu için gerçekleştirilemedi. Başkan bu proje için para ödemedik dedi. Ama 70 bin liralık iş bitirme verilmiş! Firma yine İstanbul’dan. Bunları daha uzatabiliriz.
- Dalgıç’ı genel merkezde en çok destekleyenlerden biri de, daha önceki mesai arkadaşı olan Sinan Çetiz’i Tekirdağ Belediye Başkanlığına gönderdiği söylenen Gürsel Tekin. Dalgıç Büyükşehir Belediye Başkanı olursa Sinan Çetiz’in Genel Sekreter olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Sinan Çetiz, Esnaf Birlik Başkanı tarafından esnaf düşmanı ilan edilmiş bir kişi. Ve halk kendisin hiç sevmiyor.
- Oda seçimlerinde Esnaf Birlik Başkanı Sami Kayın’ı indirebilmek için hep karşı listeleri desteklediğini söyleyen (Dalgıç’ın desteklediği adayların hemen hepsi seçimi kaybetti) Sami Kayın geçtiğimiz günlerde yerel bir gazeteye yaptığı açıklamada; “Biz birçok minibüs hattının İl Trafik Komisyonunundan geçmesini önledik. Ciddi bir rantı engelledik. Başkan Dalgıç bu yüzden bana cephe aldı” dedi. Kaldı ki bu minibüs hatlarını açmayı isteyen de Ulaşımdan sorumlu Başkan Yardımcısı Sinan Çetiz.
Siyasetçi halkın beklentilerini eğer sezemezse kendisi rantçıların kıskaçına teslim olur.
Tekirdağ’da aynen öyle oldu; bakalım aday kim olacak? Aday olup kazanamazsa, Tekirdağlılara bunun hesabını kim verecek? Bu nedenle CHP aday tespitinde hiç hata yapmaması gerekiyor.