Paylaş
Yani toprak iyice ‘beton’laşmıştı.
Civardaki tarlalar da ‘kupkuru’ idi.
Şimdiye kadar böyle bir kuraklık görmemiştik. Köylülerin büyük endişe içinde “Bırakın kullanma suyunu, içme suyunu nasıl bulacağız?” sorularına muhatap olduk.
Köylü dostlar ‘tecrübelerine’ dayanarak şöyle konuşuyorlar:
Buğday, 100-120 santim boyundadır... Ama 10-15 santimde durdu. Çünkü zeminde ‘rutubet’ yok. Bir köylü, “Bu iş böyle giderse buğdayın hepsi ölür. Çünkü kış kuraklığı, yaz kuraklığına benzemez. Aylardır hiç güçlü yağış olmadı. Kar yağmayınca nem olmadı. Unutmayın, mikrop kırılması da olmadı. Hem virüs hem bakteri kırılması karla olur” diyor.
Dün bu fotoğrafı, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Halim Orta’ya gönderdik.
“İşte kuraklığın belgesi” dedi bize ve devam etti:
“Ben de dün akşam (önceki akşam) Facebook sayfamda ‘kuraklığın haritasını’ yayınladım.”
Evet, Halim Hoca haritanın altına şöyle yazmış:
BİLİM YANLIŞ SÖYLEMİYOR
“Yaşamımda ‘Keşke yanılsaydım’ dediğim pek çok söylemim olmuştur. Ama bilim yanlış söylemiyor. 15 yıl önce ‘Trakya’da değil içme suyu, kullanmaya su bulamayacağız’ demiştim. Trakya için öngördüğümüz kuraklık geldi, işte.”
Çorlu Devrim gazetesinde (5.7.2005) rahmetli Erdal Özcan, Trakya’nın su kaynaklarının azaldığını sık sık gündeme getirmiş, yetkilileri o tarihlerde uyarmıştı. Barajlardaki su miktarlarına bakıldığında ise bu uyarının dikkate alınmadığı görülüyor. Istrancalar’dan göletler aracılığıyla Terkos’a taşınan su konusunu da ayrıca işlemek gerekiyor.
İşte, ‘yaz kuraklığı’ belki bir ölçüde geçer de ‘kış kuraklığı’na karşı ne yapacağız!
‘Kanal İstanbul’u yapabilecek miyiz?
İMAR BARIŞINDA KAZIĞI KİM YEDİ?
Türkiye’nin imar uygulamasını ilgilendiren her planı rafa kaldıran imar barışı uygulaması ne yazık ki bir ‘soygun düzeni’ çıktı. Uygulamanın sınırları, Boğaziçi öngörünümün bir kısmı, tarihi yarımada ve planlarda belirtilen donatı alanları dışında kalan yerler diye belirtilmişti ve vatandaşlar bunu dikkate alarak başvurularını yaptılar.
Beykoz, Sarıyer ve Adalar ilçeleri tümüyle sit alanlarıdır.
Bu tip yerlerde oturanlar bunlara inanarak başvuru yaptılar.
Şimdi bu tip yerlerde “Kat mülkiyetine geçilemez” diyorlar. İlgili yasa çıkarken neden bunları söylemediler? Bu yerlerde oturanlar ne yazık ki devlet tarafından kandırıldı.
Uluç YURTDURU-Mimar-ADALAR
‘YÖK GARABETE SON VERMELİ’
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi üzerine bir açıklama yaptı. “Değişikliğin üniversitelerin ayağına pranga bağlanmasından başka bir şey olmadığını” kaydeden Geylan şöyle diyor: “Bizler, ödeme sürecinde YÖK’ün akademisyenlerin taleplerinin ciddiye alacağını beklerken, eskisini mumla aratır bir düzenleme ve hukuk dışı geriye dönük bir menfi değerlendirme süreci ile karşı karşıya kalınmış oldu. YÖK’ü kararını gözden geçirmeye davet ediyoruz.”
KATLEDİLEN GAZETECİ SAYISI 66
Türkjye’de 6 Nisan 1909’da Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesinden başlayarak bugüne kadar katledilen gazeteci sayısı 66’yı buldu. Son 10 yılda ise 11 bini aşkın gazeteci işsiz kaldı. Gazeteciliğin bu ağır gündemi üzerine ‘Türkiye’de Gazeteci Olmak, Gazeteci Kalmak’ etkinliğinin altıncısı 24 Ocak Cuma günü 11.00’de TGC’de gerçekleşecek.
Turgay Olcayto’nun açış konuşmasıyla başlayacak oturumda Altan Öymen, Aydın Engin, Yetvart Danzikyan ve Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı görüşlerini paylaşacak.
BİLİYOR MUSUNUZ?
CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin’in, kalitesiz kömür nedeniyle kirlenen havanın buhrana, bunalıma ve intihara neden olmaması için artık önlem alınması gerektiğini vurguladığı açıklamasında TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmasını talep ettiğini...
PERA Toplantısı’nın Taksim Hill Otel’de 30 Ocak Perşembe günü yapılacak ilk toplantısında eski DPT Müsteşarı Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un ‘2020’de Ekonomi ve Siyaset’ üzerine konuşacağını...
Paylaş