Devlet aklı, 'akil' aklın bedelini ödüyor

Kolundan yaralanan küçük Ecrin, altı yaşında babasını kaybetti. Kendisi de ‘gazi’ oldu. Babasının görevi nedeniyle bulundukları askeri alana yapılan saldırının Ayyıldız ailesine maliyeti şimdilik bu...



Türkiye’ye maliyeti hesap edilemez boyutlarda artıyor.

Babasının cenazesini elinde bez bebeği ve yaralı koluyla uğurladı. Çocuk yaşında, yaşadığı acılar karşısında bez bebeğine tutunur gibiydi. Genç insanları canlı bomba yapan terör, çocukları da vurmaya başladı.

Kendi bebeklerine kurşun sıkan bir anlayışın, insani bir tavır içinde olabilmesi düşünülemez. Ölmek ve öldürmek üzerinden kurgulanmış bir ilkelliğin içinde debeleniyorlar.

Devlet aklının bu ‘gerçeği’ geç fark etmesinin bedelini de bez bebeğine sarılmış yaralı Ecrin gibi nice çocuk ödüyor.

Terörle uzlaşma gafletinden uyanmada geç kalındı, bütün ülke ‘teröre açık’ hale geldi. Devlet aklı, ‘akil’ aklının faturasını ödüyor. Bu çocuklar da bu haksız bedele ortak oluyor değil mi?


ZEYTİN AĞAÇLARI YİNE TEHDİT ALTINDA

AYVALIK Zeytin Üreticileri Derneği öncülüğünde üretici 5 dernek 16 Nisan’da Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın organize ettiği toplantıda alınan kararlara karşı bir açıklama yaptı ve “Bu sefer işimiz gerçekten çok zor ama mücadele etmeden pes etmemeli” denildi. Aydın Şensal imzalı açıklama özetle şöyle:
m Toplantıda, Zeytincilik Koruma Kanunu’nda yer alan bazı hükümlerin, madencilik, enerji ve diğer sanayi faaliyetlerinin önünde engel teşkil ettiği belirtilmesini kabul edemeyiz. Zeytincilik Kanunu ve Yönetmeliği’nin değiştirilmesi, zeytinciliğinin yok edilmesi anlamına gelmektedir.

2000 yılında toplamda yaklaşık 90 milyon zeytin ağacımız varken, 2013 yılında ağaç sayımızın 170 milyon adede ulaştığı söylendi. Buna rağmen üretim aynı oranda artamadı, zeytin ağaçları, yol yapımı, santral yapımı gibi sebeplerle kesildi ve yanlış fidan dikimleriyle üretim verimsiz hale geldi. Oysa hükümet, 2020’li yıllarda dünya ikinciliğini hedefliyordu. Talan, zeytinciliği bu hedefinden alıkoymaktadır.

2014-2015 hasat ve üretim yılında, 165 bin ton zeytinyağı üretiminin değeri yaklaşık 600 milyon dolardır. 2023’te 3 milyar dolar değerinde 700 bin ton zeytinyağı üretimi hedeflenmiş durumdadır. Bunun için sektör önünde tüm engeller kaldırılmalıdır.

Zeytin ağacı varlığı, bu ülkenin korunması gereken en önemli kültür varlıklarından biridir. Zeytin ağacı, 6 bin yılı aşkın süredir insanlık ile birliktedir ve varlığı insanoğluna ve dünyaya bir armağandır. Etrafında medeniyetler sağlıkla gelişir, hayat zeytin ağacının etrafında yeşerir. Türkiye zeytin ağacının genetik anavatanıdır.

İspanya, İtalya, Yunanistan gibi üretici ülkelerde zeytinlikler koruma altına alınırken, zeytin ağacının anavatanı Türkiye’de zeytinliklerin yok edilmesi kabul edilemez bir durumdur.

YAĞLI TOHUMA 3.6 MİLYAR $

Diğer taraftan 2013 yılı itibariyle, yağlı tohum, ham yağ ve yağlı tohumların işlenmesi sonucu arta kalan küspelerin ithalatı için ödenen döviz miktarı 3.6 milyar dolara ulaştı. Bitkisel yağ açığımızın kapatılması ve ödediğimiz döviz miktarının azaltılması için zeytincilik büyük önem taşıyor. Bitkisel yağ açığımızın kapatılmasında zeytinyağı üretimimiz önem taşıyor. Mevcut Zeytincilik Kanunu’nun değiştirilmeden, mevcut haliyle korunması sektörün tüm ilgili kurumlarının ortak görüşüdür.

Kim dinler, kim okur?


BÜYÜK İSKENDER MOTİFLİ YÜZÜK, DÜNYANIN EN ESKİ KILICI

2863 sayılı Yasa çerçevesinde Tokat Müzesi’ne bağlı taşınır kültür ve tabiat varlığı resmi koleksiyoneriyim. Toplam 301 adet tescilli esere sahip isem de bunlardan ekte resimleri görülen...



1) Doç. Dr. Thomas ZIMMERMANN/Bilkent Üniversitesi tarafından 2011 yılında Praehistorische Zeitschrift’te dünyanın en eski kılıcı olarak yayınlanan Arslantepe/Malatya tipi 44.2 cm uzunluğundaki arsenli bakır kılıç ile...



2) Henüz yayınlayacak bir akademisyen bulamadığım Büyük İskender’in portresinin yaklaşık 3 karat ördek başı zümrüt taşa iç kısmından işlendiği, içi boş, 7.6 gr ağırlığındaki Helenistik dönem altın yüzüğün hak ettiği ilgi ve değeri bulabilmesi için arkeoloji dünyasına kazandırılması gerektiğine inanıyorum.
Şimdiye kadar ufak tefek 1-2 haber olduysa da yeteri kadar amaca ulaşılabilmiş değildir. Lütfen ukalalık olarak değerlendirmeyin ancak özellikle bu iki eser ülkemiz ve dünyaca tanınmalıdır. Akademik yayın, haber ve sergi konularında bir tarih sevdalısı olarak desteklerinizi esirgemeyeceğinizi düşünüyorum. Umarım bu durum gazeteniz yayınına da katkı sağlar.  / Av. Necdet DİLEK-necdetdilek@hotmail.com


RİZE'DE BAĞIMSIZ BİR SES

1950’de Mustafa Ardal tarafından yayın hayatına başlayan, daha sonra 1986’da Faik Bakoğlu’na devredilen ‘Zümrüt Rize’ gazetesi yarın 67 yaşına basıyor. Bir taşra gazetesi olarak neler yaşıyor? Zümrüt Rize Yayın Kurulu Başkanı Faik Bakoğlu anlatıyor: “Baskı ve dağıtım gibi para ile ilgili kısımda bütün Anadolu basını gibi ‘Zümrüt’ de maddi anlamda zorluklar çekmektedir. Ekonomi tozpembe gösterilse de durum böyle değildir. ‘Bağımsız ses’ olarak gazetemiz Rize’nin sosyal yaşamına renk katarken, bir yanda da siyasi partilere nazire yaparcasına ‘demokratlığın’ ne olduğunu göstermektedir. Bartın hariç Karadeniz’de Zümrüt Rize gibi 67 yıldır ayakta duran yerel bir gazete yoktur. Üç yıl önce 53 olan fahri köşe yazarı sayısı bugün 77’ye yükseldi; bu nedenle Zümrüt yalnız haber veren değil, gazeteci yetiştiren de bir okul ve Rize’nin yazılı arşividir.”


GÜNÜN SÖZÜ

Zaman öldürmekten başka şeyler yapın. Çünkü zaman sizi öldürüyor.” Paulo Coelho