Paylaş
Son olarak doğumlarda hayati önem taşıyan bir iğne de fuyatının ucuzluğu nedeniyle artık Türkiye’de olmayacak!
FİYATI 2 TL DİYE...
Bu ilaç, kadın beyninde salgılanan oksitosin hormonunun adıdır. Doğumun başlatılmasında, doğum sonu kanama ve rahmin gevşemesinde, düşüklerde, tabiri caizse peynir ekmek gibi kullanılan hayati önemdeki bu ilaç artık Türkiye’de yok ve gelmeyecek; son birkaç taneyi kullanmaktayız.
Bu ilaç olmadığı takdirde kanamaları durduramayacağımızdan anne ölümlerinde ve sağlıklarının bozulmasında aşırı artışlar olacaktır. Doğumları başlatamayacağımızdan sezaryen ameliyatlarında artış olacaktır.
En önemlisi annelerin can güvenliğiyle ilgili bu durumlar doktorlara saldırıları ve doktor ölümlerinin de artmasına sebep olacaktır.
Yıllardır sağlık sisteminin bozukluklarını doktorlara yıkan ve can güvenliğimizin yok olmasına neden olan bu politikalar 2 TL’lik bir ilaç yüzünden daha vahim olaylara sebep olacaktır.
Kim bu düzeni düzeltecektir? Ölen öldükten sonra, hem gencecik annelerin, kadınların, hem bu devletin değerli sağlık çalışanlarının can kayıplarını kim ödeyebilir?
Vaktiyle ‘uyduruk’ kuş gribi aşısına milyonlarca Euro para ödeyip ellerinde patlayan ve devleti zarara sokanlara hesap sorulmadığını unutmayalım.
Op. Dr. Emel Hürriyet AKMAN
Antibiyotikte günah keçisi eczacı mı?
ÜLKEMİZDE antibiyotik tüketiminin gereğinden fazla olduğu olgusu sıklıkla dile getirilir. Bugünlerde grip salgını nedeniyle de antibiyotik kullanımı gene güncel... Gereğinden fazla antibiyotik kullanımı konusunda hep eczacılar ‘günah keçisi’ yapılır maalesef. Sebep eczacıların yerli yersiz antibiyotik önerdikleridir. Eczanelerde reçetesiz antibiyotik alınabildiği/önerildiği doğrudur. Ancak bu önerilen/satılan antibiyotiklerin tümü gereksiz olsa bile ülkede tüketilen antibiyotik toplamının
% 1’ini geçmez.
Çünkü ülkemizde satılan ilaçların alıcısı % 95-98 oranında devlettir. Tümü de hekimler tarafından reçete edilen ilaçlardır. Yani öneren, kullandıran hekimdir. Bunlar dışında % 2-5 oranında reçetesiz verilmektedir. Peki bunda yüzde kaçı eczacı tarafından önerilmektedir? Zira önemli bir bölümü hekiminin reçetesine yazdığı ilacı bitirip tekrar almak isteyenlerdir. Hekime tekrar gitse de bunu reçete ettirebilmektedir; ama hasta reçeteleme prosedür ve maliyetinden kaçtığı için eczaneden zaten küçük olan bedeli ödeyerek almaktadır. Muhtemelen eczacının önerisiyle antibiyotik verilse, bunun da yarısı gereksiz olsa bile tüm yurtta tüketilen antibiyotiklerin % 1’ini bile bulmadığını düşünüyorum.
Gerçek bu iken fazla antibiyotik tüketiminde neden hep eczacılar günah keçisi yapılır, zaten ekonomik yönden sıfırı tüketmiş eczacılardan daha ne istenir, anlamak mümkün değil doğrusu.
Eczacı Yılmaz MANAV-MERSİN
Biliyor musunuz
ÜNLÜ heykeltıraş Mehmet Aksoy’un “İki Kıtaya Nâzım Hikmet Köprüsü” adını verdiği Nâzım Hikmet heykelinin açılışının 15 Ocak Çarşamba 13.00’te Akatlar Sanatçılar Parkı girişinde yapılacağını...
Güngör Çepni’den açıklama
İŞADAMI Güngör Çepni bir açıklama gönderdi. “Ünlü saat markası Patek Philippe koleksiyonu yapan işadamı kimdir?” başlıklı yazısına daha evvel bir tekzip metni göndermiştim ve aynı köşede yayınlanmıştı. Ancak ticari itibarımı hedef alan karalayıcı, asılsız ve mesnetsiz iddialarını iki yazısına daha konu etmiş,
üstelik bu kez tarafımdan gönderilen tekzip metinlerine de yer vermeyerek, yalanlayıcı cevaplarımı ısrarla görmezden gelmiştir.
Konu zaten tarafımca yargıya taşınmıştır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Bayer’in yazılarından hareketle vermiş olduğu bir soru önergesini geri çekmiştir. Zira Tanrıkulu yaptığı araştırmalar neticesinde söz konusu iddiaların asılsız birer iftira olduğuna kanaat getirip, tarafıma yapılan bu karalama kampanyasına alet olmamak için soru önergesini TBMM Başkanlığı’ndan geri çekmiştir.
Güngör ÇEPNİ
(Tanrıkulu’nun önergesini geri çektiğini bu açıklamadan öğreniyoruz. Bize de aynı konuda bir bilgi vermesi gerekmiyor mu?)
Kuraklık fena geliyor
KURAKLIĞIN şimdiye kadar olmadığı kadar etkisinin olması bekleniyor. Ne İstanbul ne de Ankara büyükşehir belediyeleri, halkı su tasarrufu için uyarıyor. Çünkü böyle bir uyarının seçimler öncesinde olumsuz etki yaratabileceğinden korkuluyor. İçme suyu barajlarında geçen seneye göre % 9.3 daha az su bulunurken, İstanbul’da
% 33.97, Ankara’da % 24.77, İzmir’de % 57.78 ve Bursa’da
% 44.04 doluluk oranı gözleniyor. İçme suyu barajlarında geçen yıla göre İstanbul’da % 33.97 oranı, ciddi bir sıkıntısının habercisi.
İçme suyu amaçlı barajlarda, İstanbul’dakilerin 846 milyon m3 Ankara’dakilerin 1565 milyon m3 İzmir’dekilerin 299 milyon m3 ve Bursa’dakilerin
65 milyon m3 toplam aktif
hacmi bulunurken, bu yıl Ankara’da 387.82, İstanbul’da 287.52, İzmir’de 172.66 ve Bursa’da 28.67 milyon m3 aktif depolama yapıldı.
Fatinoğlu’ndan Bakırköy’e ‘Nişantaşı’ modeli
CHP Bakırköy Belediye Başkan aday adayı, sanayici Ali Fatinoğlu “Biz de aday olduğumuz Bakırköy için projeler hazırladık ve Bakırköy’ü marka ilçe yaparak dünya çapında ödüller almayı hedefliyoruz. Evet, ‘Türkiye siyasetinin eksiği yaratıcılıktır. Her aday proje üreterek görevlere talip olmalıdır ki, ülkemize ve kentimize bir fayda üretebilelim” dedi.
Dört defa ‘yılın en başarılı’ işadamı ödülünü alan, Türkiye’nin dünya çapında bilinen ve kabul edilen ‘20 markasından biri’ olan Sanica’nın ortaklarından Ali Fatinoğlu, Bakırköy’ün trafik, otopark ve imar sorunlarını (dar sokaklı, bitişik nizamlı evler ve yangın çıktığında itfaiyenin giremeyeceği) olumsuz kent planlarını kökten çözeceğini iddia ediyor. Fatinoğlu, altı uluslararası ödül alacak projelerimiz hazır. Bu projelerimiz Bakırköy’e hayat verecektir. Ancak bunların Mustafa Sarıgül tarafından topluca açıklanmasını isterim. Bu projelerimden birini detaylandırmadan şöyle anlatabilirim:
“Bakırköy’ün ortasından geçen tren yolu her iki yakanın birleşmesini engellemektedir. Ataköy 3. kısımdan başlayıp yaklaşık 3 km. uzunluğunda, eni 100 metre olan Yenimahalle’ye kadar ki, bölümün üstü komple kapatılacaktır. Bu sayede İstanbul’un hiçbir yerinde olmayan, bir şehir meydanı ortaya çıkacaktır. Bu ortaya çıkan meydanı çağdaş insanların toplanacağı, büyük etkinliklerin İstanbul’daki merkezi olacak şekilde düzenleyeceğiz. Artık İstanbulluların Ramazanda, Yılbaşında, Sevgililer Günü’nü Bakırköy’de kutlayacağı ‘şehir meydanı’ olacak. Meydanlar aynı zamanda afet yönetiminin uygulanacağı, insanların toplanacağı, yardımların dağıtılacağı alanlardır. Bu meydanları rant amaçlı değil, insan odaklı geliştireceğiz.
PARİS MODELİ VE %70
Paris’te belediyecilik öyle gelişmiştir ki, halkla birlikte ortak kararlar alarak yönetmektedirler, Paris’te belli caddelerde binaların 2. katı da dahil, perdelerin bile rengi binalara uygun olarak tespit edilmiş, belediyenin halkla birlikte aldığı ve uyguladığı karardır. Bizde kent kültürünün düzenlenmesi ve yaşatılması için, Bakırköy halkı ile birlikte, kentsel dönüşümü yaparken, (Ev sahiplerine herhangi bir para ödetmeden) çağdaş yapısal ve çevre görüntüsünü de sağlayacağız.
Bakırköy’ün içinde bir Nişantaşı’nı, bir Çiçek Pasajı’nı oluşturacağız. Yani kültürel ve sportif özellikleri ile marka Bakırköy’ü 5 yılda kurucağız. Seçimde de, Bakırköy’de %70’leri geçerek, İstanbul’u Sarıgül’le, CHP’ye kazandıracak çalışmanın içindeyiz.
Beşiktaş’ta Gökhan Sarı’yı bir de bizden tanır mısınız?
“BEŞİKTAŞ Belediyesi başkan aday adayları arasındaki Uğur Gökhan Sarı ile ilgili yazınızı dikkatle okudum ve bazı açıklamalar yapma gereği duydum.”
Birçok okurumuzdan gelen ortak eleştiri buydu.
Özetleyerek anlatmak isteriz:
“Sarı daha önceden Borsa’da çalışırken istifa ettikten sonra Serdar Bilgili tarafından Beşiktaş Kulübü’nde işe alınmıştır. (İsmail Ünal BJK Kulübü Genel Sekreteri’yken, Bilgili tarafından Deniz Baykal’a götürülmüş ve ‘Beşiktaş’a Beşiktaşlı bir aday yakışır’ denilerek aday olması istenmiştir. Serdar Bilgili, ayrıca Cumhurbaşkanı Sezer’in Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu kanalını da kullanmıştır. Mimar İsmail Ünal’ı Beşiktaş’a istemesinin nedeninin, Akaretler’deki evleri devralan Bilgili’nin işlerinin kolaylaştırılması amacını taşıdığı daha sonra anlaşıldı.)
İsmail Ünal 2004’de seçildikten sonra, yine Serdar Bilgili’nin önerisiyle Uğur Gökhan Sarı’yı belediyeye bağlı BELTAŞ’a Genel Müdür, Ünal’ın ikinci döneminde ise bu kez Meclis üyesi ve kendisine başkan yardımcısı yaptı.
Sarı’nın uygulamalarına gelirsek.. Bihlun Tamaylıgil, Umut Oran, Erdoğan Toprak, Gökhan Günaydın, Gürsel Tekin, Adnan Keskin, Akif Hamza Çebi, Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı’nın bilgisi olması amacıyla aşağıdaki bilgiyi gönderelim:
1- Uğur Gökhan Sarı, Beltaş Genel Müdürü olduğu dönemde göreve başladığı dönemde, CHP kökenli bir çok işçiyi işten atmıştı. Ayrıca “basın mensuplarının Beltaş’a alınmamasını, yöneticilerin dahili ve cep numaralarının basın mensuplarına verilmemesini, masaların üzerinde hiç bir evrak bırakılmamasını, çöpe hiç bir evrak atılmamasını ve gereksiz evrakların yok edilmesini” belirten bir genelge yayınlamasına bir anlam verilememişti.
2- Aynı kişi Etiler Çilekli Tesislerinin yanında bulunan belediyeye ait benzin istasyonunu Belediyenin hiç bir yetkili makamının bilgisi ve kararı olmadan Belediye tarafından cirodan alınan yüzde 1,5’luk payı yüzde 0.5’e düşürmüş, ayrıca sözleşmeyi 29 yıl uzatmıştır. (Burada ne kadar para alındığı konusunda belediye kulislerinde yaygın şekilde dedikodu vardır.)
3- Ertesi yıl yapılan Meclis üyeleri tarafından denetleme sonucunda CHP Meclis üyesi Namık Kantoğlu
tarafından olayın ortaya çıkarılması neticesinde denetleme raporunda Belediyenin zarara uğratıldığı ile ilgili ‘şerh’ konulmuştur. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişlerince bu konuyla ilgili olarak Belediyede yaptıkları inceleme sonucunda Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın denetim raporunu müfettişlere vermemesi sonucu hiç bir işlem yapılamamıştır.
4- Bunun üzerine içişleri Bakanlığına yazılan şikayet dilekçesinde Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın raporu gizleyerek soruşturmayı engellediği şikayeti üzerine ilgili bakanlıklardan tekrar müfettiş talep edilmiş yeniden gelen 3 kişilik müfettiş heyeti İsmail Ünal’dan raporu alarak süreci başlatmıştır.
5- 3 yıl sonra söz konusu (belediye kulislerinde herkesin bildiği miktardaki) rakam geri iade edilmiş, sözleşme eski haline getirilmiştir. Bu CHP’li belediyeler arasında duyulmayan bir ihale yöntemi olarak dillendirilmektedir.
6- Beşiktaş ilçesi hudutları dahilinde oto park işletmeleri ile ilgili olarak alınan şirket tekliflerinin (2 adet) sahiplerinin aynı kişi olmasına rağmen 6 yıl gayri nizami olarak oto parklar işletilmiştir.
(Bu konuda belgeler CHP Genel Merkezi’ne iletilmiştir.)
Sonuç mu? Serdar Bilgili tarafından Beşiktan Belediyesine yerleştirilen bir çok elemanın yukarıdaki usülsüzlükleri yapmasına göz yumulmuş, ayrıca yine Serdar Bilgili tarafından yapılan Ermeni Mezarlığı’ndaki binalara değer kazandırmak amacı ile belediyeye ait yeşil alana hiç bir yasal belge olmadan havuz yaptırılmıştır.
Yukarıda sıralanan olumsuzlukların sorumlularından biri olan Gökhan Sarı neden belediye başkan yardımcılığından istifa edip bugün belediye başkanlığına soyunduğu bir çok aday adayı tarafından
anlamlı bulunmamaktadır.”
(Not: Daha yazacağımız çok şey var ama partideki akılsızlara daha çok şey iletmemiz gerekiyor. G.I.T.)
Paylaş