Paylaş
Neden diye sorarsanız, partiye hizmet için mi, PM’nin ‘atama’ gücüne sahip olmak için mi demek gerekir. Çünkü üç yıl sonra belediye seçimleri var; ondan iki yıl sonra da milletvekili... 60 PM üyeliği için 600’e yakın başvuru çok yüksek değil mi? Yaklaşık 1200 delege kurultaya katıldığına göre, yine yaklaşık iki delegeden biri aday oluyor. “Geleceğin belediyelerde imar hesaplarını şimdiden yapmak CHP’li üyelere hiç yakışmıyor” deniyor.
Öbür yandan bakarsak...
Kimse Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında ne söyleyeceği merakında değildi. ‘Derin’ PM pazarlıkları nedeniyle salondaki ‘uğultu’ Genel Başkan’a bir saygısızlıktı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında ruh eksikliği vardı; heyecanı da yoktu. Laikliğin ‘vicdan özgürlüğü’ çerçevesinde bir tarifi neden olmaz. CHP’nin kavramlar üzerinde bir tarifi olmaz mı? Örneğin, ‘6 ok’ yeni dünya düzeninde nasıl konumlandırılmalı. Hepsinden önemlisi CHP’nin kapasitesi çok düşük; entelektüel seviyesi de geriliyor. Bunları kongrede bazı ‘akademisyenlerle’ konuştuk.
Açıkçası parti büyütülemiyor. Aksine Genel Başkan ve genel merkez yöneticileri, gelecek seçimler için kendilerini şimdiden ‘korumaya’ alıyor. Tüzük üzerine oyunlar oynanıyor. 5 dakika sürmesi gereken bir oylama ‘ince hesaplar’ yüzünden çıkan tartışmalar sonucu 1.5 saat sürüyor. Sonunda ‘1 Mayıs tezkeresi’ örneğinde olduğu gibi kabul ediliyor.
Eski İzmir milletvekili, seçim uzmanı Av. Sabri Ergül, genel merkeze tepki göstererek, “Hep tüzük değişikliği getiriyorsunuz, hep yetkiyi alıp bizi yeniyorsunuz. Bekaroğlu’nu ve İhsan Özkes’i ben mi seçtim, ben mi genel başkan yardımcısı yaptım. Şimdi de kendinizi korumak için tüzük değişikliğine gidiyorsunuz” diyor.
Kılıçdaroğlu’nun hep savunma durumunda kalması, bunun dışında yeni bir şey söylememesi CHP’nin geleceği konusunda endişelere neden oluyor. CHP o kadar proje üretiyor; bunları seçim bildirgesine koyuyor; AKP bunları alıp siyaseten bir şekilde uygulayınca da arkasından bakıyor. Kurultay, grup toplantısı ‘kıvamında’ olmamalı; hep aynı şeyler yinelenmemeli. Anamuhalefet zincirlerini kırmalı.
Günün sözü
“Yeni bir darbe anlayışı Türkiye’ye dayatılıyor. Darbe hukukunu tümüyle değiştirmiyorlar, onların niyeti darbe hukukunu kaldırmak değil, tahkim etmek. Yasa değiştiriyorlar ama darbeci ruh hiç değişmiyor.” (Kemal Kılıçdaroğlu)
‘Birleştirme tutanaklarında hile yapılıyor mu’
AKP sadece din ticareti yapmıyor, teknolojiyi de iyi kullanıyor
PM’ye aday olan Beşiktaş delegesi Cem Cengiz Yılmaz bir yazılım şirketinin direktörü. Beşiktaş Belediyesi’nin uygulamalarını eleştirdi, “İlçe kongresinde liste çıkaran başkanı gömdük ve delege yaptırmadık” dedi. Kafasında partinin büyümesi için bir yığın projesi var. CHP’nin artık ‘coğrafi bilgi ve demografik’ yapıya sahip olması, sosyal medyayı takip etme yöntemlerini kullanması gerektiğini söyledi. AKP’nin seçim başarısı için şöyle konuştu: “AKP yalnızca din ticareti yapmıyor; teknolojiyi, çağdaş teknikleri en iyi şekilde kullanıyor. Danışmanlık hizmetleri alıyor. Peki biz bu durumda sokakta kimlere, ne anlatacağız? Partimize merkezi kayıt sistemini tam olarak kurmalıyız. Sorarım, seçimlerde 81 ilden kaçında verileri anında alabiliyoruz. Bir oylamada ‘birleştirme’ tutanaklarında nasıl hile yapıldığını hiç düşünüyor muyuz?”
Eskiler ağır eleştiri yaptılar
KURULTAY’da Karayalçın ‘yeterlik önergesi’ne gerek duymadan herkesin konuşmasına olanak sağlandı; bu sayı 60’ı bulacaktı dün gece... Çok kişi konuşmasını 5 dakikaya sığdıramadı. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, her kurultayda olduğu gibi klasik Cumhuriyet ve Atatürk üzerine heyecanlı konuşma yaptı. Salonu biraz hareketlendirdi. “Önce partimizin içine yüksek demokrasiyi yerleştirelim. Örgütlerimizi güçlendirelim” dedi. Siyasete müftülükten gelen eski Kayseri milletvekili Gani Aşık, genel başkanının ‘değişimin’ devam edeceği sözlerine tepki gösterdi ve “Bizler İsmet İnönü’nün ve Ecevit’in CHP’sini arıyoruz. Bu ‘değişim’ denilen şey CHP’yi yoldan çıkardı. Devlet ve bürokrasi mollalarla doldu. Ne yazık ki din yozlaştırıldı” diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, devrimci söylemlerini coşkuyla sürdürüyor. Bu yüzden salondakileri heyecanlandırmasını biliyor. İlgezdi, “Sol mememin altındaki cevher kararmasın” diyerek kürsüden indi. İl Başkanı Cemal Canpolat, Kürt sorunu başta olmak üzere ötelenmiş sorunların çözüm yollarının parti programına alınmasını önerdi. Şimdiye kadar CHP’nin umut olamadığının altını çizerken de “Bu bir değişim kurultayı olmalı. Mustafa Kemal, CHP’nin birinci kongresinde yaptığı konuşmada ‘kimsesizlerin partisi’ demişti. Mustafa Kemal’in değerlerine ve ilkelerine bugün ne kadar muhtaç olduğumuzu görüyoruz” dedi. Tekstil işi ile uğraşan Kimya Mühendisi Murat Akkaş, gazetecilerin arasına girerek genel başkanlığa aday olmak istediğini, imza toplarken engellendiğini öne sürdü ve genel merkeze karşı ağır eleştirilerde bulundu.
Güneş: Liderimiz ATATÜRK’tür
ESKİ CHP milletvekili Prof. Dr. Hurşit Güneş, Kılıçdar- oğlu’na en ağır eleştirileri yapan konuşmacılardan oldu. Özetle; “Otoriter bir rejime hukuki bir kılıf uydurmak isteyen bir zihniyetle masaya oturulur mu? CHP asla o masaya oturmamalıdır. Unutmayalım ki, onların adı ‘aktır’, bizim ise ‘alnımız aktır’; onların ‘aktır’, ama bir ellerinde 17-25 kiri diğer ellerinde ise Ortadoğu’ndaki halkların kanı vardır. CHP’de lider sorunu elbette yoktur. Lidere ayak uydurma sorunu vardır, Çünkü CHP’de lider bellidir, o da 1923’ten beri Mustafa Kemal Atatürk’tür. İşte elbirliği ile halletmemiz gereken sorun da budur. Sayın Genel Başkanımız akademik birikimi olan kişilerden yararlanmak istediğini ancak hayal kırıklığına uğradığını belirtiyor. Aynı çabayı rahmetli Ecevit de göstermiş ama o hayal kırıklığına uğramamıştı ve yüzde 42 oy almıştı. Çünkü Ecevit, CHP’li bilim adamlarını tercih eder, onların önüne önseçim iptali engeli koymazdı.”
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”
CHP kurultay salonunda gözler, Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünü aradı. Bu konuda bazı delegeler tepki gösterdiler: “Bu sıkıntılı günlerde Atatürk’ün bu söyleminin ne kadar gerekli olduğunu kongre düzenleyicisi Gürsel Erol bilmiyor mu?”
Tekin, Peker’i yalanladı
Gürsel Tekin, Sedat Peker’in akademisyenler hakkında ‘Oluk oluk kanlarını akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız’ sözü üzerine ‘Cumhurbaşkanı himayesinde mafya bozuntusu’ demişti. Peker, Tekin’e Twitter’dan cevap vererek, ‘Evladınız Ulaş benimle resim çekilip tanışması için evime yollayan siz değil miydiniz?’ diye sordu. Kurultayda gazetecileri ziyarete geldiğinde bu konuyu sorduk. Tekin, “Bir otelde karşılaştık selam verdi, ben de o selamı aldım. İnsanların selamını da mı almayalım?” dedi. Oğlunu Sedat Peker’e fotoğraf çektirmek için gönderdiği iddialarına ise Tekin, “Yalan, yalan” diye tepki gösterdi.
Paylaş