Diyanet vakıfları zenginleşiyor

Genç kadınlar ve çocuklar ne kadar ilgiliydi. Bir bayram havasına bürünüyor TCDD’nin garları. Tren personeliyle dostluklar oluşuyor. Bilgi işlemcimiz Erkan Celen’in önünde doğdukları günün Hürriyet’ini almak için uzun kuyruklar oluşuyor. Emel Armutçu, geçen hafta çıkan ’Giovanni Scognamillo/Bir Levanten Şövalye’ (İş Kültür Yayınları) adlı kitabını Bandırma’ya göndermişler, onun heyecanını yaşıyordu arkadaşlarıyla... Bu bir nehir söyleşi kitabı; ünlü sinema yazarı ve gizemci Scognamillo’nun tüm hayatını anlatıyor. Biz kitabı okumaya başlarken, trenimiz Kütahya’ya yola çıkacak.

İkindi namazına doğru Ali Öztaylan’ın cenazesinin kaldırılacağı camiye doğru yöneliyoruz. Siyasetçiden işadamına kadar kalabalık bir cemaat vardı. Bu arada, Balıkesir ve Bandırma müftüleri hakkında ilginç öyküler dinledik bazı Bandırmalılardan... Bazı dostlar itiraz etse de iddialar ilginçti. Bandırma Müftüsü Halil Uzun hakkında anlatılanlara bakılırsa, özellikle ’cuma’ namazlarında cemaatten sık sık para topladığı, bunları açtığı Kuran kurslarında kullandığını söylüyormuş. Ancak Bandırma’da bazı kişiler, bu paraların doğru kullanılmadığını anlatıyorlarmış. Bu arada 2006 yılında Halil Uzun’un Türkiye Diyanet Vakfı Bandırma Şubesi adına fitre-zekát toplamak üzere ’Yardım Zarfı’ dağıtması şikáyet konusu olmuş. "THK örneğinde olduğu gibi böyle bir şeye teşebbüs etmesinin yasadışı olduğu" hatırlatılmış, olay bir şekilde ’sumen altı’ edilmiş.

KURAN KURSLARI VE KERMESLER

Balıkesir Müftüsü Necdet Çetin hakkında da benzer iddialar dillendiriliyor. Yeni müftülük binaları, lojmanlar, Kuran kursları ve kermes gelirleri konularında... Hele, Kuran kurslarındaki kız öğrencilerin ve annelerinin yaptıkları ürünlerin sık sık satılmasından esnaf şikáyetçi.

Balıkesir ’Yeni Haber’ Gazetesi’ni gösterdiler. Balıkesir’deki Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nin kanatları altında 50’den fazla Kuran kursu olduğu yazılıyor. Bandırma Müftüsü ’Kutlu Doğum Haftası Kermesi’nin gelirleriyle 20 kadar Kuran kursu açtıklarını söylüyor. Gazete şöyle diyor: "Bandırma müftüsü, ilçede açılan 16 Kuran kursu için 160 milyar borca girdiklerini söylemiş ve Balıkesirlilerden destek istemiştir. Demek ki her kurs 10 milyar liralık bir masraf getirmektedir. 2007’de açılan 20 kadar kursun masrafı da bu hesaba göre 200 milyardır. 2008’deki kurslar 160 milyar, toplam 350 milyar... Onca yayına karşın Balıkesir Müftüsü Necdet Bey’in dudakları arasından bir çift söz duyulmamıştır."

Bunlar izinli midir, değil midir bilinmiyor. Valilik hep sessiz mi kalır? Gerçek şu: Diyanet’in ’vakıfları’ giderek zenginleşiyor; hem parasal, hem de kurumsal olarak.

Bazı müftülerin paraya para demedikleri, camilerde ’fısıltı gazeteleri’nin en önemli haberleri arasında yer alıyor artık.

’Gıda bankaları’, dinci vakıflar, tarikat ve cemaatlerin ’insani yardım’ kuruluşlarının Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Mehmetçik Vakfı gibi esas kurumlarla yarışır olması hiç dikkat çekmiyor mu? Peki kim denetliyor bunları?

BANDIRMA’DA BİR CEMAAT LİDERİ

BANDIRMA’ya geldiğimizde, Erenköy dergáhına bağlı yerel ’Nakşi liderlerden’ sayılan Hacı Ali Öztaylan’ın (96) cenazesi kaldırılacaktı... İstanbul’dan ’sevenleri’, özel tutulan bir İDO gemisiyle Bandırma’ya geliyorlardı. Haydar Çavuş Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından Bentbaşı Mahallesi’ndeki ’Tekke Camii" bahçesinde toprağa verilecekti.

Üsküplü bir muhallebiciymiş Öztaylan. Bandırma’da uzun yıllar ailenin ’Sütevi’ni işletmiş. Öztaylan, AKP Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan’ın da babası. Cemal Öztaylan, 2004’te Bandırma Belediye Başkanı olmuş; 22 Temmuz seçimlerinden önce de Başbakan Erdoğan, "Başkanlıktan istifa et, seni Meclis’te görmek istiyorum" demiş, ikinci kez -ilki 1991’de DYP’den- TBMM’ye girmiş.

’Derin tasavvuf bilgisi, Osmanlıca’ya olan hassasiyeti ile saygı gören renkli ve zengin sohbetleri’ ile tanınıyormuş... Kadiri tarikatının geleneğinden de feyiz almış... Pek çok ünlü sima tarafından ilgiyle takip edilen Ali Öztaylan, başta Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan ile yakın ilişki içindeymiş. Tayyip Erdoğan, belediye başkanlığı sırasında sık sık kendisini ziyaret ediyormuş... Öztaylan’ı ziyaret edenler arasında Cemil Çiçek, Ekrem Pakdemirli ve Abdülkadir Aksu da varmış.

ATATÜRK, BALIKESİR HUTBESİNDE NE DEMİŞ

BALIKESİR’in kent yüzü son yıllarda gelişirken, yeni konut alanları, devlet binaları ve iş merkezleri için yeni alanlar kazanılmış. Sadece belediyenin kentsel dönüşüm projeleri dahil, arıtma ve altyapı çalışmaları için 150 trilyon harcanmış. Devletin il bazındaki yatırımlarını bunun on misli sayabilirsiniz. Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ’Bölgesel Ekonomik Kalkınma ve Sosyal Gelişme Projesi’ni açıklarken, Gölköy’de bir lojistik köy oluşturulacağını da açıkladı. "Balıkesir o zaman dünyaya açılan bir kapı" olacak dedi. Valilik 879 proje yürütüyor. Nedense, Balıkesir’in Bandırma-Karacabey, Bandırma-Susurluk yolunun 13 yıldır hálá bütünüyle bitirilememesi en çok yakınılan konu. Balıkesir Üniversitesi’nde okuyan öğrenci sayısı 23 bini bulmuş; bu yıl açılmasına karar verilen Tıp Fakültesi için sorunlar ciddi. Balıkesir’e gelince SEKA’nın yerini alan Albayraklar’dan söz edilmeden geçilmez. Olayda ÖİB’nin beceriksizliği ve peşkeş çekilme konusunda çok şey var. O tesisin demir aksamı satılmış, yazık olmuş. Boş duran 120’ye yakın lojmanı üniversiteye niye verilmez.

CAMİLER NEDİR

Atatürk’ün 7.2.1923 günü Balıkesir’in Zağanos Paşa Camii’nde verdiği hutbeden birkaç cümleyi hatırlatmakta yarar var bugünlerde:

"Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve ibadetle birlikte din ve dünya için neler yapılmak gerektiğini düşünmek yani görüşüp, danışmak için yapılmıştır. Millet işlerinde her şahsın zihnen, başlı başına faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için, özellikle egemenliğimiz için neler düşündüğümüzü ortaya koyalım. Ben yalnız düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerini anlamak istiyorum. Milli emeller, milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin toplanmasından elde edilen sonuçlardan ibarettir."