Dışişleri turizme neden duyarsız

NORMAL pasaport sahibi Çek Cumhuriyeti vatandaşlarına Türkiye girişlerinde uygulanmakta olan bandrol yöntemiyle sınırda vize uygulamasına 1.11.2002'den itibaren son verilmiştir.

Bu uygulamaya son verilene kadar tur satışlarımızda herhangi bir zorluk çekmedik. Ancak bu uygulamanın değişmesi ile birlikte 2003 ve sonrası için tur satışlarımızın büyük oranda düşeceği gerçeği, bizleri ciddi endişe ve sıkıntılara sevk etmektedir.

Her yıl mayıs sonunda başlayan turlarımız şu anda durmuş bulunmaktadır ve eski uygulamaya dönülmez ise bizler de maalesef bu satışlarımızı Yunanistan ve diğer ülkelere kaydırmaya hazırlanmaktayız.

Konunun ciddiyetini yetkililere arz etmek istiyoruz.

Türkiye, Çek Cumhuriyeti'nden diğer ülkelere seyahat edenlerin tercih ettiği ülkeler sıralamasında 10'uncu sıradadır. Ancak vize uygulanmaya başlanılması, Türkiye'yi tercih etme oranını çok daha azlara indirecektir. Ayrıca Çek turizm pazarı, ‘son dakika satışları’ çok popüler olan bir pazardır. Yalnız Türkiye için değil, tüm yabancı ülkeler için düzenlenen turlar, son dakika pazarında satılmakta ve uçaklarımızın tamamı son 2 veya 3 günde dolmaktadır. Son anda rezervasyon yaptıranların bu kısa sürede vize alabilmesi ise neredeyse imkánsızdır. Bu durumda yolcular Türkiye yerine vize uygulaması olmayan başka rakip ülkelere kayabilecektir.

Kaldı ki Çeklilere, rekabet ettiğimiz Yunanistan, İtalya, Hırvatistan, İspanya ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından herhangi bir vize uygulaması bulunmamaktadır.

KENDİ KALEMİZE GOL

Aynı zamanda, bandrol yöntemiyle sınırda vize uygulaması, Türkiye'yi ziyaret etmekte ve Türk vatandaşlarına vize uygulanmakta olan diğer birçok ülke vatandaşlarına hálá uygulanmaktadır. Bu ülkeler içinde, Türkiye'ye gelip her türlü para kazanma yoluna başvuran ve Türkiye'de ticaret de yapan yabancı ülke vatandaşları da varken ve bu uygulama bu ülke vatandaşları için geçerliliğini korurken, tatil yapmak amacı dışında hiçbir faaliyette bulunmayan Çek vatandaşları için bu uygulamanın neden değiştiğini de anlamak maalesef mümkün değildir.

Türk turizmine büyük darbeler vuracak bu uygulamanın acil olarak, bandrol yöntemiyle sınırda vize uygulamasına dönülmesi ve kayıpların büyümemesi için acil karar almak gerekmektedir. Sayın Erdoğan, Gül ve Mumcu'ya önemle arz ederim.

Sinem ÖNÖM-Uluslararası tur operatörü-ANKARA

Din ticareti


İSLAM-siyaset ilişkileri ile ilgili tartışmalar, AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte daha da hızlanırken, bence tehlikeli gelişme, İslam kültür literatürüne ait olan bazı kavram ve sözcüklerin, ticari kuruluş ve etkinliklerde kullanılmaları oranındaki artışta olmuştur.

Tekbir, tesettür, setre, hicap, ihlas, tevhid, vahdet, nur, mümin, cihad, akabe, hüdeybiye, bedir, furkan ve kabe gibi kelimeler, bugün artık ruh dünyamızdan çok, ekonomik getirisi olan işyeri ve şirketlerimize ait sözcüklerdir.

Anlaşılıyor ki, belki haklı olarak Atatürk ve laiklik istismarcılığından müşteki olan dinci çevreler, tarihin en çirkin istismarcılığının içinde olduklarının farkında değiller.

Bunun içindir ki, İslami duyarlığı olan bir aydın olarak, gittikçe daha da belirginleşip sırıtan bu vahim din ticareti tehlikesine karşı, maşeri vicdanı tepkili olmaya davet ediyorum.

İsmail NACAR-İSTANBUL

Hayret ettim


İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı Süleyman Kızılarslan dün 'Biliyor musunuz?' köşesinde yer alan yazıya karşılık şunları söyledi:

‘‘Evet bu yazdığınız mahkeme kararı doğrudur. İbrahim Söylemez adlı kişinin, nasıl temin ettiği bilinmeyen iki günlük işgörmezlik raporuna istinaten verilen toplam 7 aylık hapis cezasımın -para cezasına çevrildi- bu boyutta hayret verici olduğunu da belirtmek isterim. Ancak ben bu kararı temyiz ettim. Ayrıca bu kişi hakkında iftiradan dolayı hakkında tazminat davası açtım.’’

Kitap satıcıları sisteme alınmalı


MERSİN Kırtasiyeciler Odası Başkanı Reşat Kıvılcım, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in ilköğretim okullarında ücretsiz kitap dağıtılmasına ilişkin yapmış olduğu açıklamanın, kitap sektöründe plansız, programsız ve trilyonlarca liranın çöpe atılacak olması nedeniyle kendilerini derin üzüntüye sevk ettiğini söyledi. Kıvılcım şöyle dedi:

‘‘Biz devletin ücretsiz kitap vermesine karşı değiliz. Öyle ki; okul giysileri ve okul servisleri ücretsiz, devlet tarafından karşılansın... Biz, bundan halkımız adına mutluluk duyarız. Bu ücretsiz dağıtımlar yapılırken evine ekmek götürmekle yükümlü binlerce esnaf mağdur olsun istemeyiz. Ücretsiz kitaplar parakendeci kitapçılar kanalıyla öğrencilere verilmelidir.

Ders kitaplarının tek tip olarak yeniden yazılacak olması da, önümüzdeki öğretim yılında, geçiş döneminde büyük kitap kaosu yaşanacağını kesin bir şekilde göstermektedir. Konunun bu açıdan bir kez daha düşünülmesi, reel sektörün son halkasını oluşturan kitap esnafının da sistemin içine alınması gerektiğine inanıyoruz.’’

İzmir İstanbul’a örnek olsun


ERCAN Arıklı'nın ölümüne yol açan halk otobüsü terörünün sona erdirilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bir öneride bulunmak istiyorum:

12-13 yıl önce İzmir'de dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur tarafından halk otobüsleri kaldırılmış, minibüsler ise kent içerisinden çıkarılmıştı.

İzmir'de yıllar önce gerçekleştirilen bu çağdaş olay megapol İstanbul'a örnek olamaz mı?

Atilla SERTEL-İZMİR

Sahip çıkalım


‘‘Petkim, Tüpraş, Seka, THY, Şeker Fabrikaları, Tekel ve daha diğerleri hepsi bizim öz varlığımızdır. Varlıklarımıza sahip çıkmayı, vatanı savunmakla eş tutuyoruz. İlan ediyoruz ki, artık genel grev bir haktır. Genel grev için bundan daha haklı ve meşru bir gerekçe yoktur.’’

(Tek Gıda İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu)

Biliyor musunuz?


BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın bugün başlayacak Malezya gezisine, Emine Erdoğan'ın arkadaşı olduğunu belirten kabin amiri Hande Çokeksen'in de katılacağını, hostesin kendisini ekibe dahil ettirmek için THY Yönetim Kurulu üyesi Hamdi Topçu'dan torpil yaptırdığını...

Biliyor musunuz?
Yazarın Tüm Yazıları