Cumhuriyetin varlıkları peşkeş çekiliyor

‘ATATÜRK'ün kurduğu çiftliği satanlar, daha sonra bizi de satacak. Çiftliğimizin satılmaması için sizlerden destek bekliyoruz’ diyor TEMA Vakfı Lüleburgaz Temsilcisi Hakan Dedeoğlu...

Tepkiler; 17.10.1926'da kurulan Alpullu Şeker Fabrikası ile Lüleburgaz'daki Sarmısaklı Tarım İşletmesi'nin satışa çıkarılma kararı üzerine geliyor.

1. sınıf tarım arazileri üzerine kurulmuş olan Ergene Nehri kıyılarındaki Sarmısaklı çiftliği, 17.700 dekar. Bunun 12 bin dekarı sulanıyor. 275'i sağmal, toplam 845 adet büyükbaş hayvan da besleniyor çiftlikte. Köylü ve çiftçinin tohumluk ve damızlık ihtiyacını karşılıyor. Lüleburgaz'da oluşturulan 'Demokrasi Platformu'na göre, 1 kg tohum Avrupa'dan 1.5 milyon TL'ye ithal edilirken, Sarmısaklı'da ise 380 bin TL'ye mal ediliyor.

Bölgede ekilen pancar da, Alpullu Şeker Fabrikası'nda işleniyor. Kırklareli ilindeki tarım kuruluşları, Özelleştirme'nin satış kararına isyan ediyorlar. İmzalar toplanıyor; savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. Bugün 8 bin dönüm arazi sürülmeden, ekilmeden bekletiliyor; yeni sahibine 'ikram edilmek' üzere... Mehmet Dedeoğlu, ‘‘Bugünkü hükümet, cumhuriyet varlıklarını peşkeş çekmek istiyor. Burada suç işleniyor. Bu duruma engel olmak üzere tüm yurttaşlarımızı demokratik tepkilerini dile getirmeye davet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Sarmısaklı çiftliğinin kurucusu adına, Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunuyoruz’’ diyor. Sarmısaklı çiftliği ile Türkiye'nin ilk şeker fabrikası olan Alpullu tesislerinde 899 kişi çalışıyor.

Dedeoğlu tepkilerini şöyle sürdürüyor:

‘‘Sanayileşme, sanayileşme dedik, Trakya'yı perişan ettik. Tekstilde en kirli boyama ve yıkama teisleriyle çevremizi tahrip ettik, sularımızı kirlettik. Bugün bölgede çevre kirliliğinden dolayı kanser hastalarının oranının % 40'lara yükselmesi bunun sonucudur. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Osman İnci ve Prof. Filiz Hanım'dan öğrenilebilir; Cerrahpaşa, Çapa ve Trakya Tıp'taki hastaların durumundan görülebilir.’’

Sinan Kara’dan ‘kara’ mesajlar


DATÇALI gazeteci Sinan Kara dün 15.12'de telefonla veda ediyordu: ‘‘Şu anda Urla Cezaevi'nin önündeyim. Beş aylık hapis yatmak üzere birazdan içeri gireceğim. Allahaısmarladık abi...’’

- Cezanı söyle Kara!

- Çiller ailesinin oğlu Mert Çiller'in korumasını basın yoluyla tehdit etmek... Kara'ya göre, tanıklar bu konuda sonradan doğruyu söylediler ama yargının kararı bu şekilde tecelli etti. Kara'nın bir bölümü Yargıtay'da olmak üzere süren onlarca davası var. Son 8 ay içinde Metin Göktepe ve Musa Anter adlarına verilen ödüllerle Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin 'dayanışma' ödülünü aldı Kara... Bu yılın başında da bir başka basın davasından üç ay hapis yattı. Kara'nın, meslektaşlarına da bir mesajı var: ‘‘Hukukun uygulanmasını istedim hep... Ancak Türkiye'de hukuk tam olarak uygulanmıyor. Hakkımda verilen bu karar bile yargı bağımsızlığı üzerinde yapılan tartışmaların bir kez daha haklılığını gösteriyor. Ne yazık ki, hiçbir babayiğit, bu adamın içeri girmesi yanlış ve haksız diyemiyor. Herkes umursamaz. Bu arada 'Sabah' Gazetesi'nin Ankara bürosunda 'sürgün'e gönderilen ve işten çıkartılan meslektaşlarıma sabır diliyor; Ankara'da polislerin gözü önünde kendini bilmez çapulcular tarafından dayak yiyen İHA kameramanı Demet Keser'e geçmiş olsun diyorum. Allah kurtarsın seni Kara!

Fahişe bakire


İSTANBUL'dan bir kadın örgütünün yöneticisi, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in danışmanı ve Çankaya Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Doğan Soyaslan'ın dünkü Milliyet'teki sözleri üzerine şunları söylüyor:

‘‘TBMM Adalet Alt Komisyonu'nda Türk Ceza Kanunu üzerindeki görüşmeler sürerken, tecavüz suçlularının mağdurla evlenmesi durumunda cezaların tecil edilmesiyle ilgili madde gündeme gelirken Prof. Soyaslan, ‘Kimse bakire olmayan biriyle evlenmek istemez' demiş... Bu şaşırtıcı sözleri yetmezmiş gibi şimdi de gazeteci Elif Korap'la söyleşisinde şunları söyleyebiliyor:

'Halkın yüzde 80'i böyle düşünür. Aile yapımızdan, kadını küçük görmemizden geliyor. Birçok kadın hakları savunucusu da evlilikte bakire kız ister.' Hatta 'tecavüz edenle evlenmek kurtuluştur' görüşünü savunuyor, 'Geliri olmayan, ırzına geçilmiş bir kız olsam ben de evlenirdim' diyor.

Bu çağda bu kafa.

Hatırlar mısınız, Cemil Çiçek de ANAP'ta iken 'Flört fahişeliktir' demişti. Sanırım, kendi anlayışına pek uygun danışman profesör bulmuş Çiçek... Özal'ın bir bakanı olarak yaklaşık 10 yıl önce söylediği sözden bu yana aslında pek de bir şeyin değişmediği görülüyor. Bir taraftan AB'ye girmek için uyum yasaları için çalışan Çiçek ve ekibinin, asıl devrimi kendi zihniyetlerinde yapmaları gerektiği ortaya çıkmıyor mu? Üzülmemek elde değil.’’

LATİFE HANIM’A SAYGISIZLIK

Kadın okurumuz devam ediyor:

‘‘Bu arada bazı AKP'lilerin, türban konusunu vesile ederek Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın adını gündeme getirmesini de kınıyoruz.

Atatürk ile Latife Hanım, İzmir'de 29.1.1923'te evlenmişlerdi; yani Cumhuriyet'in ilanından çok önce... Onun başörtüsü ile Cumhuriyet kadınının başörtüsünü niye bir tutuyorlar? Latife Hanım'ın kıyafetini bugünkülerle kıyaslamak Atatürk'e olduğu kadar Latife Hanım'ın ruhuna da saygısızlıktır.’’

AKP aklımı karıştırdı


AKP 'sempatizanı' olarak partinin bütün etkinliklerine katılmayı ihmal etmeyen Nil Demirkazık 'Nil'in Ak Günleri' adlı kitabını bugün TÜYAP'ta imzalayacakmış. Dün kitabını getirdiğinde, türban konusunda şöyle konuştu: ‘‘AKP'nin türban konusundaki tutumununu tasvip etmiyorum. Bu konuda çok ciddi rahatsızlıklarım var. Aynı şekilde Bülent Arınç Bey'in de konuyu sık sık gündeme getirip sorun yaratmasını da tasvip etmiyorum. Hüseyin Çelik Bey'in imam hatipler konusundaki çıkışından da rahatsızım. Ben çağdaş, laik bir Türk bayanı olarak, toplumdaki aykırılıklara karşı bir uzlaşma sağlanabilir, köprü olunabilir diye bu partiye bir 'gönüldaş' olarak gelmiştim. Ancak iki arada bir derede kaldım. Eskiden takıyye yapmadıklarını düşünüyordum, şimdi son gelişmelerden sonra şüphe doğmaya başladı içimde. Artık nasıl hareket edeceğimi ciddi olarak düşünmeye başladım; bu konuda partide kalıp kalmayacağım konusunda bir karar vereceğim.’’

MESAJ


ŞİŞLİ Belediyesi'nin Guinness Rekorlar Kitabı'na girebilecek Cumhuriyet yürüyüşü 29 Ekim saat 11.00'de 3.5 km uzunluğundaki Türk Bayrağı'nın Mecidiyeköy'den Taksim'e dalgalandırılması ile yapılacak.

AKP İstanbul İl Başkanlığı'nın yerel yönetimler için hazırladığı 'Akplatform' bugün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sunuşuyla Grand Cevahir Hotel konferans salonunda saat 13.15'te toplanıyor.

SHP Çorlu'da bugün 14.00'de Murat Karayalçın ve Fikri Sağlar'ın konuşacağı 'Tevhid'i Tedrisat' mitingi düzenliyor.
Yazarın Tüm Yazıları