Çipras’a Türklerden mektup

Bizler Avrupa’da yaşayan Türk göçmen toplumu olarak, ‘örgütlü toplum olma’ bilinciyle, yaklaşık 25 yıl önce, Avrupa Balkan ve Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni, Almanya’nın Frankfurt kentinde kurduk.

Avrupa’da yaşayan ve Balkan-Rumeli kökenli Türk toplumunun geçmişi artık üçüncü kuşağa dayandı.

Göçmenlik olgusunu yüzyıllardır kendi içinde yaşayagelen bir toplumun Batı Avrupa’ya yönelik sürecinde hiç kuşkusuz bazı sorunlar da yaşıyoruz.

Göç sürecini iyi bilen, dedeleri Türkiye’den Yunanistan’a göç etmiş olan bir ailenin yeni kuşağı olarak sizinle bu sorunlarımızı paylaşmak istiyoruz.

Rumeli kökenli Türkler olarak bizler, Bulgaristan’ın Kırcaali, Deliorman, Kızanlık ve Dobruca bölgelerinin yanı sıra, Yunanistan’ın Batı Trakya, Makedonya, Epir bölgelerinden; Romanya’dan, dağılan Yugoslavya Cumhuriyeti coğrafyasının değişik kesimlerinden Almanya’ya gelmiş, yeni yurt edinmiş bireyleriz.

PANTURANİZM-MEGALO İDEA

Bizler hayal dünyasında, ‘Panturanizm’ gibi, ‘Kızıl Elma’ gibi Türk ütopyacıları değiliz.

Sizin de aşırı odaklara yelken açmış bir bölüm Yunan vatandaşının sürekli hayalini gördüğü ‘Megalo-İdea’cı olmadığınızı çok iyi biliyoruz.

Çünkü çeşitli vesilelerle, Ortodoks Patrikliği’ne belli bir mesafe koymanızın da farkındayız.

Bu tavrınız ve özelliğiniz, bizlere gelecek açısından umut veriyor.

Türk kökenli yurttaşlarınızın partinize % 80 gibi yoğun bir yönelim sergilemesini söylemek de isterim.

Üyelerimizin önemli bir bölümü Batı Trakya bölgesindendir.

Paylaştıklarımızı yanıtlayacağınızı umuyor ve diliyoruz.

- Yunanistan’da yaşayan Türk asıllı Yunan vatandaşlarının sorunları, İçişleri Bakanlığı’nızın değil de neden Dışişleri Bakanlığı’nın görev ve yetki alanında bulunuyor?

- Yunanistan’da eğitim de Türk asıllı vatandaşlarınız için bir sorun olarak çözüm bekliyor. Yasak olan Türkçe öğretmek ve öğrenmenin kalkması gerektiğini düşünüyor musunuz? Okul kitaplarındaki Türk düşmanlığını sürdürme politikasından vazgeçilemez mi?

Yunan yasaları, Batı Trakya’da, vakıflara izin vermemekle neyi hedeflemektedir?

Bu yasak uygulaması, hangi akılcı bir gerekçeyle yürürlüktedir?

1981’den beri AB üyesisiniz. Yunanistan modern, demokrat ve sosyal bir hukuk devletidir.

Ülkede neden hâlâ bir müftülük seçim sorunu var?

Türk toplumu kendi müftüsünü özgür iradeyle neden kendisi belirleyemiyor.

Türk kökenli yurttaşlarınızın, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerde önemli bir rol üstlenebileceğini de söyleyebiliriz.

Bu konuda bu toplumun, Yunanistan adına gerekli görüldüğü yerde misyon üstlenebileceğini hatırlatmak isteriz.

Biliyorsunuz, Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde ayrılıkçı bir Kürt hareketi var ve bunlar, Türkiye’den toprak koparmayı ve kendi sözde devletini kurmayı hedefliyor.

Ve bu uğurda insanlık dışı terör yöntemlerine başvurmaktan da geri durmuyor.

Oysa, Yunanistan’da yaşayan Türk soydaşlarımız kendilerini Yunanistan’ın ayrılmaz bir parçası olarak tanımlıyor ve güzel ülkenizde, geleceği birlikte inşa edip, sorumluluk üstlenmeyi düşünüyor.

Unutmayalım ki, toplumun her katmanı, gelecek için sağlam bir zemin oluşturur.

Ülkenizi vatan olarak gören Türk kökenli yurttaşlarınızı, bu gözle izlemenizi arzu ediyoruz.

Onların topluma aidiyet duygusunu güçlendirici adımları atmanız, öyle inanıyoruz ki, geleceğin toplumu açısından önemli bir güven ortamı yaratacaktır.

Saygıdeğer Başbakan...

Türkiye ile ilişkilerinizin sağlıklı ve iyi olması en çok bizleri sevindirir.

Çünkü biz gerçek anlamda komşuyuz ve bu komşuluk ilişkilerinin bölge huzuru açısından da büyük önem taşıdığına inanıyoruz.

Hüseyin ADALI - Avrupa Balkan ve Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği

22 YILDIR TUTUKLU

YAKLAŞIK 22 yıldır tutuklu yargılanan ve aynı zamanda dört şiir kitabı bulunan İlhan Çomak’ın kardeşiyim. İlhan Çomak hâlâ tutuklu yargılanıyor ve sudan sebeplerle duruşmalar çok ileri tarihlere atılıyor. İlhan’la aynı hukuki statüde olup şu an dışarıda olan Aziz Yıldırım, Balyoz davası sanıkları, Salih Mirzabeyoğlu, hepsi de İlhan gibi dosyaları Yargıtay tarafından onanmış, hüküm giymiş kişiler olduğu halde, yeniden yargılama kararının kabulüyle mahkemeye çıkmaksızın cezaevinden salıverilmişlerdir. Yeniden yargılama yasasının yürürlüğe girmesi dört yılı bulmasına rağmen İlhan Çomak hâlâ tutuklu yargılanıyor. 12 Nisan Salı günü 13.30’da İstanbul Çağlayan Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir sonraki duruşması görülecek.

ADANA VE MERSİN GELİŞİYOR

MHP’li komşu iki büyükşehir belediyesinde, Adana ve Mersin’de neler oluyor? İki başkan Hüseyin Sözlü ve Burhanettin Kocamaz, MHP’deki başkanlık tartışmalarına girmeden bölgelerine hizmet etmek için projeler üretiyor. İktidarın çıkardığı engeller, iki başkanı dayanışmaya itiyor. Yaptıkları açıklamalarla ülke genelinde yaşanan gerginliğin Çukurova’da olmamasına özen gösteren başkanlar, bu yaklaşımın tüm Türkiye’ye yayılmasını istiyor. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Adanalılara yaptığı çağrıda kutuplaşmanın önüne geçilmesi gerektiğini belirterek “Bu yaklaşım tüm Türkiye’ye yayılmalı. Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmayız” diyor. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da “Din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın herkes Mersin’in ortak paydasında birleşmeli, kardeşlik içinde yaşamalıyız” açıklamasın yapıyor. Bu yapıcı yaklaşım, her iki ildeki yatırımlara da yansıyor. Örneğin Adana’da kısa bir süre önce temeli atılan Devlet Bahçeli Köprüsü ile Mersin’de Tulumba Köprüsü yıkılarak yerine Battı-Çıktı alt ve üstgeçidi hizmete açıldı. Bu arada her iki ilin de ortak sorunu Çukurova Havalimanı’nda herhangi bir ilerleme olmaması... Kaynakların İstanbul ve Karadeniz’e aktarıldığı yönünde şikâyetler de dikkat çekiyor. (Adana ve Mersin ile ilgili izlenimlerimizi salı günü okuyabilirsiniz.)

BİLİYOR MUSUNUZ?

ÇAĞDAŞ Yaşamı Destekleme Derneği’nin ‘Cumhuriyet Ödülü’nün bu yıl Cumhuriyet’in temel değerlerini ve laikliği, onurlu duruşu ile savunan ve uygulayan, mimarlık, şehircilik ve çağdaş sanatta yeni çözümler üreten örnek bilim insanı Prof. Dr. Doğan Kuban’a yarın Kadir Has Üniversitesi, Cibali Kampusu D Blok Büyük Salon’da 14.00’te yapılacak törenle verileceğini; töreninin ardından ‘Yeni Anayasa, Laiklik, Başkanlık Sistemi’ konulu bir panel yapılacağını...

POLİS 171 YAŞINDA DERT KÜPÜ

TÜRK Polis Teşkilatı mensupları 10 Nisan günü, teşkilatlarının 171’inci kuruluş yıldönümünü yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlayacaklar... Ancak, bu teşkilatın çalışan ve emekli mensupları çok dertli... Bu vesile Başbakan ve İçişleri Bakanı’ndan istekleri: Polislere insanca yaşayabileceği, iş riski göz önünde bulundurularak tatminkâr bir maaş verilmeli. ‘Eşit işe eşit ücret’ ilkesi uyarınca Jandarma personeline 1995 yılından beri verilen 3600 ek gösterge verilmeli. Mesai ücreti diğer devlet memurlarına ödendiği gibi saat başı olmalı. Çalışırken aldıkları Emniyet Hizmetleri Tazminatı’nın % 50’si emekli maaşına yansıtılmalı. Polis sendikasına üye olabilmesi için yasal engeller kaldırılmalı.