PaylaÅŸ
3000 yolcu ve 1000'e yakın personeli var. MSC Cruises Ticaret Müdürü Achille Staiano, Ege ve Akdeniz'de Amerikan kruvaziyer gemilerine alternatif olmak istediklerini söyledi. Şirkete göre, Akdeniz ve Ege'de bugün yılda 260 bin olan yolcu sayısını 2010'da 1 milyona çıkartmak istiyor; Türkiye de bu pazarın bir parçası olarak düşünülüyor. İstanbul'a geçen yıl 220 kruvaziyerden 280 bin turist geldi; bu yıl ise 350 gemiden 350 bin yolcu bekleniyor.
Â
Fransa'da, yaklaşık 500 milyon Euro'ya malolan gemi, denizlerin 'Ferrari'si olarak nitelendiriliyor. 'Musica, eğlenceyi ve keyfi öne çıkarttığı için klasik bir gemi sayılmıyor.
23 deniz mili ile giden 90 bin GRT gemide 13 asansör, %80'i balkonlu olan 1275 kabin (14 ve 26 m2 arasında), 5 özürlüler kabini, 1200 kişilik tiyatro salonu, casino, 2 büyük havuz, 4 restaurant, 11 bar, birer tenis kortu ve koşu parkuru gibi çeşitli etkinlik alanları bulunuyor.
MSC'nin sahibi Ä°talyan Gianluigi Aponte, Sophia Loren ve kaptan Ferdinando Potni. |
GEMİDE İTALYA MAÇI
'Musica'; 2010 yılına kadar hizmete girecek Orkestra, Poesia, Fantasia ve Serenata isimli gemilerin ilk serisi. 29 Haziran’da Venedik'teki törende, MSC'nin kurucusu Gianluigi Aponte'nin yakın dostu Sophia Loren'in şampanyayı patlatmasıyla İstanbul'a ilk seferine çıkan 'Musica'ın yolcularının, önceki akşam İzmir'e gelindiğinde İtalya'nın Almanya'yı elemesinin coşkusu nedeniyle geminin 'altını üstüne' getirdikleri belirtildi.
TDİ AŞ Genel Müdürü Burhan Külünk, geminin ünlü kaptanı Ferdinando Potni'ye bir plaket verirken, karşılamada Tekirdağ Valisi Aydın Deniz Doğan, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Ali Ulutaş ile liman ve gümrük yetkilileri bulundu. Ulutaş, "Galataport ve Haydarpaşa'yı bu gemiler için hazırlayacağız"
diye konuÅŸtu.
Ä°stanbul'a, Venedik'ten binen 30 Türk gelirken, 100 yeni yolcu da yeni sefere katıldı. Ä°talyan MSC ve Arkas ortaklığı ile baÅŸlayan turlar 18ÂEkime kadar sürecek. Venedik, Bari, Katakolon, Ä°zmir, Ä°stanbul ve Dubrovnik arasında çalışacak geminin tur fiyatları 365 Euro'dan 3700 Euro'ya kadar çıkıyor. Ailelerden 18 yaşından küçükler için ücret alınmıyor. Ä°stanbul'da 9 saat kalan yolcuların Topkapı Sarayı ve Kapalıçarşı'dan genellikle dansöz giysileri ve fesler aldıkları dikkat çekti. Gemiden, 25 bin dolar liman hizmeti alınırken, bu tutarın Yunanistan'da yarısı, Ä°talya ve Ä°spanya'da ise yaklaşık üç misli olduÄŸu belirtildi.
'Bitişik nizam' öldürür
ÖRNEK Mahallesi'ndeki bahçeli tek katlı evler belediyenin çarpık imar izni sayesinde inşaat deneyimi olmayan şahıslar tarafından kat karşılığı alınarak 'sözde' depreme dayanıklı, çok katlı beton yığınlarına dönüştürülüyor.
Müteahhitler 1 metre daha çok yer kazansın diye bitişik nizam uygulaması yaparak insan hayatını hiçe sayıyorlar; yeşil alanları katlediyorlar. Üsküdar Belediyesi'nin imar görevlileri 'olası İstanbul depreminde bitişik nizamın daha çok can kaybına yol açacağını' (Bitişik nizamın depreme dayanıklı olmadığı bilimsel olarak biliniyor) bilmiyorlar mı?
Üsküdar Belediyesi 'belediyecilik' görevini yerine getirmeli, Örnek Mahallesi'nin betonlaşmasına engel olmalıdır.
Muazzez ARIK
Hesapsız-kitapsız özelleştirmenin sonu işte budur
Daha çok karanlıkta kalacağız
1 TEMMUZ gecesi, 13 ilimizde yaşanan 'elektrik kesintisi' bizi cümle aleme rezil ettiği gibi bir gerçeği de ortaya çıkardı. Yıllardır çeşitli hükümetlerce gerçekleştirilen özelleştirme uygulamaları bugün yaşanan sorunun başlıca kaynağını oluşturmuştur; başlangıçta elektrik üretiminin özelleştirmesi çeşitli yandaş firmalara rant aktarımı şeklinde gerçekleştirilmiş, buna yönelik olarak teşvikli krediler, fiyat ve alım garantileri verilmiştir.
Daha sonra ise devlet tarafından, elektriği kullanan sanayiciler kendi elektrik üretim santralarını kurmaları yönünde teşvik edilmiş, gereksinim fazlası elektriği ise devlete satmalarını öngören bir sistem geliştirilmiştir. Bugüne kadar bu anlayışla Türkiye genelinde 178 adet otoprodüktör santral kurdurulmuştur. Bu santrallerin kurulu kapasiteleri 4 bin megawatta yakındır.
AKP gözü dönmüşçesine her şeyi özelleştirip devletin elinde vergi, doğalgaz ve petrol ürünleri dışında gelir kalemi bırakmayınca, devlet ne zaman paraya sıkışsa (doğru dürüst vergi alma politikaları da olmadığı için) enerji, doğalgaz ve petrol ürünleri fiyatlarına yüklenmektedir. Bu nedenle dünyada en pahalı enerji kullanan ülke haline geldik.
Kesinti ile ilgili "Vay efendim sen neden elektrik üretmedin de milleti karanlıkta bıraktın?" diye özel sektör suçlanıyor. Doğalgaz fiyatları bu kadar artmışken adamlar niye zararına üretim yapsınlar ki? AKP’lilerin kaşı gözü için mi üretim yapacaklardı?
Sen siyasi otorite olarak uyarıları dikkate alma, elindeki elektrik üretim olanaklarını, geleceği düşünmeden, günü kurtarmak adına, özel sektöre devret, devlet olarak yatırım yapacağın parayı teşvik olarak özel sektöre ver ve onlardan yatırım yapmalarını iste, bu arada onun girdi maliyetini arttır, sonra da "Benim istediğim fiyata niye elektrik üretmiyorsun" diye özel sektörü suçla! Bu anlayışın tutar yanı yoktur.
Bu kafayla daha çok karanlıkta kalırız.
TEDBÄ°R ALINMALI
Bu milletin dişinden tırnağından artırarak oluşturduğu eserleri sanki babalarının malıymış gibi önüne gelene sattılar. İşte Sonuç!
21. yüzyıl dünyasında 'devlet kürek çekmek yerine dümeni tutmalıdır', ama dümende ne yöne gittiğini bilen, gemiyi doğru yöne götürecek, tecrübeli ve bilgili bir kaptan olması şartıyla. Kalite ve verimlik sağlayan özelleştirmelerin yanında hepimiz olalım. Ama enerji üretimi, yeraltı ve yerüstü doğal kaynakların işletilmesi, Telekomünikasyon, Savunma Sanayii gibi kritik özelleştirmelerde mutlaka kamu yararını koruyucu tedbirler, sağlam güvenceler alınmak zorundadır.
Bu tedbirler aynı zamanda girişimciyi de korumalıdır. Girişimciyi zararına üretim yapmaya zorlamak sadece totaliter devlet yönetimlerinde olur.
Gelecekte, daha büyük sıkıntılar yaşamamak adına, bugüne kadar yapılan tüm özelleştirmeler, imtiyaz sözleşmeleri, bu amaca yönelik olarak gözden geçirilmeli ve kamuyu koruyucu tedbirler zaman geçirilmeden alınmalıdır.
Ali Rahmi Beyreli
Makina Mühendisi
DSP Bursa eski Milletvekili
Kızılağaçlar kesilirse...
KESTANE ve Kızılağaç'ın orman kapsamı dışına çıkarılışının 2. yıldönümünde meydana gelen sel felaketi sonucunda neler olduğunu üzülerek gördük.
Doğu Karadeniz'de ormanların büyük bir kısmı özel mülkiyettedir. Ormanı oluşturan ağaçların %60'ı da kestane ve kızılağaçtır. Yöre halkına yaranmak ve popülist düşünce ile bu ağaçlar orman kapsamı dışına çıkarıldı. Kesilen bu ağaçların yerine açılan tarlalar yağan yağmura dayanamayarak sel haline geldi. Sonunda olanlar oldu ve 7 kişi hayatını kaybetti. Bu bir tabii afet değil, cinayettir. Çevre ve Orman Bakanı'na saygıyla!
Ahmet ÖZDEN-ANTALYA
ÖNCEKİ gün Ayvalık'ta çıkan orman yangını sonrası gazetenizde havadan çekilen fotoğrafı görünce içim cız etti. Sakın yangında yanan ağaçlar ve de mahlukat için zannetmeyin. Gördüğüm kadarı ile orada yangın çok önce başlamış. Sayın Orman Bakanı ne der bilmem ama yazlık siteler çok yakışmış orman içine!
Dahası sayın fotoğrafçı arkadaşıma ve de resmi sayfaya koyup bizi bilgilendiren sayfa düzenleyici arkadaşıma çok teşekkür ederim. Bazen bir fotoğraf binlerce sayfa yazıya tercüman oluyor.
İnşallah bu yaz son yangın olur ümidi ile.
Burhan ERÄ°NCÄ°N
Kleopatra Plajı 'zengin' yeri mi
GEÇEN pazar günü turla İzmir’den Gökova turuna karım ve iki çocuğum ile katıldım. Buradan bizi tekne turuna çıkardılar, doğası, çevresi, denizi pırıl pırıl, tertemiz, muhteşem yerlere götürdüler. Fakat Sedir Adası'na geldiğimizde tekneler burada 2 saat kalıyorlar. Plaja, adaya giriş yapıldıktan sonra girebiliyorsunuz. Bu ada Kleopatra Plajı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Döner Sermaye işletmeciliği tarafından işletiliyor; adeta para basan bir makine gibi.. Giriş için çocuklar ve öğretmen kimliği olanlar hariç 10 YTL giriş ücreti alıyorlar. Bu ne biçim bir anlayış, ne biçim bir uygulamadır?
Güzel bir yer ama ücreti de biraz makul olmalı değil mi?
Bülent AT-İZMİR
- GÖZCÜ Gazetesi’nin "Birleşik Sol'un Başbakan adayı kim olsun?" anketinden sırasıyla Mustafa Sarıgül (140.103), Zeki Sezer (98.972), Celal Doğan (3.571), Yılmaz Büyükerşen (851), Deniz Baykal (672) ve Murat Karayalçın'ın (49) çıktığını, Zeki Sezer'in de katıldığı dünkü ödül töreninde Sarıgül'ün "Halk değişim istiyor. Sayın Sezer'le bireysel koltuk mücadelemiz ve görüş ayrılığmız yoktur" dediğini...
- MARMARA Üniversitesi'nde, 40 hizmet yılını Rektör olarak başarılı şekilde tamamlayarak emekli olan Prof. Tunç Erem'in, görevini pazartesi günü yeni rektör Necla Pur'a devredeceğini...
- MALİYE Bakanlığı Başhesap Uzmanı Sezai Onaral'ın 44 yıl hizmetten sonra dün yaş haddinden emekli olduğunu, Mali Müşavirler Odası Başkanlığı'nı ise sürdüreceğini...
AVUKAT Arif Ali Cangı'nın (0532-363 43 98), Eşmelilerin (Uşak) neden zehirlendiğini, tahlil için alınan 8 tüp örneğine neden kaymakamlıkça el konulduğunu, siyanür kullanılan koskoca bir altın madeninin bulunduğu yerde toksimoloji tahlili yapılıp yapılamayacağını sorduğunu...
- MİLLETVEKİLİ Emin Şirin eğer bir şeyler yapmak istiyorsa, adını ölmezler listesine kayıt ettirmek için hemen vekillikten istifa etmeli, 'İstifasız demokrasi, istifadeci demokrasi' gerçeğini kamuoyuna duyurmalı, patronaj parti sistemine dikkatleri çekmelidir.
Nurettin KAPTAN
GAZETEMÄ°ZDEN Ä°NTERNETE TAÅžIDIÄžIMIZ YAZILAR
KOZYATAĞI ve Ataşehir semtlerinin tam ortasında kalan İçerenköy'deki meyve sebze hali sabah ve aksam vakitlerinde, binlerce insana tam bir cehennem azabı yaşatıyor. Gece yarısı saat 24.00'den itibaren gelen kamyonlar sabah saat 11.00'e kadar her yeri kaplıyor. Ayrıca mal almaya gelenler ve bunlara el arabalarıyla yük taşıyan özellikle doğulu vatandaşlar yolları istedikleri gibi kapatıp resmen terör estiriyorlar ve işe okula gitme telaşındaki insanları zaman zaman da tartaklıyorlar. Tam karsısına 5 yıldızlı (Büyükhanlı) bir otel ve dev bir alışveriş merkezinin de yapıldığını düşünürsek Carrefour, Bauhaus, Atasehir'in ve daha tamamlanmamış bir sürü konut inşaatının ortasındaki bu yer, tahminimce en fazla bir sene sonra bütün Kadıköy çevre yolu trafiğini kilitleyecek. Aklı son anda başına gelen yöneticilerimize şimdiden duyurulur.
Hakan KUNDUK
İSTANBUL Milli Eğitim Müdürlüğü yakacak alımı ihalesi ile ilgili konuyu sizinle de paylaşmak istiyorum.
İhale şartları gereği istedikleri bir çok evrak var. Hepsi iyi güzel de bir madde var ki; "ilan tarihinden önce 15 adet sürücü ehliyet sahibi sigortalı eleman çalıştırılması..."
Düşüne biliyormusunuz ihale, ilan tarihi Mayıs, ihale tarihi Haziran, işin başlama tarihi 1.1.2007... Yani işin sende kalacağı belli değil ama sen 7 ay öncesi personelini hazır tut, veya ihale şartnamesini aldıktan sonra personel istihdam etsen bile faydası yok. Kaldı ki kullanacakları yakıtı Ocak-Mayıs, Ekim-Aralık aylarında alacaklar.
Geçmiş senelerde 40 katılımcıdan fazla firma varken bu sene 16 firma katıldı kim bilir kaçı elenecek?
'Çile' yolunda 20 km kuyruğa isyan
ÃœMRANÄ°YE-Åžile yolu açılıyor diye seviniyorduk. Ancak iki yıldan beri bitirilemedi. Duble yolun TaÅŸdelen kesiminden Åžile'ye kadar tek yön veriliyor. Lütfen hafta sonu bu yıldan gelip gidenler inanılmaz bir trafik yaÅŸanıyor. Hiç kimse trafik kurallarına uymuyor. Toz-toprak arasında mıcırlar havada uçuÅŸuyor. TrafiÄŸin yoÄŸunluÄŸunu Åžile ve Ömerli'deki taÅŸ ocaklarından taÅŸ çeken kamyoncular oluÅŸturuyor. Tatilciler, Åžile'ye gidip gelirkenÂya da 'Kasaba', Optimum sitelerinde oturanlar 'çile' çekiyorlar. Bir araç içinde 4 saat trafiÄŸin açılması için bekleyebilir mi? Bu kamyon trafiÄŸinde çoÄŸumuz araç kullanmaya korkuyoruz.
Karayolları bu rezilliği hiç görmüyor mu?
N. TAHÄ°R
PaylaÅŸ