Yalçın Bayer: Doğu'nun 'Paraşüt Operasyonu'nda da2 trilyon götürülmüş


Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Siyasetçi yakınları gümrük soygununda başrolde

YİNE 'siyaset-bürokrat ve işadamı' üçlüsüne dayalı yeni bir gümrük soygunu daha ortaya çıktı.

Aynı Kilis'teki 'Paraşüt Operasyonu' gibi. Sadece gümrük kapısının, kişilerin ve firmaların adı değişik.

Burada da siyasetçilerin yakınları olan işadamları, gümrükçüler ve Tarım Bakanlığı personeli var.

Ağrı'ya bağlı Doğubeyazıt'ın, İran'a açılan Gürbulak sınır kapısından yapılan işlemlerin çoğu hayali ihracat, naylon fatura, sahte fatura ve belge, transit, kaçakçılık, rüşvet ve yolsuzluk gibi usulsüzlükleri içeriyor.

Büyük gümrük organizasyonunda yer alan isimlerin çeşitli partilere üye olmaları dikkat çekiyor.

Bugüne kadar tutuklananların sayısı 28'e çıktı; 20'si işadamı ve TIR'cı.

Soruşturmanın ilk safhasında, menşei Azerbaycan olarak gösterilip aslında Tacikistan'dan getirilen 7 TIR dolusu yaş deri, 5 TIR konsantre meyea suyu, birer TIR dolusu bal ve ipliğe el konuldu.

Kaçakçılık olayını gerçekleştirenlerin; Konyarlar, Özkayalar, İpekyol, Biran, Can ve Ceylan Gümrükleme firmaları olduğu bildiriliyor.

Her zamanki gibi tutuklananların 5'i gümrükçü; başrolde Gürbulak Gümrük Başmüdürü Ali Deveci ile eski Gürbulak ve şimdiki Hakkári Gümrük Başmüdürü Ali Rıza Altınok'un adı geçiyor.

Hakkında sayısız iddia olmasına karşın Ali Deveci'nin, Türkiye'nin en 'hassas' kapısı sayılan Gürbulak'a nasıl tayin edildiğini, geçenlerde Gümrük Müsteşarlığı'na sorarken, Bakan Mehmet Keçeciler şu yanıtı vermişti:

‘‘Biz görevden alıyoruz, Danıştay iade ediyor. Hukuk karşısında bir şey yapamıyoruz.’’

Gümrük soygununu altı aydan beri izleyen Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi Başkanlığı, Gümrük Başmüdürü Altınok'un pahalı purolar içmesinden esinlenilerek bu operasyona 'Puro Operasyonu' adını verdi.

Tutuklananlar arasında, kaçak mallara sahte belgelerle yurda giriş izni veren Doğubeyazıt Tarım Müdürü ile biri veteriner, diğeri ziraat mühendisi olan üç memur bulunuyor.

Kaçakçılığa adı karışan firmaların son beş yıl içinde şekerden çaya, sigaradan motorine kadar yaptığı ithalat işlemleri mercek altına alındı.

PARLAMENTERLERİN YAKINLARI DA TUTUKLANDI

Nusret ve Tacettin Konyar adlı iki akrabası tutuklanan DYP Ağrı Milletvekili Musa Konyar kimdir?

Geçen dönem kardeşi Ali Konyar'ın Doğubeyazıt Belediye Başkanlığı döneminde belediyenin ihalelerini almakla tanınıyordu. Nitekim, 'ihalelere fesat karıştırmak'tan hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hazırlanan fezlekesi Meclis Başkanlığı'nda bulunuyor.

Konyar, 1999 seçimlerinde DYP'den Ağrı milletvekilliği aday sıralamasında 3. sırada yer aldı; ancak Tutaklı hemşerisi, İstanbul Milletvekili Celal Adan'la yaptığı görüşmeden sonra 1. sıraya çekildi ve parlamentoya girdi.

Doğubeyazıt'tan arayan bir işadamı, ‘‘Konyar'a sorar mısınız, DYP'ye ne kadar bağış yaptı?’’ dedi.

VURGUN 2 KATRİLYON

ANAP Ağrı Milletvekili Prof. Dr. Yaşar Eryılmaz'ın tutuklanan bir yakını da Mehmet Nuri Eryılmaz... Yaşar Eryılmaz, 1987'de Özal hükümetinde Sağlık Bakanlığı yapmıştı. Doğubeyazıt'taki babası, 'Hasasori' aşireti lideri Rıza Eryılmaz'ın evinin bahçesinden bir grup teröristin Tugay'a ateş açması üzerine askerlerin de karşılık verdiği ve evin bombalanarak yerle bir edildiği o zamanki gazetelerde yer almıştı. Konu Meclis gündemine gelmişti.

Parlamentomuzda artık 'her şeyci' bulunuyor.

Şimdiye kadar ortaya çıkan tablo bu; ilk etapta devletin uğradığı zarar 2 katrilyon olarak telaffuz ediliyor.

DGM Savcılığı, sanıkların malvarlıklarına ve bankalardaki hesaplara el koydu. Maliye Bakanlığı ve Gümrük Müsteşarlığı'ndan sonra Adalet Bakanlığı'nın da Ağrı'ya müfettiş göndermesi ilginç karşılandı.

Ne yazık ki gümrük kapılarındaki soygun bitmiyor.

Böyle giderse sakın ABD, gümrük kapılarının tümden temizlenmesi için bir 'gümrük komiseri' atamasın?

Olimpiyat yapabilme inancında olalım

DÜN sırf merak ettim, bir iş görüşmesi sonunda Olimpiyat Stadı'nı görmeye gittim. Şehirde yoğun görüşmelerim vardı. Neredeyse bir city-tour yaptım. Şirinevler-Ataköy geçidini kullandım. Hummalı bir hazırlık, yol aralarına palmiyeler dikiliyor, çiçekler ekiliyor, daha sonra Bağcılar'dan inşaatın olduğu bölgeye geçtim. Bu arada Bağcılar'ın kaldırımları şıkır şıkır sarı beyaz boyanıyor.

Bu girişten sonra hemen bir eleştiri yazısı yazılabilir. Neden sadece göstermelik çalışmalar yapılıyor, denebilir. Delegelere sevimli görünmek için yapılan çalışmalar eleştirilebilir ama ben bunu yapmayacağım. Her şeye rağmen ortada bir çalışma var ve bence artık bu kadar olumsuzluk içinde bu yapılanların insanlar için güzel olduğuna inanıyorum. Bence her İstanbullu'nun bu olaya sahip çıkması ve bu işi yapabileceğimize inançlı olması gerekiyor. Bu olay İstanbul'un kurtuluşu olabilir. 1453'ten sonraki en büyük tarih olabilir 2008. Neden mi? Yerel yönetimlerin elini kolunu bağlayan Ankara illa ki kesenin ağzını açacak, illa ki yatırım yapacak. Türkiye'nin kalbi İstanbul'da atacak.

Olimpiyat alanı için çok eleştiri yazısı okudum bugüne kadar, hepsinin de haklılık payı var elbet; alanı kuşatmış gecekondular, bağlantı yolları ile ilgili eleştiriler... Bence yüzünüzü nereye döndüğünüz ve pozitif düşünceleriniz çok önemli. Eğer biz bunu gerçekten istersek önümüzde 7 yılımız var. Stadın maketi vardı, çok güzel. Bittiğinde yüz akımız olacak. Belki bu 7 yıl gecekondu sorunu için bir umut olacak. Kim bilir belki insanlar futbol dışında da sporların olduğunu öğrenecekler. Gönüllü olmayı, tek yürek olmayı, bir organizasyonun parçası olmayı, yabancı insanlarla, kültürlerle bir arada olmayı öğrenecekler.

İstanbul çok şey öğrenecek, çok şey kazanacak. Yeter ki sokaktaki insan buna inansın.

Deniz ÇERÇİOĞLU

Davacı olun

İSTANBUL İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe, krizden inşaat sektörünün çöktüğünü, meslektaşlarının işsiz kaldığını belirterek şu açıklamayı yaptı: ‘‘Gelinen noktada toplumun tüm kesimleri dövizin hangi noktada dengeye oturacağını merak etmektedirler. Bu bağlamda aldatılanlar ve zarara uğrayanlar aldatılmış olmanın bedelini aldatanlara mutlaka ödetmelidirler. Bunun için aldatılmış oldukları oranda davacı olmalılar, ilgililer hakkında dava açmalıdırlar. Biz, kendini aldatmış gören tüm meslektaşlarımıza hukuksal düzeyde yardıma hazırız.’’ (0212-248 36 42)

MESAJ

ÖNERİDİR; krizi yalnız ve yalnız iş verdiğiniz kesimlere yansıtmayın ve onların işine son verirken, lütfen çok yönlü düşününüz. Ve kendinizi bir an an için işine son verdiklerinizin yerine koyunuz.

Nejat TAŞKIN-İSTANBUL

ŞİŞLİ Merkez Mahallesi'nden bir okurumuz Mustafa Sarıgül'e diyor ki: 'Şişli Kart' uygulaması güzel bir uygulamaya benziyor ama bunu uygulamaya sokmadan tüm sokakları tek araba park edecek şekilde değiştirmek eziyettir.

BEŞİKTAŞ'tan Mualla Parla'dan Yunus Namoğlu'na: Beşiktaş tam bir kasaba halini aldı. Eski Balıkçılar Çarşısı'na araba girmek yasaktı, rahatlıkla yürüyorduk. Şimdi hem gidişe, hem gelişe açık, park yapmak da serbest.

TURKCELL İletişim Hizmetleri Müdürü'ne;; 17.5.2000'de kapattırdığım 0532-730 58 29 nolu hattıma iki kez fatura yolladınız, yasadışı 35.5 milyon gecikme faizi tahakkuk ettirdiniz. Bu konudaki yazılarıma da 5 ay 6 gün sonra yanıt verdiniz. İletişim Hizmetleri'nden Göknur Hanım'a ‘‘Sizi basına şikayet edeceğim’’ dedim, ‘‘Zararlı çıkarsınız’’ yanıtıyla karşılaştım. Bu rezalet ortamında tüketiciye saygısızlık değil mi?

Zeynep SÖZEN-İSTANBUL

KADIKÖY'den Hatice ve Mesude Yüksel'den: AKBANK'tan Hazine bonosu alımı için iki gün önceden paramı hazır tutmama rağmen çok hantal olan sisteminden dolayı hiçbir işlem yaptıramadım; benim gibi yüzlerce kişi de... Daha önceki krizde de Hazine bonosu satışında da böyle olmuştu. Bankanın çalışması insanlarla dalga geçer gibi. Müşteri memnuniyetine önem hiç yok.

TEKİRDAĞ, Marmara Ereğli Belediye Başkanı İbrahim Uyan'a... Yeğen 1 Sitesi'nin karşısındaki bir parselde 17 haneyiz. Gülmeyin, TEDAŞ'tan elektrik alamıyoruz; bunun yerine 'Emin Emlakçılık'ın özel trafosundan elektrik almaya zorlanıyoruz. Bedelini devlete ödemek istiyoruz, emlakçıya değil. Geçen yıl özel trafonun sayaç kablosunu çıkarıp sayacı durdurdu, yakalandı. Emlakçının elektrik tarifi; ilk başvuru 600, 700 dolar. Sokak lambaları için hanebaşı 10 milyon, 500 Kw'yi geçince 40 milyon açıktan. Üç yıldır böyle. TEDAŞ elektrik verecek ama Uyan uyanırsa...

Ertan İNAL-İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları