Paylaş
Yer seçimi kararlarında, yapı tasarımı, üretimi ve denetiminde bilimsel, bütünlüklü bir düzen yoktur. Öyle ki sorunlu dolgu alanları, dere yatakları ve kıyılar imara açılmakta, her yere AVM ve gökdelenler yapılmaktadır. Yanlış ulaşım politikaları, yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları ve yanlış mega projelerin artması, su yatakları ile yeşil alanlar arasındaki bağların koparılması, sel-su baskınlarının artması, ısı adalarının oluşması gibi olgular depremlerin yıkıcı etkilerini arttırıcı sonuçlar oluşturmaktadır. Bu sorunlara deprem olgusunu ve depremlere dayanıklı yapı stokunu artırma gerekliliğini gözetmeksizin yapılan son imar affı ve depremlerde toplanma yerleri olan alanlardaki hızlı yapılaşma eklendiğinde, ülkemizin depremlere hazır olmadığı anlaşılmaktadır. Bu noktada belirtmek isteriz; yapı denetimi uygulamasını yönlendiren kararlar ve ilgili tüm mevzuatın TMMOB ve bağlı odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla düzenlenmemesi durumunda ülkemizi yeni büyük sosyal afetler ve yıkımlar beklemektedir.
Depremler ve büyük doğa olaylarına karşı bütünlüklü, sağlıklı, insanca bir yaşam ve çevre için alınması gereken önlemler ivedi bir öneme sahiptir. Depremlere karşı önlemler bütünlüğü, güvenli yapılaşma ve halkın sağlıklı kent ve doğal çevre hakkı için neoliberal piyasacı ve rantçı yaklaşımlar reddedilmelidir. Mevcut Yapı Denetim Yasası’nın öngördüğü ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi ve öngörülen teknik müşavirlik şirketi modeli yerine uzmanlık ve etik niteliklere sahip yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modelinin benimsenmesi gerekmektedir.
Yunus YENER - Makina Mühendisi
JEOLOGLAR NE DİYOR?
- JEOLOJİ Mühendisleri Odası iki uyarıda bulunuyor:
1- Yapı denetimi süreçlerinde jeoloji mühendisliğine yer vermeyen anlayıştan vazgeçilmediği sürece bu ülkede doğa olayları maalesef afete dönüşmeye devam edecektir.
2- Jeolojik-jeoteknik bilgi ve değerlendirme olmadan depreme dayanıklı yapı tasarımı olamaz.
KAYIP ÜLKE VE ATATÜRK
KAYIP kıta olarak bahsedilen Mu hakkındaki bilinen ilk çalışmayı James Churchward yapmış ve 30’lu yıllarda Türkiye’nin Meksika maslahatgüzarı Tahsin Mayatepek’in Atatürk’e yolladığı Güney Amerika raporlarında konuya değinmiş olması Atatürk’ün de dikkatini çekmiş; Atatürk bu konu hakkında araştırmalarda bulunmuştur. Atatürk’ün okuduğu kitaplar katalogunda da Churchward’un konuyla ilgili eseri bulunmaktadır. Churchward kaybolan kıta Mu’nun halkının antik Uygur Türkleri olduğunu belirtmekte ve kıta hakkında okuduğu kaynaklarda Mu lisanına ait izler olduğundan bahsederken ‘Ulu-um-il’ cümlesini örnek olarak vermektedir. Bu cümlenin okunması sonucu esasen anlam ortadadır:
ULU UM İL: İl, ‘ülke’ olduğuna göre ULU-UM ÜLKE...
GÜNÜN SÖZÜ
“KİRLİ olan ruhunsa yapacak bir şey yoktur.” Murat SEVGİ
TRAKYA’YA OLMAZ BE YA!
GREENPEACE’den uyarı: Trakya Türkiye’nin ekili ayçiçeği topraklarının %73’üne ev sahipliği yapıyor. Çeltiğin yüzde 58’i, kanolanın da yüzde 76’sı Trakya’da gerçekleştiriliyor. Bu verimli topraklar kömürün etkisiyle verimini kaybeder. Trakya’da Vize, Çerkezköy ve Kırklareli’ne 3 kömürlü termik santral yapılmak isteniyor. Bu santrallar Trakya’nın ormanını, tarım alanlarını, havasını ve suyunu tehdit ediyor. Çiçek gibi Trakyamıza kömürlü termik santralı olmaz be ya!
BİLİYOR MUSUNUZ
MEMECİK VE KARYAĞDI
- MİLAS Ticaret Sanayi Odası’nın (MİTSO) Milas zeytinyağına (Memecik zeytini) AB’den de coğrafi işaret almak için başlattığı süreç nedeniyle Tarım Bakanlığı’nın ilgili müdürlüklerinden gelen heyetin MİTSO Başkanı Reşit Özer ve Genel Sekreter Kazım Sarıoğlu ile görüştüklerini...
-ANTALYA Ticaret Borsası’nın Türk Patent ve Marka Kurumu’na yaptığı başvuru sonrasında coğrafi işaret tescili alan Korkuteli Karyağdı armudu için Eylül’de festival düzenleneceğini...
- HER cumartesi günü İstanbul Galatasaray Meydanı’ndan insanlığın vicdanına seslenen ‘Cumartesi Anneleri’nin 25 Ağustos’ta 700. oturma eylemlerini gerçekleştireceklerini...
MESAJ PANOSU
Scala Yayıncılık’ın yayınladığı ekonomi kitaplarının bugünlerde okunması gerekiyor: ‘Borsa Sihirbazları’, Jack D. Schwager. ‘Borsa’da Tek Başına’, Peter Lynch. ‘Kur Savaşları’, James Rickards. ‘Bir Borsa Spekülatörünün Anıları’, Edvin Lefevre.
Paylaş