Dayatmak ve inatlaşmak seçim kaybettirir

Almanya'da çevre insiyatifleri yerel yönetimlere nefes aldırmıyor

İstanbul’da yağmaya dönüşen imar durumunu özetlerken, bakın size bir şey anlatayım dedi: “Artık çevresel kararlara halk katılmak zorunda. Halk hayır diyorsa, yerel yönetimler istediklerini yapamıyorlar” dedi.
Türkiye öğrenmeli. Bunu anlatmasını istedik.
Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı (ATT) Kenan Kolat’ın eşi olan Dilek Kolat “Biz buna ‘doğrudan demokrasi’ diyoruz. Halkın, kent planlamalarıyla ilgili önemli projelerde görüşünün alınması, görüş belirtmesi çok önemli sayılıyor artık.”
Geçen gün Etiler Ulus’a giderken sohbet sırasında taksi şoförünün kendisine
“Ulus’ta mezarlık yapılıyor, oturan insanlar hiç memnun değiller bu durumdan. Ben de ‘Vatandaşlar tepki göstermedi mi?’ diye sordum... Gösterdiler ama zayıf oldu, zaten Büyükşehir Belediyesi kendilerini dinlemedi.”
Çok şaşırdığını söylüyor.
İNATLAŞMA SEÇİM KAYBETTİRDİ
Almanya’dan bir olay daha anlatayım dedi Kolat:
“Demiryollarının (DB)
‘Stuttgart 21’ diye bir projesi vardı. Tarihi istasyonu yıkıp yeraltına almak istiyordu. Ancak halk ayaklandı. Halk inisiyatifi ortaya çıktı ve kısmen başlayan yıkım yarım kaldı. Bunun sonuçları ne oldu biliyor musunuz? Hıristiyan Demokratlar’ın (CDU), kaleleri olan Baden Württemberg Eyaleti’ndeki seçimler kaybettiler. Almanya siyasi tarihinde bir dönüm noktası oldu, Yeşiller 1. parti çıktı. Hükümet henüz kurulmadı ama, SPD ile koalisyon yapacak Yeşiller’in ilk başbakanı bu eyaletten çıkacak. DB, projesinden vazgeçmemekte inat ediyor ama Yeşiller’in göreve gelmesiyle
bu yeraltı istasyonunu yaptırmayacağı kesin.”
Görüyorsunuz çevreye hassasiyet, dayatmak, inatlaşmak karşısında seçim kaybettiriyor.
Yani bir eyaletin kaderi değişiyor.
Ah nerede Mersin ve Sinop nükleer santralları, Karadeniz’deki HES’ler, İstanbul’a ‘iki İstanbul daha’, Trakya’nın yağmalanmasına karşı böyle güçlü inisiyatifler!..
SU ÖZELLEŞTİRMESİ İPTAL
Kolat, Türkiye’ye örnek olabilecek bir olayı daha anlatıyor:
Berlin’de su fiyatlarının yüksek olması nedeniyle halk tepki gösteriyor, bunun üzerine eyalet hükümet özelleştirmeden vazgeçmek üzere girişimlere başlıyor. Eyalet Bilgi Edindirme’ye başvuruyorlar.
Özelleştirilen şirket tepki üzerine sözleşmelerini halka açmak zorunda kalıyor. Kolat devam ediyor:
“Berlin’de bu konuda oluşan inisiyatif, 20 bin imza toplayarak Eyalet Meclisi’ne başvurdu. Sözcüleri meclise gelip zammın neden yüksek olduğunu gerekçeleriyle anlattılar.
Eyaletin su şirketinin % 50’si 1.2 milyar Euro’ya bir Alman-Fransız firmasına satılmıştı. İnisiyatif ‘Suyu özelleştirdiniz, onlar da kârları ceplerine indiriyorlar’ dediler.
Hisselerin geri alınması için görüşmeler başladı. Eyalet Meclisi olarak Rekabet Mahkemesi’ne gidildi. İlk görüşmelerde özelleştirilen şirketin % 25’ini geri almak istiyoruz. Bu hisse için 860 milyon Euro istediler, yani % 75 hisseye sahip olacağız. Benim de üyesi olduğum Bütçe Komisyonu’nda bunu görüştük.
Biz de su fiyatlarının artışına karşılık halkoylamasını kolaylaştırmak için yerel Anayasa’da değişiklik yaptık.
Bir referandumun halkoylamasının başarılı olması için Berlin’deki oy hakkı olan seçmenin % 25’nin ‘evet’ demesi lazım... Örneğin İstanbul’daki tüpgeçit ya da 3. köprü gibi projelere karşı çıkılabilmesi için Berlin’de 600 bin oy gerektiğine göre, siz İstanbul’daki seçmenin % 25’nin ne olduğunu hesap edebilirsiniz...”
Böyle bir imza toplanabilir mi, belediye ve başbakan kabul eder mi, varın gerisini siz düşünün.

GÜNÜN SÖZÜ

 “BAŞBAKAN 2023’ü pazarlıyor... Yahu, vatandaş bugünden itibaren 12 yıl Allah mı diyecek. Esnaf senedini mi, çekini mi ödeyecek. 2023’ü yiyecek bu adamlar. Aslında kafa buluyorlar. 12 sene beklerken anan mı, baban mı güzelleşecek? 500 milyar ihracat mı? Hayal satışıdır bu. Buna literatürde ‘Mavi gözyüzü’, ‘Ayışığı satışı’ denir. Vaatle nutuk atılmaz.”
(Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Osman Altuğ)

Önce yıkmak sonra uzlaş demek olmaz

BAĞCILAR Belediyesi’nden bir grup mülk sahibinin bir şikâyeti var:
“Çiftlik bölgesindeki yerlerimizin iskânı var. Ama burası birilerine peşkeş çekildi ki bizler buradan ‘kışkışlanmak’ isteniyoruz. Belediyenin iş makineleri Dökümcüler Sitesi’nin etrafında dört dönüyor. ‘Boşaltın’ diye tebligatta bulunmak istiyorlar. Biraz tehditvari kokuyor. Önce yıkım, sonra uzlaşma diyorlar. Bazı insanların elektriği, suyu kesilmekle tehdit ediliyor.
Niye masa başına bizi çağırtıp iyilikle uzlaştırmıyorlar? Lütfen bizi birbirimize düşürmeyin.”

Bir TTNET vakası daha

TTNET uygulamalarıyla adeta kâbusumuz oldu. 0216 381 70 92 No’lu telefonumu ve buna bağlı olan TTNET aboneliğimi iptal ederek tüm borcumu 12.30.2010 günü ödeyerek aboneliğimi sonlandırdım.
TTNET iptal edilen aboneliğe rağmen, hiçbir telefona bağlı olmayan aboneliğime fatura çıkararak benden icra yoluyla 200 TL’ye yakın para istiyor. 912089 No’lu kayıt numarasıyla şikâyet ediyorum, haklısın diyorlar ancak yine icra ile üzerime geliyorlar. TTNET işletmecilerinden etkili ve yetkili hiç kimse ile temas kurulamıyor ama icra yoluyla haksız ve hukuksuz para almaktan vazgeçmiyorlar. Kendilerine güvenmiyorum, kamu hizmeti değil kazanç peşinde koşuyorlar. Böyle özelleştirme olmaz olsun.
Muzaffer ERGÖZ

Biliyor musunuz

-ANTALYA Büyükşehir Belediyesi, bir kültür hizmeti olarak araştırmacı-yazar Sunay Akın’ın danışmanlığında, Ayhan Doğan’ın tasarımlarıyla hazırlanan Antalya Oyuncak Müzesi’nin Kaleiçi Yat Limanı’nda
23 Nisan Cumartesi, 14.30’da açılacağını...
-6 yıldır TURMEPA’nın genel müdürlüğünü sürdüren Levent Ballar’ın yerine, 37 yıllık bankacılık geçmişi olan Akşit Özkural’ın atandığını...