Paylaş
Doğu Perinçek’in yüksek bir hukuki liyakatle direnerek takip ettiği bu dava sonunda; ‘soykırım’ suçu işlendiğinin tanınmasına dair alınan parlamento kararları gözden geçirilmek zorunda. Okullarda, ‘soykırım’ ifadesi kullanılarak, tarihi olayların nakledildiği müfredatlar değiştirilmek durumunda.
Soykırım tartışmaları her zeminde yapılabilecek ve ifade özgürlüğü hakkının güvencesi kapsamında mütalaa edilecek, herhangi bir önyargının kabulü zorunluluğu bulunmayacak.
Yasal mevzuatta, Büyük Daire’nin bu kararına göre değişiklikler/düzenlemeler yapılacak.
Yine bu kararın bir sonucu olarak, 1915 olaylarının ‘hakiki mağdurları’nın hukukunun, vicdan ve adalet terazisinin kefelerinde, ‘dara’sız olarak değerlendirilmesi zorunluluğu var.
Sonuç olarak, Büyük Daire’nin bu kararı ile meselenin tarihsel ve hakkaniyet boyutları bakımından incelenmesi önündeki hukuki engel ortadan kalkmış oldu.”
PERİNÇEK NE DEDİ
S.Ö.’nün bu konudaki yazısından sonra Strasbourg’dan yurda dönen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Ermeni soykırımı uluslararası, tarihsel, emperyalist bir yalandır. ABD’nin dayatmasını yerle bir ettik” diye konuştu. Perinçek ve beraberindeki heyeti havalimanında yurttaşlar karşıladı ve “Türkiye kahramanını alkışlıyor” sloganları atıldı. Perinçek, “Bu başarımızı şu anda karakollarda, sınır boylarında mücadele eden Mehmetçiğimize armağan ediyoruz!” diye konuştu.
Merkel ve ‘vize’ muafiyeti
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk “Türkiye mülteci akınını durdurursa AB’den imtiyaz koparabilir” dedi. 2013 Aralık ayında AB Bakanı Egemen Bağış geri kabul anlaşmasını imzalamıştı. AB bugünleri görerek Bağış’a imzayı attırmıştı. İmzalanmaması gereken anlaşmayı imzalamıştı.
Bu imza yeterli olmadı ki, şimdi bize “Siz mültecilerin AB ülkelerine geçmesini engelleyin, size fonlardan vereceğimiz paradan yardım edelim” diyorlar. Hatta iki yıl önce bize “Üç yıl sonra vize muafiyeti getireceğiz” diye Bağış’ın attığı imzayı unutturarak “Yeniden vize konusunda imtiyaz sağlarız” diyecekler. Yarın Ankara’ya gelecek olan Merkel de aynı konuyu masaya yatıracak.
Umarım bizim siyasiler, iki yıl önce verilen sözleri hatırlatır.
Nejat TEKİNER
GÜNÜN SÖZÜ
“Vatanseverlik, yurdunu sevmektir. Milliyetçilik ise başkalarının yurdundan nefret demektir.”
Charles de GAULLE
BİLİYOR MUSUNUZ ?
TÜRKİYE’de 1945-1985 yılları arasında yazdığı kitapları -439 çocuk kitabı ve 29 yetişkin romana imza attı çocuklar tarafından en çok okunan yazar Kemalettin Tuğcu’nun (1902-1996), vefatının 19. yılında yarın 13.00’te, Çengelköy Mezarlığı’nda ailesi ve Çocuk Vakfı’nca düzenlenecek törenle anılacağını...
TOKAT’ın Erbaa ilçesinde belediye tarafından, yeni yapılacak konutlara, alanı dışında kalan her 40 m2 için bir ağaç dikme zorunluluğu getirilirken, bunlara uymayanlara yapı kullanım izninin verilmeyeceği açıklandığını...
Cami önlerinde kamu binası için ‘sadaka’ toplanır mı
ISPARTA Müftülüğü Sayın Cumhurbaşkanı’ndan esinlenmiş olmalı ki, Isparta’da Müftülük Külliyesi yaptırma kararı almış. Almasına almış ama vatandaşın kesesine güvenerek almış. Bazı cuma günlerinde sanki Isparta’nın hiçbir camisinin ihtiyacı kalmamış gibi Müftülük Külliyesi inşaatı için yardım toplanıyor. Ayrıca bayram namazlarından sonra da hasılat iyi olur diye de toplanması dikkat çekiyor.
Merakım 350 bin Euro’luk Mercedes’e binen Sayın Diyanet İşleri Başkanı’nın acaba bundan haberi var mı? İkincisi, Müftülük resmi devlet dairesi olduğu için yapımına verilen yardım paraları ‘sadaka sevabı’ getirir mi? Üçüncüsü, bildiğim kadarıyla Isparta Tapu Müdürlüğü binası yapımı için arsa tahsisi yapıldı ancak ödenek yokluğundan mıdır, inşaatı bir türlü başlamadı. Şimdi Isparta Tapu Müdürlüğü elemanları cuma günleri cami önlerinde Tapu Müdürlüğü binası inşaatına yardım diyerekten mendil açarlarsa nasıl olur?
Vatandaş olarak merak ediyorum. Ali GÖZÜTOK
MESAJ PANOSU
BAŞBAKAN canlı bomba şüphelileri için delil olmadan üç gün tutamıyoruz” diyor ya... Ergenekon ve benzeri davalarda insanların iddianame hazırlanmadan bir yıl tutuklu olduğunu biz unutmadık. Bunlar bizi ahmak zannediyorlar.
M. ERŞAN
KEŞKE Avrupa Kupası’nda elenseydik de insanlık liginde kalabilseydik. Fena halde kaybettik.
İ. SAYMAZ
TWEET’LERİN, bombalardan daha etkili patladığına inanılan ülkedir Türkiye... İlber ORTAYLI
İstifa ne demektir
ÖZÜR dileme, af dileme, yetersizliğini veya geçimsizliğini kabul etme büyüklük içerir ve asil bir davranıştır.
Evrensel erdemlerden şeref ve haysiyet sahibi olmayanlar, istifa etmezler.
Gerek bile duymazlar, yaralanacak hiçbir değerleri bile yoktur.
Trakya’yı korumak için toplumsal ve hukuksal mücadele başlatıyoruz
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı 14.10.2015 tarihinde Tekirdağ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü internet sitesinde yayınladığı duyuru ile 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planında değişiklik yaptığını duyurmuştur.
http://www.csb.gov.tr/iller/tekirdag/index.php?Sayfa=duyurudetay&Id=49257
İktidarın plan değişikliğiyle amaçladığı hukukun arkasına dolanmak, yargı kararlarını etkisiz kılmak, önceki plan değişikliğinin yürütmesinin durdurulması nedeniyle enerji şirketlerinin yatırım taleplerini karşılamaktır. Ne ironiktir ki bu plan değişikliği Çevre Düzenleme Planı, Çevre Koruma Planı olarak değil metne işlendiği kavramdan anlaşılacağı üzere “Enerji Üretim Alanları” hükmünü getirerek Tekirdağ ve Marmara kıyı bölgelerine onlarca termik santral olarak kurulmasını hedefliyor.
Oysa Danıştay 6. Dairesi’nin Trakya planlamasına dair verdiği birçok kararında belirttiği ve Bilirkişi Heyetlerinin raporlarında açıkça yazdığı bir gerçek var; Trakya ÇDP’nin amacı bölgede ağırlıklı olarak tarımsal faaliyetlerin geliştirilmesi yönündedir.
Planın gerek vizyon, gerek hedef ve ilkeler ve gerekse de amaç maddelerinin hiç birinde bölgenin bir enerji üretim bölgesi/alanı haline getirilmesi yönünde bir ifade yer almamakta, tersine plan açıklama raporunda özellikle bu türden çevre kirliliğine yol açma potansiyeli bulunan sanayilerin bölgede yer alamayacağına dair hükümler yer almaktadır.
Trakya’nın bir bütün olduğu gerçeğinden hareketle Trakya’daki tüm belediyeler, il genel meclisleri, muhtarlıklar, kooperatifler, tarım birlikleri, odalar, borsalar, sendikalar, dernekler yani hepimiz rantçılığa, fosilci anlayışa, doğa talancılığına itiraz etmeliyiz. Hamasi lafları, siyasi ikbal hesaplarını herkes bir kenara koysun ve Trakya’da yaşamı hep birlikte savunalım. Trakya Platformu olarak sizi birlikte toplumsal ve hukuksal mücadelelere katılmaya davet ediyoruz.
Av.Bülent KAÇAR
Paylaş