Paylaş
Bugün tüm basında Veli Göçer'in yakalanma haberi... Dolayısıyla 'infaz' var. 'Günah keçisi' olan başkaları yok mu? Neden onlar da basında bu kadar yer almıyor. Ceylan İnşaat'tın, Yüksel İnşaat'ın bölgede yıkılan evlerinden neden söz edilmiyor?
Sadece Veli Göçer'e bu yetkiyi verenler de en az onun kadar suçlu değil mi? Bu adamın fenni sorumluluğunu yüklenen insanların isimleri neden ortada yok? İşçi ahlakından neden hiç bahsedilmiyor? Bu adamla çalışan mühendisler, kalfalar yok mu?
Kaçak gecekondular yıkılırken insanların acısını tüm çıplaklığı ile verip, kaçak yapılaşmayı duygu sömürüsü yapan TV kanalları çok mu suçsuz?
Türkiye'de kalitesizliğe prim veren, verdiren belediyeler, hükümetler, aklınıza gelen her kurum ve kuruluş suçlu değil mi acaba?
Lütfen, medyadan bunları da bekliyoruz.
Ümit UÇAR-ANKARA
Zammı, Tepe ve
Betopan'a sorun
PENDİK'te prefabrik konut üreten Özge Yapı'nın ortaklarından Nafiz Hekim, ‘‘Soyguna örnek olarak bizi gösteriyorsunuz. Ancak yanlış yapıyorsunuz. Bizi değil, başka zam yapanları gündeme getirin’’ diyor.
‘‘Peki gerçek fırsatçılar kim?’’ dediğimizde Ekin, şöyle konuşuyor:
‘‘Bizim üretimimizin ana maddesi çimentolu levhadır. Prefabrik evin % 50'sini bu levha oluşturur, dış cephe kaplaması için... Bunları Tepe (Ankara) ve Betopan (Arhavi) firmalarından alırız. Fiyatlarını korkunç şekilde artırdılar.’’
- Depremden sonra mı?
- Evet, belki % 70, 80, 90 artırdılar. Mal bulamıyoruz. Onlar yapınca biz de yapmak zorunda kalıyoruz. Kral Radyo'da 15 dakika ağır laflar ettim. Asıl gerçek fırsatçıların kim olduğunu söyledim. 400 işçimizle yılda 20-40 bin metrekare prefabrik konut üretimimiz var. Soygunu başka yerlerde arayınız. Deprem olduğunda 9 tuvalet konteyneri gönderdik. Ama devletin prefabrik ihalesine, siyasetçilerden çok tanıdığımız olduğu için eskisi gibi şimdi de katılmayacağız.
Özge Yapı'nın kardeş kuruluşu 'Prefabrik Yapı'nın Genel Müdürü Öner Hekim de, ‘‘Deprem öncesi aldığınız ana hammaddenizi % 110 artışla alırsanız, prefabrik binalara siz olsanız yüzde kaç artış yaparsınız?’’ diye sordu.
Bedelli askerlik (2)
BEDELLİ askerliğe şu an silah altındaki askerlerin de dahil edilmesini istiyorum (Meryem Kara); 75 mart doğumluyum. Üniversiteyi 2 yıl önce bitirdim. Suçum iki yıl geç doğmak mı? (Haluk Cem); Bedellinin amacı deprem bölgelerine yardım olunca, yaş sınırı getirilmemeli, herkesin bu yardıma gönüllü olarak katılmasına fırsat verilmelidir (Aysel Piroğlu); 1969 doğumlu eşim 27 Ağustos'tan itibaren silah altına alındı. Bizim şansımız bu; aradan 1 hafta geçti bedelli gündeme geldi. Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün, şu anda silah altındaki sporcuların da bedelliden yararlanması için girişimleri olduğunu öğrendim. Böyle bir olanaktan bizler de yararlanmak istiyoruz (Zübeyda Kaya); Bedellinin yaş bakımından biraz daha genişletilmesi doğru olmaz mı (Bülent Kulaksız); Altı ay sonra doğmam suç mu? Yasada Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı davranılmamalıdır (Ahmet Sulu); Bedelli askerlikte 1.3.1973 olarak konulan yaş sınırının Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Tüm askerlik çağına gelmiş olanlar için uygulanamaz mı? (A. Nabi Özbakır); Eşim bir hafta önce askere gitti ve kendisi 33 yaşında, bu durum çok büyük haksızlık (N.T.).
Buğdaycı zorda
SÖKE'den A. Aktay: TMO'ya 35 gün önce teslim ettiğim buğdayımın parasını isteyince 'Hükümet para verirse...' dediler. Piyasa hükümetin keyfini beklemez. Alacaklılar paralarını istiyor. Hele bankalar insanın hiç gözünün yaşına bakmıyorlar. Hükümet peşin 76 bin verdim diyor ama hiç öyle değil. Geç ödemeyle 71.3'e geliyor. Hükümet felaketle uğraşıyor ama hayat devam ediyor. Zor durumdayız lütfen.
İZMİR Seferihisar'daki Yeni Bahçeköy konutlarında oturanlardan: Komşumuz, emekli Hamza Akbaş, 14 Ağustos'ta siteden ayrıldı. O günden beri kendisinden haber alamamıyoruz. İstanbul Avcılar'da oğlu olduğunu biliyoruz. Tanıyanlar 0232-484 47 24'e bilgi verebilir.
Paylaş